20 Ocak 2024

Kötü bir hali arz ediyor ve dayanılmaz bir durumu yansıtıyor. Milletvekili olarak S, R, Y Tipi cezaevlerinden birçok mektup alıyorum. Durum hiç iyi değil. birçok cezaevinden alıyorum ve cezaevlerini ziyaret ediyorum mahpuslar ile görüşüyorum. Bana içerideki durumu anlattıkları zaman ve o cezaevlerine gidip o koğuşları gördüğüm zaman yetkililer ile konuştuğum zaman mahpuslar ile konuştuğum zaman tamamen insan haklarına aykırı kabul edilemez bir ortamın olduğunu görüyorum. Gerçekten kuyu dibi hapishaneler yanlış değil!

Ben o kuyu dibi hapishanelerden gelen mektupları zaten sosyal medyamda paylaştığım zaman “Kuyuların Dibinden Gelen Sesler” adı altında paylaşıyorum çünkü gerçekten kuyu dibi. Oraları bizzat göreniniz vardır ben bir vekil olarak gördüm ve çok üzücü bir durum olduğunu anladım.

Nedim Öztürk’ün açlık grevinde kendisini ziyaret ettim, bir deri bir kemik kalmıştı gerçekten çünkü bayağı bir ilerlemiş günlerindeydi açlık grevinin ve oldukça bitkin bir haldeydi ve birçok sistemik bünyesel sorunu vardı.

Nedim Öztürk hak etmediği  halde ağırlaştırılmış müebbet mahpuslarının kaldığı bir yerde tutuluyordu ki oralar ağırlaştırılmış müebbet mahpus olsanız bile hapishane olarak insan hakların aykırı yerler. Bunu da net bir şekilde söylüyorum.

İnsanları cezalandırabilirsiniz öyle veya böyle adil olmayan yargılamalar ile özgürlüğünü kısıtlayabilirsiniz ama bu denli ağır bir insan hakları ihlaline sokamazsınız. Nedim Öztürk’ü ziyaret ettiğimde açlık grevindeydi küçük bir hücrede zor şartlardaydı. Ufacık bir hücre düşünün ve bu hücrenin havalandırmaya açılan bir kapısı yok havalandırmaya çıkacağınız zaman koridordan başka bir alana çıkmak zorundasınız ve burada 1 veya 1.5 saat kalmak durumundasınız. Kendi koğuşunuzdan havalandırmaya adım atacak bir bahçe yok önünüzde. O bahçe cam ile kapatılmış ve oldukça dar bir cam, pencere alanı var. o pencerenin önünde demir parmaklık, demir tel örgüler var ve burası 3 katlı bir yer. 3. Kattaki bir parça güneş görüyor, 2. Kattaki biraz daha az güneş görüyor ama en alt kattaki bana Nedim Öztürk: “Yarım saat güneş görüyorum, pencereden içeriye güneş sızıyor. Benim gördüğüm güneş bu.” Diyordu ve çamaşırlarını kurutmak için camın önüne asmak zorunda kalıyor ve kurumuyor tabii ki zor kuruyor. Battaniye astığı zaman bu sefer hepten pencere önü kapanmak durumunda oluyor çünkü pencere alanı dar. Diyelim ki battaniyenizi çarşafınızı oraya astığınız zaman hücre zaten küçük bir yer ve tamamen dışarı ile ilginiz kesiliyor. Gündüz ise gündüz olduğunu anlamayacak oranda ilginiz kesiliyor ve uzun süre kurumayabiliyor battaniye, çarşaf, nevresim gibi eşyalar. Böylesi bir ortam.

Tabii ki insan haklarına aykırı bir ortam, kabul edilecek bir ortam değil. Erzurum Dumlu, Iğdır S Tipi, Bodrum birçok başvuru aldığımız hapishaneler. Sincan 1 ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevleri oldukça ağır şartlarda, ben Sincan’a da gittim, 10 gün önce Kayseri Cezaevi’nde 18 mahpus ile görüştüm orada da ağırlaştırılmış müebbet şartlarında yaşayan veya koğuşta yaşayan mahpuslar ile görüştüm 2 gün boyunca Kayseri’deydim ve gerçekten ağırlaştırılmış müebbet mahpusların durumu oldukça kötü. Ben oradayken birçok şikayetlerini dinledim, ayrıldıktan sonra da Sevim Ekin o şartlara dayanamayıp hücresini ateşe verdiğini duydum kamuoyunda. Bunu da yetkililere ilettik biz çünkü dayanılmaz bir hal arz ediyor orada psikolojinizin ve fizyolojinizin normal kalması mümkün değil hakikaten. Bir hekim olarak bunu net bir şekilde söyleyeyim. Hapishane görmüş bir vekil olduğumu biliyorsunuz oradaki şartların gayri insani oldu çok net ortada tamamen bir sürgün, tecrit kişiliksizleştirme ve boyun eğdirme yerleri olarak kullanılıyor kabul edilecek bir durum değil. Aslında yoğun bir şekilde ulusal ve uluslararası mekanizmalara müracaat etmek gerekiyor çünkü gerek Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları var; hapishane şartları veya koğuş veya hücrelerin büyüklüğü ile ilgili kararları var. Türkiye’de neredeyse %90 oranında mevzuata uyulmuyor. Mevzuatın dışında yoğun ve küçük hücreler var. Bununla ilgili AİHM kararları veriliyor, AİHM’de Türkiye’yi cezalandıran kararlar veriliyor fakat iktidar bildiğini okuyor. Mesela benim bildiğim Kayseri Kadın Cezaevi’nde en son 10 kişilik yerde 16 kişi kalıyordu yerde yatanlar vardı ve ağırlaştırılmış müebbet mahpuslar tek kişilik hücrelerde oldukça yoğun hak ihlalleri ile yaşıyorlardı birçok hak ihlali anlattılar biz de ilettik ve ayrıca kadın mahpuslar için Kayseri’de çok nahoş bir durum olduğunu da öğrendik daha önceden de bunu duyuyorduk. Kayseri Bünyan Devlet Hastanesi’nde kadın doğum muayenelerinin kelepçeli bir şekilde yapılmaya çalışıldığını birçok kadın mahpus anlattı bana, bunu da Meclis’te basın toplantılarımda söyledim, yazılı soru önergeleri ile Sağlık Bakanlığı’na ilettim, son derece çirkin insanlığa aykırı bir tarz. Bir kadının kadın doğum muayenesinde bile elini kelepçeli tutmaya çalışan hekimler Hipokrat yemini adı altında utanç verici durumdalar. Bir mahpusun elini kelepçeli bir şekilde tutmak doğru değil ben bir hekim olarak birçok kez mahpus hasta muayene ettim hepsinde kelepçesini açtırdım hiçbir sıkıntı da olmadı insanlar muayene için geliyor muayene edersin gönderirsin. Muayene anında bile kelepçeyi açtırmamak bence çok ağır bir insan hakları ihlali ve bunlar yaşanıyor cezaevlerinde maalesef. İtiraz etmek gerekiyor. “Orası hücre değil. Oda, koğuş hükmünde.” İtirazları oluyor cezaevlerinin öyle deil gerçekten çok küçük yaşam alanları ve çok ağır hak ihlalleri ile dolu yerler.

Hüseyin Karaoğlan’ı da açlık grevinin 50. Günlerinde ziyaret ettim Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde nispeten iyiydi ama şu anda 130. Günlere ulaştı. Durumunun kötüleştiği haberlerini alıyorum Meclis’te de gündem ediyorum ve oldukça yoğun bir kilo kaybı olduğunu duyuyoruz. Müdürler ile görüştük, Savcı bey bizimle görüşmemek için yoğun bir gayret sarf etti, gerek birebir gerekse de telefonla aramalarımızda telefonlarımızda kaçmaya çalışıyorlar bunları biliyoruz söyleyecek cümleleri yok veya konuşmak istemiyorlar fakat bütün bunlar kamuoyunda bir duyarlılık oluşturmalı yeterli duyarlılık yok. Yaptığınız çalışma bir duyarlılık oluşumuna katkı sunabilir, önemli ve değerli.

O kuyuların dibindeki insanların sesini duyurmak için ne yapılsa azdır çünkü onlar dışarıya bakıyorlar ve “Bizim için bir şeyler yapın burası çekilecek bir yer değil. tüm yaşamsal aktivitelerimiz minimuma inmiş durumda, insan ile irtibatımız kesilerek insani özelliklerimiz kaybedilmeye çalışılıyor.” Dediler onlara yapılan muameleler hiç hoş değil ve bir an evvel bu kuyu tipi hapishaneler gerçeğinin ortaya çıkması ve bitirilmesi gerekiyor. F yetmedi S, Y, R Z’ye kadar gidecekler anlaşılan ama insan haklarına duyarlı kişilerin bunu kabul etmemesi gerekiyor. Kabul edilecek bir durum değil.

Biz yoğun bir şekilde bunu gündem ediyoruz, ulusal ve uluslararası anlamda konuyu gündem ediyoruz, ilgililere iletiyoruz, bakanlığa iletiyoruz fakat bir beka konsepti var biliyorsunuz. Akılları sıra bekayı muhafaza etmek için her şey mubahtır anlayışı ile hareket ediyorlar ve her türlü zulmü yapmaya ve bunu da göstermemeye, başkalarına duyurmadan yapmaya çalışıyorlar özellikle fakat hapishanelerden bize gelen mektuplar çok vahim durumları gösteriyor ki onlar engellenmezse, bir milletvekili olarak bana gönderilen mektupların bir kısmı cezaevleri yönetimleri tarafından engelleniyor. Bunu da biz bakanlık yetkililerine iletiyoruz kabul edilecek bir durum değil uyduruk gerekçeler ile engellemeler yapılıyor. En son Kayseri Cezaevi’nde Sayın Selahattin Demirtaş’ın Kayseri’deki kadın mahpuslara gönderdiği mektubun engellendiği haberini ve belgelerini aldım. “Biz direneceğiz. Biz boyun eğmeyeceğiz.” Gibi ifadeleri varmış Sn. Demirtaş’ın. Cezaevi yönetimi bunu “Örgüt elemanlarını motive ediyor.” Gerekçesi ile engellemiş. Biz de bunu basına da verdik. Bu kadar uyduruk gerekçeler ile insanların en tabi cümleleri en normal cümleleri bile engellenebiliyor ki buradaki haksızlıklar ve zulüm duyurulmasın, buna önemli bir gayret sarf ediliyor.

Kuyu dibi bu hapishaneler gerçeğini kabul etmemek gerekiyor. Bunu net bir şekilde ifşa etmek gerekiyor.

Yorumlar