2011-05-26 00:00:00

Kasetler seçim üzeri önemli bir gündem oluşturdu. Kasetlerin Amerika orijinli bir siteden yayınlanması komplo teorilerini gündeme getiriyor. Oysa bilinen bir gerçek ki elinizde çok önemli bir belge varsa onu çok güvenli bir tarzda korumaya çalışırsınız. Türkiye’yi ilgilendiren bir belgenin A.B.D’den yayınlanması onun Amerikan orijinli olduğunu göstermez Kasetlerin çok profesyonel bir çalışma sonrası üretildiği belli. Bu adresin yerini tam olarak vermez. Üzerinde farklı komplo teorileri üretilse de MHP'nin A takımının önemli bir sarsıntı geçirdiği ortadadır ve bunun etkileri seçimler ile sınırlı kalmayacaktır.

Kasetlerin partisine ve kişisine göre tavır alma hastalığı var medyamızda. Deniz baykal kaseti söz konusu olunca “Baykal derhal istifa etsin” diyen, MHP kasetleri ortaya çıkınca “özel hayata yönelik kaset şantajı” diyen bir zihniyet var. Çifte standartlı olursanız iflah olmazsınız. Önemli olan kim olursa olsun doğrunun yanında yanlışın karşısında olabilmektir.

Özel hayatın gizliliği esastır. Gizlice çekilen mahrem görüntülerin ortalığa saçılması hem bahse konu olan kişiler hem de tüm insanlar için son derece nahoştur. Zira gizlenmek istenen mahremiyet şu veya bu şekilde, doğru veya yanlış bir şekilde ayaklar altındadır. Bu son derece çirkindir. Bir yanlışı ifşa etmek amacıyla olsa da çirkindir. Zira usulü yanlıştır. İslam tarihinden bir örnek ile bunu örneklendirelim. Hz. Ömer bir gece Medine'de dolaşıyordu. Birden evlerden birinden şarkı sesleri duydu. Hemen duvara tırmanıp içeri girdiğinde hoşlanmadığı bir manzara gördü ve içerideki adama çıkıştı:

– Ey Allah'ın düşmanı, yaptığın kusuru Allah'ın örteceğini mi zannettin diye bağırdı. Adam:

– Ey mü'minlerin emiri, dur, acele etme. Eğer ben, Allah'a karşı bir bakımdan hata işlediysem, sen üç bakımdan hata işledin:

1- Allah Teala, “Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayın.” (Hucurât 49/12) buyurduğu hâlde, sen ayıp araştırdın.

2- Allah, “Evlere kapılardan girin!” (Bakara 2/189) buyurduğu hâlde, sen duvara tırmandın.

3- Allah, “Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selâm vermeden girmeyiniz. Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız.” (Nûr 24/27) buyurduğu hâlde, sen evime izinsiz girdin ve üstelik selam da vermedin, diye karşılık verince

Hz. Ömer:

“-Eğer ben seni affedersem, sen de beni affeder misin” dedi. Adam:

“- Evet” deyince, Hz. Ömer:

“-Affettim” diyerek evden çıkıp gitti. (Kenzu'l-Ummâl, 3/808 hadis no; 8827)

Hz. Ömer “Yanlıştan uzaklaştırmayı yanlış bir usülle yapmışım” demiştir. Ne olursa olsun hem dini metinlerde hem de cari yasalarda özel hayatın gizliliği esastır. Fakat bu isteyenin istediğini yapabilmesi sonucunu getirir mi? Özel hayat denilerek kimin eli kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bir yaşam tarzı makul ve meşru görülebilir mi?

Özel hayatın gizliliği denilerek kişilerin en yakınlarına ihanet etmesi meşru gösterilemez. MHP'li yöneticilerin eşleri ve çocukları şu an büyük bir mahcubiyet yaşamaktadır. Bu mahcubiyeti yaşamamak mümkün değildir. “Her birey istediğini yapar ve bu yanına kar kalır, kalmalıdır” şeklindeki bir görüşe tasvip etmek mümkün değildir. Gizli yapılan bir şey sorgulanmamalı, deşilmemeli zira özel hayatın gizliliği esastır demek” doğru bir cümleyle söylenen ve fakat yanlış bir anlamı ifade eden bir yaklaşımdır. Özel hayatın gizliliği esastır diyerek isteyen istediğini gizlice yapsın yeter ki yakalanmasın” deniliyorsa buna katılmak mümkün değildir. Gizli olanın meşru olması gerekir. Gizli ve sahibini utandıracak görüntüler medyada ifşa olunca “ey mağdur, sen sıkı dur mağdurun yakınları siz hiç birşey olmamış gibi davranın” demek ahlaksızlığı meşrulaştırma girişimleridir. Konu medyada gündem maddesi olmuşsa artık sözkonusu şahısların hem ailelerine hem de önemli bir toplumsal mevkide oldukları için topluma hesap vermeleri gerekir.

METROPOL araştırma firmasının yaptırdığı ankete göre MHP'nin oyları kaset sonrası artmış. Bu belki kaset komplosuna karşı olgun bir siyasi duruş olarak lanse edilebilir ama gayriahlaki görüntüleri tasvip etme anlamı içereceğinden son derece vahim bir durumu işaret ediyor. MHP’nin oyları başka bir nedenden artmışsa o ayrıdır ama bu konu nedeniyle mağduru sahiplenme” nedeniyle artmışsa artık toplum adına da endişelenmeliyiz. Mağdur edilmek bazen insana puan ve oy kazandırabilir ama bu mağduriyetin övünülecek bir tarafı yoktur. Sorumlu mevkideki her kişi yaptığı yanlış ile kötü bir örnek olduğunu bilmelidir. Bu ister anne, baba olsun ister öğretmen, siyasetçi vb. olsun fark etmez.

Yorumlar