2008-06-21 00:00:00

Taraf’ın duyurduğu, Genelkurmay’ınsa “Komuta Katı’nca onaylanmış resmî evrakının kayıtlarda bulunmadığını” açıkladığı Türkiye’yi biçimlendirme planı adım adım hayata geçiriliyor. Genelkurmay’ın Eylül 2007 tarihli Bilgi Destek Planı ve Faaliyet Çizelgesi’nde ayrıntılarıyla yer alan senaryonun filmi dokuz aydır gösterimde. Senaryo, “yüksek yargının TSK’ya paralel davranmasını” öngörürken, filmde bu öngörüye uyan davalar, “malûmun ilamı” kararlar, bildiriler, buluşmalar var. Genelkurmay belgesi, hükümetin “irticaya zemin hazırladığını” yazıyor; bu iddia Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’yi kapatma davasındaki gerekçesine uygun. Ordu, “milli devlete aykırı” yeni anayasaya karşı kanaat önderlerini hareketlendirme senaryosu yazdı, filmde anayasa taslağı hücuma uğrayıp kayboluverdi

Genelkurmay Başkanlığı’nın Eylül 2007 tarihli Bilgi Destek Planı ve Faaliyet Çizelgesi, dün Taraf’ta geniş bir şekilde yer aldı. Büyük yankı uyandıran plan esas olarak “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda yönlendirmeyi ve harekete geçirmeyi” amaçlıyordu. Altı ana başlık altındaki senaryo ne hikmetse yaşam buldu. İşte o senaryolar:YARGIYLA TEMAS •AKP’YE DAVA •DARBEYİ ÖVEN YARGIÇ •BİLDİRİLER •ANAYASA TASLA?I •OPERASYONLAR ARTTI •DTP DI?LANDI •MEDYA NEDEN SUSTU •‘ÇILGIN’ KİTAPLAR •ASKER DİZİLERİ •GENELKURMAY AÇIKLADI: ‘ONAYLANMI? PLAN YOK’ •

SİYASİ PARTİLER DE SORDU: BU PLANI KİM HAZIRLADI •AKP BEKLEDİ •CHP’DEN İKİ GÖRÜ? •MECLİS EL KOYSUN •ASKER KI?LAYA •STK’LAR: PLAN ÜRKÜTÜCÜ •

Ayrıca ortaya çıkardığı belgeden dolayı Taraf’ Genelkurmay’ ANKA’ya konuşan CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek de belge için soruşturma başlatılmasını istedi. Özyürek “Genelkurmay Başkanlığı’nın açıkladığı gibi hiyerarşi içinde hazırlanmamışsa ve onaylanmamışsa o zaman bunları kimler hazırlamıştır. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’nın bir soruşturma yapması gerekir” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise belgeyi “bilgi kirliliği” olarak yorumladı. AKP’liler Taraf’ın yayımladığı Genelkurmay’ın “Bilgi Destek Planı” Ankara’da yankı buldu. Genelkurmay’ın haberi yalanlayan açıklamasını yeterli bulmayan AKP ve CHP, konunun araştırılmasını isterken, planda ismi geçen DTP sert tepki gösterdi. ın haberinin ardından hemen tepki vermeyerek bir süre tartışmaları izledi. Parti adına Grup Başkanvekili Nihat Ergün belge için ilk olarak, “Konu çok önemli ama değerlendirme için henüz erken. Doğru olmasını istemiyoruz” dedi. Nihat Ergün, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen, “Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarında, Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır” açıklaması üzerine ise şunları söyledi: “Bu açıklamada, ‘onaylanmış resmi evrak yok’ deniliyor. O zaman Genelkurmay karargahının bilgisi dışında ve onun onaylamadığı çalışmaların yapılıp yapılmadığı konusunun araştırılması gerekir.” Konunun pazartesi günkü Bakanlar Kurulu ve MYK’da gündeme gelmesi bekleniyor. ın planında, “terörist” olarak görülen Demokratik Toplum Partisi’nden de sert tepki geldi. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Temel görevi ülkeyi dış düşmanlardan korumak olan bir kurumun toplum mühendisliğine soyunması, toplumun bir kesimini düşman olarak tanımlaması, halkın iradesini ve hukuku hiçe sayması kabul edilemez bir tutumdur” dendi. Açıklamada, Meclis’in siyaset dışı odakların yargı, yürütme ve yasamayı etki altına alma çabalarına karşı tavır alması gerektiği vurgulandı. ı kutlayan DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik de, “Bu belgenin ortaya çıkartılması demokrasi açısından büyük bir kazanımdır. Taraf gazetesini kutluyorum. Biz de Meclis’te buna karşı mücadele edeceğiz. Meclis’in kendine saygısı varsa bir bütün olarak iktidar partisiyle muhalefetiyle buna el koyması gerekir. Parti olarak biz bu tür girişimlere destek veririz. Genelkurmay kışlasına çekilmeli” dedi. Büyük Birlik Partisi Genel Sekreteri Yalçın Topçu da savcılığın olaya el koymasını istedi.

STK’LAR: PLAN ÜRKÜTÜCÜ •

 Hüsnü Öndül (İHD Genel Başkanı): Eylem planı, Türkiye’de militarizmin kurumsal düzeyde politika üretme ve uygulama merkezi haline geldiğini gösteriyor.

 Faruk Gergerlioğlu (MAZLUMDER Genel Başkanı): Plandaki ifadeler son derece sarsıcı. Ordunun, halkı güdülmesi gereken bir koyun sürüsü olarak görmesi, iktidar ve Kürt sorunu gibi konularda insanı şoke edecek taktikler önermesi tüyler ürpertici.

 Salim Uslu (HAK-İ? Genel Başkanı): ?emdinli, Sarıkız ve Ayışığı’nın başka bir versiyonu. Parlamento da bu konuda duyarlılık, STK ve aydınlar da buna karşı tepki göstermelidir. SANATÇILAR, GAZETECİLER, HUKUKÇULAR PLANA ÇATTI • Taraf’ın dün “TSK’nın Türkiye’yi biçimlendirme planı” üst başlığıyla duyurduğu haber, basın mensupları arasında yankı uyandırdı. Genelkurmay Başkanlığı’nca hazırlanan “Bilgi Destek Planı” içinde basın mensupları ve medya kanallarının, kurulacak temaslarla yönlendirilmesi belirtiliyordu. Planda “TSK’yı yapratmayı amaçlayanlar hakkındaki bilgilerin uygun medya kanalları kullanılarak kamuoyuna yansıtılması… Bahse konu olan bilgiler İsth.Bşk.lığınca toplanacak ve Hrk.Bşk.lığınca medyanın ilgisini çekecek hale getirilecektir” deniyordu. Bu plan hakkında basın mensuplarının ne düşündüğünü sorduk. • MEHMET ALTAN (Akademisyen): Dehşetle ve esefle okudum. Yani demokrasilerde orduların görevi savunmadır, topluma nizam verme değildir, bu illetten vazgeçmediği için de Türkiye istediği noktaya gelmiyor. Son zamanlarda olup bitenlerin nedenleri ve nasılları kafamda netleşti. Taraf olağanüstü gazetetecilik yapmış oluyor. Demokratik bir anlaşıyın ordu yönetimine de hakim olmasını diliyorum.

 PERİHAN MA?DEN (Yazar): Skandal bir olay daha ortaya çıktı, kamuoyunun gözleri önüne serildi. Sürekli skandal gibi olayların varlığı böyle patlatılıyor ama hiçbir şey olmamış gibi davranmamız isteniyor, gereği de yapılmıyor. Unutulmaya terk ediliyor. Bir kısım medya özellikle böyle davranıyor.

• ORAL ÇALI?LAR (Yazar): Yakın tarihinde üçbuçuk askeri darbe yaşamış bir ülkede bu bilgiler kimse için sürpriz değil. Sürpriz olan, artık bu konuların açıkça tartışılır hale gelmesidir. Bu tür belgeler ortaya çıktığında bunun yasal yaptırımları olur.  MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE (Siyaset Bilimci): Bu lahikanın gösterdiği açık bir şey var, gazeteci, sanatçı, kanaat önderi gibi yandaşlar yaratılmak hedefleniyor. Ama bu lahikanın arkasında zihniyet çok ilkel, çağdışı bir dünya var. Böyle bir ilkel ve çağdışı anlayışa Türkiye’nin güvenliği nasıl teslim edilebilir, anlayamıyorum.  MEHMET ALİ BİRAND (Gazeteci): Genelkurmay artık bu alışkanlıklarını bırakmalı, böyle şeyler olmamalı. Hâlâ eski dönemlerde olduğu hissi veriyorlar bana. Artık değişmiş olması gerekiyor Genelkurmayın’ın. Bu dönem bitti ve artık bu tip faaliyetler etkili olmuyor.  MUSTAFA KARAALİO?LU (Gazeteci): Bu eylem planı belgesi Türkiye’de son dönemde olup bitenlerin anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Yargı, medya ve sivil toplum faaliyeti görüntüsü altında demokrasiye karşı yürütülen sistematik saldırıların motivasyonu anlaşılıyor. Görünen o ki, yapılan yalanlama da olayı sadece şekil yönünden açıklıyor. İçeriğe karşı bir itiraz yapılmamış. Bu belge, ülkeyi yakından ilgilendiren bazı davaların hukukiliği konusundaki şüpheleri daha da artırıyor.  TU?RUL ERYILMAZ (Gazeteci): Buna şaşırmamak gerekir. Siyasi kurumlar, devlet kuruluşları medya organlarını, gazetecileri kullanmak, yönlendirmek ister.  KÜR?AT BUMİN (Gazeteci): Söyleyecek bir şey yok. Yani haber ortada. Artık ne söylenebilir ki…

 FERAİ TINÇ (Gazeteci): Böyle bir şey olabilir mi, ben bu belgenin doğruluğuna bile inanmıyorum.

 NURAY MERT (Yazar): Sizin yaptığınızı çok saygısızca buluyorum. Ben bu iddiaların muhattabı değilim, beni ilgilendirmiyor. Bazı yerlerde çıkan haberlerle Doğan Medya Grubu’nda yazan herkes zan altında bırakılıyor. Bu haberle ilgili neden beni arayıp soruyorsunuz?  MAHİR KAYNAK (Akademisyen): Ben bu mücadelenin içinde yer almak istemiyorum.

 AHMET ABAKAY (ÇGD Başkanı): Medyada bunun gönüllüsü zaten çok. Bunun adı gazetecilik değil emret komutanım gazeteciliğidir.  RAGIP DURAN (Gazeteci): Belge, Genelkurmay tarafından tekzip edilmiş olsa bile, TSK’nın konum, rol ve niyetlerini kapsamlı, sentetik ve hakikati yansıtır şekilde aktarması açısından önemli. TSK’nın, yaptığı işleri, tekzip metni değil, Taraf’ın yayımladığı belge doğru olarak gösteriyor. Zaten böyle bir metne TSK’nın açıkça ve resmen sahip çıkması beklenemezdi.

“ÜLKEDE ASKERÎ VESAYET REJİMİ VAR” •

• ÜMİT KARDA? (Emekli Hakim Albay): TSK’nin yalanlama açıklamasında dolaylı bir kabul var. ‘Hiç yoktur böyle bir çalışma’ demiyor, ‘komuta katında onaylanmış bir belge yoktur’ diyor. Buradan şöyle bir şey çıkıyor: Var, bizim onayımızdan geçmiş değil. Zaten kabul de etmezler. Çünkü suç. Eğer kendilerinin ilgisi yoksa ve böyle bir çalışma varsa bu çalışmayı yapanlar hakkında işlem yapmalılar. Biz bu işin dışındayız, bu cunta var demeliler. Ama bu bir hayal. 27 Nisan e-muhtırasını apaçık ortadaydı. Bu Genelkurmay başkanı hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Bu ülkede askeri vesayet rejimi var ve Türkiye’nin birinci sorunu bu. Ordu siyasetten nasıl arındırılacak? Fakat burada ordunun siyaset yapmasından da öte, anayasal düzene bir müdahelesi var. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Genelkurmay başkanını çağırıp gerekeni yapmak, onun bilgisini alıp kimlerin emekli edilip, kimlerin yargılanacağını belirlemesi gerekiyor. Ama böyle bir siyasi irade yok. • ERGİN CİNMEN (Avukat): Eskiden andıç vardı, şimdi adını değiştirmişler laika koymuşlar. ?emdin Sakık’ın söylediklerinin manipüle edilmesi gibi. Belgede “Irak’ın kuzeyinde PKK’ya verilen desteğin bir sonucu olarak söz konusu bölge halkını terörle mücadele bağlamında ‘rahatsız’ edecek faaliyetler yapılması” ifadeleri yer alıyor. Bu TCK’nın 304. maddesine göre suç. 304. maddede “Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” deniyor. Meclis olaya el koymalı.  EREN KESKİN (Avukat): Bu belge şaşırtıcı olmadı, biz yıllardır yasama, yaratma ve yargının militarizmin etkisinde olduğunu savunduk. Taraf, çok somut ve inkar edilemeyecek bir şekilde bu ilişkileri belgeledi. Bu haberle TSK’nın, İttihat-Terakki ile Teşkilat-ı Mahsusa’nın bir devamı olarak çalıştığı kanıtlandı.

“VİCDANİ RETÇİLER YERİNE BUNLAR YARGILANSIN” • Genelkurmay Başkanlığı’nın Eylül 2007 tarihli Türkiye’yi biçimlendirme planında tanınmış yönetmenlere film, belgesel çektirmesi ve sanatçılara şarkı besteletmesi, oynanan dizilere TSK’yı övücü sahnelere yer verilmesini istemesi, sanatçı ve yazarları TSK karşıtı/yanlısı olarak gösterilmesinin ortaya çıkmasına sanat camiasından da tepki geldi.

 LALE MANSUR (Oyuncu): Taraf, Nokta dergisinin akibetine uğrayacak diye çok korktum. Ancak bunları yazmaya cesaret edebilen bir gazete olduğu için de çok ümitlendim. Bu belgelere baktığımda kendimin de TSK karşıtı olarak hedef seçildiğini gördüm. Artık gına geldi. Bu belgeleri hazırlayanların “halkı askerlikten soğutma” dan dolayı yargılanması gerektiğini düşünüyorum. Vicdani retçiler yerine bunların yargılanması gerekiyor.  NİLGÜN ÖNDE? (‘Hatırla Sevgili’ Senaristi): TSK’nın nasıl bir şey yapmak istediğini anlayamadım. Bizim diziyle ilgili de daha önce bir şey yaşanmıştı. Biz de dizimizle darbeleri eleştirmiştik. TSK’nın böyle bir şeye neden ihtiyacı oldu? Bunları gereksiz buluyorum.

• CEZMİ ERSÖZ (?air-Yazar): Bu politika çoktan beri var. Ne kadar uygulandı bilmiyorum. Barış yanlısı olan sanatçıların önlerinin kesildiğini etkinliklere davet edilmedikleri, edilseler bile daha sonra bir şekilde engellendiğini bizzat kendi adıma yaşıyorum. Askerci ve bürokrat kesimin daha da genişlettiği bir süreçle karşı karşıyayız. Ulusalcılık adı altında tasfiyeler yaşanıyor. Bunu ulusalcı olmadığım, barış ve demokrasiden yana olduğum için hayatımda hissediyorum.  EMRE KINAY (Oyuncu): Ben haberi okuyamadım. TSK’nın kimi sanatçıları kendi lehine çekmeye yönelik girişimlerinden dolaylı olarak haberim var. Bana yönelik böyle bir talep olmadı. Ben hiçbir şekilde bunun bir parçası olmadım. Bu olaylarla bir alakam yok. Bence böyle bir kurmacanın içine sürüklenmenin ve kapılmanın gereği yok.  DERYA ALABORA (Oyuncu): Tek taraflı ve kimseye hak tanımayan bir bakış açısı. Benim için demokraik bir ülkede yaşamak önemlidir. Böyle tek yanlı düşünmeyi doğru bulmuyorum. O zaman hiç kimse bir şeye karşı çıkmayacak, devletin politikasını kabul mu edecek?

• HASAN SALTIK (Kalan Müzik): Sanatta zorlama olmaz. Bu durum diktatötlük rejimlerinde çok denendi. Sovyetlerde Stalin denedi. Bizde cumhuriyetin kurulduğu ilk dönemlerde denendi. Başarılı olunamadı. Zorla, talimatla yaptırılamaz.  İSMAİL TÜRÜT (?arkıcı): Keşke Genelkurmay Başkanlığı bana beste yapma görevi verse. Ben bundan şeref duyarım. Askeri bayrağı vatanı övmek kadar şerefli birşey olur mu? Bu görev bana verilmeden ben yaptım. Bu benim ordumdur. Askere karşı olan sanatçı yazar var. Bunu kabul etmem mümkün değil. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü tehlikedeyse elbette komutanlarımız konuşacaktır.

 

 

 

 

.”

Yorumlar