2009-05-30 00:00:00
KONGRE DEĞERLENDİRMESİ
MAZLUMDER 2008 yılı başında yıllık bir çalışma planı yaptı. Yıllık olarak hedef belirlememiz çok faydalı oldu.Planlı programlı çalışmalar yapıldı ve istediğimiz şekilde sonuçlandırdık. Dini ve etnik ayrımcılık alanında yaptığımız bu çalışma bir ekip çalışması oldu ve GYK ‘daki arkadaşlarımız 7 farklı ilde saha çalışması yaptılar. 900 sayfayı bulan ve şu ana kadar Türkiye’de bir çok kesimin dile getirdiği ve ülkeyi kasıp kavuran sorunları etkilenmiş kişi ve topluluklarla yaptığımız görüşmeler ile bizzat yerinde tespitler ile çözümlemeye çalıştık. Her sene böyle bir yıllık çalışma planı yapılmasının faydasını gördüğümüz için 2009 senesinde de yeni bir toplumsal sözleşme anayasa konusunu masaya yatırdık ve yılık çalışma planı oluşturduk.Bu çalışma planı kalıcı bir şekilde sorunlarımızı çözmeye yönelik bir talep olup esaslı ve tüm toplumu rahatlatacak esaslı değişiklikler yapılması teklifini içermektedir. Bu çalışma için de komisyonlar oluşturup yol haritası çıkardık ve çeşitli illerde sivil anayasa imza kampanya standları oluşturduk. 550 milletvekiline köklü değişiklikler yapılması gerektiğini içeren mektubumuzu gönderdik. Bu konuda şu ana kadar yapılmış en kapsamlı ve tüm Türkiye toplumunun nasıl bir anayasa istediğini gösterecek profesyonel bir anket çalışmasının hazırlıkları içindeyizçBu anket çalışması ve kampanyalardan sonra ise Ekim ayında Ankara’da yapılacak bir sempozyum ile inşallah konuyu tüm önemi ile gündeme getireceğiz. Biz 2008 yılı içinde gündeme gelen yeni anayasa hazırlıklarını büyük bir heyecan ile karşılamıştık.Ancak konunun manipulasyonu ve derin güçlerin müdahalesi ile sadece başörtüsü ile ilgili bir anayasa değişikliğine teksif edilmesini eleştirdik.Zira başörtüsü konusunda en çok açıklamayı ve uğraşı gösteren bir dernek olsak ta bizim için ülkenin çözülmesi gereken sorunları tek bir konu ile izah edilemezdi. Bütüncül bir şekilde inanan inanmayan sağcı solcu Türk kürt alevi Sünni bir çok kesimin önemli sorunlarının haledilmesi ile huzurlu ve mutlu bir Türkiye olabileceğini düşünüyoruz. Zaten şimdiye kadar bu konulrda birçok farklı açıklama ile farklı bir çok kesimin dertlerini dile getirdik ve sözcüsü olduk.2007 kasım ayında anayasa taslağı oluşturarak bu konudaki çalışmanın aktif olarak müdahili olduk. Her alanda eşit vatandaş ve ideolojik devlet değil hakem bir devlet istediğimizi devletin toplumun dini ve etnik yapısı üzerinde baskı unsuru olmaması gerektiğini net bir çekilde vurguladık.
İkincil üçüncül kuşaklar alanında yeterli aktiviteyi gösteremiyoruz.Bunlar belki biraz daha spesifik konular olsa da güncel ve toplumun önemli sorunları olduğu için daha çok eğilmemiz gerektiği ortadadır.
Kullandığımız dil insan hakları dili oldu.Dindar bir camianın insanları olsak ta herkesi kuşatan ve tarafsız kalmaya çalışan bir dil kullanmaya çalışmanın önemine inandık ve böyle davranmaya çalıştık.Bu konuda hatalarımız eksikliklerimiz olabiliyor ama asıl ölçütün haksızlığa karşı adil bir dil olduğudur. Önyargısız bir dili kullanmaya çalıştık.
Önanç özgürlüğü platformlarında motor güç olan bir MAZLUMDER olduk.Bu platformlarda gündemde olan her farklı konudan haksızlığa haftalık olarak müdahale etme çansı bulduk.
İnsan hakları kavramına yönelik bir makale yarışması yaparak İnsan hakları alanındaki bilgi birikimin artması için gayrette bulunduk ve önemli sayıda eseri oluşturduğumuz jüri değerlendirdi. Bu alanda yapılan yarışmanın sonuçlarını insan hakları gecemizde açıkladık.Genel merkezimizin Ankara’da düzenlediği gecede bir çok alanda i,ndsan hakları ödüleri de dağıttık.Bir çok saygın şahsiyetin katıldığı gecemiz insan hakları perspektifimizi de göstermemize yardımcı oldu. Bu yıl ilk olarak genel merkezimizce dağıtılan hak kategorilerindeki ödüllendirmelerin geleneksel bir hale getirilmesinde büyük fayda olacağını düşünüyorum.
Anayasal değişikliklerin gündeme geldiği dönemde üniversitelere başörtülü kızların girişinde büyük sorunlar yaşanmıştı. 2008 yılının başından sonuna kadfar gündemin zirvesindeki yerini koruyan başörtüsü yasağı hakkında gerek üniversite önlerinde gerekse hukuki takipde önemli gayretlerimiz oldu ve genel merkez olarak yaptığımız girişimler ve aöıklamalar ile zulme karşı çıkmaya çalıştık. Sitemizde hazır tutanak ve suç duyurusu formları oluşturarak en kolay mödahale yolarını göstermeye çalıştık. Bir çok ilde konunun yakından takibini hep MAZLUMDER sağladı. Genel Başkan olarak katıldığım bir çok tv programı, gazete ve iternet site röportajları ile konu hakkında görüşlerimizin sorulduğu ilk akla gelen kurum olduk.
8 GYK YAPTIK.GYK gündem önerilerini hep GYK’yamıza danışarak aldık ve GYK’larda alınan kararların takibini yaptım ve yüksek oranda karar alan ve bu kararlarını uygulamaya geçirebilen bir MAZLUMDER oluşmasını sağladık.
Açıklama konuları
Mülteci 5
Ekonomik ve sosyal haklar 1
Adil yargılanma 7
Düşünce özgürlüğü 10
Yaşam hakkı 8
Örgütlenme özg. 11
Başörtüsü 7
Kürt sorunu 5
Militarizm 12
Irak 1
Cezaevleri 2
Ana dil 2
Basın özgürlüğü 2
Sivillere yönelik eylem 1
Din özgürlüğü 3
Filistin 5
Raporlar
Taksim olayları
Van Hakkari Yüksekova olayları
Altınova olayları
Farklı platformlara genel merkez düzeyinde katılım gösterdik.Barış meclisinin İstanbul’da yaptığı mitinge desetk veren olarak katıldım ve kürt sorununun çözümü konusunda her türlü iyi niyetli çabaya omuz vereceğimizi tekrar deklare etme fırsatı bulduk. Konuyu dikkatle takip ederek gereken yerde yeni pozisyonlar alınmasını sağladık.
UCM koalisyonuna katılımımız devam etti ve GYK’larda konuyu yeniden tartışma ihtiyacı hissedip devam etme kararı aldık.
Yüzleşme derneği ile ortak çalışma başlattık.Bu çalışma çerçevesinde farklı kişi ver grupların uğradığı mağduriyetleri ortak bir şekilde masaya yatıran panel düzenledik ve zulme ve zalimlere karşı başka bir ortak platformu sağlamış olduk.
Şubelerin faaliyet raporlarını en geç GYK toplantılarından bir hafta öncesine kadar göndermelerine, şubelerin İl İnsan Hakları Kurulu ve Hasta Hakları kurullarına katılmak için müracaat etmelerine, yerel insan hakları ihlalleri ile ilgili verilerin ve yerel medya adres ve e-maillerin şubeler tarafından genel merkeze gönderilmesi gibi konularda aldığımız kararlarda gereken aktivite konusunda şubelerimizde aksamalar yaşandı.Bundan sonrası için inşallah gereken özenin gösterileceğini umuyorum.
GYK’lara katılım konusunda daha titiz bir MAZLUMDER daha etkin bir MAZLUMDER’i sağlayabilecektir. Bu konuda tam performans sağlayamadık.
Hemen her GYK öncesi eğitim çalışmaları yaptık ve birçok değerli araştırmacı çok önemli konuları gündeme getşrdi ve beraber tartıştık.
Ergenekon iddianamesi 2008 yılı içinde gündeme geldi ve çok yakın takipte bulunduk konu ile ilgili bir çok kişi hakkında suç duyurularında bulunduk.
Irak’a yaptığım gezi ile komşu ülkenin insan hakları açısından durumunu yakından gözlemleme fırsatı bulduk ve önemli kişi ve kuruluşlarla görüşmeler yaptık. Irak’ta bir insan hakları eğitiminin MAZLUMDER tarafından verilmesi için ön çalışmaları bitird
ik inşaallah haziran sonunda Irak’ta MAZLUMDER önceden belirlenen bir topluluğa insan hakları eğitimi verecektir.
MAZLUMDER bu dönemde temsilcilerini de arttırmıştır.Önemli bir ilimiz olan ‘Adana’da temsilciliğimiz açılmış ve şubeleşme çalışmalarını başarı ile yürütmektedir.
MAZLUMDER’in tanıtımına yönelik yeni kataloglar oluşturup basımını ve dağıtımını yaptarak sesimizi bu yolla da duyurduk.
Denetleme kurulumuz bir kez denetşm yaparak rapor tutmuş ve tarafımdan bu konular hakkında hem GYK’ya hem de denetleme kuruluna ayrıntılı yazılı izahat verilmiştir.
Ulusal insan hakları kurumunun oluşturulması için kamuoyu oluşturma ve eğitim çalışmaları yapılması konusunda çaşlışmalar yptık.
Genel merkezin faaliyet olarak yılda bir olacak şekilde sempozyum, insan hakları gecesi ve kültürel çalışmalarda bulunmasına, bunun dışındaki faaliyetlerin şubeler tarafından gerçekleştirilmesine yönelik düzenlemeleri sağla kapılmamamız gerektiğini düşündük.dık.
Dindarlara yönelik baskılara karşı da bir çok açıklama yaptık.İsterdikki bizim dışımızdfaki insan hakları kuruluşları ilk açıklamaları yapsın ama yapmayınca biz ilk açıklamaları yaptık.Bu bazen hep din özgürlüğü konusunda açıklama yapılıyormuş itirazını doğurdu ancak biz sunduğumuz gibi her hak ihlaline değindiğimiz gibi din özgürlüğü konusundaki ihlallere deinmekten herhangi bir komplekse kapılmadık. Bu yoğun bir şekilde ihlal edilen din özgürlüğü alanının korunması için mutlak surete gerekli olandı. Türkiye’de hiç dine baskı olmadığını iddia eden hürriyet gazetesi kişe yazarı Ertuğrul Özkök’e arşivimizdeki binlerce ihlali derleyip gönderdik.
Alevilerin uğradığı mağduriyetler ile ilgili 2 ayrı açıklamamız oldu ve din ayrımcılığı raporumuzda Alevilerin din özgürlüğü alanlarının genişletilmesi için somut öneriler sunduk.
İnternet sitemiz yeni baştan yenilendi.Yeni bir tasarım ile düzenlenen yeni hali çok daha yüksek bir oranda izlenmeye başlandı. Günlük olarak sürekli güncellenen sitemizde günlük olarak Türkiye’deki ve dünyadaki hak ihlallerini sunduk. Sürekli güncellenen yapısıyla genel merkez internet sitemiz bir çok yeniliğe imza attı. İngilizce versiyonu da yapılan internet sitemize dünyanın saygın üniversitelerinden ilgi oluştuğunu gözlemledik.
2008 VE 2009 da yıllık Türkiye insan hakları raporlarımızı gecikmeden hazırlayıp tüm dünyaya sunduk. Raporlarımızın bilançolarını şnceki yılar ile kıyas oluşturan bir liste olarak sunmaya başladık.Ayrıca aylık hak ihlali raporlaımızıda her ay birbiriyle karşılaştırma oluşturacak şekilde bilanço sonuçlarını sitemizde yayınladık.Günlük hak ihlallerini her gün Türkiye ve Dünya verileri ile sitemizde yayınladık. A.BD her yıl düzenlediği Türkiye insan hakları ihlal raporunda MAZLUMDER’in raporundan bir çok alıntı yaptı. Raporumuzu İngilizceye çevirerek tüm dünya medyasına ve önemli kuruluşlara ve büyükelçiliklere sunduk.
Farklı birçok kesimden düşünür ve yazarlar MAZLUMDER’in açıklamalarını köşelerine taşıyarak adaletli yaklaşımlarımızdan dolayı bizden övgü ile bahsedip farklı bir çok kesime örnek gösterdiler. Baskın Oran , Leyla İpekçi, Hakan Albayrak İbrahim Karagül Abdurrahman Dilipak Ahmet Varol Rasim Ozan Kütahyalı, Nihal Bengisu Karaca, Berat Özipek bunlardan sadece birkaçıdır. İnsan hakları anlayışımıza hasım olan köşe yazarları gazete ve internet siteleri de oldu bunlara karşı da gereken tepkiyi göstermekle kalmayıp hukuki bir mücadeleyi de gerçekleştirdik.
Önemli bir çok konuşma giriöim hakkında gecikmeksizin gereken açıklamaları yapmaya çalıştık. Birçok önemli olayda gecikmeden bölgelere gidilerek rapor çalışmaları yapılmıştır. Farklı bir çok alanda rapor çalışması yapılmasını genel merkez olarak teşvik ettik. Farklı insan hakları çrgütleri ile ortak rapor çalışmalarına imza attık.
Tibetteki Budist rahiplere karşı katliam yapuıldığında da ilk tepkiyi veren biz olduk. Pippa Baca adlı Türkiye’de tecavüz edilerek öldürülen İtalyan sanatçı nın acısını bir mesaj ile büyükelçilikle paylaştık.
Newroz kutlamalarının engelenmesi ve orantısız güç kullanımlarına karşı genel merkez ve van şubremizle birlikte önemli tespitler içeren bir rapor hazırlayarak ondan sonraki süreci de ısrarla takip ettik.
Şener ERuygur ve Özden Örnek hakkında darbe günlükleri nedeniyle suç duyurusubda bulunduk ve askeri yargıya sevkedilen bu başvurumuzu birebir takip ettik ve savsaklandığını görünce AİHM’e götürdük. Askeri ve sivil bürokrasinin söylem ve uygulamalarına karşı bir çok açıklama ve suç duyurusu yaptık.
Mülteciler alanında 2008 yılında sorunlar zirveye çıktı. Farklı bir çok olay ile ilgili açıklamalar yaptık raporlar tuttuk.Özbek mültecilerin Van emniyetince yapılan çok kaba hak ihlaline yönelik van şubemizin hazırladığı raporun sonuçlarını birçok kuruma taşıyarak bu zulmün hesabını genel merkez düzeyinde sorduk.
Engin Ceber isimli sol görüşlü mahkumun PVSK’da defalarca söylediğimiz değişikliklerin apılmaması nedeni ile cezaevinde öldürülmesi ile ilgili ilk açıklamayı yine biz yaptık. Hrant Dink anısına düzenlenen bir çok programa katıldık. Zirve cinayetine müdahil avukatlarımızla katıldık.
Taraf gazetesini tehdit eden İlker başbuğ ve bunu destekleyen başbakan hakkında gerekern açıklamaları yapmakta gecikmedik. Genelkurmayın akrteditasyonunu eleştirdiğimiz gibi başbakanın akreditasyonunu da eleştirdik.
Sadece yurt içi ortak platformlarla yetinmedik. Malezya’da katıldığımız bir toplantıda oluşturulan uluslar arası adalet ağının da bir üyesi olduk ve dünya çapındaki hak örgütlerinin iletişimine bizler de İngilizceye çevirdiğimiz açıklamalarımızla destekçi olduk. Ortak birçok uluslararası faaliyeti bu organizasyonla birlikte gerçekleştirdik.
Yabancı birçok parlementer, STK temsilcisi ve AB üyeleri ve büyükelçilik yetkilileri derneğimizi ziyaret ederek faaliyetlerimiz hakkında bilgi almıştır. Üniversitelerimizdeki bazı toplantılara katıldığımız gibi Bruksel’de İsveö Malmö’de ırakta malezya’da lübnan’daki yurt dışı insan hakları toplantılarına katılım sağladık.
Kürt sorunu hakkında bir çok ok açıklama ve rapor çalışması yaptığımız hak ihlali oldu. 2008 yılında iyice tırmanan bu sorunun artık toplumsal linç halini alan boyutu olan Balıkesir Altınova olaylarına en erken ve hızlı bir şekilde müdahale etik.Bölgeye başkanlığı tarafımca yapılan bir heyet ile giderek bir rapor çalışması yaptık ve bunu ilgili kurumlara bildirdik.Mecliste konuyu lobi çalışması yaparak insan hakları kurulunun gündemine taşıdık.Bununla da kalmayarak bölgede olaylar sonrası işten çıkarılan kürt vatandaşların sorunlarını resmi yazışmalarla ilgili makamlara taşıdık.
AK parti de yoğun bir şekilde eleştirdiğimiz bir parti oldu.Hata bu partinin savunma bakanı Vecdi Gönül ün beyanları üzerine hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Ortak akıl mitinglerine katılm göstererek darbecilere kitlesel karşı çıkışa destek verdik. Ayrıca Kürt sorunu konusunda gayret gösteren Barış meclisi çalışmalarına destek vererek düzenlenen bazı mitinglere katıldık.
İktidar partisi olan Ak partinin icraatlarını dikkatle takip ederek birçok kez eleştirdik. Doğru bulduğumuz tavırlarını destekledik Davos çıkışını olumlu bulduğumuzu belirttik. Ak parti hakkında açılan kapatma davasının hukuku çiğneyen gerekçelerine ise şiddetle karşı çıktık.Parti kapatmanın her türüne karşı çıktık.DTP hakkında açılan kapatma davasını da eleştirdik. DTP tarafından talep edilen parti kapatma davası için bir insan hakları örgütünden istenen desteğe kapatılmaması yönündeki verdiğimiz mütalaanın dosyaya ekletilmesi ile cevap verdik.
Filistin e yönelik 21. yüzyılın en vahşi katliamlarından birini gerçekleştiren İsrail’e karşı saldırının ertesi günü genel merkezimiz tüm şubelerimiz ile eş zamanlı eylemler düzenlemiş ve işgal esnasında birçok etkinlikte öncü rolü oynamıştır. Sıhhiye diğer STK2larla irlikte 80 bin kişinin katıldığı bir miting düzenlemiş aynı zamanda Siyonist rejimin uçaklarının eğitim uçuşu yaptıkları Konya’da da protosto mitingi düzenleyerek özgün bir çalışmaya imza atmış ve hükümet sert bir dille kınanmıştır. Gazze’deki katliama gçsterilen toplumsal tepkiye tercüman olması için hükümetten ulusal yas ilan edilmesi çağrısında bulunulmuştur. Bununla da kalınmamış ve dünyada bir ilk gerçekleştirilerek Gazze’ye giren ilk hak örgütlerinden birisi MAZLUMDER olmuş ve katliamı raporlaştırmıştır. Fosfor bombası kullanıldığı üniversite raporları ile ispat edilmiş ve Ardından tüm dünyada büyük yankı oluşturan bir girişimle israilli yetkililerin yargılanması amacıyla suç duyurusunda bulunmuştur.Soruşturma açma iznini vermeyen adalet bakanlığı sert bir dille kınanmıştır.
MAZLUMDER darbecilere ve darbeye teşebbüs edenlere karşı da etkin bir takip yapmıştır.Darbecilerin yargılanabilmesi iöin bu alanda çalışmaları olan saygın hukukçular ile görüşülmüş ve darbecilerin yargılanabilmeleri için Adalet bakanlığına yasa değişikliüi teklifi verilmiştir.Ayrıca Özden Örnek’in darbe günlükleri Ve İsmail Hakkı Karadayı hakkında ki suç duyurularımızın askeri yargıya sevkedilmesi ve orada sömenaltı edilmesinden dolayı AİHM’e baçvurmuştur.Ayrıca başörtülü sandık başı müşahidi kabul etmeyen danıştay’ın kararını da AİHM’e taşıdık.
Şubelerimize defalarca söylediğimiz halde yerel ihlal takipleri yaptıramadık
Müdahil olunmadaki yetersizlikler mali açıdan gelen problemleri getirdi aslında 81 ilde örgütlenebilme potansiyelimiz var. Dış ülkelerde şube açabilme potansiyelimiz var.Bu konuda girişimlerimiz oldu.İnşaallah olumlu gelişmeler olacak.Konunun uzmanı olan şahsiyetlerle görüşmelerimiz gerçekleşti.
18 yllık sürece baktığımız zaman saygın bir marka olmamızın maddi açıdan büyük sıkıntılar çektiğimizi gösteriyor
İkincil üçüncül kuşaklar alanında yeterli aktiviteyi gösteremiyoruz.Bunlar belki biraz daha spesifik konular olsa da güncel ve toplumun önemli sorunları olduğu için daha çok eğilmemiz gerektiği ortadadır
Yorumlar