2009-04-11 00:00:00

KARADAYI HAKKINDA VERİLEN GÖREVSİZLİK KARARI HUKUKA AYKIRIDIR

MAZLUMDER Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk GERGERLİOĞLU İsmail Hakkı Karadayı hakkında yaptığımız suç duyurusuna Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca görevsizlik kararı verilmesi üzerine bir basın açıklaması yapmıştır.

               Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,   İsmail Hakkı Karadayı hakkında yaptığımız suç duyurusu  için  görevsizlik kararı vererek, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderilmesine karar verildiğini belirtmiştir.

            Şikayetimiz de ses kayıtlarının doğruluğu konusunda öncelikle araştırma yapılmasını istenmiş, ses kayıtlarının doğruluğunun tespiti halinde TCK 309,311 ve 312. maddelerdeki suçların oluştuğu belirtilerek, şüpheli hakkında dava açılmasını talep edilmiş idi.

            Görevsizlik kararında ses kayıtlarının şüpheliye ait olduğu hususu sabit kabul edilerek, bazı hukuki değerlendirmeler de bulunulmuştur. Buradan hareketle bu karar ile ses kayıtlarının şüpheli İsmail Hakkı Karadayı’ya ait olduğu ortaya çıkmıştır.

 

            Kararda suç vasfı konusunda yanılgıya düşüldüğü belirtilerek, Askeri Ceza Kanununda belirtilen bazı suçların oluştuğunun   anlaşıldığı belirtilmektedir. Askeri Ceza Kanununun   atıf yapılan maddelerinde, isyan muharriki, Hilafı salahiyet askerlik işleri için toplanma ve müzakere yapma, askeri isyan gibi suçlar düzenlenmiştir.  Oysaki suça konu ses kayıtları incelendiğinde şüphelinin Genelkurmay başkanı olduğu dönemde ve sonrasında doğrudan yasama ve yürütme organına karşı yaptığı fiiller kendi ağzından deşifre olmaktadır. Genel kurmay başkanı olan bir kişinin gerek muvazzaf iken gerekse emekli iken yasama ve yürütme organına müdahale etmesi, bazı emir ve talimatlarda bulunması demokratik toplum düzeninin gerekleri ile açıklanamayacak ve suç olarak değerlendirilmesi gereken unsurlardır. Askeri Ceza Kanununu   ancak asker kişilerin askeri suçlarını   düzenlemiş iken, askeri olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan bir konuda yapılmış fiillerin bu madde kapsamları içerisine sokulması hukuki olarak kabul edilemez niteliktedir.

 

             Anayasal sisteme karşı suçların, cebir,şiddet ve tehdit olmaz ise suç unsurlarının oluşmadığı iddiası ise asla kabul edilebilecek bir bakış açısı olamaz. Zira, icra hareketlerinden kastın ne olduğu her olayı kendi içinde değerlendirerek bulmak gereklidir. Özellikle asker kişilerin bu tarz bir suç düşünmesi, bir araya gelip bazı planlar yapması, zaten gerekli imkan ve güçleri bulunduğundan ötürü başlı başına bir tehdit niteliğindedir. Ayrıca suç cebir – şiddet boyutu ile  de gerçekleşirse zaten ortada bir sistem kalmayacağından cezalandırma yapmak da mümkün olmayacaktır. Bu konuda 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK'nın 316. maddesinde anayasal sisteme ve bu düzenin işleyişine karşı suç işleyenlerin maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşması halinde suçların ağırlık derecesine göre  cezalandırılacağını belirtmiştir. Dolayısıyla ortada bir anlaşma var ise bu dahi ceza için yeterlidir. Şüphelinin bu eylemleri tek başına mı yoksa bir anlaşma sonucu yapıp yapmadıkları araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

                       

 Şikayet dilekçesinde İsmail Hakkı Karadayı'nın sadece Genel kurmay başkanı iken yaptığı fiiller değil, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi muhalefete yaptığı baskı ve görüşmelerin de suç kapsamı içinde kaldığı belirtilmiş iken bunların gözardı edilmesi de Savcılığın eksik soruşturma yaptığının kanıtıdır. Bu görüşmelerin ve detaylarının, başkaca bir baskı ve tehdit olup olmadığının muhakkak araştırılması gereklidir. Şüphelinin emekli iken yaptığı eylemlerin de askeri suç olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açık iken tüm konuşma kapsamı için görevsizlik kararı verilmesinin açıklanabilir bir yanı bulunmamaktadır.   

 

             MAZLUMDER olarak, bu konunun Türkiye’nin demokratikleşmesi, hukuk devleti olması ve insan haklarının gelişmesi açısından hayati öneme sahip olduğunu düşünüyor,bu sebeple de bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz.

 

Bu nedenle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği görevsizlik kararına hukuka ve usule açıkça aykırı olması nedeniyle 13.04.2009 Pazartesi günü itiraz edeceğimizi açıklıyoruz.

 MAZLUMDER Genel başkanıDr. Ömer Faruk GERGERLİOĞLU

Yorumlar