2008-10-20 00:00:00

Seçimlerden sonra C.H.P’nin kendini gözden geçirmesini beklerken daha içine kapanmaya çalıştığını  gördük. En son cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla doğru bir gözden geçirme yapamadığını gözlemliyoruz. Bürokratik  elit ve C.H.P uzlaşma diye tutturmuş durumdadır. Kafalarındaki uzlaşmanın ise boyun eğdirme olduğuna şüphe yok.C.H.P ye son seçimlerde verilen oy oranının aslında alabileceği en başarılı oy oranı olduğunu anlıyoruz. C.H.P’liler başarısızlık olarak görse de alınan oy oranının çoğunun aslında isteksiz verilen reaksiyon oyları olduğu açıktır.Bir başka partinin başarısından korkarak verilen oylar olduğu bellidir. Öcüden korkutma taktiği ile alabileceğinin oldukça üstünde oy aldığı ortadadır. Bu en çok C.H.P ye oy verenlerin bildiği ve reddemeyeceği bir husustur.   

Zaten  C.H.P’nin de seçim öncesi söylemine baktığımız zaman iktidar olma gibi bir hevesi olmadığını korku edebiyatı yaparak  başarılı olmaya çalıştığını görürüz.C.H.P seçmeninin bir kısmı Baykala rağmen C.H.P ye oy veriyordu. İşin aslına bakacak olursak sorunun sadece Baykal olmadığını  C.H.P liler bir türlü anlayamıyor.Baykal da zaten alabileceği oy oranının ancak gerilim politikası ile artacağını düşünerek politikasını kurgulamış ve kendisi açısından başarılı da olmuştur. Sorunun temelinde halkın dinine soğuk ve tepeden inmeci buyurgan C.H.P tavrı vardır. Halktan kopma tabiri bu aralar çok sık kulanılıyor.Aslında bu tabir halkın dinine uzak kalınma olarak kullanılırsa daha doğru olur. Zira gerçek budur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısı ile C.H.P’nin tavırlarında bir değişiklik göremiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bürokratik elitle beraber aldıkları tavra karşı esaslı bir Osmanlı tokadı yemelerine rağmen aynı tavrı devam ettiriyorlar. Bu tavır artık halktan kopuşun nişanesi olarak siyasi hayatımızda çoktan yerini aldı. Ama bunu C.H.P yöneticileri halen göremiyor. C.H.P seçim sonrası yenilgisini anlamak için yaptığı toplantılarda halka yakınlaşmak için bundan sonra Cuma namazlarına gitme kararı almış. Bu kararı alırken kafa yapısını değiştirmeyi ise yine  düşünmüyor. Bu karar bize bir halk deyişini hatırlatıyor. Karga, ağacın başında etrafını seyrederken, gözü kekliğe takılmış. Keklik, yan yan yürüyerek, gezinti yaparken, karga imrenmiş ve aşağı inip, keklik yürüyüşünü yapmaya çalışmış. Derken bir gün karga bu defa serçeyi görmüş ve serçenin sekerek yürüyüşüne hayran kalmış. Bu defa sekerek yürümeye çalışmış. Bir keklik, bir serçe yürüyüşü derken; o gündür, bugündür, karga kendi asli yürüyüşünü unutmuş ve bir sekerek, bir yan yan giderek yürümeye başlamış. C.H.P’ye tavsiyemiz en azından kendi yürüyüşünü unutmamasıdır. Madem korku gerilim politikası devam ettiriyor.Madem “öcüye bak bize oy ver” demesi ile bayağı bir oy toparlayabiliyor. En azından bu oylarını koruması için taklitçilik yapmaması gerekir. Ya gerçek bir değişim yaşamaları ya da taklitçilikten uzak durmaları gerekir. C.H.P tavırları ile küçülüyor. Söylemi ile kendini geçici olarak kurtarmaya çalşıyor. Daha olmadı sırtını askere dayıyor. Daha olmadı “Atatürk’ün partisiyiz bu koltuk Atatürkün mirasıdır” diyerek duygusallık edebiyatı üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Fakat yine de geriye gidişini durduramıyor. C.H.P bu tavırları ile küçülen hırçınlaşan hırçınlaştıkçada daha da küçülen bir yapıdadır. C.H.P’lilere  taklit ile değil kökten bir değişim ile sorunlarına çözüm bulmalarını öneriyoruz.

Yorumlar