2008-02-11 00:00:00

Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını Meclis'in, 103'e karşı 411 'evet' oyuyla kaldırmasına tepki için Ankara'da düzenlenen 'laiklik' yürüyüşüne Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile yönetim kurulu üyelerinin de katılması, hukukçuların tepkisini çekti.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği başkan ve üyelerinin katıldığı Ankara'daki mitingde, Atatürk ile Lenin'i aynı karede gösteren pankart açılmıştı.

Barolar Birliği'nin yasakçı tavrına da karşı çıkan birçok baro başkanı, ülkede adalet dağıtmakla görevli olan yargıç ve savcıların tarafsızlıklarına gölge düşürecek davranışlardan sakınmaları gerektiğini söyledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından Sıhhiye Meydanı'nda organize edilen 'Bağımsızlık ve Laiklik' mitinginde, Atatürk ile Lenin'i aynı karede gösteren posterler taşınmıştı. Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB), önceki gün Ankara'da yaptığı toplantıda kılık-kıyafet yasağının kaldırılması yönünde imzaladıkları bildiriyi okumalarına izin verilmeyen 23 baro başkanından bazılarının görüşü şöyle:

Sivas Barosu Başkanı Mustafa Coşkun: Hakim ve yargıçlar, bu davranışlarıyla objektifliğini kaybetti. Açıkça taraf olan bu kişiler, başörtülü birisiyle ilgili önlerine gelen dosya hakkında nasıl objektif karar verecek? Yargıç ve hakimlerin, sivil toplum kuruluşlarıyla kol kola girip taraf olduklarını göstermesi yanlış. Başörtüsü özgürlüğünü destekleyen baro başkanı sayısı 40.

Malatya Baro Başkanı Mehmet Görgeç: Aktif görevdeki yargı mensuplarının böyle bir mitinge iştirak etmesi, zaten tarafsızlığı tartışılan yargıya olan güveni daha da azaltacak. Durumu, 'yargının güvenilirliği adına son derece vahim bir tablo' olarak görüyorum. Böyle bir kare içerisinde yer alan yargıç, görüşünü peşinen beyan etmiş oluyor. Bu yargıçtan da adalet beklenemez.

Kahramanmaraş Baro Başkanı İsmail Kahveci: Atatürk ve Lenin'i aynı karede gösteren pankartların açıldığı mitinge YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun, beraberindeki yargı mensupları ile birlikte katılmasını doğru bulmuyorum.

Osmaniye Barosu Başkanı Hüseyin Sezgin: Atatürk ve Lenin'in fotoğraflarının bir arada taşınması provokasyon. Yargıçlar ve savcılar da insan. Konuyla ilgili kendi düşünceleri var. Ancak hiçbir hakim ve savcı, türban konusuyla ilgili düşüncesi ne olursa olsun uygulaması gereken kurallardan ayrılmamalı. Tarafsızlığını bozmamalı.

Karabük Baro Başkanı Tanju Korkut: Yargı mensupları, ülke gündemiyle ilgili görüş ve tepkileri, tarafsız ve bağımsız kimliklerine uygun şekilde ortaya koymalı. Biz özgürlükten yanayız. Onların da görüşlerine saygı duyuyoruz. Ancak görev icabı konuya daha hassas bakmaları gerekiyor. Bu mitingler toplumu bölücü şeyler.

Iğdır Baro Başkanı Mustafa Buluş: Yargı mensuplarının tarafsız olması gerekir. İleride önüne bu konuda dava dosyası gelebilir, ancak onlar görüşlerini belirtmişler.

Erzincan Baro Başkanı Hamit Sekman: Yargı mensuplarının bu tür mitinglere katılması hukukun tarafsızlığını zedeler. TBMM'nin iradesine saygı gösterilmelidir. Bu yargı mensuplarımızın önüne başörtüsü ile ilgili bir dava geldiğinde nasıl olacak?

Gümüşhane Baro Başkanı Ali Haydar Dereli: Yasa çıkmıştır. İstenmiyorsa, Anayasa Mahkemesi'ne dava açılır. Ancak yargı mensuplarımızın bu mitinglere katılması yargımızın tarafsızlığına ters bir durumdur.

Trabzon Baro Başkanı Veysel Malkoç: Kimse siyasi görüşlerini hukukun üstünde göremez. Yargı mensuplarının mitinge, hukuku gözeterek katıldığını düşünüyorum.

Hakim ve savcılar, siyasî bir tavır içine girmemeli

Ankara'da organize edilen 'laiklik' mitingine katılan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) başkan ve üyeleri, meslektaşlarından tepki gördü. Yargının tarafsız olması gerektiğine işaret eden hukukçular, böyle bir mitinge katılarak YARSAV'ın başkan ve üyelerinin tarafsızlıklarını kaybettiğine işaret etti.

Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Turan Canpolat: Görevdeki yargı mensuplarının böyle karelerde bulunmaları, hukuka olan güveni zedeler. Biz insanların demokratik hak ve tepkilerini yasal sınırlar içinde kullanmalarına karşı değiliz.

Hukuki Araştırmalar Derneği Onursal Başkanı Yakup Erikel: Herkesin sivil toplum örgütüne üye olma hakkını desteklerim; ancak yargıç ve savcıların yargı bağımsızlığı açısından bu şekilde örgütlenmelerini doğru bulmuyorum. Böyle bir toplantıya katılmakla tartışmanın içine girip taraflarını önceden belli etmek yargının bağımsızlığı ile uyuşmaz. Hukukta şöyle bir durum vardır: “Hiç kimse kılık-kıyafeti ile suçlu olmaz. Başörtülüleri laikliğin tehdidi olarak görmek hukuka aykırıdır. Bir eylemi ile laikliğe aykırılık yapar, mahkemeye gider ve eylemin niteliği mahkemece değerlendirilir. Ama dini inancı ve kendisine yakıştığı için herhangi bir sebeple başörtüsü takan bir insan laikliğe tehlike olarak görülemez.

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya: Siyasi nitelikli bu mitinge katılmak yargının bağımsızlığını etkiler. Yargı görüşünü kararlarıyla ortaya koymalı. Oysa bu mitinge katılmak, önceden karar, görüş belirtmek, tarafını seçmek anlamına gelir. Yasal boyutu ile bakıldığında sorun olmasa da mesleki ahlak olarak siyasi içerikli bir mitinge katılmayı doğru bulmuyorum.

Hukuk ve Yaşam Derneği Başkanı Avukat Nurullah Albayrak: Ortada hukuki bakımdan etik olmayan bir durum söz konusu. Hâkim veya savcılar herhangi siyasi bir tavır sergileyemez. Bu, yargının siyasallaşmasına sebep olur. İnsanların kafasında soru işareti oluşur. Hâkim ve savcılar, sadece kararlarıyla konuşup kanunlarla hareket etmeli.

Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Kamil Uğur Yaralı: Çok açık bir şekilde, yargı ve tarafsızlığı zedeleyecek bir durum. Ama bu yeni bir şey değil Türkiye'de. 28 Şubat sürecinde yargı mensuplarına brifingler verildi. Arkasından düğmeye basıldı ve yargının içinde olduğu hareketlilikler yaşandı. Ne yazık ki yargı tarafsız değil. Bunu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararlarında da görüyoruz. Burada kaybeden Türkiye oluyor.

Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu: Türkiye'de özgürleşme süreci bir anda olmuyor. Başörtüsü ile ilgili anayasal düzenleme, 'yarım elma gönül alma' şekline dönüşmemeli. Tam özgürlük verilene kadar dernek olarak mücadelemiz devam edecek.

Özgürlükçüleri susturan Özok: Farklı fikirlere saygı duymalıyız

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, önceki gün düzenlenen 15'inci Baro Başkanları Toplantısı'nda yaşanan türban gerginliğini değerlendirdi. Türkiye'deki 78 baronun en az 60'ının TBB'nin ilkelerini benimsediğini ileri süren Özok, “Eğer biz demokratsak farklı düşünce ve yaklaşımlara saygı duymamız lazım. Hiçbir toplantımızda provokasyona kaçan bir davranış biçimi olmadı.” dedi. Özok, türban gibi herkesin ortak değerleri üzerinde politikacıların duyarlı davranmaları gerektiğine işaret etti. Özok, başörtüsüne özgürlük verilmesini savunan baro başkanlarının bildiri okumasına izin vermemişti.

zaman 

Yorumlar