2008-01-01 00:00:00


Yazımıza hafta içi medya yer alan iki ifadeyi olduğu gibi sunarak başlamak istiyorum.

Eski kara kuvvetleri komutanı Aytaç Yalman Milliyet gazetesinde verdiği röpörtajda, terörle mücadelenin üç boyutu olduğunu vurgulayarak, bunları sosyal, askeri ve siyasi boyutlar olarak açıklayan Yalman “Aslında Türkiye'nin sorunu henüz sosyal boyuttayken görmesi ve doğru okuması gerekirdi.” diyen Yalman, “Bu yapılabilseydi sorun belki sosyal aşamadayken çözülebilirdi. Ancak, maalesef bunun yapılamadığını görüyoruz. Henüz terör boyutuna gelmeden sosyal aşamada sorun çözülebilseydi çok daha iyi olurdu.” dedi.

Yalman sözlerine şöyle devam etti: “Bu açıdan baktığımızda, o aşamada sorunun 'kendini ifade' olarak tarif edildiğini görüyoruz. Dilini konuşmak, şarkısını, türküsünü dinlemek istiyor, kültürünü yaşamak istiyor.

Oysa, bizler o dönemde, 'Kürt yoktur' diye eğitilmişiz. Kürtleri, Türklerin kolu olarak görüyoruz. Ortalıkta işte dağlarda gezerken, karda yürürken kart-kurt sesleri çıktığı için Kürt denilmiştir, gibi tarifler dolaşıyor. O dönemde sosyal istekleri bile biz 'yıkıcı faaliyetler' kapsamında görüyoruz.

İkinci örnek ise bir “Cumhuriyet kadını”ndan:

Meclis kulisinde bir grup gazeteci ile sohbet eden CHP milletvekili Canan Arıtman, Hayrünnisa Gül ile ilgili dava açmaya hazırlandığını belirterek “Eğer üniversite öğrencileri okullarına türbanla giremiyorsa, Hayrünnisa Gül de Köşk'e öyle yani türbanla girememelidir. Bu hukuken yanlıştır” dedi.

Cumhuriyetin kurumları arasında eşitlik olması gerektiğini ileri süren Arıtman, “Ben yürekli avukatlar arıyorum. Eğer cesur avukat bulabilirsem hiç düşünmeden davayı açacağım. Ben bir cumhuriyet kadını olarak türbanın Köşk'e çıkmasını kabul edemiyorum” şeklinde konuştu. Arıtman, “Hayrünnisa Gül hanımefendi frak üstüne türban giymiş, tam komedi. Dünyada herhalde eşi benzeri olmayan bir giyim tarzı. Son giydiği kıyafetle aynı rahibelere benzemiş. Dikkat ederseniz rahibelerin kıyafetleri de böyledir. Penguene benzemiş diyeceğim, penguenlere haksızlık olacak” dedi.

Cumhuriyet paşası kürt sorununun aslında var olduğunu ancak kendilerine anlatılmadığının altını çizerek yanlış yapıldığını belirtiyor ve hayıflanıyor. Resmi sözlüklerde Kürd’ün dağlarda dolaşan ve karlara basarken kart kurt sesleri çıkaran Türkler olarak anlatıldığını ifade ediyor. Cumhuriyet paşası tabii kültürel istekleri zamanında anlatılmadığı, anlamadıkları için büyük bir hata yaptıklarını belirtiyor. Paşa’ya “Günaydın” demekten başka bir cevap bulamıyorum.

Böyle bir itirafın sahici olup olmadığını anlamak için “Cumhuriyet kadını” olduğunu ifade eden Canan Arıtman’ın sözlerine bakalım. Milletvekili Canan Arıtman’ın ifadelerine bakıldığı zaman jakoben, elitist zihniyettekiler tarafından yer yer yapılan bu tür itirafların içselleştirilemediğini görüyoruz.Sahici olmadığını anlıyoruz. Zira Arıtman Cumhur’un seçtiklerinin meşru oylaması ile oraya gelenleri hazmedemediğini ifade ediyor. Cumhuriyet paşası Yalman’ın itirafının sahici bir itiraf olmadığının bir delilini sunuyor adeta Arıtman.

Bu iki ifade nerede yanlış yapıldığını net olarak gösteriyor. Cumhuriyet projesi ile farklı giysiler giydirilmeye çalışılan Kürt sorunu ve Din sorunu alanında projecilerin iflasını  gösteriyor.

Cumhuriyet projesi halka tepeden bakan onu anlamamaya odaklanmış bir emrivaki olduğunu temsilcileri vasıtasıyla gösteriyor. Gerçek anlamda Cumhur’dan neşet etmediğini her ifade ile gösteriyor. Farklı ırkları komik açıklamalarla imha etmeye çalışan bir anlayışın itirafı çok geç kalmış bir itiraftır. Bu itirafı yapanların yoldaşlarının halen başörtüsüne bu denli aşağılayıcı yaklaşması kafa yapılarında bir değişiklik olmadığının en  somut göstergesidir. Elitistler Halkın dinini dost olarak görseydi ilerde Türkiye’nin milyonlarca insanı daha mutlu olacaktı. Zira dinin sunacağı bir hoşgörü ve kardeşlik ortamı sosyal ortamı iyileştirmekle kalmayıp beyin göçü vb.unsurları engelleyerek de ülkemize daha iyi bir teknolojik ortam sağlayabilecekti

“Cumhuriyet proje”si ile övünenlere bu itirafı ve bu milletvekilinin hakaretini bir araya getirerek son durumu bir de kendilerinin düşünmesini tavsiye ediyoruz.

Yorumlar