2012-12-17 00:00:00

Türkiye  2012’ye  doğru ilerlerken  yargı, yasama  ve  yürütmenin  hükmettiği  güçlerin  yanlışlarını  konuşuyor.

 

Şike  yasası  tekrar  Cumhurbaşkanına  gönderiliyor. Başka  konularda  ittifak  yapmayan   meclis  bu  konuda  önemli  bir birliktelik  sergileyerek  kamu  vicdanını  sızlatan  yasayı  tekrar  Çankaya’ya  gönderiyor. Sonuçta  bazı  önemli  kişilere  rahatlama  getirecek  bu  yasanın  onaylanması  tartışılırken  başka  bazı  gelişmeler de yaşanıyor. Karakolda  tekme tokat dövülen bir  kadının  görüntüleri  yansıyor  mesela  kameralara. Eskiden  beri  karakola düşenin  başına  ne  gelebileceği  Türkiye’de  bilinirdi. Ancak son  zamanlarda  polise  insan hakları, demokrasi dersleri  sık  verilir olmuştu. Bu  konuda  umutlanır  gibi olmuştuk  ama  bu  kameranın bulunmadığı alanlar ile  sınırlı imiş. Tam da  insan  hakları  gününe rastlayan  günlerde  varlıklı  kişileri  kurtarmaya  yönelik  yasa  meclisten  tekrar  Çankaya’ya  gönderiliyor  ancak  karakollardaki  dayak  görüntüleri  tüm çıplaklığı  ile  ekranlara  yansıyor.

 

İzmit’te geçtiğimiz  günlerde  bazı  solcu  gençler  Füze  kalkanını  protesto  etmek  için  bir  parkta  çadır  açmaya  kalktılar. Başlarına  gelmeyen  kalmadı. Basit  bir protesto  gösterisini  bir  kriz  haline  çevirmeyi  İzmit  polisi  sağladı. Kimi  gençler  Başbakanın konuşma  yaptığı  yerlerde  pankart  açıp  isteklerini  dile  getirdiler,  uzun  süredir  tutuklular. Birçok  mahkum  halen  büyük  zorluklarla  doktor  karşısına  çıkabiliyor. En  son  yaşadığım  örnek  ise  bir  doktor olmam  hasebiyleydi. Karşıma  kan tükürme  şikayeti  ile  gelen  bir   mahkum  hastanın  şikayetinin  hipertansiyona bağlı  burun  kanaması  olduğunu  anlayıp  dahiliye  bölüne sevk  ettiğimde gardiyanlar  bana  bir  günde  2  muayene  olamayacağını  söylediler. Cezaevinden  haftaya tekrar  viziteye  çıkıp  gelebileceğini belirttiler  ve  kanunların böyle  olduğunu ifade  ettiler. Ancak  genç  hastanın  tedavisiz  kalması  durumunda  beyin  kanaması  geçirebileceğini  belirttiğimde ise  görevli  yapabileceği    bir  şey  olmadığını  beyan  ediyordu. Bu da  Adalet  bakanlığına  sunulacak  diğer  bir  örnektir.

 

Güçlü  suçluların  kollanması  güçsüz  suçsuzların  itilip  kakılması  yeni bir  hadise  değil.  Yüzyıllardır  insanlığın  bir  gerçeği. Ancak  hükümet  askeri  vesayet  kıskacından  kurtulmak  için  yıllarca  yoğun  bir  mesai  sarf etti. Farklı kesimlerden  tüm  aydınlar umutlandı. Şimdi  askeri  vesayetin  biraz  beli  kırıldı  ama  iktidar  para  gücünü  elinde  tutanlar  çeteler  ile  iş  tutanlar  ile  imtihan  edilmede. % 50  civarında  destek  alan  hükümet  verdiği  demokrasi mücadelesi  ile  mazlum  kitlelerin  desteğini almıştı. Erdoğan’ın  yükselişi  hep  halkın  onu  güç  odakları karşısında  muhalif kimliği  taşıması  ile  olmuştu. Ancak  ne  olduysa  tutuklulara  acınacağı  tutuldu. Ancak  bu  “bazı  tutukluların  daha  eşit”  olduğu  şeklinde  anlaşıldı  herhalde  meclis  tarafından.

 

Meclis’te yasayı  Çankaya’ya  gönderen  tüm vekillere  George  Orwell’ın  güncelliğini  kaybetmeyecek  Hayvanlar Çiftliği  kitabını  hediye  etmek  gerekecek. Herhalde  o günlerde  eleştirdiğinin   2011’in  son  günlerinde de  cari  olduğunu  görmek   kitabın  yazarı  Orwell  için de  çok  şaşırtıcı  olacaktı. Ancak  asıl   şaşıracak  olan   tüm  kesimleri  ile  toplumumuz olacak  herhalde. Zira  yeni  anayasanın  tartışıldığı  günlerde  yeni  yasayı  böyle  isteyenlerin    halkı  hayal  kırıklığına uğratma ihtimali  oldukça yüksektir.

Yorumlar