2008-08-23 00:00:00

STK''lar anayasa değişikliği konusunda ne diyor?

22 Temmuz seçimlerinden sonra AK Parti yeni bir sivil anayasa hazırlama çalışmalarına başlamış fakat araya kapatma davasının girmesiyle beraber bu çalışmalarını askıya almıştı. Anayasa Mahkemesi''nin kararını vermesi ve Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç''ın da işaret etmesiyle beraber bu konu yeniden gündeme geldi. AK Parti bu sefer çok temkinli davranıyor: Yeni bir anayasa değil anayasada bazı değişikler yapılması yönünde açıklamalar yapıyor. Peki bu bir çözüm anlamına geliyor mu?

Genç Siviller (Turgay Oğur): 82 Anayasası yama tutmayan bir anayasa. Çünkü bu anayasanın ruhu buna izin vermiyor. 80 darbesini yapanlar bir daha anayasa yapmaya gerek kalmayacak şekilde bir anayasa hazırladılar. 28 Şubat’ın bin yıl sürmesi gibi 82 Anayasası da bin yıl sürsün diye yapılmış bir anayasadır.

Siz ne yaparsanız yapın anayasanın ilk üç maddesi bütün keyfi yorumlara açık olduğu için her zaman eliniz kolunuz bağlı olacaktır. Onun için artık anayasada bazı değişiklikler yapmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Hükümetin de bu noktada cesur davranması lazım. Fakat şimdilerde kendi iktidarsızlığını yapacağı birkaç değişiklik üzerinden kapatmaya çalışıyor.

Hâlbuki arkasında yüzde elliye yakın bir oy kitlesi var. Hükümetin bunun tam anlamıyla farkında olması lazım. Bizler Genç Siviller olarak bütün bir anayasa değişikliğinden yanayız. Zaten önümüzdeki günlerde bu konuda somut girişimlerde de bulunacağız.

Yüzleşme (Cafer Solgun): 22 Temmuz seçimlerinden sonra AKP yeni bir anayasa vaad etti. Ancak, sonraki günlerde bu vaadi boşa çıktı. Sivil, demokratik yeni bir anayasa hazırlamak konusunda ısrar edemedi. Kapatma davası bu girişimi gündemden düşürdü. Şimdi anayasaya bir tadilat yapılmasından söz ediliyor.

Ama bir cunta Anayasası olan 12 eylül Anayasası’nın tadilat kaldıracak hali yok. Baştan aşağıya değiştirilmesi gerekiyor. Sağ-sol, Türk-Kürt, Alevi-Sünni herkesin kucaklayacağı bir anayasanın hazırlanması gerekiyor. Fakat ne yazıktır ki bunun karşısında, kendisinin sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP duruyor; CHP açık açık 12 Eylül Anayasası’na destek veriyor. Bu da bizlere CHP sosyal demokrat olma iddiasının sadece bir iddiadan ibaret olduğunu göstermektedir.

Cunta anayasasından kurtulmak ve bunun için stk’ların iştirak edebileceği bir süreç hazırlamak zorundayız. Ve şu soruyu sormamız lazım: Niçin bu hükümet yeni bir anayasa hazırlamasın? Anayasalar illa ki cuntalar tarafından mı yapılmak zorundadır?

Mazlum-der (Ömer Faruk Gergerlioğlu): Biliyorsunuz bizler Mazlum-der olarak insan hakları raporları hazırlıyor ve bunları gerekli mercilere iletiyoruz. Pek çoğu anayasadan ya da uygulamalardan kaynaklanıyor.

Şu ana kadar bu konularda iyileştirmeler yapılmasını bekledik ama bu henüz gerçekleşmedi. Yamalı bir bohçaya dönmüş olana bu anayasayla bir yere varılamayacağını düşünüyoruz. Bunun için bizler, insan hakları ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa taslağı hazırladık. Yani bizler üzerimize düşeni yaptık. Bundan sonrasında da herkes kendi üzerine düşeni yapmalı, her kesimden stk’lar ve akademisyenler yeni bir anayasa hazırlanması sürecine her beraber katılmalı, hükümet de bu konuda dik durmalıdır. Biliyorsunuz bizlerin de yıllardır çalışmalarımızı yürüttüğümüzü başörtüsü sorunuyla alakalı olarak hükümetin teşebbüsleri oldu ama araya kapatma davası girdiği için sorun çözülemedi. Fakat neticede hükümetin bu meseleden elini çekmesi kabul edilemez.

22 Temmuz’da halk 27 Nisan’a karşı hükümetin arkasında olduğunu bildirdi. Hükümet o zamanlar dik durduğu için halk bir çoğunluğunun desteğini aldı. Anayasa Mahkemesi’nin AKP için verdiği siyasi karar artık anti-demokratik odakların her istediklerini yapamadıkları anlamına geliyor. Fakat buna rağmen hükümet en son Edibe Sözen meselesi üzerinden yavaş yavaş geri adım atacağına dair sinyaller vermeye başladı. Ancak, hükümet geri adım atarsa halk da desteğini kendilerinden çekecektir. Hükümetten yeni bir anayasa hazırlaması konusunda kararlı olmasını bekliyoruz.

Özgür-der (Kenan Alpay): 12 Eylül Anayasası değiştirilerek, deli gömleği tamamen yırtılmalıdır!
AK Parti hakkında açılan kapatma davası 27 Nisan Muhtırası’yla TSK eliyle elde edilemeyen sonucu Anayasa Mahkemesi (AYM) eliyle elde etmek için tertiplenen bir hamleydi. AK Parti 27 Nisan Muhtırası’nı aldığı bir erken seçim kararı ile boşa çıkarmış ve bürokratik vesayeti geriletmişti. AYM’nin kapatma kararı alamamasında AB ve ABD’nin talepleri kadar devam eden Ergenekon davasının da etkili olduğu açıktır. Hazine yardımının kesilmesi gibi bir kararla iktidar partisinin meşruiyetini gölgelemek isteyen AYM sürecinin sonunda AK Parti hükümetinin ve TBMM’nin yapması gereken acil iş seçim sürecinde vaat edildiği gibi köklü bir sivil anayasa değişikliğine start vermektir. AK Parti yöneticilerinden bazılarının dediği gibi bu değişiklik rafa kaldırılamaz, ertelenemez.

Belki bu süreçte açık, kararlı ve yüksek bir sesle konuşulması gereken Meclis Başkanı Toptan’ın yeni Anayasa çalışmaları için gerek Meclis’te gerekse kamuoyunda tartışma, uzlaşma zeminlerini oluşturmaktır. AK Parti Hükümeti, bürokratik vesayetin, siyaset alanını sıkıştırdığı zamanları beklemeden, kısacası başı tekrar belaya girmeden yapılması gereken değişiklikleri yapmalıdır. Yapılması gereken ilk iş TSK’nın ve Yüksek Yargı’nın siyasetin alanına karışmasına vesile olan tüm yasal ve fiili araçlarının önünü kesmektir.

Siyaset yapmak, hükümet etmek öncelikle hukukun, adaletin ve temel insan haklarının teminat altına alınmasıdır. Hükümetin görevi ise 12 Eylül cuntasının Türkiye’deki bütün insanlara giydirdiği deli gömleğini yırtıp atmaktır. Anayasa değişikliğinin anlamı darbe, muhtıra, illegalite, yolsuzluk, provokasyon, toplumsal çatışma vd insanlık dışı süreçlerin önünü tamamen kapamak ve bu sürecin failleriyle en alttan en üste kadar hukuken hesaplaşmak olmalıdır.

Kürsel-bak (Tayfun Mater): AKP’nin yapmaya çalıştığı anayasa değişikliği pek çok eksiklikler barındırıyordu. Ergun Özbudun’un başkalığında bazı akademisyenlerin arasında yapılan bir çalışma oldu. Kamuoyunda tartışmaya açılmadı. Gerçi açılacaktı deniyor ama araya kapatma davası girdiği için bu gerçekleşemedi.

Şimdilerde AB kritelerine uygun bir biçimde anayasada bazı değişiklikler yapılacağı söyleniyor ama tam olarak hangi kritelere hangi konular için başvurulacağı konusu henüz net değil. Biz özellikle sendikalar (memurların grev ve sözleşme hakları) ve siyasi partiler kanunlarında yapılacak değişiklerle alakalı endişe sahibiyiz. Onun için anayasada yapılacak olan birkaç kadük değişiklik yerine bütün bir anayasanın değiştirilmesini destekliyoruz. Bir iki yıllık bir süreç içinde tartışmaya açılarak yeni bir anayasa hazırlanabilir. Bu sayede Kürtler gibi kendisini anayasada görmek isteyen insanların bunu ifade etme imkânları ortaya çıkar.

Fakat bugün yeni bir anayasa için yeterli kamuoyunun oluştuğunu düşünmüyorum. Çünkü bu konuda yeterli bir tartışma yapılmadı. Neticede bu anayasa bir 12 Eylül Anayasası’dır;  baskıcıdır; özgürlükçü olduğu her noktada AMA diye söze başlar. Bu yüzden bu anayasayla bir yere varılamayacağı açıktır.

Yorumlar