18 Temmuz 2019

Türkiye’de ki insan hakları ihlalleri ve cezaevlerinde ki hak ihlalleriyle ilgili basın toplantımıza başlıyoruz.

Değerli arkadaşlar Türkiye’de oldukça önemli hukuksuzluklar yaşanıyor ve apaçık bir şekilde yasalar çiğneniyor.Keyfi uygulamalar yapılıyor,bunlar kamu görevlileri tarafından çok açıkça çok rahat bir şekilde yapılıyor,hepimiz artık tanıyoruz Merve Demirel,yüksel de ki direnişe destek veren bir KHK’lı kızı.Yapılan haksızlığa göz yummayıp oradaki direnişe katılan,belki dünya görüşü farklı olsa da oradaki direnişe katılan ve zulme karşı ortak bir payda oluşturma yolunda gayret sarfeden bir insan Merve Demirel bir öğrenci Merve Demirel’in başına neler geldi.Aslında herkes biliyor ama bilmedikleriniz de var,o yüzden basın toplantımın ilk konusu Merve Demirel önemli gelişmeler var,önemli ihlaller var,dikkatle dinlemenizi istiyorum. Merve Demirel yüksel direnişine destek verdiği için polis tacizine uğradı.Tüm kamuoyu bunu biliyor.Fotoğraflara ve kamera görüntüleri yansıdı ve şuanda bu tacizle ilgili Ankara Adliyesi’nde bir soruşturma yürüyor bu bir.İkincisi Merve Demirel vicdanının sesini dinleyio bu direnişe katıldığı için başka engellemelere de uğradı.Gözaltına alındı sürekli gözaltına alındı ve hakaretlere uğradı bu esnada neler oldu bakalım adeta intikam alırcasına Merve Demirel’e gözaltına alınırken,ağır darplar yapıldı vücudunda yara bere ve morarmalar oldu çünkü onu tutup arabaya atıyorlardı oldukça kötü bir şekilde muamele ediyorlardı,her tarafı yara bere içinde morartı içinde kalıyordu bu yetmedi ailesine baskı yapmaya başladılar.Yüksel’de ki KHK ile işinden atılan insanların yaptığı gösteriye destek vermemesi için babasına baskıya başladılar.Kızını saçından tutarak o gösteri alanından getireceksin dediler.Babası kabul etmedi ve daha ağır tehditlerle bu alandan çekilmesini istediler,babası bunu kabul etmedi.Babası Erol Demirel ziyaretime geldi ve bunları anlattı bana.Kızına yapılan ağır engellemeleri hakaretleri darpları ve tehditleri anlattı erol demirel bir khklı öğretmen. Merve Demirel’e taciz yapıldığında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Merve Demirel zaten bir fetöcünün kızı demişti kulaklarımıza inanamamıştık tüm kamuoyu olarak,çünkü bir kadına taciz yapılıyor açıklama olarak da babasının khk’lı olması gösteriliyordu inanılmaz korkunç bir şeydi ve az sonra ne yaşandı geçtiğimiz günlerde bu baskılardan darplardan gözaltılardan sonra Merve Demirel gözaltına alındı arkadaşlar şuanda Merve Demirel gözaltındadır, 6 gündür gözaltında.4 günlük gözaltı süreci sonrasında savcılığa çıkarıldı ve gözaltı süresi uzatıldı.Anlamsız keyfi bir gerekçeyle gözaltında. Merve Demirel baskıyla yıldırılmaya çalışılıyor ama o yaptığının doğru olduğundan emin bunu çok iyi biliyoruz çünkü o zulme karşı mazlumların yanında yer almak istediğini söylemişti,her türlü baskıya engellemeye karşı da orada durduğunu biliyoruz,ancak babasının bize aktardığı bu engellemeler baskılar tehditler sonucunda şuanda Merve Demirel gözaltındadır.Değerli arkadaşlar bu kamuoyu vicdanının kabul edeceği bir şey değildir.Benim vicdanım kabul etmiyor bu hali,bu kız 20 yaşındaki bir genç kız olarak zulüm uygulamalarına karşı her türlü riski göze alarak direnen insanlarla beraber oldu,başka hiçbir şey yapmadı,ne sağa sola taş attı ne de başka bir şey ne de bir başkasına zarar verdi,sadece khk uygulamaları zulümdür dedi,işkence insanlık suçudur dedi,kaçırılan 6 insanın hakkını hukukunu aradı ve sonunda anlaşılmaz bir gerekçeyle 6 gündür gözaltında Merve Demirel.Değerli arkadaşlar çok açık bir şekilde söylüyorum bu milletin bir milletvekili olarak Merve Demirel onurumuzdur, Merve Demirel onurumuzdur biz onun yanındayız,tüm mazlumların yanındayız bunu apaçık bir şekilde söylüyorum,tüm zalimler de bilsin ki iktidarları çok uzun sürmez.Mazlumların ahını alan bir iktidar çok uzun sürmeyecektir,dünyevi ve uhrevi olarak mutlak surette  bunun hesabı sorulacaktır buradan tekrar ve tekrar hatırlatıyorum. Merve Demirel’in babası da onurlu bir khk’lıdır.kızına yapılan tüm baskılara rağmen bana söylediği şudur:’Yüksel direnişine katılmak kızımın kararıydı.Ben bu onurlu kararı saygıyla karşılıyorum kızımın kararıdır ona hiçbir şekilde engelleme yapmam. O Direnişin içinde yer almakla mutlu ve huzurlu oluyor ve doğru bir iş yaptığını düşünüyor ve kişiliğini buluyor.’dedi.Gerçekten değerli onurlu ve kızının ne istediğini bilen ve ona izin veren çok değerli bir khk lı öğretmenimiz.

Değerli arkadaşlar ben size aylardır anne baba tutukluluklar hamile tutuklu anneler emziren annelerle ilgili bir çok vahim örnek sergiliyorum ve sizlere diyorum ki siyasi görüş bir tarafa yasalar çok açık 5275 sayılı ceza infaz yasasının 16 /4 maddesi diyor ki:’ bir hamile kadın tutukluluk kararı verilirse,ya da mahkumiyet kararı verilirse hamilelik döneminde veyahut da bebeği 6 aylık olana kadar cezaevinde tutulamaz ceza tehiri.Yasa çok açık ama bu yasa uygulanmıyor,bu yasa 3 yıldır uygulanmıyor yüzlerce hamile kadın yüzlerce bebek,yüzlerce emziren kadın,yüzlerce mağdur aile bu keyfiliğin kurbanı şuan.Bunları hep takip ettik,hakimleri HSK’ya şikayet ettik,ancak orada da bir hareket yok,devlet öyle bir hale gelmişki birileri keyfilik yapıyor onları denetlemesi gerekenler de kulağının üstüne yatıyor,inanılmaz bir durum işte bakalım son örnek.

Hatice Şahnaz,Hüseyin Şahnaz’la evli Hatice Şahnaz hamileliği bu evliliğinden sonra hamileliğinin 3.haftasında tutuklandı.tutuklanmaması gerekiyordu cezanın tehir edilmesi gerekiyordu,tutuksuz yargılamanın devam edilmesi gerekiyordu,tüm uyarılara rağmen devam ettiler,Hatice Şahnaz ilk çocuğuna hamileydi,3 haftalık hamileydi aşeriyordu çok sıkıntılıydı buna rağmen cezaevine kondu,acımasızca kondu,kocası Hüseyin Şahnaz çırpındı bizler çırpındık ama zalimce Hatice Şahnaz hukuksuz ve yasayı çiğneyen bir şekilde cezaevinde tutulmaya devam etti,doğum günleri yaklaştı,doğum sancılarını cezaevinde geçirdi ve maalesef doğumu cezaevinde gerçekleşti son anda hastaneye yetiştirildi,bir kaç saat sonra yanına doğum sonrası refakatçi bile verilmedi bakın refakatçi izni verilmedi ve çocuğunun fotoğrafının çekilmesine bile izin vermedi savcı ve apartopar tekrar cezaevine gönderildi,Hatice Şahnaz 60 70 gün oldu lohusalık dönemini de cezaevinde yaşadı bu kadın ve bebek şu bebek anne karnında yaşadığı zulümler yetmezmiş gibi,anne karnından çıkıp da ilk dünya günlerini yaşadığı zaman da zulme uğradı,cezaevindeydi,haddinin üstünde kapasiteyle kurulan bir koğuşta onlarca kadının içinde bir anne bebeğini büyütmeye çalışıyordu,60 70 gün olunca sonunda mahkeme karar verdi ve yasayı uyguladı a yasayı uyguladı arkadaşlar,inanılmaz bir şey,T.C. Mahkemeleri 5275 sayılı yasayı uyguladı,inanamıyorum buna inanamıyorum hamilelik dönemi lohusalık döneminde uygulanmayan yasa efendim 6 aya kadar bu cezanın ertelenmesi gerekir denerek 60.günlerde uygulandı mahkemeler dedi ki infaz erteleme veriyorum ve anneyi tahliye ediyorum,tabi çocuk da tahliye oldu,tutukluluktan kurtuldu,arkadaşlar hani yaptığı yanlışı apaçık da gösteren T.C. mahkemeleri var bu kadına bu bebeğe aylarca zulmeden mahkemeler var maalesef,işte apaçık ortada kendi uygulamasıyla en sonunda kasıma kadar infaz erteleme verdiler taa hamileliğin ilk günlerinde bunu vermeleri gerekiyordu,bu zalimliğe boyun eğmedik eğmeyeceğiz arkadaşlar bunu teşhir edeceğiz ve bunu yapan yetkililer bir gün hesap verecek bilsinler mutlak surette Merve Demirel’e  bunları yapanlar Hatice Şahnaz’a bunları yapanlar ve onlarca yüzlerce kadına masum bebeklere bunu yapanlar mutlak surette bir gün hesap verecek.

Zulümler bitmiyor her kesimden zulme uğrayan insan söylüyoruz,bakın siz iktidarın emrini dinlemediğiniz taktirde bir balyoz kafanıza iniveriyor,hangi kesimden olursanız olun,Grup yorum sol camianın son derece etkili müzikleriyle bildiğimiz grubu süresiz açlık grevinde şuanda bakın şu isimleri gösteriyorum,şu resmini gördüğünüz,gösterdiğimiz kişiler grup yorum üyeleri bakın aileleriyle beraber Barış Yüksel görünüyor yine İbrahim Gökçek,Silivri 9 No’lu hapishane’de bu kişiler 30 gündür buradalar ve süresiz,dönüşümsüz açlık grevindeler çünkü haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar,bu çok ciddi bir olay birileri açlık grevindeyse mutlak surette bizim buna kulak kabartmamız gerekiyor.İbrahim Gökçek yine görüyorsunuz Bahar Kurt grup yorum üyelerinden ve daha öncede gündem ettiğimiz Helin Bölek,tek kişilik bir hücrede kalıyordu,tuvaletinin kapısı yoktu ve hücrenin içinde elektrik de yoktu karanlıkta tuvalet kapısı olmayan bir hücre de kalıyor Helin Bölek açlık grevinde bu insanların durumunu mutlak surette gündeme getirmek gerekiyor çünkü önemli talepleri var ve haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar.Biz her kesimden insanın sesi oluyoruz bakın Helin Bölek annesiyle beraber ne istiyor bu kişiler grup yorum üyeleri onu da gündem etmemiz gerekiyor yetkililerin bu seslere kulak kabartması gerekiyor, talepleri İdil Kültür Merkezi basılmasın terörize ediliyorlar,Üyeler terör listesinden çıkarılsın diyorlar,konser yasakları kaldırılsın,davalar düşürülsün,üyeler serbest bırakılsın.Değerli arkadaşlar bir grubu terörize edip illegal bir yapıymış gibi göstererek onlara yönelik zulümler sergileniyor onlar da bu konuda grup yorum üyeleri de şuanda süresiz dönüşümsüz açlık grevindeler oldukça sıkıntılı bir durum ve mutlak surette bu taleplere kulak kabartmalı.

Değerli arkadaşlar bakın size anne baba tutukluluklarla ilgili vahim bir örnek getirdim.Türkiye cezaevlerinde binlerce aile anne baba tutuklu tüm aile tutuklu neredeyse bu insani bir durum değil bakın bu aileyi daha önce de gündem etmiştik,Çatpınar ailesi anne baba tutuklu 3 çocukları var 3 çocuk da cezaevinde aile boyu cezaevindeler değerli arkadaşlar.Türkiye’de ki son durum bu bakın çocukları bunlar hepsi şuanda  cezaevinde bu ufacık çocuklar,annesiyle cezaevinde,anne hem kendisi cezaevinde hem 3 tane çocuk daracık bir cezaevi alanında bu çocuklarla baş etmeye çalışıyor ve en küçükleri vahim bir olay arkadaşlar bakın bana mektup yazdı ve fotoğraflarını gönderdi çocukların mektubundan biraz alıntılar size okumak isterim.’Yaklaşık 4 aydır ailecek Düzce T Tipi kalıyoruz.Elim Fuat Alperen 2 koridor ötede,ben ise 3 küçük oğlumla betonların arasına sıkıştım.Osman 4.5 yaşında Ömer 3.5 bazen ailemin yanına gönderiyorum.Osman’a tutuklanmadan 1 2 gün önce Fiziksel Gelişim geriliği teşhisi kondu,doktor raporuyla özel bir diyet uygulamaya başlayacaktıkHaftalık gr artışı takibi yapmamız gerekirken aylarca geriye gittik.Ömer’in gözlerinde kayma var gözlük ve kapama tedavisi sonuç vermedi,ameliyat kaçınılmaz dedi doktor,fakat yavrularımın son 4 ayda iğne serum antibiyotik kullandılar sürekli sürekli hasta oluyorlar çünkü,hastane kapısında ağlama krizlerine giriyorlar,bu psikolojiyle nasıl ameliyat olabilirler,küçük oğlum Ali Asaf’ın yürümeye başladığı ilklerini yaşayacağı anlar olması gerekirken betonların arasına sıkıştı,cezaevinde iğne yuttu,oğlumu ambulansla hastaneye götürürken 2 küçük yavrumu cezaevinde bırakmak zorunda kaldım.Kelepçeli ellerle oğlumu nasıl taşıyacağımı bilemedim,kollarımın arasına almak gelmedi aklıma elllerimle tutmaya çalıştım kelepçeler kollarımı kesecek duruma gelmiş hiç farketmedim.3 erkek çocuğunu 14 kişinin kaldığı bir koğuşta sınırlı ortak kullanım alanlarında zabdetmek ne kadar mümkün olabilir,kendi oyuncaklarımızı getiremiyoruz,kurumun verdikleri ise yetersiz ve çocuklarımın yaşlarına ve gelişimlerine uygun değil,tuvalet ihtiyacı için 3 terlik değiştirerek tuvalete ulaşabiliyorlar,koğuşun demir pencereleri içe doğru açılıyor,küçük oğlum Ali Asaf’ın büyümesini korkulu gözlerle izliyorum.Her yaklaştığında kafasını çarpacak diye içim ürperiyor.Sürekli boyunu ölçüyorum şuan altından geçebiliyor,fakat sadece 4 cm kaldı.15 ya da 20 gün belki camları kapatsam yazın bu kavurucu sıcağında bu da mümkün değil.Ömer geceleri çığlıklarla uyanıyor,anne gittin sandım deyip bana sarılıyor.Sabah çiftlik sahipleri beni de yakalayacaktı anne diyip ağlayarak uyandı.1 2 gün sonra tevafuk tv’de denk geldim.Deru isimli çizgi filmde çiftlik sahipleri dorunun annesini yakalıyor.Doru ise annesini kurtarmaya çalışıyor.Gözyaşlarına boğuldum benim küçük yavrularım bunları neden yaşıyor.Sabah ve akşam sayımlarında anons verilirken tutuklu ve hükümlü ifadelerini duymasınlar diye şarkılar söylüyorum.Ömer kardeşleriyle oynarken akşam sayımı için bahçelerinize geçin diyor.Derin bir oh çektim duymamış diye.Ali Asaf mazgal açılınca karavana taşımaya kalkıyor.Oyuncağı oldu karavanalar.Osman ise kapı açılınca masanın altına saklanıyor yanından götürmesinler anne diye saklanıyorum anne diyor.Eve gönderiyorum yanıma gelmek istiyorlar,yanıma alıyorum anne sen bu kapıları açamıyor musun diye soruyorlar.Anne bu kapıları açamıyor musun diye soruyorlar çocuklar,bu zindanlara bir anlam veremiyor arkadaşlar bakın bunlar insani durumlar değil bunlar insani durumlar değil bunlar siyasi bir durum değil bunları biz aylardır söylüyoruz bu aile dramlarına bir çözüm getirin anne baba tutukluluklu üç çocuğu cezaevinde aile boyu tutukluluk.bu nasıl bir zulümdür arkadaşlar ya bu çocuklar da mı suçlu.Allahtan korkun ya,işte zulmün anlatımı burada bütün deliller burada cezaevinde kalıyor demedik yavrularımıza diyemedik,danıştığımız uzmanlar doğruyu söyleyin yalanı sürdürmek zor diyorlar ama ben cezaevinde kalıyorum demiyorum bir şekilde çocuklarıma geçici süredir burada kalıyoruz diyoruz,sürekli kendime şunları tekrarlıyorum 3 küçük yavrum var,gönlü sevgiyle dolu ailesini bir arada tutmaya çalışan 1 eşim ve gözü yaşlı ailelerim beni beklerken kötü olamam böyle bir lüksüm yok,dudaklarımı ısırıyorum ağlamamak için çoğu zaman Osman anne hepimiz ten rengiyiz sen neden kıpkırmızı oluyorsun diye soruyor.Ağladığımı bilmediği için yüzümün kıpkırmızı olduğunu soruyor.Çok televizyon izliyorsun sanırım,gözlerin bozulacak çok şişmiş, diyor bana ancak bu kadar saklayabiliyorum yavrumdan,uğradığımız haksızlık kemiriyor içimi gün be gün ve devam ediyor uzun bir mektup bana bu cezaevinde ki haliyle ilgili yaptığı resmi de yollamış bakın bir anne üç çocuğuyla tel örgülerle çevrilmiş bir koğuşta bir zindan da hal bu öbür koğuşta eşi de yatıyor baba da yatıyor bir aile belki yıllarca böyle bir çileyle ilerleyecek bu çocuklar böyle yürüyecek belki.Buna bir çözüm bulunabilir arkadaşlar yargı reformuna bir çözüm bulunabilirdi.Bu anne evde elektronik kelepçeyle kalabilirdi çocuklarıyla en azından evde durabilirdi,bu ve bunun gibi binlerce aile yargı reformu konusunda büyük bir beklenti içindeydi bakın on binlerce insandan bahsediyorum hepsi tahliye olabilirdi,bu anne baba tutukluluklar bitirilirdi ev hapisleri olabilirdi ama kimsenin umru olmadı yargı reformu bu yasama dönemine yetişmedi önümüzdeki döneme kaldı ekimde görüşülecek Allah bilir ne zaman yasalaşacak bu dramlar ne zaman bitirilecek bilmiyoruz,bu sadece bir arkadaşlar binlerce böyle aile var,binlerce çocuk ortada kalmış durumda 800’e yakın bebek şuanda cezaevlerinde büyüyor ve bir anlam veremiyorlar buna çocuk bu yani koşmak istiyor,bahçelerde yeşilliklerin arasında koşmak istiyor, ama ona demir parmaklıklar ağır çelik kapılar sunuluyor ve onları aşamıyor halleri bu.

Cezaevlerinden yine çok şikayet alıyoruz mesela Giresun Espiye ilçesinde ziyaretlerde sürekli infaz koruma memurlarının hakaretleri bize şikayet olarak geliyor.Geçen görüşte kalp hastası olan bir bayana hakaret ettikleri ve bayanın hastanelik olduğu sinir krizinden dolayı olduğu söyleniyor,evet devlet kurumlarında görev yapabilirsiniz ama oranın tek sahibi değilsiniz sizin yaptığınız haksızlıkları da soran birisi olması gerekiyor,infaz koruma memurları ve cezaevi müdürlüklerine hatırlatıyorum.

Eskişehir H Tipi Cezaevi’nde kantin hakkında önemli kısıtlamalar olduğunu duyuyoruz.

Bakın mesela Balıkesir kepsut Cezaevi çok sıkıntılı bir cezaevi her basın toplantımda belki gündem ediyorum. 40 kişi bir odada kalıyorlar.Düşünün yani 40 kişi bir odadasınız arkadaşlar 24 saatiniz orada geçiyor, Bu sıcak gunlerde soğuk su yok.Yerde yatıyorlar.Kantin alışverişine kısıtlama getirilmiş.Istedikleri gibi alışveriş yapamıyorlar.Her gün akşam yemeğinde patetes haşlaması çıkıyor mektuplar yerine ulaşmıyor.Haftada bir kere 10 dakikalık telefon görüşmesinde annemi konuşsun yoksa çocuk mu,yarim saatlik görüşlerde anlatılmayan hasretligin rehabilite kaynağı mektuplar,bu mektuplar da zamanında ulaştırılmıyor,böyle bir mektup sıkıntısı yoğun bir şekilde var arkadaşlar.

8 aydır Silivri Cezaevi’nde anasınıfı öğretmeni olduğunu söyleyen bir kişi yine Silivri cezaevi’nde 43 kişiler içeride salgın var,ishal,kusma 30 kişi aynı sıkıntıyı yaşıyor haftalardır kantin sorunu var sabun şampuan peçete vermiyorlar,bulaşık deterjanıyla banyo yapıyorlar,sıcakta sicim gibi akan soğuk su da yıkanıyorlar,resmen ölüme terkediyorlar,Silivri 7 No’lu Kapalı Cezaevi’nden bahsediyorum.

Yine bakın mağdurun şikayeti bu cezaevi’nden değil ama yine gündem etmemiz gerekiyor.2 sene polis okulu okuyup iç güvenlik paketi gerekçe gösterilerek ataması yapılmayan polisleri de dile getirir misiniz diyor getiriyoruz.Hakkında herhangi bir soruşturma gözaltı olmadan 2 senemiz çöpe gitti,2015’de okula girerken 6 ay güveblik soruşturması geçirdim olumlu sonuçlandı 2017’ye kadar terörist oldum nasıl bir mantık anlamıyorum,eğer bulabildikleri tek bir delil varsa cezaevine göndersinler eğer bulamıyorlarsa açlığa mahkum etmesinler yeter artık diyorlar böyle binlerce kişi son derece haksız hukuksuz bir şekilde güvenlik soruşturmalarıyla mağdur ediliyor,öğretmenler doktorlar ve diğer bir çok meslek grubu güvenlik soruşturmalarıyla keyfi bir şekilde yıllarca okuyup bitirdikleri okullarda edindikleri mesleklerini yapamıyorlar,bu çok vahim bir hadise.

Yine bakın uzun süreli tutukluluklar devam ediyor,çok eleştiriyoruz bunu Rize Cezaevi’nden bir örnek size  Selim Mercimek Rize Cezaevi’nde 2017 yılının ekim ayının 15’inde gözaltına alınıp, 2 haftalık gözaltı sürecinin ardından tutuklanmış,21 aydır tutuklu arkadaşlar bu gencecik çocuk sadece Mayıs ayının 13’ünde BİR DEFA DURUŞMASI YAPILDI.Düşünebiliyor musunuz ekim 2017 de tutuklanmış 21 aydır tutuklu ve 1 kez duruşma yapılmış,T.C. mahkemelerinin hali bu arkadaşlar adalet dağıtılıyor evet maşallah 21 aydır tutuklu bir insan ancak 1 kez hakim karşısına çıkabildi.

Hükümlü tutuklu nakil taleplerinde çok büyük nakil taleplerinde çok büyük sıkıntı var,para yatırsa bile insanlar nakil olamıyorlar,Silivri Cezaevi’nde biraz evvel bahsettiğimiz 7 No’lu koğuşta kantin içme suyu ve diğer şikayetler çok yoğun bir şekilde bize geliyor yetkilierin buradan uyarıyoruz.

Değerli arkadaşlar bakın biz size her hafta kaçırılan kişileri size gündem ediyoruz ve genel kurul’da da yoğun bir şekilde tartışılıyor bu konular,

Gökhan Türkmen halen bulunamadı,

Özgür Kaya halen bulunamadı,

Yasin Ugan halen bulunamadı veyahut bulunmak istemiyor,

Erkan Irmak 150 günü geçti halen bulunmuyor inanılmaz bir şekilde hiçbir araştırma yapılmıyor büyük skandallarla ilerleniyor,

Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek bunları tekrar ve tekrar hatırlatmak durumundayız çünkü bunlarla ilgili büyük skandallar yaşanıyor,geçtiğimiz gün genel kurul’da da tekrar söyledim İHİK Başkanını geçen hafta istifaya davet etmiştim tekrar davet ediyorum,bakın benden sonra bu konuyu genel kurul’da Sezgin Tanrıkulu gündeme getirdi işkence ve 6 kaçırılan kişiyle ilgili hiçbir araştırma yapılmadığını bir rapor çalışması yapılması gerektiğini komisyon başkanı yine topu taca attı ve kamu kurum yetkililerinin söylediklerini tekrarladı bakın çok net söylüyorum geçen hafta Çarşamba günü çok çarpıcı bir durum,İçişleri Bakan yardımcısı Muhterem İnce Yasin Ugan ve Özgür Kaya’yı aradıklarını söyledi bakın şu iki kişiyi,bunlar Ankara’da kaçırılmıştı,Özgür Kaya bu iki kişi Ankara Çamlık Mahallesi’nde kaçırılmıştı,kaçırıldığı yeri biliyorum o mahalleye gittim,o sokağa gittim,o apartmana gititm,o ev sahibiyle görüştüm Cuma günü,Çarşamba günü ya bu kişileri biz de arıyoruz diyen İçişleri Bakan yardımcısının aksine,tüm mahalleli 12 şubat günü bu iki kişinin 50 60 kişilik kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından alınıp götürüldüklerini evde 5 saat arama yapıldığını tüm mahalleli bize anlattı.Bu nasıl bir skandal arkadaşlar,yani kulaklarınıza inanamıyorsunuz belki ama maalesef burası Türkiye ve bunlar yaşanıyor, İçişleri Bakan yardımcısı Çarşamba günü bana diyor ki biz de onları arıyoruz,Cuma günü ben gidip mahalleliden 12 şubat günü bu insanların 50 60 kişilik bir polis topluluğu tarafından alınıp götürüldüğünü evde 5 saat arama yapıldığını tüm mahalleli bana bunu anlatıyor ve diyorum bakın tekrar bir açıklama yapın yine bir ses seda yok İçişleri Bakanlı’ğından. Ya bu kadar pervasızlık anlamıyorum inanılmaz bir şey,tekrar açıklamaya çağırıyorum her şey apaçık ortada ama açıklama yapan bir kimse yok.

Bakın arkadaşlar hasta tutukluluklar çok yoğun bir şekilde:

Nurcan Öner, Adıyaman cezaevi’nde, 4 aydır tutuklu.Bağırsak kanamaları çok,çok kansız durumda Hastane sevkleri hep gecikiyor,yargılanmayı bekliyor,yargı reformu zaten sonbahara kaldı ve Nurcan Öner hasta bir şekilde bağırsaklarıyla ilgili  çok önemli sıkıntılarla birlikte cezaevinde.

Leyla karaman 2016 da KHK sonrası kansere yakalandı 2 yıllık tedavisinin ardından sağlığına kavuşmuştu,cezasının onandığından haberi olmadığından kontrol için gittiği Pamukkale Üniversites Hastanesi’nde tutuklandiğı gün hastalığının tekrar nüksettiği ve 4. Evre kanser hastası oldugu anlaşıldı.

Hanife Çiftçi 2 aylık hamile, 3 çocuğu var ve yasaya aykırı bir şekilde tutuklandı gözaltında  sıkıntılar olduğunu duyuyoruz.

Yine Havva Torlak, bakın Havva Torlak 2 çocuk annesi,şu çocukları olan çocuklu anne bakın bir çocuğuna doğum günü partisi yaparken çekilmiş fotoğrafı,bu anneler tutuksuz yargılanabilir arkadaşlar bunlara böyle zulmen yani abartıya götürerek tutuklu bir şekilde yargılamanız zulümdür çok açık bir şekilde söylüyoruz bunları.

Yine bakın hasta bir çocuk yanık geçirmişti,Bartın’dan BURCU ARKAN Burcu hanım tutuklu yargılanıyor,son mahkemesi oldu ve halen tutuklu yargılanıyor maalesef.

Bakın size yine çok vahim bir vaka Eda Korkut bu çocuk 1 yıldır cezaevinde 1.5 yaşında Ceyda,Çölyak hastası olduğundan cezaevinde kalamıyor teyzesinde kalıyor,cezaevine girdi ama çıkmak zorunda kaldı çünkü Çölyak hastası çok alerjisi var teyzesinde kalıyor artık 1 sene oldu annesinin yanında değil teyzesinin yanında kaldığı için artık teyzesine anne diyor annesini tanımıyor artık bu çocuk 25 temmuz da İstanbul Ağır Ceza’da mahkemesi var,yeter artık diyoruz yani bu çocuğun annesini tahliye edin çocuk annesini unutmuş durumda bakın bunlar kabul edilecek şeyler değil arkadaşlar insan olan böyle şeyleri kabul edemez.

Yine Eşiyle tutuklu 3 çocuğumuz var diyor bir başka anne ikisi dışarıda ayda bir kez geliyor,ağlama kriziyle ayrılıyorlar 5 aylıkken cezaevine giren şimdi 1.5 yaşında oldu ayda bir kez camın arkasından gördüğü beni ve kardeşlerini tanımıyor, hayat ona yok artık,diyor baba Tahir Öztan.Bir başka aile dramı bakın çocuklar anne babaları unuttu artık.

Son zamanlarda cezaevi gözlem kurullarının keyfi davranışları hakkında çok şikayet alıyoruz.Mesela Tekirdağ Cezaevi’nden Çekdar Yürek Infazı bile tamamlanmış ama koşullu salıverilmesi engelleniyor,çıkınca örgutsel faaliyet yapar demiş gözlem kurulu.Evet bunlar da kabul edilebilecek mevzu değil son bir iki bir şeyler bitiriyoruz.

Mardin din alimleri dernek başkanlığını gerekçe göstermişler ve ihraç etmişler,Fahri Doğan hocayı OHAL komisyonu da reddetti.Her vesileyle muhalif temizlemenin adıdır KHK’lar arkadaşlar.Bu iktidar da dine tarihin en buyük zararını verdi.

Yargının geldiği vahim ve içler acısı duruma devam ediyorum anlatmaya.Bugün adliyeye başka iş için giden bir bayan, hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı ve Düzce’den Bursa’ya götürüldü.Ancak yakalama kararının hatalı çıkarıldığı ve kamu çalışanlarının hatası olduğu öğrenildi.Yargıda her gün böyle skandal hadiseler oluyor bu görevliler hakkında da suç duyurusu yapıldı bunu da söyleyeyim,bu kadar keyfi ve rahat işler yapılıyor.

Yine   KHK’lı Zeynettin Sağlam emekliliğinin üzerinden 1.5 yıl geçmesine ve onlarca dilekçesine rağmen emekli edilmiyor Gerekçe ne olabilir arkadaşlar? Tutuklu olması sanırım. OHAL de ne yasa kaldı ne hukuk.Bakın inanılmaz bir şey oluyor bana çok mektup da geliyor cezaevlerinden.O kişilerin emekliliği gelmiş 1,1.5 yıl geçmiş defalarca dilekçeler vermiş emekli edilmiyor ya düşünün emekli edilmiyor,emeklilik hakkı gasp ediliyor, nedenini soruyorsunuz bakanlıklara soruyoruz şuraya buraya elinize çıkan tek neden o kişilerin tutuklu olması,resmen bir gasp yapılıyor bakın Zeynettin Sağlam mektubu da bende evrakları da bende isteyen gelsin göstereyim.

Mustafa Mert Köksal, puanı yetmesine rağmen, Milli savunma Üniversitesi mülakatına girmiş, “2011 yılında Maltepe dersanesine gitmişsin” denmiş ve elenmiş Dersaneye gitme nasıl bir elenme nedenidir arkadaşlar?Bu zulümler ne zaman bitecek? 2011 yılında gittiği bir dershaneden dolayı insanlar mülakatlarda eleniyor düşünün bu insanın puanı yetiyor Milli Savunma Üniversitesi’ne girecek zamanında rastgele gittiği bir dershaneden dolayı mülakatta eleniyor arkadaşlar böyle saçmalıklar nasıl olabilir.

KHK’lılar bu zulüm altında maalesef çok kısa sürede ölüyor.Ergün Kurum bir ohal mağduru öğretmen,kısa sürede bu mağduriyetten sonra kansere yakalandı ve geçtiğimiz günlerde vefat etti.

Bir başka KHK’lı insanın dramını size okuyayım bana gönderdiği ileti de diyor ki:Sayın vekilim 10 sene önceki basit bir banka hesabından ihraç edildim,10 sene önceki düşünün 2009 yılında belli ki Bank Asya’da hesabı varmış beraat ettim ardından. OHAL Komisyon iade etmedi.Şuan bir Kaportacıda günlük 50 tl’ye çıraklık yapıyorum diyor bir eski memur.Yaratan bunun hesabını sormaz mı diyor?Daha kaç vatan evladı intihar edecek?’Daha kaç vatan evladı intihar edecek?Bana sormuş bende tüm kamuoyuna soruyorum.İnsanları bu denli mağdur etmek birikimli insanları doktorasını yapmış insanları kaportacıda çalışmaya mahkum etmek çöplükten plastik pet şişe karton toplamaya mahkum etmek,böyle çok kişi var biliyorum,bunlar bir  devletin vatandaşına yapabileceği işler mi değerli arkadaşlar?El insaf diyorum yani.

KHK lılar 3 yıl OHAL komisyonunu bekledi 3 yıl da idare mahkemelerini bekleyecek ve sonra Bölge Mahkemesi,Danıştay,AYM ve AIHM.Sonucu torunları mı görecek?Daha %40 kışi işlemi OHAL komisyonu’ndan bitmedi.Şimdi Ohal’in ilanının 3.yılını yaşıyor ve son derece vahim ohal tablosu yaşıyoruz,işte şu gördüğünüz bir oluşmuş çok kötü bir ohal tablosudur.

Polislikten ihraç olmam sebebiyle Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne içeriye almadılar diyor KHK’lı polis. 1 ay sonra postayla evime gönderdiler istediğim evrakı- Mart 2017 idi, sonrasında 4 gün çalıştığım karakolda gözaltında kaldım. 4 gün arkadaşlarım yemek ve su vermediler diyor KHK’lı polis arkadaş.

Hasan Çomak, Deniz astsubaydı,sorgusuz ihraç edildi, 17 ay boşuna hapis yattı bütün evraklarını inceledim,çünkü telefon araştırması başka bir kişi üzerinden Halil Çomak üzerinden yapıldı,evrakı da Hasan Çakmak üzerinden değerlendirildi.Şuan  inşaat işçisi, bir müddet çöp toplama, bulaşıkçılık işleri yaptı, bayat ekmek topladı bu sadece 1 KHKlı’nın hayatından kesit arkadaşlar.

Bir başkası diyor ki bunlar hep ohal tabloları. takipsizlik almış bir khk’lıyım.KDK 1 sene önce yaptığım, ihraç edilmeden önce bana uygulanan keyfi sürgünler nedeniyle hakettiğim 2.5 senelik yolluk başvurumu,iade talebi olarak yorumlayıp sistemden silmiş.KDK güya kamu kurumlarını denetleyeceğini düşünüyoruz yaptığı işlem skandal bir işlem yanlış işlem yapmış şahıs da bize bunu bildiriyor.

Birisi yine diyor ki KHK ile ihraç polisim, gözaltında yüz felci geçirdim felçli bir şekilde gözaltına alindim, polisler hastaneye gondermedi 11 ay felçli cezaevinde yattım yüz felciyle, hastaneye götürmemek için sürekli bahane uydurdular, iyi tedavi olmadım,yüz felci halen devam ediyor.Değerli arkadaşlar insanlar yüzbinlerce insan ohal döneminde dipsiz kuyulara atıldı.Şimdi söyleyin ne yapsınlar,bir de şimdi yargı reformu da ekim’e kaldı bütün bu hukuksuzluklardan sonra bakın birisi ne diyor bu af ne zaman çıkacak,çok yorulduk çocuğumla resmen rezil haldeyiz,artık psikolojim bozuldu dayanacak gücüm kalmadı,2 yaşında bi oğlum var ne maaş alabiliyorum ne geçinebiliyorum lütfen diyor yani.İşini bekleyen bir anne bunu söylüyor.
Değerli Arkadaşlar bu hafta da basın toplantımız bu kadar çok vahim örneklerle son 3 yılda ki ohal felaketinden kesitler sunduk ama eğer tüm ohal felaketini anlatsak sabahlara kadar zaman yetmez,onu söyleyeyim o yüzden bu keyfi şekilde dayatılan bitmeyen ohal uygulamalarının bir an önce bitirilmesi gerektiğini Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olması gerektiğini söylüyorum hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

…Bir mahkum için terapidir mektuplar.Kepsut da bundan da mahkum bırakıyorlar. KepsutCezaevi hakkın ve adaletin uğramadığı bir yer.Sesimizi duyurmak adına sizden başka hiç kimse olmadığından sizinle paylaşmak istedim.Adaleti hukuku boyle bir sesle savundugunuz için her iki cihandada duacıyız. Adımı paylasmadan paylaşırsanız çok sevinirim

YouTube

Yorumlar