2011-08-27 00:00:00
Norveç’li caninin katliamı tüm dünyayı sarstı. Önemli bir ses getirmek amaçlı bu eylemin hedefine ulaştığı gözleniyor. Bu eylemin tuzağına düşmemek için ne yapmalı?
Çekişmeler kavgaya döndüğü anda her şey bitmiştir. Kavga olunca akıl baştan gider. Karşılıklı haksızlık başlar. Batıda son yıllarda artan yabancı düşmanlığının buralara geleceği belliydi. Hatta bu saldırı maalesef daha kötü bir geleceğin ilk habercilerindendir denebilir. Materyalist bir anlayışla yetiştirilmiş ve her geçen gün artan Araplar, Türkler yani Müslümanlar karşısında benmerkezci bir anlayışa bürünen batılı gençlik kolayca faşizme sürükleniyor. Faşizm ise en mantıksız, en kolay ve fakat en acımasız bir tepki hareketidir. Faşizmin temelinde benmerkezcilik yani kendini çok sevme dolayısıyla başkasını sevmeme hali mevcuttur. Yaratılıştaki hali sevme ve bunu bir üstünlük olarak görme ilk olarak Şeytan’da ortaya çıkmıştır. Zira o insana karşı aşağı ve zayıf halini inkar edip insandan üstün olduğunu ispatlama yarışına girmiştir. İnsanın topraktan kendisinin ise ateşten yaratıldığını söyleyerek Allah’a isyan ederek ilk milliyetçiliği başlatmıştır. İnsanoğlunun bu dünyada yaratıcısına onu gördüğü halde isyan eden Şeytan’ı örnek alması ne kötüdür.
İşin siyasi kısmını bırakınız onlarca kişiyi gözlerini kırpmadan öldüren ve bunu felsefi temellerde savunan ve doğru olduğunu ispat etmeye yarayan bir anlayışın mahlukatın en şereflisi olarak yaratılmış insanla aynı cinsiyeti paylaşması ne acıdır.
Norveç ve diğer batı ülkelerinde herkesin aynı faşizan ruh halinde olduğunu söylemek mümkün değildir. Aklı başında başkasının ırkına, diline ve inancına saygılı birçok Hristiyan vardır.Önemli olan da aklı başında olan bu kesimin faşizme kaymamasıdır. Bu vb olaylardan yola çıkarak batının top yekün bir haçlı savaşı başlattığını söylemek kolaycı bir söylemdir ve aynı zamanda zararlıdır. Zira bu yöneliş batıdaki faşizan hastalıklı ruh hallilerin İslam dünyasında da neşet etmesini sağlayacaktır.
İslam dünyası da zaten eğer önü alınmazsa böyle bir ruh halinin güç kazandığı bir yer olabilir. Batının çifte standartçı uygulamalarından bıkmış usanmış bir öfkeli gençler grubu çok kısa zamanda nefret söylemi ile bezenebilirler. Böylesi bir ruh hali İslam tarihinde Haricilerde mevcut idi. Günümüzde de çeşitli temsilcileri var. İslamın söylemi nefret söylemi olamaz. Kur’an hakikati kavimlerine yaymak için iki peygambere yardımcı olmak için kendisini feda eden ve taşa tutularak öldürülen o güzel insan Habib’i Neccar’ın öldükten sonra cennetteki ruh halini anlatır. Habib’i Neccar kendisini öldüren katillerin kendisinin cennette olduğunu görmelerini şiddetli bir istek ile istediğini aifade etmektedir. Katilini kurtarılması gereken bir zavallı olarak gören bir yüce ruh halinin karşısında hiçbir nefret söylemi duramaz.
Dünyanın birbirine saygı ve sevgiyi esas almış farklı dinden, dilden, inançtan tüm insanları umutsuzluğa kapılmamalıdır. Bu sorunları karşıtı ile ortak paydaları paylaşan ve farklı olsa da ötekine saygı duyan her dinden ve her ırktan iyi niyetli bir topluluk çözebilir.
Yorumlar