2011-10-05 00:00:00

Eğitim sistemi konusunda  Milli  Eğitim  Bakanı   Ömer Dinçer’in yeni girişimleri var. Adrese göre uygulanan sistemde popüler okullara gitme konusunda velilerin önemli bir isteği var.

Genellikle bilinen uygulama velilerin adreslerini sahte bir adres ile değiştirerek ardından okula bağış adı altında yüklüce miktarlar ödeyerek kayıtlarını yaptırabilmeleri. Bakan kayıt öncesi okullardaki bu uygulamanın yasaklandığını belirtmişti ancak yine bir Türkiye klasiği yaşandı. Popüler okulların çoğuna o bölgede oturan veliler bile kayıt yaptıramazken yüksek meblağlı ödemeleri yaptıranlar kayıtlarını yaptırabildi.

 

Yaşanan  tartışmalardan  sonra  bağışla kayıt  yaptırma bu  sene de  devam  etti.  Bunun  üzerine  Bakan müfettişlere konuyu araştırmalarını emrederek 81 ilde bu  teftişin   uygulanmasını istemiş. Teftiş kurulu başkanı ise tüm kayıtları inceleme ve velilerden ifade almanın kendileri için çok zor olacağını belirterek “Müdürler ne yapsın, okulları pislik götürüyor”  gibi bir ifade ile bu işin yükünün omuzlarına yüklenmesi  karşısındaki   sızlanmasını ifade etmiş. Şıracının şahidi bozacıymış. Bir ülkede yasadışı işi işler yapılıyor bunu devlet yapıyor vatandaştan resmi rüşvet alıyor ve soruşturulması istenince de yetkilililer mırıldanıyor. Zamanında da Fuzuli Bağdat’ta bir devlet dairesine uğramış gördüğü ilgisizlik ve yasadışılığı şiirlerine yansıtmış. “Selam verdim rüşvet değuldur deyu almadılar” demiş. Şimdi daha beteri yaşanıyor. Devlet görevlisi değil devlet resmi rüşvet alıyor soruşturması da devlet memuruna ağır geliyor.

 

Yılardır devlet devletliğini yeterince yapamadı. Tüm devlet kurumlarında hukuk dışı işler döndü. “Benim memurum işini bilir” dendi. Özelde ve devlet işlerinde rüşvet adeta normal görüldü. Bu tüm toplumu bozan durum karşısında bir şeyler yapılmaya çalışılınca feryat ediliyor. Rüşveti vermeye hazı bir halk kitlesi varsa okulunun acil ihtiyaçları karşısında fazla direnemeyen müdür buna rahatça onay verebiliyor. İşin daha kötü kısmı ise alınan bağışın yasadışı bir şekilde kullanıldığı iddialarıdır. Bir yerde para birikirse ve iyi bir denetim yoksa onun akıbeti genellikle bellidir.

 

Kim ne derse desin Bakanın uygulaması doğrudur. Fakat bu sadece bununla sınırlı kalmamalıdır. Eğitim sisteminde çok köklü değişiklikler yapmak gerekmektedir. Okulların yeni baştan dizaynı gerekiyor. Yetersiz okul binaları çocuklarımızın eğitim gördüğü yerler değil hastalandığı veya kazalara sebebiyet veren yerlere dönüşüyor. Eğitimi ne kadar ezbercilikten kurtarmaya çalışlsanızda  sadece   eğitimcilerin hassasiyetine kalan bir durum varsa fazla bir yol alınamıyor. Eğitim dışı her türlü beyni ve gönlü yok edici aktivitelerle uğraşan bir gençlik varsa alıcıdan da bir şeyler beklemeniz mümkün olmuyor. Facebbok ve sms dünyasının çocukları tersine işleyen bir çekim gücü ile her geçen gün kitaptan uzaklaşıyor.

 

Bunun çözümü  için   gerçekten çok ciddi bir eğitim reformu yapmaktan gerekiyor. İyi niyetli tüm yetkililerin yanında olduğumuzu belirtiyor ve tüm eğitim gönüllülerine başarılar diliyorum.

Yorumlar