1970-01-01 02:00:00

İnternete düşen ses kayıtlarına göre devlet ve PKK başka bir ülkenin koordinatörlüğünde üst düzeyde görüşmüşler. Görüşme kayıtları gerçek ise önemli bir sürecin yürütüldüğü ve bir dönem az çok karşılıklı anlayış olduğu gözleniyor. Barış yolunda karşılıklı adımların atılabildiği ve her iki tarafın da süreci sürdürmek istediği anlaşılıyor. Hükümetin siyasi risk alma pahasına bazı istekleri yerine getirebileceği ama bunun zamanla olabileceğini bildirdiğini okuyoruz görüşme kayıtlarından. Görüşmeler anlaşılan Norveç'in başkenti Oslo'da ve 5. turda. 6. tur için hazırlık yapılan bir süreç Kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla görüşmelerin olumlu bir seyir izlediği görülüyor.

Bu süreç niçin ilerlemedi? Tahminin üstünde iyi gidebilecek bir süreç yerine şu an niye her şeyin bitişini görüyoruz? Kalıcı olarak çözüm süreci bitti mi? Bir daha bu görüşme seviyelerine gelinemeyecek mi? Bundan sonrası tüm toplum kesimleri için daha fazla birbirini anlamama ve çatışmayı mı getirecek? Tam bir kaos ortamına mı savruluyoruz?

Barış görüşmeleri tarihin her devrinde kırılgan olabilmiştir. Uzun yıllar süren savaşların barışı birkaç turda bitirilecek kadar kolay değildir. Taraflar yıllardır uğraş verip inat ettikleri konularda geri adım atmamak için büyük çaba sarf edeceklerdir. Şu an varılan nokta göz önüne getirildiğinde karamsar olma için tüm nedenler mevcuttur. Ancak savaş yeni bir şey değildir. Her çözümsüzlükte başvurulandır ama acıları, kini ve nefreti arttırmaktan başka bir şey sağlamamaktadır.

Süreç neden ilerlemedi? Anlaşılan taraflar kozlarının sınırlarını yeterince göremedi. Süreç ne zaman ilerleyecek? Taraflar kozlarının sınırlarını iyice ayırt ettiği zaman süreç ilerleyebilecek. Türkiye bu savaşın devam etmesi halinde büyük korkusu olan bölünmenin Türkiye sınırları içindeki farklı kimliklerin bir iç savaşa gitmesi ihtimalinin büyüdüğünü gördüğü anda barışa daha çok yaklaşmaktan başka çaresi kalmadığını görecektir. PKK ise bu savaşın Kürt halkının da tahammül sınırlarını zorladığı ve çözümsüzlüğün çözüm olarak anlaşılmadığını sempatizanları da hissettiğinde barışa yaklaşmaktan başka çare kalmadığını anlayacaktır.

Hepsinden önemlisi halkların birbiri ile olan ilişkileridir. Öldürülen her asker ve PKK'lı ile iki halkın arasındaki uçurum büyüyor. Her öldürülen de insandır ve yakınları vardır. Ancak binlerce yıldır birlikte yaşayan bu iki halkın iç savaşa tutuşup da varacağı bir yer yoktur. Sonunda yine birbirleri ile kalacaklardır. Keskin bir ayrışmayı en başta kendileri istemeyecektir. İşte burada ortaya çıkan gerçek şudur ki halklar tüm yaşadıkları acılara rağmen barış sürecinin devam etmesi için ısrarcı olmalıdır. Yoksa çekilen bunca acıdan sonra daha büyükleri bizleri beklemektedir.

Bu görüşmelerin internete düşmesinden dolayı kimse hükümeti suçlamamalıdır. Ortada bir savaş varsa ve bunun da bir şekilde bitirilme iradesi ortaya çıkmışsa bu tür barış görüşmeleri olacaktır ve olmalıdır. “Sorun güvenlik tedbirleri ile değil siyasi uğraşlar ile çözülmeli, Devlet PKK ile görüşsün ve sorun adalet temelinde çözülsün” diyen insan hakları aktivistlerine demediğini bırakmayanlar ne kadar ucuz bir politika takip ettiklerini uzun vadede anlayacaktır.

Devlet PKK görüşmelerinde yer yer karşılıklı espriler yer alıyor. Yaşanan büyük savaşa rağmen karşılıklı konuşunca espri yapmaktan kendini alamıyor insanoğlu. Taraflar çözüme mahkumdur, acının derinleştirilmemesi gerekir. İşin doğrusu şu an tarafların sınırlarını önceden görüp uzlaşmayı sağlaması ve arada yaşanabilecek binlerce ölümün önüne geçmeyi başarmasıdır.

Yorumlar