Terör eylemlerinin en fazla yaşandığı illerden Diyarbakır’ın önde gelen işadamları ve sivil toplum örgütü temsilcileri, terörün panzehirinin İslâm olduğunu belirterek, “Cemaatlere karşı olmak terör örgütlerinin işine gelir” dediler.
Özgürder Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, toplumun bilinçli bir şekilde dinden uzaklaştırılmaya çalışıldığının altını çizerek, “Genelkurmay Başkanının sözleri 80 yıldır tekrarlanan resmi ideolojinin öngördükleridir. O makama gelen de giden de aynı sözleri söyledi. Ancak ıskalanan bir gerçek var ki oda; bu toplumun temelinin din olduğudur. Maalesef 80 yıldır toplum bu gerçekten koparılmaya ve dinsizlik kökleştirilmeye çalışılıyor. Bunun başarıldığı yerlere baktığımızda ise; sosyal gerçekler ortaya çıkıyor. Din dışılığın, cemaat düşmanlığının oturtulduğu yerlerde, terör, kapkaç, fuhuş, hırsızlık ve mafya olayları tavan yapmış durumdadır” dedi.
Diyarbakırlı İşadamı Mehmet Ali Altındağ ise, Başbuğ’un sözlerinin TSK’nın misyonuna yakışmadığını söyledi. TSK’nın milletin gönlünde Peygamber Ocağı olarak yer aldığını hatırlatan Altındağ, “Tepkiliyiz. Bu talihsiz bir açıklamadır. Bu milleti incitmiştir. Cemaat bizim cevherimizdir. Ordu milletimizin gönlünde Peygamber Ocağı olarak yer almıştır. Ancak bu açıklama TSK’nın bu en önemli misyonuna yakışmamıştır. Cemaat demek; birlik, beraberlik ve bütünleşmektir. Bunu tehlike gösterip ayrıştırmak ise maalesef yakışmasa da bölücülük anlamına gelmektedir. Bölgemizde cemaat olmazsa terör örgütleri cirit atar. Terörle mücadelede başarı çok düşer. Cemaat dindir. Dinsiz bir toplum her türlü kötülüğe açık hale gelir. Din yoksa ateizm var olur. Ateizm ise en çok bölücü unsurların işine gelir. Terör gruplarının özlemi dinsiz ve şuursuz bir toplumdur. Maneviyatsız toplumların ne ezanı, ne de bayrağı savunacak güçlerinin olmayacağını en iyi bilenler terör gruplarıdır. Maalesef bilinçsizce yapılan açıklamalar terör gruplarının ekmeğine yağ sürer niteliktedir” diye konuştu.
Mazlumder Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu da şunları söyledi: “TSK‘nın görev alanı güvenlik konusu ile sınırlıdır. Siyasi alana dair görüşler belirtilmesi sivil siyasi alana yönelik müdahalelerdir. Sivil toplumun gelişmesini ve hak talep etmesini topluma şikâyet etmek bir garabet örneğidir. Askeri bürokrasinin milletin ifade ve örgütlenme özgürlüğüne, sivil siyasi alana yönelik açık ve kapalı müdahalelerden vazgeçmeye çağırmaktayız. Her kim olursa olsun ve görevi açısından hangi açıdan bakarsa baksın içteki ve dıştaki sorunların çözümünün ancak insan haklarına dayanan uygulamalarla olacağı bilinmelidir.”
ORG. BAŞBUĞ’UN TEPKİ ÇEKEN SÖZLERİ
“Herkesin insan onuruna yakışır bir hayat seviyesini sağlamak sosyal devletin bir görevidir. Sosyal devlet niteliğinin zayıflaması toplumları cemaatleşmeye ittiği bir gerçektir. Bu kapsamda giderek güçlenen bazı cemaatler ekonomiyi yönlendirmeye, sosyo politik yaşamı yönlendirmeye ve biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Ancak bu sosyal gerçek doğru analiz edildiği takdirde bu oluşuma karşı alınacak tedbirlerin başarı şansı olur.” |
|
Yorumlar