2008-12-11 00:00:00




AMERİKAN ZIRHLISINI GÖRÜNCE  DURMANIZ GEREKİYOR!..

Şoförümüz  karşıdan  gelen  bir  zırhlı  aracı  görünce  ne  yapacağını  şaşırıyor, şarampole  sürerek durmaya  çalışıyor. Nedenini  sorduğumuzda  Amerikan  zırhlısının yanından  geçerken  arabaların  durmasının istendiğini anlatıyor. Hatta  geçenlerde  hiçbir  suçu  yokken  Amerikan  askerinin  keyfi  olarak  durdurduğu  arabasına  yaklaşarak  ön  camı  kırıp  gittiğini  gösteriyor  kırık  camını  göstererek.

KERKÜK’TE 23.00’DEN SONRA SOKAĞA ÇIKMAK YASAK

Kerkükte  Türkmen  Adalet  partisi il  meclis  üyesi  Hasan  Turan  bey  bizi  konuk  ediyor. Çok  misafirperver  ve  cana  yakın insanlar. Türkçe  anlaşabiliyoruz. Türkiye’den  daha  yakın  ilgi bekliyorlar. Türkiye’nin  buraya Türk  milliyetçiliği  iç güdüsü  ile  değil,   adalet  duygusu  ile  yaklaşarak   yardım  etmesi  gerektiğini  söylüyor. Bizi evine  davet  ediyor  ve  genel durum konusunda  etraflı bir şekilde  konuşuyoruz. Ama  23.00 ‘den  önce ayrılmamız  gerekiyor.Zira  Kerkük’te  23.00’de  sokağa  çıkma yasağı  başlıyor. Ardından  Erbil’e  geçiyoruz. Ama  bizi  almak  için  Erbil’den  gelen  kişiler  Kerkük’e  girmeye  çekindiği  için  bizi  Türkmen  partisinin  şoförü  götürüyor. Yolda  bize yol  kenarındaki yerler  hakkında bilgi  veriyor.Oradan  geçtikten   gün   sonra  bir canlı bombanın  kendini  patlatmasıyla  60  kişinin  öldüğü Abdullah  Rest’i  gösteriyor. “Zengin bir  kürt  işadamına  ait  ve genelde  bürokratlar  buraya  gelir” diyor. Hakikaten şık ve  lüks  görünümlü  bir  lokanta  görünümünde. 2 gün  sonra  tv’de lokantanın    paramparça olmuş  halini  ve  hastanedeki  yaralıları  izliyoruz  üzüntü  ile.

 

Erbil’e  varınca  farklı  bir  Irak  tablosu  ile  karşılaşıyoruz. Artık  Kürdistan’dayız. Irak’ın  3.  büyük kenti  ve  Kürdistan’ın  başkenti   Erbil  oldukça  bakımlı.  Bağdat  ve   Kerkük’e  göre  çok daha  sakin  ve  rahat  bir  kent  görünümünde. Kürdistan  yönetimi  burada  kendi  yönetimi  ve bayrağı  ile  özerk  bir  yapı  olduğunu  gösteriyor. Kürdistan    Parlementosu  bölge  hakkındaki  kararları  kendisi  alıyor,  dış  dünyanın  itiraz  ettiği  kararlar için  Irak genel  idaresine  danışıyormuş ancak. Erbil  Amerika  tarafından  hiç  bombalanmamış. Kürdistan  ittihadi  İslam  partisini ziyaret  ediyoruz  ve  yetkililerle görüşüyoruz. Barzani, Talabani’den sonra  bölgenin  3. partisi olduklarını  ve  sürekli  ilerlediklerini eğitim  çalışmaları  yaptıklarını  14  radyo  14 tv’lerinin  olduğunu    anlatıyor. Barzani  ve  Talabani  arasında  olan  çatışmalarda ölen  30 bin kişinin  12- 13  bin civarında  olan  yetimlerinin  çoğuna kendilerinin  baktıklarını, eğitim  verdiklerini    anlatıyor.

 

Ardından  Musul’a  gitmemiz  gerekiyor. Fakat  Musul’un  emniyetsiz  ve  karışık  olduğu  bildirilince   güzergahımızı  Duhok  kenti  olarak  değiştiriyoruz. Hakikaten de  Musul’da  ziyaret  edeceğimiz  Irak  İslam  partisinin  bombalandığını  ve  7  kişinin  öldüğünü  ertesi   gün duyuyoruz. Irak  halen  son  derece  emniyetsiz  bir  bölge. Mihmandarlarımız  bunun  için  bizi  biran  olsun  yalnız  bırakmıyor.

 

Duhok’a  vardığımız  zaman  Kürdistan  ittihadi  İslam  partisi  başkan  yardımcısı  Gazi  Said  ile  görüşüyoruz. Duhok’ta 2.  parti  olduklarını ,   Saddam’ın  zulmünden  sonra oluşan  demokrasi  ortamının  büyük  imkanlar  getirdiğini  eğitim  hizmetlerine  ağırlık  verdiklerini  ve  her  geçen  gün  daha da  etkili  bir  güç  haline  geldiklerini  anlatıyor. Duhok’ta  2. parti  olduklarını ifade  ediyor.

Irak  halkı  son derce  konuksever  ve  sıcakkanlı  insanlar.Ayrılırken  defalarca  sarılıyor  ve  kucaklaşıyoruz. Irak’ın  genel    görüntüsü   hazin  bir  tablo  arz  ediyor.  Dünyanın  2. büyük  petrol çıkartan  ülkesi  büyük bir  felaketi  yaşıyor. Ülke  100  yıl geriye  gitmiş. Yaralarını  sarmaya  çalışıyor. Eğitim, sağlık, üretim  vb.  alanlarda  büyük  yardımlara  ihtiyacı  var. Dini  ve  etnik  çekişmeler  2003  öncesi  yokmuş  işgalle  beraber  artmış. Ama    farklı  kesimler  birbirlerine  daha  hoşgörülü , önyargısız  yaklaşırsa  bu  sorunu da  aşmaları  çok  zor  değil.Dini  ve  etnik  ayrımcılığı  yenerlerse  Irak  kazanacak, kendileri  kazanacak. Yeterki  yardım  ve desteği  elden  bırakmayalım. Irak’lılar açısından  bakarsanız  birliği sağlamak  zor  ama önceki  ve şimdiki  durumu  kuşbakışı  değerlendirdiğinizde  sorunlarını yenebileceklerine kanaat getiriyorsunuz. Tüm  Dünyanın  sevgisini  kazanmış  İHH  ve  benzeri  yardım  kuruluşlarımızla  ne  kadar  gurur  duysak  azdır. Irak’ın   daha  çok  desteğe  ve  katkıya  ihtiyaç duyulduğu  unutulmamalıdır.

 

Ömer  Faruk  Gergerlioğlu

MAZLUMDER  Genel Başkanı

Yorumlar