2010-01-23 00:00:00

Gazze’de göz göre göre bir tecrid, imha ve katliam devam ederken olan oldu ve Türkiye İsrail ilişkileri yine gerildi. İyiki de gerildi zira katiller sürüsü içinde en nitelikli katillerin yönetime gelebildiği bir ülke İsrail. Böyle bir ülke ile ilişkilerin gerilmemesi bir hatadır.

İnsanlığın iyilik damarının kötülüklerle yaşayan Siyonist İsrail’lilere gereken dersleri verebileceği bilinen bir hadise oldu artık. Bir inanmış topluluk birçok dünyevi meşakkata direnerek Gazze’li kardeşleri ile kucaklaştı geçen günlerde. Her türlü zorbalığa, engellemeye rağmen inancın zaferi çıktı ortaya ve bir selin karşısında durulamayacağı anlaşıldı tüm insanlık tarafından. Bu topluluk içinde hristiyanlar, Siyonist olmayan Yahudiler, sosyalistler vb her kesimden vicdanının sesini dinlemeyi hayatının en önemli düsturu olarak gören insanlar vardı. Onların samimiyeti gösterilmemeye, unutturulmaya çalışılan bir vahşi tecrid ve imhanın tüm dünya gündemine gelmesini sağladı.

İsrail hem suçlu hem de güçlü.Utanmadan insanlık dışı fillerinin ortaya çıkarıldığı durumlara karşı üste çıkmaya çalışıyor. Kurtlar vadisi dizisindeki Filistin’de yaşanan gerçekliğin çok küçük bir kesitine karşı reaksiyon göstermeye çalışıyor. Dışişleri bakanlığına çağırdığı Türkiye büyükelçisine hakaret ediyor. Özellikle küçük düşürmeye çalışıyor. Aslında büyükelçinin yapması gereken Pembe incil kaftan romanındaki elçinin yapacağı olmalıydı. İsrail yetkililerinden bu muameleleri gördüğü anda bir hazır tavırlılıkla hemen onurlu bir tepki ortaya koyabilmeliydi. Bilindiği üzere romanda elçimizi aşağılamaya çalışan zorba güce karşı elçi çok onurlu bir tavır gösteriyor ve maddi değeri çok yüksek bir kaftan’ı yerde bırakıyor ve aşağılamaya çalışanlar aşağılanmış oluyordu.

Pembe incili kaftan’daki elçinin tavrının gösterilememesi devlet olarak net bir çizgide olmamamızdan kaynaklanıyor.“One minute” çıkışından sonra pragmatik davranmadan İsrail’e karşı en sert tepki devam ettirilmeliydi.Oysa “One minute” sonrası böyle olmadı. Türk ceza kanununda yer alan Evrensel yargı ilkesi gereğince İsrail’li devlet yetkilileri daha oğrusu profesyonel katiller Türkiye’ye geldiği anda Gazze’de işledikleri savaş suçları dolayısıyla tutuklanabilecekti. MAZLUMDER’in suç duyurusu ile Adalet bakanlığının önüne gelen dava, bakanın izin vermemesi üzerine kesintiye uğramıştı. Davos’ta “one minute” demek güzel bir hadise ancak tüm dünya’nın gördüğü bir katliamı yargılayabilme şansı doğmuşken pragmatik tavırlar gösterilirse işte bugün büyükelçimiz de İsrail dışişleri bakanlığında istiskal edilir. İsrail’li yetkilileri Türkiye’ye girmekten çekinecekleri bir pozisyona sokmak varken büyükelçinin özellikle aşağılanması İsrail’in rövanş almasıdır.

Bundan sonra ne yapılmalı? Gazze katliamı sırasında tüm Türkiye’nin haykırdığı istek gerçekleştirilmeli ve İsrail’le tüm diplomatik ilişkiler kesilmelidir. Büyükelçimiz derhal Türkiye’ye çağrılmalı ve tüm siyasi, ekonomik ve askeri anlaşmalar iptal edilmelidir. Zararın neresinden dönülürse kardır. İnsanlık dışı cinayetleri gözünü kırpmaksızın işleyebilen bu Siyonist rejime gecikmiş de olunsa en somut tavırlar gösterilmelidir.

Gazze katliamı sırasında hükümet’e İsrail ile ilişkileri kes derken hükümet “bekara karı boşamak kolaydır” diyordu. Ama bu mutsuz evliğin bitme noktası gelmiştir artık ve tüm ilişkilerin bittiği nokta artık bugün olmalıdır. “One minute” çekışında toplumun hemen her kesimi bu omurlu çıkışı desteklemişse devamı da gelmelidir. Zikzaklar çizilmemelidir.Vitrine hitap ederek “One minute” dedikten sonra reel politik gerekçesine sığınarak masum bebeklerin kemiklerini sızlatmayalım.

Türkiye bu ağır hakarete artık tahammül etmemelidir. Gözü Türkiye’li kardeşleri üzerinde olan Gazze’deki kardeşlerimizi sevinç gözyaşlarına boğmak yine elimizde. Haydi Türkiye. Hükümetine baskı yap ve en net tavrın ortaya çıkmasını sağla. Bombalar altında inleyen Gazze’li kardeşimiz belki yarın şehit olacak ama Türkiye’den gelecek mutlu bir haberin yüzünde oluşturduğu bir gülümseme olacak. İsrail ile ilişkilerin kesilmesi ve bunun için hükümet’e baskı yapmak hepimizin elinde.

Yorumlar