2013-12-11 00:00:00

28 Şubat İlanı; Utanç Vesikası
 

“Bin yıl sürmesi beklenen projeyi 11 yıldır sabır ve metanetle boşa çıkaranlara şükranlarımızı ifade ediyor, bu mücadelenin şahidi olduğumuz kadar, gelecekte de destekçisi ve duacısı olacağımızı ilan ediyoruz' demişler Ak Parti'nin yanında mevzilenip Cemaat'a karşı gazetelere tam sayfa  ilan verenler.

 
“28 Şubat'ın zulmüne karşı bir müjdenin geleceğini biliyorduk” demişler (Ak Parti'yi kast ediyorlar). Milli iradenin tecelli etmesine çok sevinmişler aman Milli irade kaçıp gitmesin diye de duacıymışlar da, Milli iradeye çatlak ses çıkaranlar (Cemaat kast ediliyor) Ak Parti'ye haksızlık yapmamalı, tartışmayı Cemaat  gayrımeşru zeminlere çekmemeli, kendileri Milli iradeyi tecelli ettirenlere şükran içinde duacıymışlar, herkes böyle olmalıymış da  .. vb
 
Irak savaşında Amerikan ordusuyla dolaşan bir medya vardı. Ordunun yaptığı her fiilin ne kadar doğru olduğunu göstermek için askerlere iliştirilmişlerdi. Yamalanmış bu gazeteciler sonradan ortaya çıkan vahşilikleri örtbas etmek ve Amerikan askerini cici göstermekle görevlendirilmişti. Demokrasinin önemli bir gücü olması  gereken ve özgür, yansız haber yapması gereken medya böyle zelil bir haldeydi. Yıllar sonra Türkiye'de de bunun bir diğer örneğini görüyoruz. İliştirilmiş  STK'lar oluşturulmuş, kimse “haberimiz yok” demesin işte kendilerini ilan ediyorlar bu ilanla.
 
STK'lar demokrasilerde (metinde kast edilen demokraside değil..!) devletin adaletli bir yönetimi gerçekleştirebilmek için muhtaç olduğu kurumlardır. Devlet, kendisinden bağımsız bu halk temsilcilerinin önünü açmakla mükelleftir. Ayrımsız ve karşılık beklemeksizin sivil toplum kuruluşlarına demokratik bir zemin oluşturmakla mükelleftir, böylece demokrasi güçlenir. Halk yönetime karşı eleştirilerini rahatlıkla yapar ve yönetim hatalarını düzeltir, adalet tesis edilir ve insanlar mutlu olur. 
 
STK'lar ne zaman ki yönetime şükranlarını sunup duacı olduklarını ilan etmişse orada fesat çıkar. Zira ismi ve vazifesi dışında bir işe soyunan STK'nın verdiği zarar kadar büyük bir zarar yoktur. İsterse iki güç arasındaki mücadelede birinin haklı olduğuna yürekten inansın bir STK bu üslupla yönetime destek atıyorsa o STK olmaktan çıkmıştır, embeddedleşmiştir. Onu oraya iliştirenler daha çok hizmet beklerler ondan. “Yahu  şu ilan da pek olmamıştı..”  diyen STK'cılar daha ağır bir hizmetin kendilerinden talep edildiğini görürler belki itiraz etmeye kalkarlar sonra ama artık iş işten geçmiştir, artık onların adı çıkmıştır.
 
Cemaat, Erdoğan çekişmesinde istediğiniz yerde bulunabilirsiniz. Hangi görüşten olursanız olun taraf olmayıp adil bir duruş sergilemeye çalışırsınız ve doğru bir iş yapmış olup saygı görürsünüz, doğrusu budur. Şahsen ben de önceki seçimlerde  Ak Parti'ye oy vermiş olsam da önceki yazımda belirttiğim üzere adaleti esas alarak hakkaniyetli bir görüş bildirmiştim. Ak Parti de olsa Cemaat da olsa hatalı yanlarını vurgulamıştım. Adaleti esas alıp hem nalına hem mıhına vurursanız geçici dünyevi zararlarınız olabilir ama kalıcı olarak halk ve hak sizi bilahere takdir eder.
 
Uzun süredir adeta ülkenin büyük insan hakları sorunları kadar büyük bir sorun giderek büyüyordu ama herkes görmezden geliyordu. Bu ilanla onlar yüksek sele sorunu ilan ettiler. Bu büyük sorun, İslami camiaların iktidara teslimiyeti, dalkavukluğu sorunudur. Sadece bu ilanla değil başka konularla da bu ortaya çıkıyordu da pek kimse hissetmiyordu. Kürt sorunu konusunda devletin ve Ak Parti'nin uygulamalarının eleştiriricisi olduğunuzda İslami camialardan müthiş bir karşıtlık görürdünüz., yemediğiniz yafta kalmazdı. Çözüm süreci boyunca Erdoğan'ın yaklaşımlarına ise İslami camialar çıtını çıkarmadı, dün Kürtlerin hakkını gündeme getirdiğinizde eleştirenler,  bunu Erdoğan yapınca “tabii ya.. İşte Erdoğan en doğrusunu yapıyor” diyorlardı. 
 
Gezi olaylarında mutedil bir iktidar tavrının sonradan ölümlere ve yaralanmalara yol açacak olayları önleyeceğini söylediğinizde  hükümetin yanında mevzilenlerin, size ateş püskürenlerin Cemaat olayında farklı davranmalarını beklemek, kriter belirlemelerini ummak  saflıktır. Gezi ve  Cemaat olayında hakkaniyetli tutum içinde olan Ak Parti Kütahya Milletvekili İdris Bal'ın dışarıya itildiğini görünce insan STK'lara hak vermeden edemiyor tabii..!
 
Akit  gazetesi ve Habervaktim sitelerinin gayriahlaki yayınlarına karşı İslami camialara çağrı yaparak “Niçin susuyor sunuz?”  http://t24.com.tr/yazi/nicin-susuyorsunuz/5613  başlıklı bir yazı yazmıştım. O zaman susmaya devam edenler şimdi o yayın organlarının öncülüğünde dualarını Erdoğan'a sunmakla meşguller, yazık… Beraber yaşayanlar beraber haşrolunur, unutmayın. 
 
Yanlış anlaşılmasın Cemaat'i de çok eleştirdim eleştiririm de ama mesele bu değil . Ak Parti'yi de övdüm ve yerdim. Bu güçler övülsün ve yerilsin,  ama mesele bu değil,  herkes  bunu gönül rahatlığıyla yapabilmeli.  Bilin ki  embeddedliğin faturası sonra çok acı çıkar, arif olan şimdiden anlar. Şimdi duacısı olduğunuzun sonra çok eleştireceğiniz bir politikasını gördüğünüzde dizinize vurmayın, şimdiden  benden söylemesi. 
 
Bu ilanın parasının İktidar  tarafından verilip 97 sine imzalatıldığını tahmin ediyorum. Aksi doğrudur diyen çıksın ilan  faturasını göstersin,  hodri meydan..!

Yorumlar