26 Haziran 2019

İnsan hakları ve sağlık alanında çalışmalar yürüten meslek örgütleri ve dernekler Ankara’da “26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” nedeniyle ortak açıklama yaptı. Beş kurumun ortak açıklamasında “OHAL sonrasında işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamalarda dramatik bir artış yaşanmıştır” denildi.

Serkan Alan  salan@gazeteduvar.com.tr

ANKARA– “İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” dolayısıyla Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Ankara Barosu, Ankara Tabip Odası (ATO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İHD Ankara Şube önünde ortak basın açıklaması yaptı.

İşkence ve kötü muamele yasağının ulusal ve uluslararası hukukta istisnası olmayan mutlak bir yasak olduğu hatırlatılan açıklamada, “15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL sonrasında işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamalarda dramatik bir artış yaşanmıştır. Ankara Emniyeti’nde ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde yaşanan vakalar da bu konudaki kaygılarımızı doğrular niteliktedir” ifadelerine yer verildi.

‘TEK DUYARLI OLMAYAN KESİM İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’YDI’

Ankara Emniyeti’nde gözaltına alınanlara işkence yapıldığına dönük iddiaları 26 Mayıs’ta sosyal medya hesabından duyuran HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun da katıldığı açıklamada, “İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek” sloganları atıldı.

Milletvekilliğinden önce insan hakları alanında çalışmalarda yer aldığını hatırlatan Gergerlioğlu yaptığı konuşmada, “Siyasetçi olmam kime yapılırsa yapılsın işkencenin insanlık suçu olduğunu bilmeme ve anlatmama engel değil. İşkencenin zaman aşımına uğramadığını söylüyoruz ve bir gün mutlaka hesabı verilir. Bizim sesimizi Ankara Emniyet yetkilileri duymamayı yeğliyor. 26 Mayıs’ta işkence iddialarını gündeme getirdiğimde birçok basın kuruluşu, dünya bu konuda duyarlı oldu ama tek duyarlı olmayan kesim İçişleri Bakanlığı’ydı” dedi.

‘ÖLSE MEZARI VAR DERSİNİZ AMA KAYIP ÇOK AĞIR’

Basın açıklaması sırasında eşi Salim Zeybek’in 126 gündür kayıp olduğunu ve kaçırıldığını söyleyen Fatma Betül Zeybek de konuştu. 21 Şubat 2019 tarihinden bu yana eşinden haber alamadığını belirten Zeybek, “Bayram öncesi siyasi parti gözetmeksizin 70 vekilin kapısını aşındırdım. Bu zamana kadar kaçırılan 6 kişi var. Bu kişilerle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Kamuoyu da oluşmamış durumda. Biz her gün Adalet ve İçişleri Bakanlığı’ndan haber bekliyoruz. Herkes empati yapsın ve eşini, kardeşin, çocuğunu düşünsün. Gözaltında olsun orada dersiniz. Ölse mezarı var dersiniz ama kayıp çok ağır” dedi.

HALFETİ HATIRLATILDI

18 Mayıs 2019 tarihinde Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili Mahallesi’nde 51 kişinin gözaltına alınması ile başlayan sürecin ardından yaşanılanların hatırlatıldığı açıklamada konuya ilişkin Urfa Barosu ve İHD’nin hazırladığı rapora değinildi ve “Raporlarda, görüşmeleri gerçekleştiren avukatların gözlemleri ile esas olarak uyumlu ters kelepçe, göz bağı, başa çuval geçirme, elektrik verme, kaba dayak, falaka, cinsel işkence, hakaret, kendisine ve yakınlarına yönelik tehdit gibi anlatımlar yer almaktadır. İHD olarak 11 Haziran’da kadınlarla yapılan görüşmelerde de kadınların cinsel organlarına ve göğüslerine elektrik verildiği, sinkaflı küfürler edildiği, tecavüzle tehditlerine maruz kaldıklarına ifade etmişlerdir” denildi.

‘RAPORLAMA YAPILMASI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR’

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltına alınanlara yönelik işkence iddialarıyla, 2018 yılında gözaltına alınan ve 5.5 ay işkenceye maruz kaldığını açıklayan Ayten Öztürk’ün yaşadıkları hatırlatılan açıklamada, “Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak hükümeti ve tüm yetkilileri ulusal ve uluslararası hukuktaki yükümlülüklerine ve ‘işkenceye sıfır tolerans’ vaatlerine uymaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada işkence konusunda yapılan uyarılar şöyle sıralandı:

  • İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için gerekli olan önlemler arasında alıkonulma yerlerin haberli ve habersiz bir şekilde ziyareti ve bu iddialara ilişkin İstanbul Protokolü’ne uygun raporlama yapılması hayati önem taşımaktadır.
  • İşkence ve kötü muamele iddialarının etkili bir şekilde soruşturulmasına ilişkin olaraksa Türkiye’nin de tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca işkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız ve tarafsız birimlerce ivedi bir şekilde soruşturulması ve soruşturmanın sonuca ulaştıracak nitelikte etkili olması gerekmektedir.
  • Şanlıurfa ve Ankara illerinde işkence ve kötü muamele yapıldığına dair kuvvetli deliller ortaya çıkmasına rağmen, iddiaların ciddiyetiyle orantılı bir inceleme yapılmadığı gibi kamuoyu da konuyla ilgili aydınlatılmış değildir. Şüphesiz bu iddiaları araştırmakla asli olarak görevli olan merciler Cumhuriyet Savcılıklarıdır.

‘İŞKENCE YAPILDIĞI İDDİA EDİLEN MEKANLAR DERHAL KAPATILMALI’

Yapılan açıklamada işkence konusunda şu soruşturma önlemlerinin alınılması talep edildi:

  • İşkence ve kötü muamele yapıldığı iddia edilen mekanların delil toplanması için derhal kapatılması,
  • Anılan tarihlerde şüphelilerin gözaltında tutulduğu yerlerin kamera kayıtlarının gecikmeksizin toplanması,
  • İşkence ve kötü muamele mağduru olduğunu iddia eden kişilerin buna ilişkin ifadelerinin alınarak, özellikle işkence ve kötü muamelenin gerçekleştiği ifade edilen yerlerin, bu ifadeler ışığında incelenmesinin sağlanması,
  • İşkence ve kötü muameleye uğradığını iddia eden kişilerin İstanbul Protokolüne uygun alternatif bir sağlık raporu alabilmeleri için il tabip odaları ile koordineli çalışılması,
  • Yapılan tüm çalışmalarla ilgili olarak başta mağdurlar ve yakınları olmak üzere kamuoyunun yeterli bir şekilde aydınlatılması.

Gazete Duvar

Yorumlar