Cezaevlerini tepe tepe doldursanız cezaevlerindeki insanların iaşelerini de kaldıramazsınız ve büyük sorunlar oluşur ve bir çok cezaevinden bu şekilde şikayetler geliyor iaşeler karşılanmıyor 1 kişinin duracağı yere 4 kişi  koyarsanız işte sonuç böyle olur hem ne kahvaltı ne yemek hizmeti olur ne temizlik olur ne sağlık olur hiçbir şey olmaz ve büyük bir çaresizlik ve zulüm yaşanır.

Isparta E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpus,Kendisinin çok ciddi sağlık problemleri olduğunu ve ağır bir bağırsak ameliyatı geçirdiğini, bir süre Metris R tipinde tutulduğunu, sonrasında şuan bulunduğu kuruma gönderildiğini ama sağlık durumunun hala iyi olmadığını ve kalabalıktan ötürü çok zorlandığını, Ailesinin ekonomik durumunun iyi olmadığını ve bu sebepten ziyarete gelemediklerini ve bu durumun hem ailesini hem de kendisini çok olumsuz etkilediğini İleri yaşı dikkate alınınca hem sağlık sorunları hem ailesinin görüşe gelememesinin hayatını çok zorlaştırdığını ve psikolojisinin bozulduğunu, Kendisinin cezasının bir yılın altına düştüğünü, yukarıda saydığı sorunlarda dikkate alınırsa bir ilçe ceza infaz kurumuna gitmesinin sağlanması istediğini aktarmıştır.” Değerli arkadaşlar belli bir yaşın üstündeki tutuklular cezaevinde tutulmaz dün sanırım Bekir Bıçakçı isimli 77 yaşındaki bir tutuklu banyoda düşerek kafasını vurmuş beyin kanaması geçirmiş halen Antalya Döşemealtı’nda özel bir hastanede yatmakta beyin kanaması devam ediyor,tansiyonu düşük ölmek üzere yakınları çok tedirgin bu kadar yaşlı insanları bu kadar kötü koşullu cezaevlerinde tutarsanız olacağı budur değerli arkadaşlar.

Tokat T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpuslar gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduklarını belirtmiştir. Açlık grevinde bulundukları süre zarfında sadece açlık grevinin 30. Gününde doktor ve sağlık çalışanının gelip kendilerini kontrol ettiğini, kontrol esnasında nabız ve tansiyonlarının ölçülüp sağlık durumlarının sorulduğunu aktarmıştır. Açlık grevinde bulunan mahpusların, koğuşlarında günlük olarak doktor tarafından ziyaret edilmeleri ve bu ziyaret esnasında; günlük fizik bakı, kalp akciğer ve batın muayenesi; tansiyon, nabız ve vücut ısısı ölçümü muhakkak yapılması gerektiği, konuyla ilgili meslek odaları tarafından belirtilmektedir.

Yozgat E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda bir baba, oğlunun yaşadığı aşağıda ki sorunları aktarmıştır; Oğlu şuan Yozgat E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulduğunu, Oğlunun bulunduğu koğuşa Adanalı oldukları söylenen 5 mahpusun getirildiğini ve bu mahpusların koğuşta sorun çıkardığını, Yaşanan kavgaya oğlununda karıştığını,  Oğlunun şimdiye kadar iyi halli bir mahpus olduğunu ve hiçbir olaya katılmadığını ve sorun yaşamamak için gidip cezaevi idaresi ile görüştüğünü ve koğuş değişikliği istediğini, Kendisinin idare ile görüşüp yeni gelen mahpuslarla sorun yaşandığını ve koğuş değişikliği yapılmazsa tekrar kavga çıkacağından korktuğunu iletmesine rağmen aynı koğuşta aynı kişilerin yanına konduğunu ve tekrar kavga çıktığını, Sonrasında oğluna 10 gün hücre cezası verildiğini ve oğlunun da 25.03.2019 tarihinde açlık grevini başladığını, oğlunun şimdiye kadar hiçbir kavgaya karışmadığının ve idare ile görüşüp daha fazla gerginlik çıkmaması için çaba harcadığının, buna karşın ısrarla aynı koğuşa konularak oğlunun can güvenliğinin tehlikeye atıldığını belirten baba oğlunun can güvenliğinden endişe duyduğunu da ısrarla belirtmiştir.” Evet bu vakalar da çok oluyor. Tekirdağ Cezaevinde geçtiğimiz günlerde sol mahkumların yanına sağ mahkumların koyulduğunu işittik. Tamamen 180 Derece birbirine zıt mahkumlar yan yana konulabiliyor. İşte burada olduğu gibi kavga edenler bile yan yana tutulabiliyor çünkü cezaevleri çok dolu. Cezaevleri tepe tepe dolu kapasite üstü en az 70 bin kişi var ve cezaevi idareleri de ne yapacağını bilemez halde.

Bir başka vaka: ‘Kırıkkale F tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpus, aşağıda ki sorunları yaşadığını bildiriyor: Ocak ayı içerisinde bulundukları kuruma getirildiğini, girişte çıplak aramayı kabul etmediğini ve sonrasında darp edildiğini, yine ocak ayı içerisinde rutin koğuş aramalarında mahpusun ağzında jilet olduğu gerekçesiyle ağzını açmasının istendiğini,mahpusun ağzını açmadığı için ağzından ve burnundan kan gelecek kadar sert bir muameleye uğradığını ve darp edildiğini, her iki durumda da kişilere orantısız güç kullandıkları ve darp edildikleri,21 Şubat açlık grevinin 58. Gününde olam mahpusun B1 vitamini reçete etmesi için revire çıktığını, doktorun arkadaşlarına hakaret ederek odasından kovduğunu,Açlık Grevi’nde olan arkadaşlarının sağlık durumlarının çok kötü olduğunu ve bu sebepten çok hareket edemediklerini ve sağlık personelinin koğuşa gelerek arkadaşlarını düzenli kontrol etmesinin istediklerini ama bu isteklerinin kabul edilmediğini,Açlık grevindeki mahpuslara B1,B6 ve B12 vitaminlerinin açlık grevinin başında verilmediğini, sonrasında bir süre verildiğini ve şuan yine verilmemeye başlandığını, Cezaevi kantininden isteklerini düzenli olarak alamadıklarını ve fiyatların çok yüksek olduğunu aktarmıştır.’ Evet vitaminler verilmiyor açlık grevinde olanlara mutlak suretle cezaevi yönetimi vitaminleri vermek zorundadır gereken kontrolleri yapmak zorundadır ancak bunlar gerektiği gibi yapılmamaktadır,ayrıca kantinden eşya almak isteyen tüm tutuklu ve mahkumlardan gelen ortak şikayet budur evet çok pahalı kimi yerde 3 kata kadar pahalı eşyalar yiyecekler var maalesef bunu da buradan bildirmemiz gerekiyor.

Bakın bir başka cezaevi daha :’Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda neler oluyor bir mahpus anlatıyor,Kendisinin ciddi rahatsızlıkları olduğunu, ameliyat olması gerektiğini ama ameliyatı ciddi olduğu için ameliyat sonrası refakatçiye ihtiyaç duyacağını, Ailesi kendisinden uzak bir ilde ikamet ettiği ve ekonomik durumları el vermediği için görüşüne gelemedikleri gibi refakatçi de kalamayacaklarını ve bu sebepten ameliyat olamadığını Annesinin 85 yaşında olduğunu, uzak bir ile sağlığı ve yaşı dolayısıyla gelemediğini Eşinin annesine baktığı ve ekonomik durumu müsait olmadığı için görüşe gelemediği ve kendisine ameliyat sonrası refakatçi kalamadığını, Bu durumun kendisinin ve ailesinin psikolojisini çok etkilediğini ve aynı zamanda kendisinin tedavisi önünde engel oluşturduğunu bildiriyor.” Değerli arkadaşlar bunlar hep ceza ve idarelerinin bulması gereken çözümlerdir kişilerin aileleri çok yaşlı olabilir,düşünün 85 yaşında bir kadın gelecek çocuğuna refakatçilik ne derece yapabilecek zaten gelemeyecek çok uzak bir ilde,ceza ve idarelerin bu durumda bi çözüm bulması lazım. Kişi bu durumdan dolayı ameliyat olamıyor bakın bunun gibi   çok vaka var.

Kayseri Bünyan Cezaevinde bir vakamzı var Mehmet Yamaç kendisi safrakesesi’nde şikayetleri var doktora gidiyor. Doktor bu da çok ilginç ve üzücü bir vakadır. Doktor kendisinin siyasi pozisyonundan dolayı ayrımcı bir muamele yapıyor ve ameliyat eğer edersem senin hayatın hakkında  çok olumlu bir şey söyleyemeyeceğim gibi bir doktorun söyleyemeyeceği cümleleri sarfediyor,daha sonra Mehmet Yamaç isimli mahkumun doktora,hastaneye güveni bitiyor ve hastaneye gitmek istemiyor ancak safrakesesiyle ilgili şikayetleri de yoğun bir şekilde devam ediyor,sancıları da devam ediyor, düşünün hastaneye doktora güveniniz kalmamış. Sancılarınız devam ediyor,doktora gitmek istiyorsunuz tedirgin olup vazgeçiyorsunuz böyle bir kısır döngüde yaşayıp gidiyorsunuz hala bu konuda bir çözüm bulunabilmiş değil maalesef. Hipokrat yemini etmiş bir doktorun böyle bir cümle sarfetmesini bir doktor olarak çok üzüntüyle karşılıyorum ve şiddetle kınıyorum.

Dinar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpus, Kendisinin ciddi sorunları olduğunu, kendisinin bu sorunlarla başa çıkamadığı için defalarca intihara teşebbüs ettiğini, Kendisinin bilinçli olarak A-4 koğuşuna konulduğunu ve burada ciddi şekilde darp edildiğini, Ameliyat sonrası darp edildiği için dikiş yerlerinin patladığını, Kendisinde gördüğü şiddet sonrası yaralar oluştuğunu ama koğuştaki diğer mahpusların kendini jiletlediği yönünde ifade verdiğini, Kendisini hırsızlıkla suçladıklarını, Kendisinin idari birimlerce bilinçli olarak bu koğuşa konulduğunu ve mahpusların kendisine şiddet uygulamaya yönlendirildiklerini, Kendisinin yaşadıklarından ötürü psikolojisinin bozulduğunu ve intihar girişimi esnasında organ kaybı yaşadığını aktarmıştır.” Evet bakın bu da son derece ciddi bir vaka. Bu denli zor durumdaki insanı yine aynı şekilde büyük sıkıntı yaşadığı bir koğuşta tutulmaya devam etmek son derece tehlikeli bir durum Dinar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nu da bu nokta da uyarıyoruz.

Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan Şükriye Borak ve Kezban Şahin aşağıda ki sorunları yaşadıklarını aktarmışlardır; Kendilerinin tutulduğu Sivas Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun başka bir yere taşındığını, Taşındıkları yerin şehrin 25km uzağında ve bir dağ başı olduğunu, Bulundukları alanın hava şartlarının çok zorlu olduğunu, Taşındıkları yerin eski bir inşaat şantiyesi olduğunu ve prefabrik binalarda kaldıklarını, ciddi bir ısıtma sorunu yaşadıklarını, Kantinin koğuş bölümünden 1 km, yemekhanenin ise 2 km uzakta olduğunu ve bu soğukta o yolu yürümelerinin istendiğini, Televizyon odası ve revirin de çok uzak olduğunu, televizyon odasına yarım saat çıkabildiklerini ve revirinde hala açılmadığını, İnşaat alanı gibi bir alana taşındıklarını ve buranın yerleşime uygun olmadığını, Lavabo ve tuvaletlerin kullanılamayacak kadar kötü ve kirli olduğunu, ellerini yıkama imkanı dahi olmadığını, Ciddi bir fare sorunu yaşadıklarını, Soğuk, susuzluk, binaların kullanışsızlığı birleşince çok ciddi hijyen sorunları yaşandığını, Şuan tutuldukları alanda yaşamalarının çok zor olduğunu ve bir an önce insani koşullara sahip bir yere gönderilmeleri gerektiğini belirtmişlerdir.” Değerli arkadaşlar 15.Yy’da Ortaçağ’da bir zindanı anlatmıyorum size, 21. YY’da bir Türkiye hapishanesini anlatıyorum. İnanılmaz bir şekilde bu kadar kötü koşullarda olan ve tutulan binlerce insan.

Bakın kepsut cezaevinden geçtiğimiz gün bir şikayet aldık yoğun bir şekilde farelerin ortalıkta dolaştığını ve insanların da çok kalabalıktan dolayı yerde yattığı söyleniyor. Düşünün her tarafta fareler dolaşıyor yataklarda yer kalmamış siz yerlerde yatıyorsunuz. Allah aşkına bunu yetkililer duymuyor mu değerli arkadaşlar bu nasıl bir haldir.buna niye bir şey yapılmaz insanlara ceza üstüne ceza çektirmek için mi varsınız. Ey Adalet Bakanlığı yetkilileri.

Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan bir grup kadın mahpusun aşağıda ki sorunları yaşadıklarını aktarmışlardır; bir mahpusun kendilerini sürekli tehdit ettiğini ve zorla para almaya çalıştığını, Para vermedikleri takdirde fiziksel şiddet uygulayıp kavga çıkardığını,  bu durumda kendilerine de tutanak tutulmasından ve kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmekten korktukları için kendilerini savunamadıklarını, Aynı mahpusun kendilerine sürekli olarak psikolojik şiddet uyguladığını, Sevda Demir’den ötürü can güvenliklerinin tehlikede olduğunu düşündüklerini Bu konuda defalarca idareye şikayetlerini ilettiklerini ama herhangi bir önlem alınmadığını, Kendi isimlerini belirterek başvurmaya cesaret edemediklerini, herhangi bir konuda şikayetçi olduklarında kapalı bir ceza infaz kurumuna gönderilmekle tehdit edildiklerini, bu sebepten başvuruda isimlerinin kullanılmasını istemediklerini de eklemişlerdir. ” Bakın cezaevi idarelerinden biz bunu da çok görüyoruz. Cezaevinde ki bu tür ihlaller bizlere geldiği zaman ve gündem ettiğimiz zaman cezaevi müdürleri vay sen beni nasıl şikayet edersin diyerek başka cezaevlerine sürgüne gönderiyor,kişi ailesinin bulunduğu ilden başka bir cezevine gönderiliyor ve aile çok büyük zorluk yaşıyor kişi çok büyük zorluk yaşıyor ve aile cezalandırılıyor bu da son derece insafsız,vizdansız ve zalimce bir tutumdur.

Gaziantep L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan mahpus, kendisinin aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır;  Bulundukları koğuşun kalabalık olduğunu ve iki kişilik odalarda dört kişi kaldıklarını, iki kişinin ranzada iki kişinin de yerde yatmak zorunda kaldığını, Her odada bir klozet bulunduğunu ve kısa bir süre önce hiçbir gerekçesi yokken bu klozetlerin “bas vanalarının” çıkarıldığını ve klozetlerin sifonlarını kullanamadıklarını, Bunun üzerine tuvalet hijyenini sağlamak için kantinden kova alıp, kovalarla klozete su döktüklerini, Daha sonra gelip bu kovaların toplatıldığını ve kendilerinin kantinden banyo tası aldıklarını ve tuvalette hijyeni bu şekilde sağlamaya çalıştıklarını, Zaten kalabalık bölümlerde kaldıklarını ve hijyen sorunu yaşadıklarını, bu uygulamanın yaşanan sorunu artırdığını ve bu kısıtlamanın yasal bir dayanağının olmadığını, Sonrasında kurumda bulunan bütün kapı kollarının sökülerek götürüldüğü, bu esnada tuvaletlerinde kapı kollarının söküldüğünü, Kapı kolları söküldüğü için tuvalet kapısının kapanmadığını bu durumun kişinin mahremiyetini ortadan kaldırdığı gibi tuvalet kapısının kapatılamamasının koğuşun hijyenini de olumsuz etkilediğini, Koğuşta 24 kişi kaldıklarını ve sadece bir saat sıcak su verildiğini ve bu suyun tazyikinin düşük olduğunu ve duşları bile çalıştırmadığını ve kovaya su koyarak yıkanmak zorunda kaldıklarını ve bu kovalarda sınırlandırıldığı için sıcak suyla banyo yapmalarının imkansız bir hale geldiğini, Tüm koğuşun sadece üç adet leğeni olduğunu ve bu durumun çamaşırlarını sıcak suda yıkama imkanlarını tamamen ortadan kaldırdığını, Yaklaşık bir haftadır soğuk su kotası konduğunu, bu suyun kendilerine yarım gün bile yetmediğini, Bulaşıklarını ve çamaşırlarını yıkayamadıklarını, tuvaleti hijyenik tutmalarının imkansız hale geldiğini, Koğuşlarda sadece iki adet çekpas bulunduğunu ve bunun temizlik için yeterli olmadığını ve ihtiyacı karşılayamadığını, Açlık grevine girdiklerinde kantinden kendilerine çay ve kahve gibi ürünlerin satılmadığını ve alışveriş listelerine kısıtlama getirildiğini, belirtmişler. ” Evet arkadaşlar bunlar yani gerçekten kulaklarımıza inanamadığımız hadiseler düşünün hangi gerekçeyle klozetin sifonunu bozarsınız,insanlar sifonu kullanamadığı için kovalar kullanır 21.yy’dayız. bakın inanılmaz şeyler bunlar kapı kollarını niye alıp götürürsünüz tuvalet kapısı niye açık kalır Allah aşkına yani değerli arkadaşlar bakın siyaset ayrı bir şeydir insanları cezaevinde tutmak ayrı bir şeydir ama kalkıp kapı kollarını götürmek nedir tuvaletin kapı kolunu götürmek nedir o tuvaletin kapısının açık kalması bir insanın ihtiyacını giderirken odada mahremiyetinin ihlal edilmesi bunlar gerçekten inanılmaz hadiseler değerli arkadaşlar bunları nasıl yapıyor cezaevi idareleri mutlak suretle bunlara açıklamalar getirilmesi lazım,bunlar maalesef duyulmuyor,görülmüyor, müdahale edilmiyor ancak biz göreceğiz müdahale edeceğiz,tüm kamuoyuna buradan TBMM’den de duyuracağız bunu tüm yetkililer duysun bilsin ve gereken tedbirlerini alsınlar.

Manisa/Akhisar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan Mehmet Bayram’ın aşağıdaki sorunları yaşadığını aktarmıştır;

  • Kendisinin 70 yaşında olduğunu ve yaşlılıktan kaynaklı birçok sorun yaşadığını,
  •  Halen sevklerinde sorunlar yaşandığını ve bu durumun düzenli tedavi görmesini engellediğini,
  •  Kendisine daha önce düzenlenen raporlarda İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yatarak tedavi görmesinin gerektiği vurgulandığı halde halen bu hastaneye sevkinin yapılmadığını,
  •  Böbrek rahatsızlığından ötürü Manisa Şehir Hastanesi’ne sevkinin yapıldığını ve bu hastanede bekleme odası olmadığı için 3-4 saat ring aracında bekletildiğini, düşünün 70 yaşında ki insansınız mahkum koğuşu da yok hastaneye gidiyorsunuz belki oldukça soğuk bir ortam 4 saat kadar arabada beklemek zorunda kalıyorsunuz çünkü seni götürecekleri tutacakları hastanede hiçbir yer yok, belki insanlar dışarıda tir tir titriyorlar siz cezaevi aracının içinde mecburen bekletiliyorsunuz,yazın o korkunç sıcakta bekletilebiliyorsunuz, kışın o müthiş soğukta bekletilebiliyorsunuz maalesef bunu insana reva görebiliyorlar değerli arkadaşlar,bu tür şikayetleri de çok alıyoruz,
  • ‘Yaşı, sağlık durumu ve gördüğü tedavinin ciddiyeti dikkate alındığında 3-4 saat ring aracında bekletilmesinin sağlığını çok olumsuz etkilediğini ve çok zorlandığını’belirtmiş,tabi ki zorlanır bu insan olarak hepimiz bunu anlarız, oldukça sıkıntılı ve üzücü bir durumdur,
  • Bazı tedavilerinin yapıldığını ama yaşı dikkate alındığında birçok hastalığı olduğunun ve hepsinin ayrı ayrı tedaviler gerektiğinin dikkate alınması gerektiğini,
  • Kendisinin her sağlık probleminin ayrı ayrı ve düzenli tedavi edilmemesinden kaynaklı sağlık durumunun çok bozulduğunu ve hayati tehlikesi oluştuğunu belirtmiştir. Değerli arkaşlar cezaevlerinde çeşitli nedenlerle tutulan insanların suçlarını suç ithamlarını konuşmuyoruz. Ne nedenle tutulursa tutulsun devlet tuttuğu insanların insan haklarını ihlal etmemeli. Bunu söylüyoruz bunlarında çok açık ve net ve bunlarında biraz evvelden beri anlattığımız olaylarında önemli insan hakları ihlalleri olduğunu anlamak için insan hakları savunucusu olmanıza gerek yok. Çok açık net bir şekilde bunların ihlal olduğunu herkes anlıyor.

İzmir 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan A.Halim Kırtay kendisinin 70 yaşında olduğunu ve birçok sağlık problemi yaşadığını ve yaşı dikkate alınarak gerekli önlemler alınmadığı için aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır;

  • Kendisinin yaşından kaynaklı birçok sorunu olduğunu ve düzenli tedavi göremediğini,
  • Hastane sevklerinin ring araçlarıyla yapıldığını ve kendisinin yaşı ve sağlık durumundan ötürü ring aracına binmekte çok zorlandığını,
  • Ring aracında oturamadığını ve sürekli ayakta durmak zorunda kaldığını,
  • Ring aracında saatlerce ayakta seyahat etmesine yaşının el vermediğini,düşünün tabi ki 70 yaşında bir adam saatlerce ring aracında oturma sorunu yaşadığı için ayaktaysa canı çıkar hakikaten böyledir,
  • Kendisinin hastane sevklerinin zorunlu olduğunu ama ring aracına binemediği için sevklere gidemediğini,bakın ne kadar bir çıkmaz sokak var burada ring aracında oturamıyor hastaneye gitmek zorunda ring aracında ayakta durduğu için hastaneye gidemiyor ve bir kısır döngü oluşmuş buna da bir çözüm bulan yok,
  • Bu durumun sağlığı çok olumsuz etkiliyor,,
  • Ring aracından kaynaklı kendisinin çözümsüz bir döngünün içinde kaldığını, tedavi olmakla ringe aracına binme ikileminde kaldığını ve bu durumun artık psikolojisini etkilediğini,
  • Kendisinin tedavilerinin bulunduğu kurumda olmadığını aktarıyor,

Tarsus cezaevinde kalan geçtiğimiz ay tahliye edilen Sise nine 80 yaşının üstünde olan bir ninemizdir bir çok hastalığı vardı o da aynı sorunu yaşamıştı,saatlerce ring aracında bekletiliyordu ve sonunda tamam beni götürmeyin ben artık hastaneyede gitmek istemiyorum diye isyan etmişti.Biz bu süreci çok iyi takip etmiştik,Sise nine aylarca yıllarca büyük eziyetler çekti ve hasta olmasına rağmen hastaneye de gitmeyi reddetti, ve sonunda kamuoyunun da  baskısıyla mart ayında tahliye edildi.

Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan Kerem Avcı sağlığa erişimde oldukça sorunlar yaşıyor; Kendisinin daha önce İzmir 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunduğunu ve oradayken hastane sevklerinin yapıldığını, Yaklaşık 4 ay önce İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildiğini ve tiroidinde 8 adet nodül tespit edildiğini, Kendisine nodüllerin iyi veya kötü huylu olduğunun anlaşılması için “tiroit sintigrafisi” testi de yapıldığını, Test sonuçları kendisine iletilmeden Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildiğini, Burada tedavilerine devam etmek istediğini ama “tiroit sintigrafisi” testinin sonuçlarının dosyasında bulunmadığı için tedavilerine devam edemediğini, Test sonuçlarının alınıp dosyasına konması için başvuruda bulunduğunu ama sonucun dosyasında konmadığını ve bu sebepten tedavilerine başlayamadığını aktarıyor. Evet bunlar da rastlanıyor,çünkü cezaevlerinde sevkler oldukça sıkıntılı,haftalarca sevk edilemiyorsunuz,sevk edilip gittiğniz zaman tetkikler yapılıyor,bu tetkikler dosyanıza bazen giriyor bazen girmiyor gittiğiniz zaman başka bir doktor olabiliyor büyük bir kopukluk yaşanabiliyor ve derdinizi anlatamadan cezaevine götürülebiliyorsunuz. Tahlil sonuçları çıkmadan doktor sizi görmeden ilaç yazabiliyor. Bu vakalara maalesef çok rastlıyoruz.

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalmakta olan Mahpusların aktarımına göre; mahpusların sohbet hakkı hapishane idaresi tarafından engellenmektedir. Bunu Sincan Kadın Kapalı Cezaevine gittiğimizde de bizzat kadın mahpuslardan işitmiştik. Sohbet hakkı 24 saat kapalı bir ortamda tutulan bir insan için çok çok önemli bir haktır ve cezaevi idaresi baskıyla bu sohbet hakkını engelleyebilmekte maalesef. İdare engelleme için yazılı bir gerekçe göstermemekte sözlü olarak beyanda bulunmakta. Yazılı olarak mahpuslara verilmeyen kararda farklı örgütten mahpuslarla görüşmelerinin engellendiği söylenmektedir. Sohbet hakkının engellenmesi için mahpusların görüşmesinde somut bir güvenlik gerekçesi olması gerekmekteyken idare böyle bir gerekçe de göstermeksizin hakka erişimi engellemektedir.  Kaldı ki mahpuslar daha önceden sohbet hakkını kullanabilirken; şu anda kullanamamaları bu durumun güvenlik kaynaklı olmadığını da göstermektedir. ” Evet bunu biliyoruz cezevi idareleri maalesef bunu çok kullanıyor,kendi sözünü dinlemediğini düşündüğü mahpuslara yönelik keyfi kararlar alıyor keyfi zorlamalar yapabiliyor, görüşme hakkının engellenmesi konusunda da burada da anlatıldığı gibi hiçbir güvenlik gerekçesi olmamasına rağmen bu engellemeler yapılabiliyor.

Mahpus şuan Zonguldak Devrek Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunduğunu, daha önce de açık bir cezaevinde bulunduğunu, ailevi sebeplerle izinden dönemediğini ve firari olduğunu. Kendisinin kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderildiğini ve sonrasında tekrar iyi halli bulunduğu için  açık bir cezaevine sevk edildiğini belirtmiştir. Babasının 86 yaşında olduğunu, şuan bitkisel hayatta olduğunu, doktorların ilaç ve sıvı kullanımını kestiğini ve babasının her an ölümünü beklediklerini, bunun üzerine kendisinin idareye başvuru yaptığını ve yakın zamanda babasının cenaze törenine katılması gerekeceğini belirttiğini aktarmıştır. Bu talebine karşılık kendisine “çocuğun ölse cenazesine göndermeyiz” cevabının verildiğini, kendisinin iyi halli olduğu için açık cezaevinde bulunma hakkı kazandığını, kapalı cezaevinde bile gerekli önlemler alınarak insanların cenazeye katılabildiklerini, kendisinin açık cezaevinden cenazeye gönderilmemesinin anlaşılabilir olmadığını da belirtmiştir. Babasının ölümünü beklerken birde cenazeye katılamama ihtimalinin kendisinin psikolojisini bozduğunu ve tüm ailesinin olumsuz etkilendiğini de aktarmıştır. ” bu tür vakaları da çok duyuyoruz düşünün babanız genel yoğun bakımda ölmek üzere son saniyelerini yaşıyor onu son anlarında görmek istiyorsunuz ve engelleniyorsunuz babanız vefat ediyor cenazesine gitmek konusunda büyük zorluklar çıkarılabiliyor ve işte burada olduğu gibi büyük sıkıntılar yaşanıyor

Samsun T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan mahpus, kendisinin aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır; – Kendisinin çok uzun zamandır diş sorunu yaşadığını ama tedavilerinin düzenli yapılmadığını, – Kendisinin tedavi amaçlı şuan bulunduğu ceza infaz kurumuna sevk edildiğini ama tedavilerinin doğru yapılmadığını, söylüyor. Diş sorunları ile ilgili de şikayetler çok alıyoruz düşünün dişiniz ağrıdığı zaman bütün keyfiniz kaçar bütün vucüt sarsılır ve hayatınızın dengesi bozulur ancak aylardır diş sancısı çeken tutuklular var maalesef aylarca diş ağrısı çektiği halde doktora götürülmeyen insanların şikayetlerini aldık maalesef.

Ünye Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan mahpus, kendisinin aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarıyor; 13.12.2018 günü infaz koruma memurlarının bürosuna çağrıldığını ve kendisinden bir belgeye imza atmasının istendiğini, kendisinin imza attıktan sonra belgeyi okumak istediğini, bunun kendisinin yasal hakkı olduğunu belirtmesi üzerine adını bilmediği bir memurun kağıdı buruşturup attıktan sonra kendisini darp ettiğini, ardından istediğin yere git şikayet et deyip kendisini odadan kovduğunu, 14.12.2018 tarihinde kendisi eğitim için dışarı çıkmak üzereyken bir infaz koruma memurunun şikayetçi olmamasını istediğini kendisinin bunu kabul etmediği, bunun üzerine infaz bölümüne çağrıldığını ve burada  ki memurun kendisini azarladığını ve benim adım Uğur savcılığa benden de selam söyle dediğini, 15.12.2018 tarihinde sınavı olduğunu ve kendisi yaşadığı olaydan kaynaklı psikolojisinin bozulduğunu ve  sınavında başarılı olamadığını, Kendilerinden ayda  iki veya üç defa kurumun birinci ve ikinci kat temizliği için para toplandığını ve para toplama işinden soy isimlerini bilmediği Muzaffer, Ayhan ve İlhan adlı infaz koruma memurlarının sorumlu olduğunu, Hatta öğle sayımında İlhan adlı infaz koruma memurunun şapka açıp bağıra çağıra para topladığını ve kendilerinin de bu paraları vermek zorunda kaldığını, kamera görüntüleri izlenirse bu iddiaların doğruluğunun ortaya çıkacağını,  İlhan isimli infaz koruma memurunun sayımlara elinde bir buçuk metrelik sopa ile geldiğini, sürekli dolap ve merdiven demirlerine vurarak kendilerine “ hadi lan, geçin lan, boşaltın lan” diye hitap ettiğini, Yeni boyanmış duvara resim çizildiği için kendilerini bir araya topladıklarını ve sinkaflı küfürler ettiklerini, 2/ A koğuşunda dışarıdan çok rahat eşya sokulduğunu kendisinin bunları gördüğünü ve başı belaya girmesin diye 1/B koğuşuna geçtiğini, Bazı mahpuslara ayrıcalıklı davranıldığı ve dışardan yiyecek ve içecek getirebildiklerini ama diğer mahpusların bu haktan faydalanamadığını, Bir mahpus, yasadışı madde kullanan diğer mahpusların ismini infaz koruma memurlarını verdikten sonra, ismini verdikleri mahpuslar bunu infaz koruma memurlarından öğrenip kişinin üzerinden baskı oluşturduklarını, Sadece 5 adet ankesörlü telefon olduğunu ve bunun 400 mahpusun ihtiyacı karşılayamadığını, İkinci kattaki tuvaletin gider borusunun birinki kattaki tuvalete ve koridora aktığını ve tamir edilmediğini, Sıcak ve soğuk suya erişimde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını, aktarmıştır.”evet size bir hapishane gününü anlattım ceza infaz koruma memurlarının muamelelerini anlattım bu konuda mutlak surette görevlilerin açıklama yapması lazım kimse görev yaptığı yerde kontrolu altındaki kişilere bu denli keyfi tavırlar sergileyemez,küfürler edemez bu konularda mutlak surette bir açıklama yapılması gerektiğini Adalet Bakanlığı’na iletiyorum.

Yine Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan Dominik Cumhuriyeti vatandaşı mahpus Santa Teresa Lara Santiago; Revir doktoruyla görüşebilmesi için anadilinde, İspanyolca, tercüman ihtiyacı olduğunu ancak hapishane idaresi tarafından bunun sağlanmadığını, iki defa revire gittiğini ikisinde de anlaşamadıkları için geri döndüğünü, Hapishanede çalıştığı iş sebebiyle belinde acı verici sağlık problemi olduğunu ve dil sebebiyle sağlık hakkından yararlanamadığını belirtiyor. Bakın bir de böyle problemler var yabancı birisini Türk Cezaevi’nde tutuyorsunuz sağlık sorunları yaşanıyor doktora derdini anlatacak bir tercüman bile bulunmuyor.

Bitlis E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan, bir kişi İran vatandaşı Perviz Gobadi, 7 ay evvel İran’a sevk olmak için başvuruda bulunduğunu ve başvurunun akıbeti hakkında bilgilendirilmediğini söylemektedir. Ailesinin görüşe gelebilmesi için Erzurum İran Konsolosluğu aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na yapılması üzere 2 defa başvuruda bulunduklarını ancak Adalet Bakanlığı’nın böyle bir başvuru almadığını, İran Konsolosluğu’nun da bu başvuruyu gerçekleştirdiğini söylediğini belirtiyor ve bu ikilik sebebiyle ailesinin görüş izni alamadığını söylemektedir.”Zamanında Türkiye cezaevlerini anlatan filmler yapılmıştı,gece yarısı eksperi diye bir film yapılmıştı ve dünya sarsılmıştı,Türkiye cezaevlerinde yapılanlar tüm dünyaya duyurulmuştu ve maalesef çok büyük yankılar oluşturmuş ülkemizin imajı çok kötü bir şekilde çizilmişti,maalesef şuanda eğer bu halleri görerek filmler yapılsa dünya da söylenecek tek bir kelimesi olmayan bir ülke haline geliriz.

Diyarbakır 1 Nolu T  Tipi  Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kalan mahpus, kendisinin aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır;  Beş yıldır diş sorunu yaşadığını,  Diş tedavisi yapılmadığı için uzun zamandır beslenme sorunu yaşadığını, düzenli beslenmemesinin diğer hastalıklarını etkilediğini ve sağlığının bozulduğunu, Kendisinin Hepatit B’ye bağlı karaciğer yetmezliği sorunu olduğunu, uzun zamandır ilaç tedavilerine devam ettiğini, bu hastalığında beslenmenin önemli olduğunu ama diş sorunundan ötürü düzenli beslenemediğini, Kendisinin protez dişlerinin takılmadığını ve bu durumun sağlığını olumsuz etkilediğini belirtiyor ve maalesef  yapılan girişimler sonuncunda halen hastane sevki yapılmıyor,biraz önce de söylemiştim dişle ilgili meseleleri beş yıldır dişle ilgili tedavisi yapılmadığıyla ilgili uzun zamandır beslenme sorunu yaşıyor basit bir mesele halledilmediği için bir insanın tüm vucüt fonksiyonları etkilenebiliyor.

Bir kız evlat Alanya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan babasının çok uzun zamandır diş protezinin takılmadığını, sonrasında diş protezinin geldiğini ama üst diş protezinin tam oturmamasından kaynaklı tekrar hastaneye gönderildiğini, bir ayı aşkın süredir geri getirilmediğini ve bu durumun babasının sağlığını çok olumsuz etkilediğini aktarmıştır. Babasının bir çok kronik hastalığı olduğunu ve beslenmesinin çok önemli olduğunu, babasının dişlerini beklerken beş ay dişleri olmadığı için sadece lapa tüketmek zorunda kaldığını, dişleri tekrar gönderildiği için son bir aydır benzer bir durum yaşadığını ve cezaevinin sınırlı imkanları dikkate alınırsa bu durumun babasının sağlığını çok olumsuz etkilediğini de belirtiyor. Değerli arkadaşlar şu anlattıklarım size basit hadise gibi gelebiliyor ama düşünün dişleriniz yok bir şeyi ısırıp kesemiyorsunuz 5 ay süre ile diş sorununuz devam ediyor kimse çözmek istemiyor ve 5 ay lapa yemek zorunda kalıyorsunuz.yani şu hali bir kendi nefsinizle düşünün ve karar verin bunları nasıl olurda biz gündeme getirmeyiz bunlar nasıl olurda önemsiz sorunlar olarak görünebilir sizlere bırakıyorum.

Tarsus Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan mahpus, havalandırmaya bakan tek ve tek hava kaynağı olan penceresine tel takıldığını iddia etmiş ve aşağıdaki sorunları anlatmıştır: Bakın çok önemli bu mesele de dediğimiz gibi cezaevinde insanları tutabilirsiniz çeşitli cezalar verebilirsiniz müebbete de mahkum etmiş olabilirsiniz ama o insanın cezaevindeki insan haklarını ihlal edemezsiniz. Kişi, ağırlaştırılmış müebbet yükümlüsüdür ve tekli odada kalmaktadır ancak 2 saatlik havalandırma dışında hiç bir etkinlikten yararlanamamaktadır. Düşünün tek başınıza 24 saat bir hücredesiniz iki saat dışında havalandırmaya da çıkamıyorsunuz 26 Kasım tarihinde tekli hücresindeki tek hava kaynağı olan penceresine demirlere ek olarak mevzuatta böyle bir gereklilik bulunmamasına rağmen tel takıldığını belirtiyor.demirler var evet oraya tel takılıyor düşünün kapalı bir ortamda 24 saat burada bulunan bir insan demir parmaklıklar var siz bunu da yeterli görmeyip demir parmaklığın üzerine bir de tel geriyorsunuz bunu hangi mantıkla birisi açıklayabilir inanılmaz bir şey. Sebep olarak kişiye, projede var olması gösterilmiş ve mahpusların projeye itiraz edebileceği belirtilmiştir. Yani ben teli geriyorum sen git itiraz et aylar sonra itirazın değerlendirilir bakılır edilir bakın bugün git yarın gel devlet mantığı değişmemiş değerli arkadaşlar bunu yapan kişi bunun insani olmadığını bilmiyor mu? Düşünün müebbet hapse mahkum bir kişinin odasındaki demir parmaklıkların üzerine bir de tel örgü örmek hangi mantıkla açıklanabilir. Kişi Adalet ve Sağlık Bakanlıklarına itiraz etmesine karşın aylardır herhangi bir cevap alamamıştır.  Mahpus yüksek tansiyon hastasıdır ve takılan teller şiddetli baş ağrıları ve bulanık görmeye sebep olmaktadır.  Bu sebeple kişinin psikolojik durumu da kötüleşmiştir.  Ayrıca kişinin bulaşık yıkayabileceği ayrı bir yer de bulunmadığından bu durum da temizlik ve sağlık ihtiyaçlarını karşılayamıyor.  Kişi görüş hakkının kullanılması ile ilgili de sorun yaşamaktadır. Tüm sorunların acilen izleme heyeti tarafından tespiti ve çözümünü talep etmektedir.”

Yine Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta mahpus,  aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır; Toplatma ve yasaklama kararı olmadığı halde Evrensel, Yeni Yaşam, Devrimci Demokrasi ve Partizan gibi günlük basının kendilerine verilmediğini, aynı şekilde toplatması olmayan kitaplarında kendilerine verilmediğini söylüyorlar. Evet bu gazeteler hakkında hiçbir toplatma kararı yok biz biliyoruz ki piyasada satılan gazeteler bir çok cezaevinde bu uygulamalar yapılıyor. Kandıra cezaevinde yeni yaşam gazetesi verilmiyor bunun gibi bir çok cezaevinde Yeni Yaşam Gazetesi mahpuslara verilmiyor aynı şekilde toplatması olmayan kitaplar da verilmiyor, kitapevinde satılan kitap aynı zamanda toplatması da yok cezaevinde girmesi mevzu bahis olunca engel çıkarılıyor.Kendilerinin hiçbir koşulda sohbet haklarını kullanamadıklarını, İstedikleri atölyelerin örneğin bağlama ve resim atölyesi gibi atölyelerin tüm taleplerine rağmen açılmadığını ve kendilerinin atölye haklarını kullanamadıklarını, Haftada sadece bir saat spora çıkarıldıklarını ve bunun dışında hiçbir sosyal etkinliği çıkarılmadıklarını ve spor için bir saatinde yeterli olmadığını, Kendilerinin infaz koruma memurlarıyla iletişim kurabilecekleri tek bağlantının koğuşta bulunan düğme olduğunu, düğmeye basıp İKM’leri çağırdıklarında onur kırıcı muamele ile karşılaştıklarını ve ihtiyaçlarının giderilmediğini, Bunun dışında da İKM’lerin genel olarak kendilerine onur kırıcı ve rencide edici davrandıklarını, sürekli sinkaflı ve cinsiyetçi küfürler ettiklerini, Kendisinin açık görüş esnasında bir arkadaşının ailesine başsağlığı dilemek istediğini ve görüşün kesilmesi ile tehdit edildiğini, Başka kurumlarda böyle sorunlar yaşanmadığını, aynı odada açık görüş esnasında tanıdıkları birine selam vermelerinin bile çok ciddi bir soruna dönüştürüldüğünü, 25 Şubat’ta Açık görüş esnasında bir tanıdığına selam verdiği için bir grup arkadaşlarının görüş esnasında darp edildiklerini, Özellikle “ A Takımı” olarak bilinen ve kendilerine sürekli eşlik eden İKM’lerin özellikle her durumda provakatif yaklaştığını, sürekli onur kırıcı ifadeler kullandıklarını ve provokasyonda bulunarak sürekli gerilimi yükselttiklerini, Sıcak suyun günde sadece bir saat verildiğini, bu saatlerin sabah 6.00 ile 7.00 veya akşam 20:00 ile 21.00 gibi günün değişik ve sıcak su kullanımın en az olduğu saatlerde olduğunu, Günde bir saat denildiği halde onun da genelde 40 dakika olduğunu ve suyun yeterince sıcak olmadığını, Elazığ gibi iklimi sert bir yerde soğuk suyla banyo yapmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Düşünün Elazığ gibi soğuğu çok şiddetli olan bir yerde sıcak su olmadığı için soğuk suyla banyo yaptığınızı düşünün ve şu ortamı anlattıklarımı düşünün lütfen.

Maltepe 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan LGBTİ mahpuslar yollamış oldukları dilekçelerde Maltepe L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 10 kişi B-9 koğuşunda kaldıklarını, astım, şeker, kolesterol gibi hastalıkları olduklarını, devamlı suretle bahçeyi, havalandırmayı kullanmaları gerektiğini, kaldıkları koğuşun üst katta olması sebebiyle zile basarak bahçeye ayrı bir yerden inmek ve zile basarak tekrar koğuşa dönmek zorunda olduklarını, bu durumun görevli memurla aralarında soruna sebep olduğunu, alt koğuşlarında kalan LGBTİ’lerin bahçelerinin sabit olduğunu ve 08:00-17:00’ye kadar bu alanı kullanabildiklerini, kendilerinin de belirttikleri rahatsızlıklar sebebiyle bu saatler arasında bahçeyi kullanmak istediklerini belirtiyorlar.

Tarsus 3 No’lu  T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan LGBTİ mahpus tek başına izole şekilde kaldığını, eşcinsel koğuşu olmasına rağmen bu koğuştaki kişilerle bir araya gelemediğini, hapishaneye sevk olan kimse olmadığı için tek başına kaldığını, ceza içinde ceza çektiğini, cinsiyet geçiş süreci için sağlık kurulu tarafından aldığı raporları olmasına rağmen Çapa Hastanesine sevk edilmediğini belirtmiştir.” Evet kişilerin siyasi veyahut da cinsel kimlik durumları kendileriyle ilgili durumlardır. Bunlarla ilgili yapılması gereken de cezaevi idareleri yapmalıdır önyargıyla yaklaşmamalıdır bunun da burada altını çizerek belirtelim.

Son bir iki şikayetle basın toplantımızı bitireceğiz.

Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan mahpus aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır; Ağırlaştırılmış müebbet cezası almamış olmasına karşın ağırlaştırılmış müebbet infaz koşullarına tabi tutulduğunu, Mevcut cezanın infaz rejiminde tek tutulmasının kanuni karşılığının olmadığını düşündüğünü, Üç kişilik bir odaya geçmek için talepte bulunduğunu ancak talebinin reddedildiğini ve bir yıldan fazladır tek tutulduğunu, Haftada sadece 1 saat spora çıkarıldığını ve bunun dışında hiçbir sosyal ve sportif etkinliğe katılamadıklarını, Havalandırma kapılarının 15:00 civarı kapatıldığını ve açık havadan ve güneş ışığından yeterince yararlanamadıklarını, Koğuşlarında sadece 5 veya 7 kitap bulundurmalarına izin verildiğini ve bu durumun araştırma yapma haklarını ellerinden alındığını, aktarmıştır.”

Yine Muğla T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda  tutulan mahpus kendisinin ve birçok mahpus bakın neler yaşıyor; Yasalar gereği hapishanede sigara içilmeyen bir koğuşta bulunma hakları olduğunu ama tüm taleplerine rağmen sigara içilmeyen koğuşun kapatıldığını ve kendilerinin sigara içilen koğuşa gönderildiklerini, Pasif içiciliğinde kanserde dahil birçok hastalığa yol açtığı dikkate alınırsa, sağlıklarının tehlikeye atıldığını, Revire çıkarılma taleplerinin karşılanmadığı yada çok geç karşılandığını, Diş tedavisi göremediklerini ve doktorla görüşemediklerini, Kendilerinin kapalı ve açık spor alanlarına kullanmalarına izin verilmediğini, Kantinde satılan ürünlerin çok pahalı ve çeşidinin az olduğunu da eklemiştir. Daha çok şikayetler var ama burada keselim değerli arkadaşlar gerçekten kulaklarınıza gözlerinize inanamayacağınız bir çok şikayet var bunlarla uğraşıyoruz bunları okuyoruz ve çözümler bulmaya çalışıyoruz. Kimi zaman cezaevi idarelerini bizzat arayarak konu hakkında bilgi sahibi olmaya çalışıyoruz  kimi zaman da gündeme getirerek basın toplantıları ile soru önergeleriyle bunları çözmeye çalışıyoruz, elimizden gelen her yolla bu konuda çözüm bulmaya çalışıyoruz.

Değerli arkadaşlar basın toplantımızı bitirirken son olarak çok önemli bir konuya temas etmek isterim. O da mazbatası verilmeyen belediye başkanları ile ilgilidir.çok açık farklarla  belediye başkanlıklarını kazandıkları halde kendilerine mazbataları verilmeyen belediye başkanlarının durumunu çok yakından takip ediyoruz,KHK’lı milletvekilleri sorunsuz mazbatalarını alabildiği halde  yine milletin oylarıyla seçilen belediye başkanlarının mazbataları verilmedi. Çok açık farkla yendikleri diğer adaya mazbata verildi bu çok büyük bir haksızlık en azından seçimin yenilenmesi gerekiyordu. Üst üste çok ağır haksız kararlar alındı biz bunlara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz çünkü halkın iradesi gasp edilmiş durumda millet iradesi tecelli etmiş ancak çok açık bir haksız kararla YSK bu hakkı gaspetmiştir biz bunun için ulusal ve uluslararası tüm yollara başvurmayı düşünüyoruz ve tüm hukukçularla beraber oturarak konuşarak çözümler bulmaya çalışarak önemli bir gayret sarfedeceğiz bunu da tüm kamuoyuna deklare etmiş olalım,hiçbir şekilde millet iradesi oldu bittiye getirilerek gasp edilemez. Teşekkür ediyorum,saygılarımı sunuyorum.

Kantinde, satılan ürünlerin çok pahalı ve çeşidinin az olduğunu da eklemiştir. 10. Sayfa ‘da son paragraf öncesinde kalmıştır.

YouTube

Yorumlar