18 Aralık 2019

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ben bazı örnekler üzerinden yola çıkarak biraz hukuka, vicdana çağırmak isterim. Bu konuları çok takip ediyorum, uzun süredir birçok dosya inceledim. Bire bir bazı isimler de vererek güvenlik soruşturmalarındaki felaketleri biraz anlatmak istiyorum size.
    Fatih Aygan, bir mühendis; kendisi iyi niyetinin kurbanı olmuş, KHK’yle ihraç edilmiş. Niye iyi niyetinin kurbanı olmuş? Öz kardeşinin birtakım borçları varmış, bayağı bir borç takmış sağa sola ve o da kardeşinin borçlarını, bayağı yüklü miktardaki borçlarını ödemeye başlamış. Maraşlı bir arkadaş bu mühendis. Borçları ödemeye başladığı zaman, bir borç da 100 lira olarak Bank Asyayaymış, gidip o borcu ödemiş. Ardından, bir müddet sonra KHK’yle ihraç ediliyor ve OHAL Komisyonuna müracaat ediyor. OHAL Komisyonundan cevap geliyor, işte “Bank Asyaya 100 lira bir ödemeniz var.” Hani ben gözümle görmesem inanmayacaktım, Komisyon kâğıdını bana gönderdi size de gösterebilirim. 100 lira yatırdığı için -o da kendi şeyi de değil, kardeşinin borcunu ödemiş- ihraç edilmiş ve OHAL Komisyonu da ret vermiş. Bununla da bitmiyor: Ardından hakkında adli bir soruşturma açılmış, terör örgütüne yardımdan iki yıl bir ay da bir ceza yemiş. Bu arkadaş şimdi çaresiz bir şekilde bekliyor. Güvenlik soruşturmalarının saçmalığına dair bir örnek.
    İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Sadece 100 lira mı Vekilim?
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – 100 lira, sadece 100 lira.
    İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Bin lira yok yani?
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Yok, sadece 100 lira. Ben size o belgeyi de getiririm.
    Bakın, daha çok var, devam ediyoruz. Bunu daha önceden de anlatmıştım. Bakın, değerli arkadaşlar, ilginç bir örnek anlatacağım: Bir doktor hanım -araştırabilirsiniz, ismini vermiyorum- 2012 yılının üniversite sınavlarının birincisi; 500 tam puan yapmış, süper bir öğrenci, çok çalışkan. Birinci olduktan sonra, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan onu arıyor, tebrik ediyor ve bu esnada da dershanesi kendisine bu birinciliği Türkiye çapında kazandırdığı için bir araba parası hediye ediyor. Öğrenci, araba parasını 2012’de Bank Asyaya gidip yatırıyor, daha sonra da tıp fakültesini bitiriyor ve okul bittiği zaman müracaatta bulunuyor. Güvenlik soruşturması bir ay, üç ay, beş ay, yedi ay, on ay gelmiyor. En sonunda geliyor, olumsuz olarak geliyor ve Bakanlığa müracaatta da bu konu karşısına çıkıyor. Şimdi düşünün, bakın, elinizi vicdanınıza koyun: 2012 yılında şimdinin Cumhurbaşkanı, o dönemin Başbakanı bu genç öğrenciyi ödüllendirmişti. Sizin bu mantıklarınızla gidilirse Sayın Cumhurbaşkanı bile ileride iltisaklı olarak nitelenebilir çünkü mantık böyle acayip tutarsız bir mantık. Şu anda ben doktor hanımla görüştüm, hatta iki kez de görüştüm -telefonunu da vereyim, siz de görüşün- iki gözü iki çeşme ağlıyor. İki yıla yakındır bekliyor, çünkü bir de bir yıl sonrasında mahkeme bitmiş ve dört yüz elli gün bekleyecek, daha hâlâ doktor olamamış bu süper Türkiye birincisi genç doktor.
    Üçüncü örnek: Mehmet Şerif Arslan, Diyarbakırlı bir çocuk cerrahı.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Buyurun, lütfen tamamlayın.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Kendisi yine KHK’yle ihraç edildikten sonra, OHAL Komisyonuna başvuruyor ve komisyonun ret kararı geldiğinde acımasız yanlışlığı anlıyor. Çünkü OHAL Komisyonu raporunda “Elâzığ’da cemaat evlerinde kalmıştır.” diye yazıyor ama kendisi diyor ki: “Ben okulu Sivas’ta bitirdim, ihtisası Sivas’ta bitirdim; bırak cemaat evinde kalmayı, hayatımda Elâzığ’ın içinden bile geçmedim.” İşte, birisi böyle kuyuya bir taş altmış, şimdi Doçent Doktor Mehmet Şerif Arslan hâlâ idare mahkemelerinde sürünüyor.
    Dördüncü örnek: 2012 yılında bir Kürt ilinde, örgüt üyesi diye bir dava açılıyor ve dava, sonunda düşüyor, düşen bir dava. Yine, OHAL Komisyonu raporunu gözümle gördüm.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Lütfen son sözlerinizi alalım.
    ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – OHAL Komisyonu düşen davayı gerekçe göstermiş “2012’de şu davadan yargılanmış.” Ya, yargılama bitmiş, onunla ilgili bir ceza falan da almamış, bundan dolayı ihraç edilmiş; ayıkla pirincin taşını.
    Yine bakın son örnek çok çarpıcı bu da: Sağlık yasa teklifini geçen sene konuşuyorduk. Bir doktor arkadaşımız geldi, Türk Tabipleri Birliği aktivistiydi, güvenlik soruşturması iptal bir arkadaştı ve çok üzgündü. Kendisi sabaha karşı mağduriyetini anlattı “Ben şöyle şöyle…” diye ve orada Bakanlık yetkilileri de vardı; ismini aldılar, T.C. kimlik numarasını aldılar, güvenlik soruşturmasına tekrar baktılar ve genç doktor tekrar güvenlik soruşturmasına alındı ve bu sefer olumlu geldi. Bu kadar basit. Genç doktor, o gün sabaha karşı olan komisyon tartışmalarında olmasaydı güvenlik soruşturması olumsuz gelen insanlar gibi dört yüz elli gün bekleyecek bir insan olacaktı.

YouTube

Yorumlar