2015-04-17 00:00:00
Ve sonunda 2015'in Türkiye açısından en önemli günlerine geldik. 24 Nisan 2015 yaklaşıyor ve yüzyıllık inkar politikasını son yıllarda meseleyi bilen tüm araştırmacıların, aydınların, siyaset bilimcilerin uyarısına rağmen adil bir şekilde çözmeye yanaşmayan T.C. devleti idarecileri popülizm yaparak hatalarının bedelini gizlemeye, örtmeye çalışıyor.
2015'e geleceğimiz belliydi. Hazırlıksız ve çözüme niyetsiz hükümetin konu hakkındaki bir iki acemi denemesi gereken alt yapı oluşturulmadığı için uluslararası düzlemde sonuçsuz kaldı. Hükümet sonunda “kötü Avrupalılar” söylemine sığınmakta buldu çareyi. Yüzbinlerce sivil Ermeni'yi kadın, çocuk, yaşlı demeden yurtlarından bir geceyarısı çıkar, tehcir et, sür, kurda kuşa yem et, Deyri zor çöllerinde telef et sonrada sıyrıl, “kötü Avrupalılar” söylemiyle soykırım bedelinden kurtulmaya çalış, olmadı “başkaları da yapmıştı” ya sığın. Bu anlayışla ancak diasporanın şahinlerinin eline koz vermiş olursunuz.
Aslında bu tartışmayı bitirecek olan devlet değildir. Devlet mantığı inkar yönünde çalışacaktır. 1915'de dindar Müslümanlar bu zulme şiddetle karşı koymuştu, en başta şiddetle eleştiren de Bediüzzaman Said'i Kürdi idi. Çok önemli sözleri, devlet politikasına eleştirileri vardır. Şimdilerde ise dindarlar, muhafazakar söyleme sığınır olmuş, iktidarında muhafazakarların elinde olması nedeniyle muktedirin şarkılarıyla mest olmaya devam etmektedirler. Meseleyi çoğunluk olması hasebiyle çözmesi gerektiği, sivil baskı gücü olması gerektiği halde kabuğuna çekilerek savunmacı söylemler geliştirmekle hata içindedirler. Bunu yapan muhafazakarlara sözümüz “Allah'tan korkun ve soykırımı, tehciri savunanların safında yer almaktan kaçının, hesabı ağırdır” demek olacaktır.
Erdoğan “karar yok” hükmünde demiş. Yok hükmünde demekle acılar, hafızalardan silinmiyor. 2015'in geleceği belliydi. Dış politikada efelenmekle bir yerlere varılmıyor, bilgi ve iyi niyet üzere kurulu adımlar atsaydınız ya..! Zulmen tehcir edilen masumların, yağmalanmış Ermeni mallarının, emval'i metrukenin ah'ı tutar inkar edeni. Siyasi idarenin tavrını destekleyen seçmenine sözümüz ise “bu zulme devlet hatırı için susmakla ahlakın daha da bozulmasına yol açıyorsunuz ” demek olacaktır.
Ermeni meselesini tartışmada T.C. devletinin sık sık kullandığı argüman tarihçilerin konuyu araştırmasına sevk yoludur. Bu topu taca atmaktan başka bir yol değildir. Aslında Ermeni meselesinin anlaşılmayacak bir tarafı yokt
Türkiye bu inkar anlayışıyla bir yere varamaz. Hükümet günü kurtarır, içeride popülizm yapıp oylarını arttırır ama sorunlarının çözümünü ertelemiş ve içe kapanmış bir Türkiye oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz bu tavır.
Yorumlar