2012-04-21 00:00:00

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.(…) Nisa – 135

19 Ocak 2007 günü Hrant Dink’in, çalıştığı Agos Gazetesi’nin çıkışında öldürülmesi ile başlayan dava 17 Ocak 2012’de neticelendi. Tam beş yıl süren davada mahkeme, Yasin Hayal'e kasten adam öldürmeye azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'e ise suça yardım etmekten 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezası verip Erhan Tuncel'i beraat ettirdi ve Tuncel aynı gün tahliye edildi. Mahkemenin en çok tartışılan kararı ise, cinayette örgüt izine rastlanmadığına hükmetmesiydi.

Bu beş yıllık süre zarfında neler olup bittiğini derli toplu bir şekilde görmek ve hafızalarını tazelemek isteyenler için, Hrant’ın Arkadaşları platformunun hranticinadaleticin.com adresinde yer alan kronoloji sayfasını tavsiye ederim.

Dava süresince neler olmamış ki: Emniyet ve jandarma personeli şüpheliler, valiler, hakimler, muhbirler, telefon kayıtları, verilmeyen soruşturma izinleri vs… Cinayetin bir kaç genç üzerine yıkılamayacağı çok açık. Hrant’ı öldüren şebekenin de, aynen böyle düşünmemizi istediğini ve bu sebeple Ogün Samast ile bayrak önünde çektirilmiş hatıra fotoğrafı ile cinayetin altına imzalarını attıklarını düşünüyorum. İhalenin sadece üç-beş genç üzerine kalmasını isteyenler aynı zamanda hepimize Hrant’ı öldüren karanlık dünyanın varlığı, gücü ve dokunulmazlığı karşısında haddinizi bilin mesajı veriyor.

İşte tam da bu sebepten bu ülkede köleleşmeden ve sömürülmeden yaşamak isteyen herkesin Hepimiz Hrant’ız demesi gerekiyor. Kıyılan bir can karşısında zalimlere karşı durup akan kanın hesabını sormak herkes için bir vicdan borcudur. Hrant için adalet istemek aynı zamanda Türkiye için adalet istemek, çevremize örülen beton duvarlara karşı durmak demektir.

Hrant için adalet istemek, mafyalaşmış bürokrasiye karşı durmak demektir.

Hrant için adalet istemek, farklılıkları çatıştırarak kitleleri hizaya getirenlere karşı durmak demektir.

Hrant için adalet istemek, sistematik hukuksuzluğa, zorbalığa, militarizme, cuntacılığa karşı durmak demektir.

Kısacası Hrant için adalet istemek, Türkiye için adalet istemek demektir. Hukuk, özgürlük ve adaletin yolu Hrant için adaletin tecelli etmesinden geçer.

Hak söz konusu olduğunda, Müslümanlar meselenin tabiî ve zaruri tarafıdır diyen İslami hassasiyet sahibi bir grup insan da Hrant için biraraya gelerek Adalet Talebimiz Varadıyla bir kampanya başlattı. Yeniden, hukuka uygun, kapsamlı ve sahici bir yargılama için çalışacağız diyerek yola çıkan platform hukuki takip, siyasi aktörlerle temas kurmak ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak gibi yöntemlerle süreçte sivil bir baskı unsuru oluşturmak amacında.

Çağrıcıları arasında Ömer Faruk Gergerlioğlu, Yıldız Ramazanoğlu, Ahmet Faruk Ünsal, Nevzat Çiçek, Mehmet Bekaroğlu, Abdurrahman Dilipak, Yılmaz Ensaroğlu, Cihan Aktaş, Cahit Koytak, Hilal Kaplan, Fadime Özkan, Özlem Albayrak, Yasin Aktay, Hüseyin Hatemi, Kezban Hatemi ve Nureddin Şirin gibi isimlerin yer aldığı platformu destekleyenler arasında Bekir Berat Özipek, Nihal Bengisu Karaca, Altan Tan, İhsan Eliaçık, Ferhat Kentel, Şanar Yurdatapan, Mustafa Akyol, Nuray Mert, Murat Aksoy, Yıldıray Oğur, Orhan Kemal Cengiz, Baskın Oran ve Erdal Doğan yer alıyor.

www.adalettalebimizvar.com adresinde bir imza kampanyası başlatılmış durumda. Bu kampanyaya imza vererek kendilerine yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde, “biz ancak ıslah edicileriz!” diyen bozgunculara karşı Adalet Talebimiz Var diyebilirsiniz. 
 

Taner AYAZ / Rotahaber
www.ayaz.name
http://twitter.com/tnryz

Yorumlar