2016-03-07 00:00:00

Kayyım yoluyla el konulan Zaman Gazetesi’ne destek için giden okurlara polisin uyguladığı sert müdahale Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Yeni Asya Gazetesi Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, kadınların kanlar içinde bırakıldığı görüntüler için, “28 Şubat’ta yapılamayanlar bu iktidar eliyle yaptırılıyor” dedi

Darbe döneminde idamla yargılanan Hüda Kaya, “28 Şubat'ta muzdarip olanlar kendi eliyle bu vahşeti yapıyorlar” ifadelerini kullandı. CHP'li Tezcan, AKP'nin başörtüsünü seçim dönemlerinde kullandığını belirtti

Savcı Fuzuli Aydoğdu'nun talebiyle Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş'in Feza Gazetecilik bünyesindeki yayın organlarına kayyım atamasının ardından polisin çalışanlara ve okurlara uyguladığı sert müdahale vicdanları kanattı. Kadınların yaralanarak yerlerde sürüklendiği, çocuk ve bebeklere gaz ve tazyikli suyla yapılan saldırıya tepki yağdı. 28 Şubat darbesinde idamla yargılanan Hüda Kaya, 28 Şubat mağdurlarının bugün zulmü kendi elleriyle gerçekleştirdiğine dikkat çekti.

ALLAH İLE KANDIRDILAR

Kaya şöyle konuştu: “Ben o görüntüleri yolda gördüm. İrkildim ve tüylerim diken diken oldu. 28 Şubat'ta bu gibi olayları yaşamış, şahit olmuş kişileriz. O gün bundan muzdarip olanlar bugün kendi eliyle bu vahşeti yapıyorlar. İçimizi acıtan budur. Bir ayet var, ‘Sizin Allah ile kandırmasınlar' ama maalesef ki insanları Allah ile kandırarak, dini kullanarak istismar ederek kan revan içinde bir cehennem toplumuna dönüştürdüler. İnsanlar perperişan haldeler. Ve bunu hala kendi kimlikleriyle duruşlarıyla menfaatleriyle ve iki yüzlülükleriyle insanları ayakta uyutmaya malzeme ediyorlar.”

HAYATI CEHENNEME ÇEVİRDİLER

Yaşanan zulümle ülkenin doğusu ve batısının cehenneme çevrildiğini ifade eden Kaya sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat'ta, ‘kadınlar bizim mahremiyetimizdir, çiçeğimizdir' diyenler hayatı cehenneme çevirdiler. Başörtülü, başörtüsüz artık bu kelimelerin iktidar için bir anlamı yok. Batıda muhalif tutumları nedeniyle bu müdahalelere maruz kalmaları çok acı. Şehrin ortasında kadınlar gazların arasında yerlerde sürünerek kanlar içinde kalıyor. Bu nasıl bir vahşetse doğuda da bodrumlar enkaza döndürülmüş durumda. 5 mahalle gezdim oturulacak tek bir ev kalmamış. Üzerine bastığımız topraklardan ceset kokuları geliyor. Bu saltanatçıların insanlara yaşattığı vahşeti halka anlatmamız lazım. Ülkenin batısını, doğusunu cehenneme çevirdiler.”

DARBE DÖNEMLERİNDEN BETER HOYRATLIK

Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz: 28 Şubat'ta yapılamayanlar bu iktidar eliyle yaptırılıyor. Maalesef burada milli irade diyerek iktidara oy veren insanların verdiği destek böyle bir zulme alet ediliyor. Ve bu zulmün onlar tarafından sessizlikle izlenmesi, haberlerinin olması dehşet verici bir tabloyu önümüze koyuyor. İç yakan manzaralar ile karşı karşıya kaldık. Bu çile bir zamana kadar devam edecek ama bizim inancımıza göre bu zulüm daha fazla devam edemez. 28 Şubat döneminde başörtülü kızlarımız itilip kakıldı, yerlerde sürüklendi, başörtüleri zorla çekilip alındı. Ama dün yaşananların 28 Şubat'tan hiçbir farklı yok. Hatta yer yer 28 Şubat'tan daha beter ve daha ileri şiddet ve hoyratlık tablosu gösteriyor. Başörtü meselesini basamak yapıp bu noktalara gelmiş olan bir iktidarda bunların yaşanıyor olması başlı başına bir dram.

BAŞÖRTÜLÜYE 28 ŞUBAT ZULMÜ YAPILDI

Mazlumder eski başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu: 28 Şubat günlerinde başörtülü insanlara yapılanlar ortadaydı. Bir zulüm vardı. Şimdi de aynı şekilde başörtülü kadınlara karşı hukuksuzluk ve şiddet devam ediyor. Bugün kayyım denilen olay tamamen hukuki bir cambazlık. Bunu hepimiz görüyoruz, tüm toplum görüyor. Ama işin acı tarafı dün 28 Şubat'ta adaletsizlikten yakınan dindarlarımız şimdi adalet kriterlerini bir tarafa bıraktı. Onun yerine, ‘Hak etti' ‘Vursun Tayyibin hakkıdır' sözleriyle adaletin değil bir taraftar grubuyla hareket ediliğini gösteriyor. Zaman Gazetesi önünde kadınların yerlerde süründürülmesi, kanlar içinde kalması dahi vicdanları sızlatmıyor. Birilerinin yaptığı hukuksuzluğa dini bir kılıf bulması ve başörtülüyü kullanması çok acı verici ve tehlikeli bir durumdur. Biz Kabataş olayında bunu gördük. Başörtülü bacıma saldırdılar jargonuyla dindar camianın kenetlenmesini sağladılar. Bugün hukuksuzluğa karşı başı açıkta başı örtülü de sesini çıkartıyor. Demek ki kriter dini ve ahlaki değil bir tarafı ve gücü koruma kriteri.

'BAŞÖRTÜLÜ BACIM' SEÇİME KADAR GEÇERLİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan: İktidar şiddeti; cinsiyet ayrımı, toplumsal farklılıklar gözetmeden her kesime vurmaya başladı. Yeri gelince cennet anaların ayakları altında diyenlerin riyakarlığının çok açık bir göstergesidir. İşine geldiği zaman, iktidarına destek olurken Peygamberimizin Hadis-i Şerifini kullanmaktan çekinmeyenler bugün o kadınları sokakta biber gazıyla, polis şiddetiyle tekmeleyerek tokatlayarak zulmetmekten çekinmiyorlar.

12 EYLÜL'DE VE 28 ŞUBAT'TA BU KADAR YAŞANMADI

AKP'nin başörtü meselesine temel hak ve özgürlük meselesi bakmak yerine bunu bir siyasi malzeme olarak gördüğü ve başörtülü bacılarım dedikleri kadınlarımızın AKP iktidarına destek verdiği, bu değirmene su taşıdığı ölçüde onları bacı gibi gördüklerinin göstergesi. Riyakarlığının belgesi. 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta ve hiçbir dönemde kadına şiddet bu kadar kurumsallaşmamıştı. AKP iktidarını şiddet ve baskıyla sürdürmekten başka çıkar yol bulamadığını gösteriyor. AKP iktidarı şiddetin kurumsallaştığı bir süreç yarattı. Bütün şiddeti Türkiye'de kurumsallaştırdı.

KADININ HAK ARAMASI ONLARI ÇILDIRTIYOR

Şiddet toplumsal anlamda, aile içinde yerleşti. İktidar şiddetin otoritesini sarsacak her türlü muhalefete karşı müsamahasız. İktidarın en tepesindekilerin kadına bakış açıları çok net. Kadının hak ve özgürlük adına sokakta mücadele etmesinin karşısında öfkeden çileden çıkıyor.

YAPILANLARIN KABUL EDİLEBİLİR BİR TARAFI YOK

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan: Öncelikle basın özgürlüğünün geldiği noktayı kabul etmek mümkün değil. Ülkede demokrasiden bahsedeceksek öncelikle basın özgürlüğünün olması lazım. Kadınlara yapılanların kabul edilebilir bir tarafı yok. Kadınların elinde silah yok, kadınların elinde bir şey yok. Böyle bir ortamda bunların yapılmasını bırakın konuşulması bile doğru değil. 12 Eylül, 28 Şubat dönemlerinde birtakım sindirme hareketleri yapıldı ancak bu noktaya gelmedi. O dönemlerde birçok eylem yapıldı ancak o eylemlerde polis başörtülü kadınlara bu şekilde bir müdahalede bulunmadı.

İKTİDAR 28 ŞUBAT DARBECİLERİNE RAHMET OKUTUYOR

BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır: İktidar, uygulamalarıyla 28 Şubat dönemindekilere rahmet okutuyor. 12 Eylül'de, 28 Şubat dönemlerinde bu kadar ileri gidilmemişti. Bu tür görüntülerle karşılaşmadık. Şimdi Müslüman görünüp Müslümanların anasını ağ- latan, Müslümanlara zulmeden bir iktidar var. İktidar kazanıyor gözükebilir, ömrünü uzatıyor olabilir ancak neticede bir gün kendilerinin de sonlanacaklarını unutmamaları gerekir.

BİRGÜN SIRA SESSİZ KALANLARA GELECEK

Ne yazık ki keyfilik hukuk oldu. Birkaç kişinin anlayışı hukuk diye dayatılıyor. Mazlumlar çoğalmakta ama mazlumların sesine ses verilmiyor. Başkasına dokununca sıra bana gelmez diye düşünülüyor. Ama bir gün sıra kendilerine de gelecek

AKP'YE OY VEREN SEÇMENLER RENCİDE EDİLDİ

CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer: Başörtülü bacım söylemiyle Cumhurbaşkanı seçmen kitlesinden oy alabilmek için sesleniyordu. Benim için tacize şiddete uğrayan kadın ya da erkek olması başörtülü veya başı açık olması bir şey ifade etmiyor. Başörtülü bacım söylemi nedeniyle AKP'nin oy vermiş olan seçmenin rencide edildiğini düşünüyorum. Seçmenin kullanıldığını düşünüyorum. Bunu da takdir edecek olan seçmen kitlesi.

‘ONAYASA' YAPMAK İSTİYORLAR

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kadını özel alanda hapsetmeye yönelik ata erkil davranış biçimini biliyoruz. Kadını aile içinde çocuklarına bakan eşine itaat eden konuma sokmak istiyorlar. Kadının kamusal alanda görülmesi şiddete karşı ses çıkarmasını istemiyorlar. Daha çok özgürlük için anayasayı yapalım diyorlar ama mevcut anayasa ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplanma özgürlüğünü hiçe sayan muameleler yapıyorlar. Aslında yeni bir anayasa değil, Cumhurbaşkanının istediği ‘onayasa ‘yapmak istiyorlar.

ORTA DOĞUYA DÖNDÜRÜLMEK İSTENİYOR

Kılık kıyafeti, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun kadına yönelik şiddeti kınıyorum. 21. yüzyılda kadına şiddetin olmaması gerektiğini AKP'nin bu zihniyetle ileri bir noktaya götürmeyeceğini, Orta Doğu'ya döndürülmek istend Kılık kıyafeti, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun kadına yönelik şiddeti kınıyorum. 21. yüzyılda kadına şiddetin olmaması gerektiğini AKP'nin bu zihniyetle ileri bir noktaya götürmeyeceğini, Orta Doğu'ya döndürülmek istenKılık kıyafeti, etnik kökeni, inancı ne olursa olsun kadına yönelik şiddeti kınıyorum. 21. yüzyılda kadına şiddetin olmaması gerektiğini AKP'nin bu zihniyetle ileri bir noktaya götürmeyeceğini, Orta Doğu'ya döndürülmek isten

DİN İSTİSMARI AÇIĞA ÇIKTI

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen: Zaman Gazetesine kayyım gönderirken demokratik tepkilerini ortaya koyan, sivil tepkilerini ortaya koyan başörtülü kadınlara yapılan muameleye baktığınızda Kabataş'taki propaganda yıllarca 28 Şubat'ı bir siyasi istismara dönüştürmenin aslında açığa çıktığı bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Dolayısıyla AKP'nin İslami referansların, dini referansların ne yazık ki toplumsal, siyasal alanda da hiçbir karşılığı olmadığını görmüş olduk. Bunu sadece bir propaganda argümanı olarak seçimlerde algı oluşturup oy almak için kullandıkları ortaya çıktı. Şimdi İslam siyaset felsefesinin, İslam hukuk anlayışının, İslam ahlakının kırıntısını bile hayata yansıtmayan bir siyasal iktidar var

ZULÜM ZALİMİN ÖMRÜNÜ KISALTIR

artarsa mazlumun günahı azalır. Bu kadar zulüm ancak zalimin ömrünü kısaltır. Son olaylarda da zulüm bardağını dolduran gelişmelerdi. Haksızlık ve zulüm yapanlar bu saatten sonra korksun ve titresin. Bu olaylar burada başlayıp bitmez. Dünyada da ahirette de zalimin zulmü yanına kalmaz. Biraz acı olan dünyanın gözü önünde yaşanan bu olaylara bir kesimin izleyerek, ‘ama' diyerek yorum- lamaya çalışması. Ama hiçbir zaman zihinler ebediyen kilitlenemez insan hürriyeti böyle zincirler altında ipotek edilemez. Vicdan sahipleri uyanmaya başlar ve bu uyanış yayılır. Bunu yapanlar yaptıklarının hata olduğunu o zaman anlarlar.

HUKUKSUZLUKLARI PAYLAŞTI SABAH'TAN KOVULDU

Sabah Gazetesi paylaşımları nedeniyle dış haberler muhabiri Enise Aşkın'ın işine son verdi. Aşkın'ın, işten atılmasına gerekçe olarak gösterilen sosyal medya paylaşımlarında, Güneydoğu'daki operasyonlara ve basın özgürlüğüne yönelik baskılara tepki göstermişti. Aşkın, önceki gün Zaman Gazetesi önündeki polis müdahalesinde yaralanan başörtülü kadının fotoğrafını Twitter hesabından, “28 Şubat falan değil, 2016 Türkiye'sinden görüntüler” mesajıyla paylaşmıştı

ÖZGÜR DÜŞÜNCE

Yorumlar