2012-12-07 00:00:00

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim'e yapılan müdahalenin bilançosunu içeren 8 Ağustos 1939 tarihli belgeyi gösterdi. Erdoğan, belgede ''1936, 1937, 1938 ve 1939'da, toplam 13 bin 806 kişinin öldürüldüğünün'' ifade edildiğini, belgenin ise dönemin Dahiliye Vekili Faik Öztrak'a ait olduğunu açıkladı.

Erdoğan daha sonra, Dersim olaylarıyla ilgili ''Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum'' dedi.

Konuşmasında daha radikal ifadeler kullanarak “1987, 1938 ve 1939 trajik bir katliam yaşanıyor. Havadan ve karadan yaşayan herkese saldırı gerçekleşiyor. Bir dram yaşanıyor. Kadınlar ve çocuklar katlediliyor.Devlet olarak özür dilememize mani bir şey yok ama bu işin başında CHP zihniyeti var.O dönem o bölgede görev yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, anılarında “Yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum” diyor.Çocukların öldürülmeleri emri veriliyor ama bu emri yerine getirecek biri byulunamıyor. Ama sonra bulunan kara suratlı bir kişi 20 çocuğu öldürüyor.

Murat suyu kan akıyor. Bunları söylüyorum diye mi rahatsızsın sayın Kılıçdaroğlu?

..Nereye kaçıyorsun Kılıçdaroğlu? Ben mi özür dileyeceğim sen mi? Ben devlet adına özür dilemek gerekiyorsa özür dilerim.”

Devlet'in yaptığı yanlışları katliamları görmek için siyasi parti liderlerinin kavga etmesini mi bekleyeceğiz? Bunlar bizim yıllardır bildiğimiz hadiseler. Ancak bir çok kişinin bilmediğini de iyi biliyoruz. T.C devleti kuruluş aşamasında belli bir mentalite ortaya koyarak buna uymayanları  anlayışına  uymaya icbar etmiştir. Bu birçok meselede de böyledir. Kürt sorunu niye ortaya çıktı sanıyorsunuz? Bu ve benzeri olayları araştıracak olursak bunun benzerlerininin de T.C devleti ve Kürtler arasında yaşandığını görürüz. Keşke PKK ortaya çıkmadan önce siyasi parti liderleri birbirleri ile kavga etseydiler de Kürtler'den de özür dilenseydi ve bu kadar kişi can vermeseydi. Olan oldu ama demekki devlet özür dileyebiliyor. Başbakan Kürt meselesinde devletin Kürtleri inkar ettiğğini ve asmilasyon politikası izlediğini de ilave ediyor ama oradan sonrasına ilerlemiyor. Ermeni meselesinde de çok acılar yaşanmıştır. Devlet adamları işlerine geldiği zaman özür diliyor ama daha netameli konularda olayın üstünü örtmek için ne yapacağını bilemiyor. Bir de  islami  hassasiyetleri  üvey  evlat  muamelesi  görmelerine  neden  olan dindarlar  var. Yıllarca  her  türlü  aşağılamaya  ve  dışlamaya  maruz  kalan  başörtülülerden devlet  ne  zaman  özür  dileyecek?

Alevilerin çoğu aslında özür de talep etmiyorlar. Aleviliklerinin sigortası olarak kendilerine karşı katliam uygulamış bir partinin destekleyicisi durumundalar. Sünni kesimden, islamcılıktan zarar görebileceklerini düşünerek denize düşenin ruh hali içine giriyorlar. Bu çelişkiyi nasıl çözebiliriz bilemiyoruz ama çok bilinmeyenli bir denklem olduğu inkar edilemez bir gerçek. Asıl problem de bu güvensizlik duygusudur. Yakın siyasi taihimizde bile maalesef yaşanan Maraş, Çorum vb. gibi şehir katliamları Alevilerin niye güvensiz olduğunu bir parça açıklıyor aslında. Faşizmi ister bir devlet ister sünilik adı altında hareket ettiğini ileri süren bir cemaat veya siyasi hareket uygulasın durum değişmez. Bu şehirlerde çoğu Alevi bir çok kişi katliama uğratılmıştı. Faşizm, güç görüntüsü muhataplarında iki yüzlülük doğurabilir. Başka bir güce karşı kendisinİ  katliama uğratanı yedeğine almak ise aslında uzun vadede o toplumu mahcup edecek bir yöneliştir. Alevilerin  yıllardır  yaptığı  budur ve  kendileri  bunu  sorgulamadığı müddetçe  at  gözlüğü  takmış  olacaklardır.

“Fareler gibi mağaraların içine gaz sıkarak öldürdüğünü” itiraf eden bir devlet var karşımızda. İtiraf insan ruhuna iyi gelir demişler devlet ruhuna da iyi geleceği açık bir gerçek. Şimdi özür dileme sırası olayın faili devlet partisi CHP'nin şimdiki başkanı Alevi kökenli Kılıçdaroğlu'nda. Onun bu feci katliamlardan dolayı özür dileme ihtimali zayıftır. Zira sıra taraf olmaya gelince Kılıçdaroğlu Haluk Koç taifesi ile beraber saf tutacaktır. Yaslandığı devleti incitmeyi göze alamayacaktır. Güce karşı başka bir gücü yedeğine alma ahlakı yerleşti ya.. Bu hastalıktan kurtuluş kolay bir şey değildir

Yorumlar