2010-05-02 00:00:00

1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması uzun süredir desteklediğimiz bir konu idi . Bu sene 1 Mayıs Taksim’de kutlanacak. Aslında geçen sene de 1 Mayıs Taksim’de kutlanmalıydı. Her kesimden insanın düşüncelerini özgürce istediği yerde beyan etme özgürlüğüne sahip olması gerekir. Bu sene 1 Mayıs Taksim’de kutlanacak ve muhtemelen kıyamette kopmayacak.

Geçtiğimiz senelerde Taksimde 1 Mayıs kutlamaları ülke gündeminde çok yer tutmuştu. Boş yere oluşturulan bir gerginlik olmuştu. Hükümetin Taksim’deki kutlamalara soğuk bakması ve polis zoru ile engelleme girişimleri anlamsız gerginliklere yol açmıştı. Aslında anladığımız kadarıyla hükümetin Taksim’deki kutlamalara soğuk bakması provokasyon korkusundandı. Danıştay provokasyonunu gerçekleştiren Ergenekon örgütünün yine aynı provokasyonu bu sefer Taksim’de yapacağı korkusu hakimdi hükümette. Ergenekon’un provokasyonlara devam edeceği belli bir hadise. Ancak “provokasyon olabilir” diyerek temel hak ve özgürlükler kısıtlanamaz. Türkiye provokatif girişiler yapmak isteyen odaklara karşı çıkmayı ancak herkes için adalet ve özgürlük diyerek başarabilir.

Anayasa görüşmeleri devam ediyor. Türkiye’yi geren birçok haksız uygulamayı ortadan kaldırmanın yolu anayasa değişikliğinden geçiyordu ve hükümet buna 2002’den beri cesaret edemiyordu. Ancak seçimler yaklaşıyor konu rafa kaldırıldı herhalde denildiği bir zaman diliminde Başbakan’ın şiddetli arzusu ile böyle bir değişiklik konusu gündeme geldi. Bu değişikliğe ilginç bir şekilde Ak Parti dışındaki tüm partiler karşı çıkıyor ve alternatif bir şey de getirmiyorlar. Yeterki muhalefet olsun diyerek kuru sloganik söylemlerle karşı çıkmaya çalışıyorlar. Halbuki kabul edilen maddelerin tümü de halkın egemenliğini modern bir toplumda daha iyi sağlamaya yönelik bir içeriğe sahip.

Anayasa konusu ve Ergenekon arasında önemli bir ilişki var. Aslında Ergenekon yeni değil 80 öncesi meşhur olan “öğleden önce sağcıyı öldüren silah öğleden sonra solcuyu öldürüyordu” sözü eski ve yeni olayların, katliamların kopuk parçalarının birleştirilmesine yardımcı olacak. Ergenekon mu dersiniz, Gladio mu dersiniz, kontr gerilla mı dersiniz artık böyle bir gizli yapılanmanın varlığı Günyüzü gibi ortadadır. Halkın iradesine engel olan ve kendi ideolojisini hakim kılmak için zıt kutupları birbiri ile tokuşturmaya çalışan bu anlayış tüm çirkinliği ile ortadadır. Ancak anayasal engeller bu yapılanmanın cezalandırılmasını ve yok edilmesini engellemektedir. Dün 1 Mayıs’ta katledilen kişilerin çocuklarının şimdi anayasa değişikliklerine karşı çıkması çok üzücü ve düşündürücüdür.

Türkiye kabuklarını kırmak zorunda artık. 1 Mayıs’ın şurda veya burada kutlanması veya eski anayasayı muhafaza etme çabaları ile uğraşacak durumda değil.Aslında dünya da böyle bir gelişmeyi kaldıracak durumda değil.Dünya ve Türkiye toplumu gelişir ve ilerlerken hala eski elbiseye ülkeyi mahkum etmeye çalışanlar akan bir sele veya karşı konulmaz bir çığı engellemeye çalıştıklarını anlamalıdır.

Yorumlar