2010-06-04 00:00:00

İsrail gerçek yüzünü yine gösterdi. Yıllardır abluka altında tuttuğu ve kafasına estikçe vahşice saldırdığı Gazze'ye uluslararası bir yardım organizasyonunun girişine izin vermedi. Yolculuğa çıkan konvoyun kısa sürede dünya gündeminin 1 numaralı gündem maddesi olacağında şüphe yoktu ve öyle de oldu. Bu insanlık dışı vahşi bir saldırı ile oldu maalesef. Haydutluğu meslek edinmiş İsrail hükümeti bu sefer de kendisi açısından olası tüm riskleri göze alarak yine haydutluğu tercih etti. Yıllardır haydutluk yapmış olan ve bunu zorbalıkla dünyaya dikte etmeye çalışan İsrail'den de başka bir şey beklenmezdi zaten.

Son gelişmelerle ne oldu ve olacak? İsrail dünyanın değiştiğini anlayacak ve artık karşısında güçlü bir muhalefet bloğu olduğunu görecek. Tayyip Erdoğan'ın konuşması dünya tv'lerinde canlı veriliyor ve uluslararası boyutta büyük bir ilgi ile izleniyorsa bu önemli bir gelişmedir. Artık dünya'da yeni bir ses oluşuyor. İslam ülkelerinde büyük bir sevgi kazanmış olan Tayyip Erdoğan olabilecek en sert sözlerle uyarılarını yaptı. Daha fazla ne olabilir, bunun içi ne derece doldurulur, göreceğiz?

İsrail yaptığı bu son haydutlukla meselenin bir İsrail Filistin meselesi olmadığını dünyaya ispatlamış oldu. Açıkça görüldüki mesele İsrail ve insanlık arasındadır. Farklı din ve ırklardan içerisinde insan hakları aktivistlerinin bulunduğu sivil bir gemiye silahlarla saldırmak işin iç yüzünü ortaya serdi. Zaten gidenler de meselenin İsrail ve insanlık arasında olduğunu haklı olarak iddia ediyordu ve bunun ispatı da İsrail'e kaldı. İsrail artık bu girişimi ile sonunun başlangıcına imza attığının farkına varmalıdır.

Dünya'da her geçen gün artan popülaritesi ile Tayyip Erdoğan'a büyük bir sorumluluk yüklenmiştir. Bu büyük beklentinin altından kalkmak zorundadır başbakan. Bu noktada kamuoyunun gazını alma tarzında açıklamalar yapıp bilahere bunun içini dolduramazsa hiç bir şey yapmamış olursunuz. Daha beteri milyonlarca ezilmiş insanı hayal kırıklığına uğratmış olursunuz. Mazlumların, ezilmişlerin sorumluluğu çok ağırdır, büyüktür.

Türkiye son Gazze saldırıklarından sonrada Davos'ta Tayyip Erdoğan diliyle çok büyük bir tepki vermişti. Sonra bunun içinin doldurulmasını bekledik. Bunun için geçtiğimiz dönem başında bulunduğum MAZLUMDER olarak TCK 13. maddesinde bulunan evrensel yargı ilkesi gereğince O dönem işbaşında bulunan bu emri veren ve uygulayan İsrail'li yetkililer hakkında Ankara Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuştuk. İsrail'li yetkililerin savaş suçu sayılan fosfor bombası kullandığına dair bilimsel Üniversite raporlarının da bulunduğu bu suç duyurusu savcılık tarafından kabul edilerek izin verilmesi için Adalet bakanı'na iletildi.Zira Türkiye topraklarına bir yabancı ülke diplomatı, siyasetçisi veya askerinin girmesini engelleyecek bu ağır karar için siyasi bir makam olan Adalet bakanının onayı gerekiyordu.Kendisine iletilen bu suç duyurusu ile ilgili kararı geciken Adalet bakanını makamında ziyaret kararı aldık.Dönemin derneğimizin GYK üyeleri ile gerçekleştirdiğimiz ziyarette o zamanın bakanı Mehmet Ali Şahin “Bu çok önemli bir karar, Başbakan'a danışmadan size bir şey diyemem” demiştii. Ardından konuyu yine yakından takip ettik ve Gazze konusu soğuduktan sonra bu soruşturma izninin Adalet bakanlığı tarafından onaylanmadığını gördük. Sonuç katliamın izlerini yakından takip etmek üzere Gazze'ye yetkililerini göndermiş olan ve tüm dünya çapında yankılanan bu soruşturmanın sonucunu merakla bekleyen bizler için çok büyük hayal kırıklığına sebep olmuştu. Zira o zamanlar türkiye'den çok ciddi kanıtlarla hazırlanmış bu suç duyurusunun uluslararası yankısı büyük olmuştu. Dünyanın saygın birçok haber ajansı MAZLUMDER'in girişimini flaş haber olarak duyurmuştu. Takip ettiğimiz İsrail medyası da konuyu büyük bir ilgi ile takip etmişti.Derneğimize dünyanın dört bir tarafından tebrik ve teşekkür mesajları yağmıştı. Ama bu çok önemli girişim bizzat hükümetin engellemesiyle kesintiye uğramıştı. O zaman düzenlediğimiz basın toplantıları ile hükümeti sert bir dile eleştirmiştik. O zaman bu konuda gereken yapılsaydı şimdi böyle bir vahşet işlenemezdi,.O zaman net bir tavır takınılsaydı şimdi böyle bir haydutluk sergilenemezdi. İsrail ile tüm ilişkilerin kesilmesi için daha ne beklendiğini anlayamıyoruz. Hükümet bu büyük sorumluluğun bilincinde olmak zorundadır. MAZLUMDER dün itibariyle böyle bir suç duyurusunu yardım gemilerine yapılan vahşet vesilesiyle tekrar gündeme getirmiş ve TCK 13. maddeyi baz alarak suç duyurusunda bulunmuştur. inşallah bunun akibeti önceki gibi olmaz.

Hükümet vitrine hitap eder duruma düşmekten kendisini alıkoymalıdır. Türkiye halkı hiç bir konuda bu kadar büyük bir ittifak yapmamıştır. İsrail karşıtlığı olması gereken önemli bir noktadadır.Eğer kamuoyu desteği istiyorsa hükümet için bu vardır. Uluslararası camiada Türkiye'ye halklar ve devletler düzleminde çok büyük bir beklenti ve sevgi oluştuğu ortadadır. İran konusunda Brezilya ile arabuluculuğa soyunabilme poziyonuna gelmiş ve büyük bir prestij toplamış olan hükümetten artık cesur adımlar bekliyoruz.

Yorumlar