2006-08-14 00:00:00

GENEL  KURMAY  BAŞKANI  “KODU MU  OTURTMALI MI”?

 

Futbol yorumcusu Erman Toroğlu'nun yakınlarda sarfettiği, “Benim Genelkurmay Başkanım yumruğunu masaya vuracak abi. Ben kodu mu oturtacak, vurdu mu oturtacak Genelkurmay Başkanı isterim”  sözü   geçen  haftanın  tartışılan  ifadelerinden  biri oldu.Bu söz  aslında  maalesef  halk  arasında  kolay  çözümü  arzulayan  bir  çok kişi arasında  taraftar  toplayabilecek  bir  sözdür.

 

Bilindiği  üzere  çocuk  terbiyesinden  tutun  halkı  eğitmeye  kadar  her  alanda  halkı eğitme  ve  yönlendirme    usülü  vardır.Hoşunuza  gitmeyen  bir söz  ve  davranış durumunda  çocuğunuzu  dövebilir, öğrencinizi  dövebilir  veya  halk  içindeki  farklı  yönelimlerden  hoşlanmayıp  darbe  yapabilirsiniz.Asıl  zor  olan  kavgaya  sapmadan  uzlaşma,  anlaşma,  anlama  yolunu  bulabilmektir.Güçlü iseniz  belki  böyle   kaba  kuvvet  dışı  yolları  fazlasıyla  yumuşak  bulabilirsiniz.Fakat  uzun  vadede  kaba  kuvvetle  insanlara  hem  boyun  eğdiremeyeceğinizi  hem de  onların  mutlu  olmalarını  engellediğinizi  göreceksiniz.Kolay  olan  zorbalıktır.Zor  olan  dinleme  anlama  ve  adaletle  çözme  yoludur.Bu  yol  kısa  vadede  belki  çok  umut  vaad  etmez  ama  uzun  vadede  kesin  çözümü sağlamada  en  doğru  yoldur.

 

Türkiye’de genelkurmay  başkanının  yeterince  sert  olmasını  istemek  bile  çıkmaz  sokağı  zorlamak anlamından  başka  bir anlam taşımaz.Zira  darbeler  ve  askeri  vesayet  yönetimleri  ile  dolu  olan  kısa cumhuriyet  tarihimiz  bile  sorunları bu  yollarla  çözmeye  çalışmanın  yeterli  bir  yol  olmadığını  göstermesi  açısından  son  derece  açıktır.

Türkiye’de  son  zamanlarda yükselen statükoyu  korumaya  ahdetmiş  Türk  milliyetçiliği aslında demokratik  pek  çok  kazanımı  yerle  bir  etmeye  aday  gözüküyor. Aykırı  fikir  söyleyene  “söyletmen  vurun”  mantığı  içinde  yaklaşmak belki  hakikaten  o  kişiyi  söylemez  kılar ama  sorunların    amansız  haykırışını   susturamaz.

Türkiye’de  bilhassa  son  zamanlarda  aydınlar  üzerinde  de  baskıcı  bir tahakküm  rüzgarı esiyor. Son  18  ay  içinde 60’a  yakın  aydın  hakkında  fikirlerinden  dolayı dava  açıldı.Bu  bir ülkede  düşünce  ve  ifadenin  temsilciliğine  açılmış  bir  savaştır  aslında.Zira halkın  hepsinin  düşünür  olmasını  bekleyemezsiniz.Düşünce  adamları,  edebiyatçılar , yazarlar  bir  ülkenin  ortak  dilidir.Bir  ülkenin  kendini  ifade  ettiği  temsilcileridir.Bu  kişiler  üzerinde  terör  estiren  bir  ülke  aslında  halkı  üzerinde  terör estiriyor,  düşünce  ve  ifade  üzerinde  terör  estiriyor demektir.

Türkiye’de  uzun yıllardır  kronikleşmiş  insan  hakları olduğu  inkar  edilemez  bir  gerçektir. Din  alanında  halen  yaşanan  uzun  yılların  gerginliği  ülkenin  en  çok  tartışılan  sorunlarındandır.Yine  kürt  sorunu  alanında halen  kafaların karışıklığı bile  aşılamamıştır.Böyle bir sorunun  olmadığını  ileri  sürüp  olayı  terör sorunu  veya  dış  mihrakların  icadı  gibi  görme alışkanlığı  ülkede hiç  bir  şeyin  aklı  başında  tartışılmasını  sağlayamamıştır.Bu  konuda  söz  sarfedenleri  şablonik  ifadelerle  hemen  mahkum  etmeye  çalışan  anlayışlar  keşke  sorunu  anlamak  için  bu kadar  gayret  sarfedebilseydi.Terörü ve  kürt  sorununu    birbirinden  ayırt edebilen  bir  anlayış  ancak  birazcık  önünü  görmeye  başlamış  olurdu.Bu  anlayış  maalesef Türkiye’deki   sorunlu  bir çok konuda  böyledir.Şiddete  yönelik    çözümleri  yeterli  görmeyip  daha  iyi  kodumu  oturtacak  kişiler arayan  bir  anlayış  yeni  kargaşalar  çıkarmaktan  öteye  gidemez

Sormak  lazım Toroğlu vb.  düşünenlere; Yeni  genelkurmay  başkanı  ne  yapacaktır? Defalarca  girip de  yok  edemediği  terörü  bir  kez  daha Kuzey  Irak’a  girerek mi  halledecektir? Halen  bölge üzerinde  bu  tür çözümlerin  ülkeye  masraf  ve  gereksiz  umut  getirdiği  anlaşılmadı mı?

Bu  kadar  harekat  düzenleme peşinde koşma  yerine  demokratikleşme  hızlandırılsa  daha  kolay  bir çözüm  sağlanmaz mıydı?

Yeni  genelkurmay  başkanı  başörtüsü  yasakçılığı  vb  dini  sorun alanlarında  daha ne  yapacak ?Bu kadar  antidemokratik  bir yasakçılığın  arasında  bir  nebze  olsun  var  olabilen  başörtüsüne   özgürlük  haykırışçılarının  beynini mi  dağıtacak  daha  sert  bir  “kodumu  oturtacak”  vuruşuyla? Bunu   yapsa hangi  sorun  çözülecek?

 

Ülkemiz  için  hepimizin  daha   aklı  başında  sorumlu sözler  sarfetmemiz  gerektiği halen  anlaşılmadı mı

 

Yorumlar