12.04.2019 Tarihli Basın Toplantısı

yine önemli konularla dolu bir basın toplantımız olacak. malum biliyorsunuz türkiye son derece hukuksuzluklarla dolu bir ülke oldu artık. ve seçim sonrası YSK tam bir facia yaşatıyor Türkiye’ye . Tam bir hukuksuzluk yaşatıyor ve ardı ardına aldığı inanılmaz kararlarla kamu vicdanını sızlatıyor. Malum kaç gündür KHK’lıların, seçildikten sonra,  belediye başkanı, belediye encümen üyesi , muhtar ve diğer görevlere gelip gelemeyeceği konusu bir tartışma konusu . YSK malesef KHK ile ihraç edilenlerin seçilme hakkını elinden aldı gasp etti. Çok ağır ve çok yanlış bir karar aldı. Anayasa’ya aykırı bir karar aldı, anayasa ihlali işledi ve anayasal bir suç işliyor şu anda. Başka birşey değil değerli arkadaşlar. YSK anayasanın 10-15-67 ve 76. maddelerinde anlamını bulan eşitlik, tedbir, seçme ve seçilme hakkı anayasal haklarını ihlal etti, siyasi iktidarın keyfine göre kararlar aldı ve alıyor halen. İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin tedirginlik devam ediyor. İstanbul da bir seçim yapıldı ve siyasi iktidar kaybetti,Cumhur ittifakı kaybetti ve şu anda kamu vicdanının kabul etmediği bir şekilde seçimin iptaline doğru giden bir süreç görüyoruz. şiddetle kınıyoruz çünkü zorlama ve hukuksuz bir şekilde alınmaya çalışılan bir karar.

Bakın KHK’lıların mazbatasının verilmemesi ile ilgili bilim adamları hukukçular ne diyor bunlara da bakmamız lazım. Tüm bilim insanları hukukçular tek ağız bu YSK kararının hukuksuz olduğunu net bir şekilde söylüyor. Prof. İzzet Özgenç, Prof Adem Sözüer, Prof Mustafa Erdoğan hepsi Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli bilim insanları ve YSK nın bu kararının hukuk dışı olduğunu net bir şekilde söylüyorlar.

Bakın anayasanın kuralları apaçık delil seçme seçilme hakkını herkese veriyor ancak KHK ile geçici bir OHAL le ihrac edilenler sadece kamu hizmetinden ihrac edildiler ve bu belli bir süre için oldu OHAL süresi için oldu. ancak OHAL 18 TEMMUZ 2018 de bitti ve şuanda bu hükmü devam ettirmeye çalışıyorlar, zaten ohal KHK’ları anayasayı ihlal eden KHK’larda aym’nin bunu iptal etmesi gerekiyordu siyasi iktidarın baskısıyla bunu gerçekleşmedi ihlal oluşturan khklarla zamanı bile geçse insanların temel haklarını ihlal etmeye çalışıyorlar halkın oyuyla seçilen başkanlara mazbataları verilmiyor buna tüm partilerin karşı çıkması gerekiyor çünkü bu tüm demokrasi ve hukuk anlayışına karşı bir saldırıdır parti ayırt etmeksizin herkesin bu hukuksuzluğa karşı çıkması gerekir.Aday olurken izin veriyorsunuz ardından bir engel çıkarmıyorsunuz, seçildiği zaman mazbatasını dahi vermiyorsunuz. bu adaylara ve partilere kurulmus bir tuzaktır başka birşey değildir. İstemediği yönetimlere kayyım atamıştı iktidar , baktı ki toplum yine kayyımı alaşağı etti, bu sefer YSK eliyle bir kayyım atamıştır. KHK lı iade edilse ne olacak peki ,hani KHK ile ihraç edilenlerin  yargı süreci bitmemiş durumda, siz bu insanları peşinen mahkum ediyorsunuz. ya yarın öbür gün mazbatası verilmeyen başkanlar, KHK veya OHAL komisyonu ya da yargı yoluyla iade edilirse ne olacak. Bakın bu süreç de bitmemiş, YSK nın darbesi en büyük insan hakları ihlalidir. Bunu umursamayan, mutlaka birgün bu KHK zulmünü yaşar bunu unutmayın. KHK zulmü bana değmedi demeyin. bu KHK zulmü umursamayanlara da birgün vurur ve yaşarlar bunu kimse unutmasın.

bakın sadece bizim sözlerimiz değil bilim insanlarının da çok önemli sözleri var. Mesela Prof Mustafa Erdoğan ne diyor; bir kamu kurumundaki görevine mahkeme kararıyla değil de bir yürütme işlemiyle son verilen bir yurttaşın, seçimle gelinen bir kamusal görevini üstlenemeyeceğini, üstelik yargısal bir kurul tarafından karar verilen bir yerde hukuk devletinden söz edilemez diyor. KHK’lılık, kişilerin yurttaş ve insan olma statülerinin aşındırıldığını gösteriyor artık bu son kararla. Ama biz sadece seçilme hakkının gasp edildiği bu günlerde söylemedik bunu. 2,5 yıldır KHK lıların tüm insan ve vatandaş olma haklarının elinden alındığnı söyledik. Sadece seçilme hakkının elinden alındığı bu günlerde bunu da hatırlamak da eksik ve hatalıdır değerli arkadaşlar . 2,5 yıldır KHK lılara ne zulümler yapıldı. Eğitim, çalışma, mülkiyet ve özelde çalışma hakkı, seyahat hakkı bilimum tüm anayasal hakları elinden alındı. şimdi de bu yapılıyor biz bunun yapılacağını da biliyordur bu kadar hukuksuz ortamda bunlara da cürret edilebileceğini düşünüyorduk ve yapıldı malesef. Çünkü bunun gibi binlerce hukuksuzluk yapıldı. ve malesef bu durduğu yerde durmaz heryere sirayet eder. güvenlik soruşturmaları ve mülakat rezaletiyle  de KHK ların devam ettiğini defalarca söylemiştik.

Prof İzzet Özgenç yine çok değerli bir bilim insanı, Türkiye’nin yetiştidiği en önemli ceza hukukçularındandır. Bugün yaptığı bir açıklamayla YSK’nın hukuksuz kararını yerden yere vurdu. Bunlara sadece biz itiraz etmiyoruz. Türkiye’nin en yetkin hukukçuları bu karar karşısında şok olduklarını söylüyorlar. Bakın ne diyor Prof İzzet Özgenç; kişinin somut herhangi bir suç işlediği sabit olmaksızın idari bir kararla ve hatta bilahare kanunlaştırılan KHK ile kamu görevinin sonlandırılmış olması seçilme koşullarını ortadan kaldırmaz. Hukuk dışı bu uygulamanın bugün itibariyle kanunlaştırılmış olması, somut herhangi bir suç işledikleri sabit olmadığı sürece  (çünkü bu insanlar somut olarak suç işlemiş değiller sadece sorgusuz sualsiz ve yargısız infaza tabi olmuşlar) bu kişiler bakımından herhangi bir hak yoksunluğu doğurmaz. Nitekim bu mülahazalardır ki bugün YSK tarafından KHK  ile ihraç edildiği gerekçesiyle mazbata verilmemesi yönünde karar verilen kişilerin adaylıkları seçim süresinde kabul edilmiş ve kesinleştirilmiştir. Seçim süreci henüz başlamadan önce mevcut olan bu durum gerekce ihtiraz edilen bazı kişilerin göreve başlatılmasının önüne geçilmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır diyor. Bakın ardından ne diyor; bu uygulamanın yüksek yargı mensubu güya hukukçular tarafından geliştirilmesinin , Türkiye’de hakim bağımsızlığı tartışmalarına gerekçe oluşturacağı kuşkusuzdur. Bu kararlarla hukuk dışına çıkan YSK üyesi yüksek yargı mensuplarını HUKUKA GERİ DÖNMEYE davet ediyorum diyor. Bakın Türkiye’nin en yetkin ceza hukukçusu bunu söylüyor. Çok önemli bir uyarı ancak bu dinlenmiyor.

Değerli arkadaşlar ben de KHK lı bir kişiyim ve milletvekili oldum. KHK lı bir kişi olarak milletimin oylarıyla milletvekili seçildim ve bunun karşısında da kimse duramadı. Şimdi de KHK’lı arkadaşlarımız belediye başkanı oluyor, muhtar oluyor, belediye encümen üyesi oluyor.Bunun karşısında kimsenin duramaması lazım çünkü milletin oylarıyla kutsal bir seçilme hakkı ile anayasanın verdiği bu çok önemli hakla seçilen insanlar. Kamu hizmetinde istihdam edilemezler yönündeki KHK ibaresi, anayasının temel ilkelerinin üzerine çıkamaz. Zaten bakın biz milletvekilleri olarak veyahut da belediye başkanları , bir atamayla gelen insanlar değiliz milletin oylarıyla seçilen insanlarız. Bir istihdam olayı yok burada. Milletin oylarıyla seçilen kişileriz ve bu hakkın engellenmemesi gerekiyor. Bir işçi bir memur statüsünde değiliz ki. Milletin oylarıyla seçilen , anayasal seçimle buraya gelen insanlarız. Kamu hizmetinde istihdam edilemezler ayrı bir konudur, milletvekilleri veya belediye başkanları tabi ki en üst düzeyde kamu hizmeti veren insanlardır ancak işçi veya memur statüsü açısından bakılamaz. bakın bunu hukukçular çok net bir şekilde söylüyorlar.

Biz bu konunun peşini bırakmayacağız. parti olarak da halkların demokratik partisi olarak da dün YSK ya başvuru yaptık , önünde de açıklama yaptık  ve bu durumu kesinlikle kabul etmeyeceğimizi de net bir şekilde söyledik. KHK’lılara çok zulümler yapıldı, şuan da bu zulümlere devam edilmeye çalışılıyor ve biz de buna şiddetle karşı çıkıyoruz , KHK lar gidecek hukuk geri gelecek ve herkes de işine geri dönecek diyoruz. bundan herkes emin olsun.

Arkadaşlar kaç gündür söylüyoruz Türkiye’de çok önemli bir olay yaşanıyor. Ben bunu hatta seçimlerden bile önemli görüyorum. Sürekli de söylüyorum, seçim öncesi de seçim günü de seçim sonrası da , türkiye de kaçırılan 6 kişi olduğunu söylüyoruz ve bu 6 kişinin haklarının aranması gerektiğini söylüyoruz ancak toplumda önemli bir duyarsızlıkla karşılaşıyoruz. Bakın daha geçtiğimiz günlerde bana Kandıra Cezaevinden bir mektup geldi. Zabit Kişi isimli bir tutuklu, birtakım kişiler tarafından kaçırıldığını ve  biz devletiz diyen bu kişilerin 108 gün kadar kendisine korkunç işkenceler yaptıklarını ve bu işkenceler esnasında ölümü temenni ettiğini , en sonunda da Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün önüne bırakıldığını söylüyor. Biz bunu Adalet Bakanlığı’na bir soru önergesiyle sorduk,  TBMM insan hakları inceleme komisyonuna da bir dilekçe ile sorduk . Bakın çok ciddi bir kaçırılma işkence iddiası var ortada. mektup elimizde ve biz bunu Adalet Bakanlığına bir soru önergesi olarak sorduk. Biz bunları yaşıyoruz, OHAL dönemi içinde 20 kişi kaçırıldı şuanda da 6 kişi kaçırılmış durumda ve bunların hakkını hukukunu soruyoruz. Bir milletvekili olarak sormam gereken en önemli husus budur bu ülkede insanlar haksız hukuksuz bir şekilde kaçırılıyor ve hiçbir yetkili açıklama yapmıyorsa bunu bizim sormamız gerekir. Milletin vekili olarak bu konunun peşine düşmemiz gerekir.

bakın ben size bu kişileri tekrar hatırlatmak istiyorum. 6 kişi kaçırılmış durumda türkiye de:birincisi YASİN UGAN 58 gündür kendisinden haber alınamıyor. ankara çamlık mahallesinde kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı ve 58 gündür emniyet herhangi bir açıklama yapmıyor.

58 gündür kendisinden haber alınamıyor ankara çamlık mah.’de kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı ve 58 gündür emniyet herhangi bir açıklama yapmıyor İçişleri bakanlığı herhangi bir açıklama yapmıyor başka birileri kaçırmışsa da mobese kameraları ile ilgili bir tetkik de yapılmıyor hiçbir açıklama yapılmıyor. Yasin ugan 58 gündür kayıp

Özgür kaya 58 gündür kayıp yine ankara çamlık mah’de aynı kişiler tarafından kaçırıldı. Yine hiçbir açıklama yapılmıyor şuana kadar ailesi yakınları hergün büyük bir üzüntü içinde ancak hiçbir açıklama yapılmıyor.

Erkan ırmak 54 gündür ortada yok istanbul da kaçırıldı ve yine kendisinden hiçbir haber alınamıyor esrarengiz kişiler tarafından kaçırıldı hiçbir mobese kamerası incelemesi yapılmıyor hiçbir açıklama yapılmıyor istanbulda şehrin göbeğinde kaçırılan kişi için hiçbir açıklama yapılmıyor inanılmaz şeyler yaşıyoruz.

Mustafa yılmaz 50 gündür kaçırılan bir kişi bu da ankara da şehrin göbeğinde kaçırıldı yine hiçbir açıklama yapılmıyor .

Gökhan türkmen antalya’da kaçırıldı 63 gün oldu ve  hiçbir yetkili açıklama yapmıyor inanılmaz bir şey bu.

Salim zeybek edirne de kaçırıldı 50 gündür ortada yok ve ailesinin yanında kaçırıldı kendisini polis olarak tanıtan ve hatta biz devletiz karıştırma bu işi denilen kişiler tarafından kaçırıldı hiçbir mobese incelemesi yapılmıyor ailesiyle birlikte kaçırıldı ailesi daha sonra ankara da evlerine bırakıldı ve salim zeybek ortadan kayboldu birileri götürdü ve hiçbir açıklama yapılmıyor

Değerli arkadaşlar bu başka bir ülkede olsa şu anlattığım 6 kaçırılma olayını bir başka ülkede bir başka milletvekili millet meclisinde anlatsa kıyamet kopar yer yerinden oynar demokratik bir hukuk ülkesinde yer yerinden oynar içişleri bakanı istifa eder hükümet sarsılır ancak şuan o kadar duyarsızlık umursamazlık var ki kimse açıklama yapma ihtiyacı bile hissetmiyor inanılacak şey değil şiddetle protesto ediyorum iki ayı geçti t.c. vatandaşları kaçırıldı kayboldu kimsenin yaptığı bir açıklama yok inanılmaz bir durum bu bakın ülkenin itibarı da artık yere düştü ayaklar altında. Az önce bahsetmiştim 108 gündür kaçırılmış işkence edilmiş zabit kişinin mektubu burada isterseniz alıp okuyabilirsiniz korkunç işkence iddiaları var 108 gün boyunca ağzından burnundan kan getirilen kan kusan 30 kilo zayıflayan ve okumaya dayanamayacağınız işkence iddiaları ile dolu bir mektup aldım bunun için gerekeni yapıyorum ve 6 kişi için de gereken işlemleri yapıyoruz peşini de bırakmayacağız değerli arkadaşlar. Bakın bu ülkeyi rezil etmenin kimsenin hakkı yoktur bu ülkeyi rezil etmeye. Değerli arkadaşlar bunu açıkça söylüyorum daha bugün ortaya çıkan haber amerika birleşik devletleri 35 ülke için seyahat uyarısı yapmış bu 35 ülkeye gitmeyin kaçırılabilirsiniz. Bakın bbc’nin bir haberi 35 ülkeye gitmeyin kaçırılabilirsiniz diyor bunlar hep 3. Dünya ülkeleri afrika ülkeleri uzak doğu’nun geri kalmış ülkeleri ve maalesef arasında türkiye de var. Ülke maalesef bu denli kötü durumda değerli arkadaşlar. Evet maalesef bir başka sıkıntı daha devam ediyor imralı da ki tecrite karşı iktidar yine sessiz günlerdir insanlar açlık grevinde ve hukuksuz imralı uygulaması devam ediyor tecrit devam ediyor avukatlarla görüştürülmeme devam ediyor ve insanlar açlık grevine devam ediyor tecrit’in kaldırılması için ancak iktidardan tek kelime ses yok tek kelime adım yok. Leyla Güven milletvekilimiz 156 gündür 156 gündür açlık grevinde Nasır Yağız 144 gündür cezaevlerinde ki ilk grup 119. Gününde 17 aralık da Dilek Öcalan’ın da olduğu 14 siyasetçinin Strazburg’da ve İmam Şiş’in Galler’de sürdürdükleri açlık grevi 117. gününde. Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın açlık grevi ise 87. güne girmiş bulunuyor.

HDP milletvekillerimizin Amed il binamızda devam ettiği açlık grevi eyleminde olan Dersim Dağ 3 Mart’tan beri sürdürdüğü açlık grevinin 41. gününde, Tayip Temel ve Murat Sarısaç ise 8 Mart’tan itibaren başladıkları açlık grevi eyleminin 37. Günündedir değerli arkadaşlar bakın binlerce insan cezaevlerinde 7 bini aşkın kişi cezaevlerinde açlık grevlerine devam ediyor bu çok önemli bir olaydır ve sadece bir hukuksuzluğun kalkması için bu açlık grevi devam ettiriliyor. Maalesef bir çok cezaevinde b1 kompleks vitaminlerinin verilmediği haberlerini alıyoruz. Açlık grevindeki mahpuslarla dayanışmak için Gebze M Tipi Kapalı cezaevi önünde oturma eylemi yapan aileler polis saldırısına uğradı, çok sayıda kişi gözaltına alındı maalesef bakın bu çok önemli.aileleri görüyorsunuz.Bu anneler Gebze cezaevinde çocuklarının peşindeler  çocuklarının içerde aç ölmek üzere olduklarını bilerek cezaevi önünde oturma eylemi yapmak istiyorlar polis ona da izin vermiyor ve kovalıyor oradan uzaklaştırıyor. Olacak şey değil bu anneleri kovalamak kimsenin haddine değil arkadaşlar bu annelerin yüreği sızlıyor ve gözyaşı döküyorlar bu konuda bir çözüm bulunmasını istiyorlar ama hiçbir yetkili kulak asmıyor. Bakın bu anneler suçlu değil bu annelere zulmetmek kimsenin hakkı değil çocuklarının sadece ve sadece ölmemesini istiyorlar bu çok insani bir istek ve bu insanlar şuanda gebze cezaevi önünde eylem halindeler ve şuanda sürekli polis tacizine uğruyorlar. Cezaevlerinde ki eylem yapan barış anneleri yürüyüşle gerçekleştiler daha sonra gebze cezaevi önündeki oturma eylemleri oldukça sıkıntılı bir şekilde devam ediyor ve dtk başkanı Leyla Güven her yıl geleneksel olarak her yıl geleneksel olarak verilen İbrahim Ehmed ödülüne layık görüldü.

Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan kadın tutsakların durumlarının kötüleştiği, bazı kadınların kan kustuğu, yoğun eklem ağrıları yaşadıkları öğrenildi. Değerli arkadaşlar cezaevlerinde durum oldukça kötü.

Cezaevleriyle alakalı başka haberlerim de var. Her hafta bu haberleri veriyorum vermeye de devam edeceğim değerli arkadaşlar. Mesela Fatma ve İhsan Şanlı karı koca tutuklu bu insanlar ve iki çocuklular 14 aydır anne ve babalarından ayrılar çocuklar anne ve babalarına ihtiyaçları var bugün mahkemeleri var umuyoruz ki annenin tahliyesi gerçekleşsin 14 aydır bu iki çocuk anne ve babasından uzak. Bunlar insani şeyler değil değerli arkadaşlar bakın anne ve babayı cezalandırıyorsunuz asıl cezayı çocuklar çekiyor bunun gibi binlerce aile var şuan Türkiye’de yine Ali Akgün ve Gönük Akgün anne baba tutuklular çocuk 4 yaşında yakından biliyorum psikolojisi çok kötü durumda hergün ağlayan perişan olan bir çocuk anne baba tutuklu hasta olan yakınları çocuğa bakmaya çalışıyor. Giresun cezaevi ile ilgili oldukça şikayetler alıyoruz  bakın gelen bir şikayeti okuyayım.36 kişilik koğuşun açık görüşündeki yoğunlukta çocuklar yaşlılar eziliyor görevliler tarafından bir azarlanma ile karşılaşıyoruz her ay  ayrı bir düzenle karşılaşıyoruz her ay ayrı bir düzenle karşılaşıyoruz sebep olarak adli suçlardakilerin kaçma planları gösteriliyor. Aslında kendi problemlerinin suçunu bize ödetiyorlar. Mahkeme günleri elleri kelepçeli nezarette bekletiliyorlar sebebi ise yeni kanun deniliyor oruçlu olanlara su bile verilmiyor namaz kılmak için bile kelepçeleri açılmıyor. Ortaçağ’da zindan da mı bu insanlar Allah aşkına kimsesiz buldunuz bu kadar zulmetmeye ne hakkınız var. Bakın bir başka ileti diyarbakır t tipi cezaevlerinde su yok odalarda kalorifer çalıştırılmmıyor sıcak su yok insanlar yerde yatırılıyor 8 kişilik koğuşlarda 25 kişi yatıyor yemek az kahvaltı yine öyle az. Bakın bir başka şikayet cezaevleri doldu taştı yatacak yer yok sürekli eşim uyuz oluyor bu durum karşısında hiçbir şey yapmıyor görevliler bakın o kadar kalabalıktan ve hijyen kurallarına riayet etmemekten uyuz hastalığına müptela olan insanlar var. Herşey çok pahalı zaten insan yerine koymuyorlar mahkumları suçlu diye bunları yaşaması haksızlıktır diyor.

Cezevlerinde hatası günahı olmasa da sistematik olarak mahkumlar darp ediliyor bunlara artık dur diyecek vekiller istiyoruz mecliste. İnsan hakkı cezaevinde olmakla  bitmiyor. Bizde bir insan hakları savunucusu olarak hep bunu söylüyoruz.insanları cezalandırabilirsin hapisle ancak  cezaevinde insan hakları ihlali yapamazsın diyoruz görevlilere. Cezaevleri ceza içinde ceza çektiriyor. Artık son bulsun bu haksızlıklar. Yine bir başka şikayet

Gardiyanlar tarafından kollanan bir grup mahkum diğer mahkumları ezio hor görüyor tehditler savuruyor ceza içinde ceza çekiliyor artık yetmez mi? Artık yeter vallahi yeter. Ölmek istiyor insan ama ölemiyor bizimkine hayat denmez yaşamak denmez diyor tutuklu yakını.bir başka kişi. Bütün cezaevlerinde mahkum üstüste ve kanaatle ya da olması gereğinden fazla ömürlük cezalar var her insan hata yapar beşeriz şaşarız elbet ama hem şartlar hemde verilen sözler bitirdi hayatlarımızı.yine bir başka şikayet.

Eşim bir senede mersin Niğde Kırıkhan Urfa 4 cezaevi gezdi yer yok yatak yok hala birileri herşey yolunda diyorsa Allah’a havale ediyorum.Bakın bir başka şikayet,

Bizim canlarımız orda yerlerde yatıyor koğuşlar soğuk mikrop yuvası olan cezaevlerinde hastaneye götürülmüyorlar. Ve ya çok geç götürülüyorlar.

Bize af çıkarılacak dendi diyor başka ileti de 11 aydır bekliyoruz bizlerde bittik tükendik beklemekten çocuklarımızın psikolojisi de bozuldu hepimiz bittik deniyor. Bakın bir af söylentisi ortaya atıldı insanlar büyük beklentiye girdi ve şuanda insanların psikolojileri bozulmuş durumda.

Çorum  l tipi cezaevinde şuanda koğuşlar 43 kişi. Kantin pahalılığı başını alıp gitmiş durumda 10 kişi yerde yatıyor suçlu olduysak insanlıktan mı çıkalım artık yetmedi mi beklediğimiz adli mahkuma af zulum durdurulsun lütfen son bir şans verilsin diyor bir başka tutuklu yakını.

Sincan cezaevinde dün itibariyle 28 kişilik koğuşta 70 kişi kalıyor diyor inanılmaz sayılar bunlar   arkadaşlar hepimiz insanız bir insan bir insana bunu yapmamalı 28 kişilik koğuşta 24 saat 70 kişi kalabilir misiniz değerli arkadaşlar hepinize soruyorum bakın bu insan hakları ihlaline ne zaman son verilecek ne zaman hukuka döneceğiz.

Bünyan 1 nolu t tipi cik’da müdür değişikliğinden sonra sıkıntılar had safhada bayan ziyaretçiler arama esnasında çok sıkıntı yaşıyor taciz iddiaları var açık görüşe tutuklular ikram diye getirdikleri yiyecek içecek fazlası çöpe atılıyor.

Sivas cezaevi açık görüş süresi aramalardan dolayı çok kısa tutuluyor 40 dk olması gerekirken 20 25 dk oluyor. Bakın insanlar çok uzak yollardan geliyor ve işte girerken çıkarken geçen vakitten dolayı 40 dk yerine 20 dk orada ziyaret edebiliyor yakınını bu nasıl bir zulümdür.

Düzce cezaevi bakın 3 kişilik koğuşta 28 metre kare de 14 kişi kalıyor olabilir mi böyle bir şey? Nasıl bu insanları bu kadar sıkış tepiş bir koğuşta tutuyorsunuz. Biz diyoruz cezaevleri patlama noktasında kimsenin kulak astığı yok.

Ümraniye cezaevinde iki katlı ranzaların üstüne 3. Kat çıkmış durumda tavan ile bitişik uyuyanlar var bakın tavanla bitişik uyuyan insan,yerlerde yatan onlarca insan

Silivri de 28 kişilik koğuşlarda 52 kişi kalıyor adım atacak yer yok mescit ve tuvaletler bile dolu diyorlar hatta hala yargı reformundan haber yok.

Sakarya geyve açık cezaevinde 56 kişilik barakada hayvan bağlasan durmayacak koğuşta 170 kişi var kim bunlara dur diyecek diyor gelen ileti.

Diri diri mezara koyuyorlar insanları sonra niye kaybettik diyorlar insan gibi yaşamak istiyoruz kocalarımız içerde çocuklarımız aç yırtık ayakkabı ile okula gidiyorlar bizdeki bu öfke ile bizlerden oy beklediler ve işte kaybettiklerini gördüler.

Samsunda 35 metrekarelik yatakhanede 42 kişi kalıyor.

Manisa t tipinde yaşanan hak ihlalleri bakın yemekler yenmiyor kadın üst aramalarında işkence yapılıyor resmen 15 kişilik koğuşta 18 kişi kalınıyor,ekmek çok az sınırlı miktarda veriliyor neredeyse bir haftadır 18 saatlik su kesintileri yaşanıyor. Temel ihtiyaçlar alınamıyor yumurta peynir peçete elimizde yok diye satış yapılmıyor.gardiyanlarda ciddi sıkıntılar var manisa cezaevinde tutuklulara psikolojik olarak kötü muamelede bulunuyorlar yemekler çok kötü hep kuru gıdalar veriliyor patates gibi eşim ve arkadaşları çok sıkıntılar yaşıyor bir aydır peynir yoğurt verilmiyor satış da yapılmıyor manisa ile ilgili şikayetler bunlar. Bir başka yerde ise

28 kişilik koğuşlarda 70 kişi 3 kişilik odalarda 9 kişi merdiven altı tuvalet önü dönüşümlü yatak abdest almak için tek lavoba ve vakit çıkmadan yetişmeye çalışmak.Hakim ve savcılar insanları nereye gönderdiklerini hiç görüyorlar mı acaba ?

  Bakın bir çok cezaevinde iletişim sıkıntıları var bunlarında haberlerini alıyoruz mektuplar iletilmiyor iletişimlerde büyük sıkıntılar var yine kitap verilmesi konusunda güvenlik gerekçesi gösterilerek cezaevleri çok ihlallere imza atıyor. Mesela sincan 1 nolu l tipi kapalı cezaevinde koğuştakiler topluca ingilizce çalışıyorlar. Gardiyanlar bunları görüyor topluca çalışmanın yasak olduğunu söylüyor kitapları topluyor kaynakları topluyorlar alıp götürüyorlar keyfi yasaklar bakın ingilizce çalışıyor insanlar toplu bir şekilde yakınları diyor ki diyecek hiçbir şey bulamıyorum ne yapsın bu insanlar ingilizce çalışmak kaynak bulundurmak ki onların izniyle bu kitaplar içeri gidiyor suç mu ? bu durumu izah edecek kelime bulamıyorum zaten canımın yarısı içeride bir de bunları gördükten sonra diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Hukuki olarak avukatımız itirazda bulunacak. Ama yapanın yanına kar kalıyor değerli arkadaşlar.  

Kandıra cezaevinde   koğuşlar çok dolu 28 kişilik koğuşlarda 40 kişi kalıyorlar.

Yine amasya e tipi cezaevinde keyfi olarak   açık görüşler ayda bir den 2 ayda bir e çıkarılmış. adlilere her ay açık görüş var siyasilere iki ayda bir var. İnsanlar eşya götürüyorlar hayır kullanılmış eşya almıyoruz illa mağazadan getireceksiniz deniliyor. İnsanlar işsiz. Bakın 2.5 yıldır işsiziz üstüne iki çocukla karnımızı zor doyururken mağazadan yeni eşyayı nasıl alalım niye  kullanılmışı kabul etmiyorlar.yani birileri cezaevinde astığım astık kestiğim kestik deli dumrul gibi köprünün başına durmuş istediğini yapıyor değerli arkadaşlar hiçbir yetkili de bunlara müdahale etmiyor.biz  buradan bunları gündem ediyoruz insan hakları komisyonunun başkanının umrunda değil cezaevleri alt komisyonu başkanı hüseyin yayman’ında umrunda değil aylardır tek bir cezaevi ziyareti yapılmıyor. Biz burada çırpınıyoruz bu ihlalleri duyurmak için değerli arkadaşlar. Binlerce ihlal var ve meclisteki ilgili birimin umrunda değil. Bakın bir başkası ne diyor sayın vekilim annesi ve babası tutuklu koğuş arkadaşımın açık görüşteki hali çocukların duyusal anlarını anlatmaya inanın yürek yetmez baba ağlıyor çocuklar ağlıyor onları getiren babaanne ağlıyor o ana şahit olan herkes ağlıyor büyük travmalara yol açtınız koca yürekli masumlara diyor bir gelen iletide bunlar unutulmaz tarihi izler olarak bizim raporlarımızda yer alacak unutturmayacağız değerli arkadaşlar.

Bakın Hatice Erol Konya Ereğli Cezaevinde  ağır Epilepsi hastası tedavisini düzgün olamıyor hastalık gittikçe kötüleşiyor koğuşta geçirdiği nöbetleri ispatlayamıyor sağlık kurullarında belgeleyemeyince tahliye olamıyor hastalığı gittikçe kötüleşiyor epilepsi oldukça ciddi bir hastalık tedavi düzenli verilmezse daha da kötüleşip ölüme kadar gidebilir.Hatice Erol’un bir an önce noroloji muayenesinin yapılması gerekiyor.

Bakın size yine bazı örneklerle anlatacağım iki kardeş  Nagihan ve Cihan bayrak sabah erken saatte evlerinden alındı ve tutuklandılar ordu’da cezaevindeler.Geride 4 ve 5 yaşlarında2kız cocugu kaldı.Böyle hukuk dışı keyfi tutuklamalar sonrasında aileler mahvoluyor.Yaşlı anneanne bakmaya çalışıyor.Büyük yavru hergün ağlama krizlerinde, küçüğü içine kapanmış konuşmuyor insanlarla kalıcı travmalar oluşturdunuz insanların üzerinde.

Bakın size hasta bir çocuk gösteriyorum. Sevinc Usanmaz hasta bebeği Avşin’le Mardin c.evinde tutuklu çocukta hemanjiyon var doğuştan ve tedavi edilirse geçecek tedavi edilmezse hayat boyu kız çocuğunun yüzünde bu izlere kalacak arkadaşlar basit bir şeyden bahsetmiyorum ben size ve bu çocuğun neye ihtiyacı var “Kapalı ortam, düzensiz ışık ve eksik gün ışığı sağlığını tehdit ediyor ve iyileşemiyor 1 yıl ile 15 ay arasında hastalığı temizleyebiliriz”demis tahliye edilirse düzelebilir ancak tahliye edilmiyor anne  Dr. Tahliye edilmesini uygun bir ortamda tedavi alması gerektiğini söylemiş ancak  Infaz hakimligi tahliyeyi red etmiş C.evinde hastalık ilerliyor avşin bebeğin durumu iyi değil arkadaşlar. Avşin bebek annesiyle beraber mardin cezaevinde böyle bir dram yaşanıyor herkes görsün bunu.

Yine bir başka dram yine bir aile size göstereceğim. Yine karı koca tutuklu Meryem ŞENOCAK  bugün de mahkemesi var aile çok zor durumda aylardır bu aile tutuklu çocuk ortada kalmıi durumda.2 yaşındaki kızı sürekli hastalanıyor, bakın çocuğun fotoğrafını da gösteriyorum. 2 yaşındaki çocuk şu bakışlara bakın lütfen anne ve babasının hasretiyle dolu bir çocuk görüyorsunuz arkadaşlar bu bakışlar insanlığı sorguluyor bu bakışlar anne ve babanın nerede olduğunu ve büyük bir hüznü anlatıyor.İnşallah bugün tahliye haberini alırız ve seviniriz inşallah temennimiz budur.

Bakın bir başka sıkıntı Gültekin Ayyıldız, eşini kanserden kaybetmiş şuanda cezaevinde bir baba düşünün .2 ay sonra tutuklandı. Eşi vefat etmiş,Annesi de vefat etmiş Gültekin beyin. Babası da yaşlı ve yatalak durumda. 2 çocuk ortada klamış durumda ve annesiz kalmış babasız kalmış babaları cezaevinde anneleri ölmüş bu çocuklar Cocuklar çok büyük bir psikolojik sıkıntı içince yakinen biliyorum sıkıntılar had safhada değerli arkadaşlar

Bakın bir başka tablo Yusuf çetin ve eşi Fatma çetin’in çocukları Antalya e tipi c.evine konuldu.3 ve 7 yaşlarında 2 çocukları var. Anneanesindeler,sürekli anne babasını sorup agliyorlarÇocuklar Şu an zil sesinden, polisten,elektrik süpürgesini polisler geldiği zaman çıkarmışlar o sırada çok tedirgin olmuşlar bundan korkuyorlar anne babamızı polisler aldı götürdü anne babamız artık yok diyerek hergün ağlayan çocuklar bunlar maalesef.

Bir başka çok vahim vaka. Cezaevinden gelen bir mektup Elazığ cezaevinden kayseri cezaevine gitmiş şuanda kayseri cezaevinde bu mektup çok önemli çok önemli bir dramı anlatıyor Rabia Bıyıklı tutuklanıyor ve hamile doğum zamanı geliyor hastaneye kaldırılıyor  2 gün doğum sancısı çekerken elleri yatağa kelepçeli bir halde yanlış duymuyorsunuz doğum sancısı çeken bir kadın yatağa kalepçeli bir halde tutuluyor Doktor diyor ki ne yapıyorsunuz bu kadının kelepçesini çıkarın nereye kaçacak bu kadın ne olacak rütbeli diyor ki :’ hayır çıkartamayız’ bakın bunlar insanlığa sığar mı arkadaşlar. Rabi bıyıklı nediyor biliyor musunuz ? Bebeğimi özgürlük, mavi bir gökyüzü değil de tel örgüler bekliyordu” diyor bebeği doğduktan sonra tekrar cezaevine gönderiliyor.Elazığ cezaevine orada 38 gün sonra sen bir yere Kayseriye nakledileceksin deniliyor daha loğusa kadın dikişleri iyileşmemiş arabaya oldukça kötü koşullarda olan bir ring arabasına bindiriliyor tabutluk deniyor buna biliyorsunuz çok sıkıntılı bir şey elazığdan kayseriye kadar bebeğiyle bu araçta gidiyor büyük bir zulum daha dikişleri iyileşmemiş elazığdan kayseriye tabutluk denen bir araç içinde gidiyor ve ne diyor Bebeğimi özgürlük, mavi bir gökyüzü değil de tel örgüler bekliyordu” diyor.

Mehmet Emin Özkan bir hasta tutuklu 81 yaşında ve %87 cezaevinde kalamaz raporu var bakın çok açık sağlık kurulu raporu var şu insan ya yani hastane sağlı kurulu raporuna gerek var mı doktor olmasanız da görüyorsunuz oldukça kötü durumda 81 yaşında hasta bir insan raporu var hala tahliye edilmiyor Diyarbakır D tipi kapalı cezaevinde tutuklu. Mehmet emin özkanın hakkını arıyoruz

Bakın yine balka bir vaka. Hasta tutuklu tahliye edilmeli..! yusuf akkuş bu da oldukça ağır bir hasta Akli melekelerini kullanamayan,5 dakika öncesini unutup ne yapması gerektiğini bilmeyen % 70 özürlü Yusuf Akkuş’un Malatya Cezaevinde tutulması,ölüme terk edilmesidir.Evde annesinin gözetimi altında imiş,ve bu kişi halen cezaevinde tutuluyor. Yusuf akkuş’un bir an önce tahliye edilmesi gerekir.

Nezihe diken keyfi ohal içinde cezaevine atılan bir anne. Anneler cezaevlerinde, yakınları perişan! ‘Nezihe Diken 3 aydır 2 yaşını doldurmuş bi çocuğumuz var, anneannesi bakıyor onun da rahatsızlıkları var çocuk başka yerde de durmuyor, annesini arıyor ve perişan durumda aile bu çocuk maalesef oldukça perişanlık yaşayan annesi cezaevinde olan bir çocuk

Hakan Er, Fatma Er anne baba uzun yıllar cezalar aldılar  Anne 8 yıl baba ise bugun 12 yıl ceza almış 3 cocuk geriye kaldı, yıllarca anne babasız kalacaklar, yıllarca anne ve babasız kalacak yıllarca kalacak.ben bu durumda bir hikaye dinlermiş gibi beni dinlemenizi istemem  Cocugunuza bir bakın, bir dokunun, bir konuşun isterim , ne olduğunu o zaman anlarsinız..!

Değerli arkadaşlar basın toplantımız bu kadar çok dert çok yara var bir kısmını dile getirebiliyoruz ancak gerçekten ancak dile getiriyoruz bu büyük dertlere karşı gereken yapılmalı biz buradan feryad ediyoruz yetkililer gerekeni yapmalı ve türkiye bir hukuk devletine dönmeli.basın toplantımıza katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.

YouTube

Yorumlar