2018-03-03 00:00:00

.

İslami Analiz/Haber Merkezi

Avukat Mehmet Ali Başaran, kendine ait blog sitesinde “itiraz ettiniz mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Başaran yazısında, yaklaşan 28 Şubat'a değinerek, 'Adalet değil de kalkınmaksa derdiniz, sözüm size de değil. Üzerinize alınmayın. Siz, kurduğunuz “rantiye veya şantiye medeniyetiyle” övünün, bu dünyanın bir de öbür dünyası yokmuş gibi ömür sürün.  

Ben, Allah’ın Adaleti emrettiğine iman etmiş olanlar için yazıyorum. Gereksiz yere bana kızmayın. Bana, sevimsiz, gıcık, marjinal bir adammışım gibi bakmayın, parmak sallamayın.

100 binden fazla insan bu ülkede “yargısız infazla”, “suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur” temel hukuk ilkesi çiğnenerek işinden oldu. İtiraz ettiniz mi?

50 binden fazla insan tutuklanıp hapse konuldu. Bu ülkede “tutuklama” en son çare olarak görülen bir tedbir değil, düşmanları sopalamak için kullanılıyor. Haksız tutukluluklara itiraz ettiniz mi?' ifadelerinde bulundu.

Yazının tamamı şu şekilde:

28 Şubat yaklaşıyor.

Sağcısı, muhafazakârı, milliyetçisi bol, koca bir “İslami camia” 20 yıl önceye gidecek ve zulümleri yâd edecek.

İşte bu bana hiç samimi gelmeyecek.

Türkiye’nin bugün, 28 Şubat şartlarından daha ağır bir baskı ve hukuksuzluk ortamı içine hapsolduğunu görmezden gelenlerin “o günleri” anmaları benim için hiçbir anlam ifade etmeyecek.

O günleri gerçekten ananlar, bu günleri iyi anlarlar.

“Olmakta olan”ı idrak edemeyenlerin, zulümleri tevil üstüne teville kamufle edenlerin, “olan”dan hakkıyla ders çıkarttıkları söylenemez.

Derdi sadece “başörtüsüne özgürlük” olanlar kenara çekilip yakın tarihte nostalji yapabilirler. Sözüm onlara değil. Sözüm, 28 Şubat günlerinde “herkes için adalet, başörtüye özgürlük” diyenlere.

Adalet değil de kalkınmaksa derdiniz, sözüm size de değil. Üzerinize alınmayın. Siz, kurduğunuz “rantiye veya şantiye medeniyetiyle” övünün, bu dünyanın bir de öbür dünyası yokmuş gibi ömür sürün.  

Ben, Allah’ın Adaleti emrettiğine iman etmiş olanlar için yazıyorum. Gereksiz yere bana kızmayın. Bana, sevimsiz, gıcık, marjinal bir adammışım gibi bakmayın, parmak sallamayın.

100 binden fazla insan bu ülkede “yargısız infazla”, “suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur” temel hukuk ilkesi çiğnenerek işinden oldu. İtiraz ettiniz mi?

50 binden fazla insan tutuklanıp hapse konuldu. Bu ülkede “tutuklama” en son çare olarak görülen bir tedbir değil, düşmanları sopalamak için kullanılıyor. Haksız tutukluluklara itiraz ettiniz mi?

Türkiye’de yargı üst düzey bir siyasallaşmayla malûl. Mağduriyetler, insan hakları ihlalleri fazlasıyla arttı. İtiraz ettiniz mi?

OHAL bir gereklilik olmaktan çıktı, bir buçuk yıl geçti, keyfiyete dönüştü. Normal, olağan bir hale geçilmemesine itiraz ettiniz mi?

“The Cemaat”e sempati beslesin veya beslemesin, terörle-fetöyle-darbeyle alakası olmayan gazetecilere bir, iki hatta üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları isteniyor, dahası birkaçına cezalar verildi bile. Bu akıl almaz, vicdanlara sığmaz, haddi fazlasıyla aşmış iddianamelere ve cezalara itiraz ettiniz mi?

Sev veya sevme, Alparslan Kuytul’a, Taner Kılıç’a, Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yapılan yargı zulmüne, onların şahsında bulundukları çevrelere “iyice bi’ gözdağı” verilmesine itiraz ettiniz mi?

Şiddeti açıkça reddeden Hib-ut Tahrir’in, her türlü izan ve insaf bir kenara bırakılarak Yargıtay’ca “terör örgütü” ilan edilmesine, mensuplarının “terör örgütü üyesi” olarak etiketlenip hapse atılmasına itiraz ettiniz mi?

İfade Özgürlüğünün soluğunun kesildiği, kutuplaşmayla birlikte linç kültürünün beslendiği, trol ordularının hücuma geçtiği, ülkede son 3-5 yıldır iyice ağırlığı hissedilen baskıcı-boğucu, sağlıksız atmosfere itiraz ettiniz mi?

Etmediyseniz, 28 Şubat’ı anmış olacaksınız belki ama anlamış olmayacaksınız.

Yine de, bu hususta asıl mesele 28 Şubat veya 28 Şubat’lar değil. Asıl mesele Allah’a inanan Müslümanlar olarak bizi bekleyen o ciddi tehlike!  

Beni endişelendiren, uyarmaya ve itiraz etmeye iten sebep bu. Yoksa “sempatik” olmayı inanın ki ben de becerebilirim. Yerli ve milli alkışlar almayı, “gururla yerli” tavırlar takınmayı, sevgi gösterileri içinde kaybolmayı… Attığı golden sonra asker selamı veren Emmanuel Adebayor kadar aklım kesiyor. (Yolumu bulurum yani, yol yol olsa!)

Asıl meseleye geleyim, asıl tehlikeye…

Allah Hud Suresi 113. Ayette Müslümanları şöyle uyarıyor:

“Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka yardımcılarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.”

İslamianaliz

Yorumlar