2008-10-13 00:00:00

İşkenceye sıfır tolerans politikasına rağmen işkence devam ediyor.

Yakın zaman da polis ve gardiyanların yaptığı işkenceden dolayı, işkence ve insani olmayan davranışlara sıfır tolerans politikasına rağmen Türkiye de halen insan haklarıyla ilgili ciddi problemlerin olduğunu tekrardan gösterdi.

İşkenceye sıfır tolerans politikasına rağmen işkence devam ediyor.

 

Yakın zaman da polis ve gardiyanların yaptığı işkenceden dolayı yaşanan ölüm olayı, işkence ve insani olmayan davranışlara sıfır tolerans politikasına rağmen, Türkiye de halen insan hakları ihlalleriyle ilgili ciddi problemlerin olduğunu bize tekrardan gösterdi.

            İnsan hakları örgütleri, hükümetin işkenceye sıfır tolerans söylemlerinin Türkiye de bir takım beklentilerin oluşmasına neden olduğunu söylüyorlar. MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk GERGERLİOĞLU “Engin CEBER’ in ölümü Türkiye de insan hakları ihlalleri ile ilgili ciddi sorunların olduğunu bize gösteriyor” diyor.

            İstanbul Metris ceza evinde bulunan CEBER geçen hafta gördüğü işkence ve kötü muameleden dolayı öldü. CEBER 3 arkadaşı ile beraber sol görüşlü bir dergi dağıttığı için gözaltına alındı. Sonra tutuklanıp Metris ceza evine gönderildiler. Dört tutuklu polis ve gardiyanların ağır işkence ve kötü muamelesine maruz kaldılar. CEBER geçen hafta hastaneye kaldırıldı ve ertesinde aldığı darbelerden dolayı kafasına aldığı ağır yaradan öldüğü açıklandı. CEBER’ in avukatı Taylan TANAY, CEBER’,in kendisine birkaç defa hapishanede insani olmayan hareketlere maruz kaldığını söylediğini belirtti. CEBER İstanbul Kocatepe mezarlığına defnedildi.

            GERGERLİOĞLU: “dergi satan birisinin gözaltına alınıp tutuklanmasını kim nasıl açıklayabilir. Bu kabul edilemez. İşkenceye sıfır tolerans diyoruz ama insanlar işkenceden dolayı hale hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Avrupa Birliği Üyesi olabilmek için Türkiye İnsan Hakları sorunu konusunda son birkaç yıldır vites büyüttüğünü fakat bu yapılmaya çalışılan değişikliklerin, buna işkenceye sıfır politikası söylemleri de dâhil, sadece söz olarak kaldığını” söylüyor.

Avrupa Birliği normlarıyla harmanlamaya çalışılan Türk Ceza Kanunu işkenceye sıfır tolerans politikasını ortaya çıkardı. 

            GERGERLİOĞLU, ayrıca Türk silahlı Kuvvetlerinin terörizme karşı daha etkin savaş için yetkilerin artırılmaya çalışılması tartışmalarını da eleştiriyor.

            3 ekim de Hakkari’de gerçekleştirilen saldırıda 17 askerin ölümü TSK’nin sınır güvenliğini sağlama becerisi konusunda şüphelere neden oldu. Ama bazı askeri yetkililer Türkiye’nin anti-terör yasalarının bazılarının TSK’nin yetkisini kısarak teröristlerle etkili savaşmasını ve askerin rahat hareket etmesini engellediğini iddia ediyor.

             GERGERLİOĞLU şunları vurguluyor: “hapishanede insanlar işkenceden ve kötü muameleden dolayı hayatlarını kaybederken Güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmak mantıklımı? Bu taleplere nasıl cevap vermek gerekiyor? Yasaları sertleştirmek ve insan haklarını sınırlandırılmak kabul edilebilir değildir.”

 Özlem DALKIRAN, Helsinki Yurttaşlar Derneğinden, Türkiye de kötü muamele ve işkenceyi önlemeye en büyük engelin, devlet memurlarının vatandaşlara yaptığı işkenceyi ortadan kaldıracak ciddi önlemelerin olmaması olduğunu söylüyor.

            Şöyle açıklıyor: “Ülkemizde devlet memurlarının insanlara karşı işledikleri suçlar cezasız kalıyor. Sivillere karşı girişilen İnsan Hakları ihlalleri davalarının sonuca ulaşması yıllar alıyor. Sivil halka karşı insani olmayan davranışlar ve ihlallere karşı verilen mücadele kanunlar yoluyla başarıya ulaşamaz. Aynı zamanda insanların bu suçları algılama anlayışları da değişmeli.”

Özgür-der başkanı  Hülya Şekerci de dün yaptığı bir basın açıklamasında CEBER’ in ölümünden sorumlu olanların mahkemeye çıkarılması çağrısı yaptı.

“CEBER’ in ve arkadaşlarının Jandarma yetkilileri ve gardiyanlar tarafından dövülmesi bir insanlık ayıbıdır. CEBER’ in ölümü Türkiye’nin kirli ihlal kayıtlarına yeni bir siyah leke olarak kaydedildi. Her şeyden önce bizim CEBER’ in niçin gözaltına alınıp tutuklandığını tartışmamız lazım. CEBER’ in hayatına neden olan zalimliği yapanlar teşhir edilmeli, görülüyor ki metris ceza evindeki bu ölüm bilinerek işlenmiş. Ceza evinden Adalet Bakanlığına, Jandarma Komutanlarına kadar bu ölümden sorumlu olanların hepsinden bu hesap sorulmalı ve bunlar mahkemenin önüne çıkarılmalıdır.

            Bu arada, Adalet Bakanlığı CEBER’ in ölümüyle ilgili bir soruşturma açıldığını bildirdi. Savcı, metris ceza evi gardiyanlarının ve yetkililerinin CEBER’ in ölümünde bir etkilerinin olup olmadığını araştıracak.

13 Ekim pazartesi 2008Betül AKKAYA, Todays ZamanÇeviren: Orhan ÖRS

Yorumlar