31 Ekim 2019

Bu hafta yine çok önemli konular var çok önemli ihlallerle uğraşıyoruz.Bir siyasetçiyim evet ama aynı zamanda yıllardır insan hakları savunucusuyum ve Türkiye’de insan hakları ihlallerinin bu denli yoğun bir şekilde yaşandığı dönemi görmedim,bunu sadece ben söylemiyorum her kesimden insan söylüyor Türkiye’de şuanda çok yoğun insan hakları ihlalleri yaşanıyor ve insan hakları savunucularının en dikkatle izlediği cezaevlerinde ise tam bir vehamet var,tam bir felaket hali yaşanıyor bakın elimdeki onlarca kağıt bana gelen binlerce başvuru ve her hafta her gün gece gündüz bu konularla uğraşıyoruz Türkiye’de ihlal edilen insan hakları en önemli gündemimiz ve size bugün öncelikli olarak cezaevlerindeki ihlallerle ilgili üyesi olduğum İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun boşvermiş tutumunu anlatmaya çalışacağım.Değerli arkadaşlar düşünün 3500’e yakın şuana kadar müracaat almış bir İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu var ama tespit ettiği tek bir ihlal bile yok,yani kulaklarınıza inanamıyorsunuz tespit ettiği tek bir ihlal yok İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiyim ve bu komisyonun başkanlığı adeta devlet kurumlarını temize çıkarma başkanı biz apaçık ihlaller hakkında sorular soruyoruz evet buyrun araştırın diyoruz bize sadece ihlali yapan kurumların cevaplarını gönderiyor kendisi herhangi bir araştırma yapma ihtiyacı hissetmiyor tabi ki kurum doğru yanlış kendisini savunma ihtiyacı hissecek ve  bizde ihlal yoktur diyecek yani %100 oranında kurumlar bizde ihlal yok cevabı veriyor bakın %99 değil %100 oranında bizde ihlal yok cevabını veriyor ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu gidip de bu konuda bir rapor oluşturması,bir karakola aniden baskın yapması herhangi bir emniyet müdürlüğü gözaltına merkezine aniden bir inceleme heyeti göndermesi vuku bulmuş değil 1.5 yıl geçmiş İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na yapılan müracaatların 1/3’ünden fazlasını ben yaptım,Türkiye’de sanırım bu komisyona başvuru yapan aynı zamanda komisyon üyesi olan bir başka kişi yok aynı zamanda milletvekiliyim ve çok başvuru yapıyorum ama en çok da onlar şikayetçi oluyor çünkü yaptığımız yüzlerce başvuru konusunda ciddi bir ihlal dönüşü konusunda tek bir bilgi almadık hepsinde ya bize ya bu konu yargıya intikal etmiştir biz bununla ilgilenemeyiz cevabı geliyor daha sonra mesela Pınar Birkoç isimli bir tutuklu bize cezaevinden gördüğü kötü muamele ve işkenceleri anlatmış biz dönüp komisyona bunu iletiyoruz bunun gibi bir çok vaka da işte konunun yargıya intikal ettiği bu konuyla artık yargının ilgilenmesi gerektiği insan hakları komisyonun bir şey yapamayacağı söyleniyor.Şimdi devlet kurumlarını temize çıkarmanın bir başka adı bu oluyor ve haklı da evet yargıya intikal edilen konularda başvuru yapmıyoruz ama işkence konusu kötü muamele idarenin yaptığı konular bunlar daha yargıya gitmemişken yansımamışken hemen bize böyle cevaplar veriliyor son derece isteksiz bir iş yapmak istemeyen bir kurulla karşı karşıyayız,bakın bize cezaevlerini temize çıkarmaya yönelik cevaplar veren bir kurul var karşımızda.

Ekrem Kütük mesela cezaevleri ile ilgili yaptığı şikayetleri bize bakanlıktan aldığı cevabın aynısını göndererek cevaplayan bir İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu var,EY İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu sen bu cevabı bana göndereceksen sen niye varsın?Ben bu soruyu bakanlığa da sorardım o da bana cevap verirdi bu iş biterdi,o zaman senin işlevin görevin nedir bunun doğruluğunu tetkik etmek değil mi ihlal başvurusunu alırsın,bakanlığın açıklamasını alırsın ve arada bir karar verirsin araştırma yaparsın inceleme yaparsın kararını verirsin ve devlet kurumlarını uyarırsın ama yok böyle bir şey yok.

Bakın Mustafa Kuru bulunduğu ceza infaz kurumundan başka ceza infaz kurumuna aylarca uğraşı sonrasında ancak sevk edilebildi,büyük bir çile çekti,cefa çekti onunla ilgili bakın bize verilen cevap da diyor ki: “Cezaevlerindeki kapasite yetersizliğinden dolayı sevk taleplerinin idare tarafından karşılanamadığı Komisyonumuzun bilgisi dahilindedir.Komisyonumuz bu yetersizliğe hazırladığı raporlarda dikkat çekmektedir.Ancak bu eksikliğin kısa vadede ortadan kaldırılması mümkün görünmemektedir.” Ya sen Adalet Bakanlığı mısın? İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu musun? Allah aşkına bir karar ver yani idarenin bakanlığın avukatıysan sözcüsüysen o zaman sen niye varsın?Bakın bir sürü başvurumuz var 1000’i aşkın başvurumuz var ve tek bir ihlal olmuştur cevabı alamıyoruz nedense gerçekten hayret bir de İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bir alt  komisyonu var evlere şenlik cezaevleri alt komisyonu bakın biz oraya 2500’e yakın cezaevi ihlal başvurusu götürmüşüz çok yoğun gerçekten çok fazla bir cezaevleriyle ilgili başvuru var İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na giden başvuruların %80’i cezaevleriyle ilgili binlerce başvuru gelmiş yüzlerce cezaevinden ve ama kaç cezaevi ziyaret edilmiş biliyor musunuz?1.5 yılda sadece 3.Yanlış duymuyorsunuz arkadaşlar sadece 3 bakın 2500 civarında komisyona yapılan bir başvurudan bahsediyorum yüzlerce cezaevinden skandal ihlallerle ilgili başvurulardan bahsediyorum.1.5 yıl da o kadar isteksizlik var ki o kadar idareyi temize çıkarma isteği var ki başvuru var ziyaret edilen cezaevi 3 olmuş ancak ve bu cezaevlerine gidildiği zaman da yanlı bir tetkik yapılıyor bazı koğuşlara gidilmek istenmiyor bazı kişilerle görüşülmek istenmiyor böylesine yanlı da bir tavır var mesela bakın bizim söylediklerimizi komisyon da doğrulamak zorunda kalıyor ama çare bulamıyor işte 3 tane gittiği cezaevi ziyaretinden birisi Bakırköy Cezaevi’ydi bakın ne diyor burada,tutuklular ne demiş sadece benim sözüm değil arkdaşlar bakın bu cezaevi alt komisyonu raporu ve isteksizce yapılan bir rapor olmasına rağmen şu ifadeye bakın siz bunu sivil insan olarak kabul edebilir misiniz?Hastane sevki  düşünün hasta olmuşsunuz ciddi bir rahatsızlığınız var hastaneye gitmek istiyorsunuz ve 1 2 günde hastaneye gidersiniz ama bakın komisyon raporunda ne diyor,hastane sevklerinin bazı durumlarda 3 ila 4 ayı bulabildiği,ya bu benim sözüm değil bakın komisyon ifadesinde geçiyor bu ancak 3 tane cezaevine gitmiş revire çıkma da problemler olduğu muayene ve tedavilerin kelepçeli yapılmasında rahatsızlık verici olduğu ve insan onuruyla bağdaşmadığı kronik hastalıklarda tedavilerin düzenli olarak yapılmadığı,komisyona tutuklular bunu söylemiş  mahkumlar bunu söylemiş bakın daha neler söylüyorlar,kitap alma sıkıntısı var ve 3 haftada bir 40 dakikalık periyodlarla faydanılabildiği,kütüphanede öğretim için olanlar hariç 10 kitap ödünç alma sınırı var,bana bir çok tutuklu ve mahkumdan mektup geliyor ya hocam biz burada sabahtan akşama kadar yatıyoruz ve kitap okumak istiyoruz,günde neredeyse 15 saat kitap okuyorum diyen insan var,bu insanlar kitap okumak istiyor ama diyor ki: “Ayda 10 kitaptan fazla alamazsın.” Kimi yerde sen falanca gruptansın sana 5 böyle de bir çifte standart var değerli arkadaşlar biz cezaevlerini niye yapıyoruz,suçlular ıslah olsun diye orada cezalandırılsınlar ama ıslah olsunlar eğitim spor bilgi gibi faaliyetlerden faydalansınlar meslek edinsinler gibi hani adama ceza için yapmıyorsun ki evet cezalandırıyorsun ama orada o insanı ıslah etmeye geliştirmeye yönelik şeyler yapıyorsun ama şuanda bir kitap sınırı var insanlar fellik fellik kitap arıyor daha bu sabah bana gelen bir mektupta: “Aman vekilim ne olur bana şöyle etrafa yay da kitap göndersinler kitabımız yok burada diyen bir yaşlı amca var yani genç bir insan da değil yaşlı amca canım sıkılıyor ben kitap okumak istiyorum kitap yok dini,milli,ahlaki,edebi her kitabı istiyorum diyor,böyle bir çok kişiden mektup alıyoruz yani bakın buraya da yansımış bunları sadece ben söylemiyorum bakın cezaevi konusu insan hakları konusu yoğun bir şekilde işliyorum ama bakın 40 yılda bir çıkan komisyon raporunda size örnekler vererek bunları anlatıyorum.Yasaklı olmamasına rağmen dışarıdan gelen kitaplara ve süreli yayınlara ulaşımda kurum idaresi tarafından engel çıkartıldığı,mesela Yeni Yaşam Gazetesi mesela Yeni Asya Gazetesi muhalif gazeteler ve idare diyor ki hayır beğenmiyorum ya niye beğenmiyorsun yasaklı değil,bandrollu kitaplar isim verilmiş gazeteler vermiyorum işte diyor,bu kadar yabancılara verilen yemek miktarının Türklere verilenlere nazaran az olması ve hastalar için diyet yemek çıkarılmaması,ilginç.Kurum kantininde ekonomik sıkıntısı olan kişiler için ürün temininde özellikle kişisel bakım malzemelerinin temininde hem pahalı hem de arananın olmaması,ayrımcılık olması bazı koğuşlarda televizyon olmaması ve en önemlisi bazı hükümlü ve tutuklular tarafından verilen bazı dilekçelerin işleme alınmadığı bakın dilekçeleri yazıyorsunuz işleme almıyor,sesini nereye duyurabileceksin,duyurabileceğin bir yerde yok ancak işte İnsan Hakları Kuruluşları,milletvekillerine yazarak duyurmaya çalışıyorlar o da 3 4 ay sonra mektuplar gidiyor öyle,dilekçeni almıyorum diyor,bazı dilekçelerin ise işleme alınmakla birlikte cevap verilmediği,kurum idaresi ile iletişimde sıkıntılar yaşandığı,bakın yine bir başka değindiğimiz husus çok önemli büyük yara biliyorsunuz,görüş günlerinin hafta içi olması nedeniyle okula giden çocukların devamsızlık yapmak durumunda kaldığı,bundan dolayı görüş günlerinin hafta sonlarına alınmasının yerinde olacağı hükümlü ve tutukluların çocuklarının annelerinin yanına gelmesinin yahut dışarı çıkmasının sadece görüş hünleri mümkün olduğu bu sınırlamanın kaldırılması gerektiği belirtilmiştir,bunlar bütün cezaeviyle ilgili komisyon cezaevine işte tavsiyelerde bulunmuş öyle böyle olmalı denmiş,mümkün olduğu kadar da bu ihlallerin böyle hafifletilerek değerlendirmeye alındığını da görüyoruz,ama acı gerçekler var hani üstü örtülemeyen acı gerçekler var bakın değerli arkadaşlar 2 3 gün önce sosyal medyadan belki izlemişsinizdir izlememeniz mümkün değil çünkü yüzbinlerce kez paylaşıldı,nasıl bir vakaydı bu bizim yoğun bir şekilde gündeme getirdiğimiz anne bebek tutukluluklarla ilgili bir vakaydı.Bir baba cezaevinden çocuğunu çıkarıyor 3 4 yaşlarında bir çocuk ve çocuk  annesinin yanına gitmek istiyor annesi cezaevinde annesinin yanına bebeği almamışlar bugün işte kapalı görüş günü bugün annenin yanına almayız demişler yani keyfi bir karar cezaevi idaresinin canı öyle istemiş veyahut o mahkuma bir gıcığı var  almıyorum işte demiş yani yasal mevzuatta böyle bir şey anneyle 6 yaşına kadar olan çocuğun birlikte olma hakkı var ama  cezaevi idaresi almıyorum işte var mı bir diyeceğin demiş baba ağlayan çocuğu miraz bebeği Gebze Kadın Cezaevi yaşanıyor Miraz bebeği alıyor cezaevi kapısının önünden zorla çıkarmaya çalışıyor çocuk diyor annemi istiyorum diyor,annemi istiyorum diye feryat ediyor yani yürekler dayanmaz bu görüntüyü izlemeye herkes isyan etti herkes ağladı bu görüntülere ama değerli arkadaşlar bu bir defa yaşanmış bir olay değil ki bakın ben bunu size hep anlatıyorum 3.5 yılda böylesine trajediler onbinlerce,yüzbinlerce kez yaşandı bebekli anneler hamile anneler emzikli anneler süt emen bebekler bunlar büyük bir trajedi oluşturdu Miraz bebek annesine gidemedi babası aldı onu zorla cezaevinden götürdü bir kapalı görüş sonrası annesine vermek istiyordu veremedi daha sonra sosyal medyada o sırada tesadüf ki birisi bunun videosunu çekmiş sosyal medyada bu yayıldı ve insanlar isyan etti kamuoyu isyan etti gerçekten büyük bir öfke patlaması oldu,çünkü bir bebeğe zulmediyorsunuz ya bir bebeğe zulmediyorsunuz 3 4 yaşındaki bir çocuğa zulmediyorsunuz 1 2 saat sonra Adalet Bakanlığı cezaevini aradı siz ne iş yapmışsınız alın bu çocuğu içeri dedi çocuk içeri alındı ya bu kadar işte bakın yani kamuoyuna yansımasa sosyal medyaya yansımasa ihlaller bu kadar basit bir şekilde yapılabiliyor arkadaşlar yani yüzbin vakadan bir tanesi sosyal medyaya yansımış insanlar vicdanı sızlamış tepki göstermiş Adalet Bakanlığı aklı başına gelmiş çocuğu alın içeri,ne acı ki o annenin aslında bebeğiyle dışarı çıkması lazım ama bebek annenin yanına veriliyor ve bizde buna başarı diyoruz seviniyoruz bebeğin ağlamasın diye çocuk da kalıcı psikolojik travmalar oluşmuş seviniyoruz çocuk babanın elinden annenin eline verildi,şuanda bakın bugün babasıyla konuştum bu bebeğin babasıyla konuştum bana yani dakikalarca derdini anlattı ve anlatmaya doyamadı o kadar doluydu ki arkadaşlar o kadar doluydu ki gerçekten bir baba olarak benim de içim sızladı eşi evet bir ceza almış ama bakın 1.5 yıldır cezaevi idaresinin keyfi bir şekilde muamelesiyle boş yere yatıyor şuanda bir anne ve bebeği olan bir annenin 6 yıl 3 ay ceza almış normalde 2 yıl önceden çıkması lazım daha sonra denetimli serbestliğe gitmesi lazım çocuğu olan annelerde öyle olmayanlarda 1 yıl öncesinde denetimli serbestliğe dahil edilebiliyor ama cezaevi idaresi diyor ki hayır sen işte falanca koğuşta kalıyorsun falanca örgüttensin efendime söyleyim o örgütten ayrılmadığını düşünüyoruz 2 yıl daha yat bakalım içerde ya etme eyleme eyleme bebek var anne var perişanız baba yalvarıyor ya etmeyin eylemeyin bak hakkımız var hakkımızı çiğniyorsunuz AİHM’e giderim şu olur bu olur hayır cezaevi gözlem kurulu böyle karar verdi,böyle diyor gayet rahat 1.5 yıl geçmiş boş yere bedavadan 1.5 yıl daha yatıyor arkadaşlar baba bunu içi yana yana bana anlattı dedi bakın bizim hakkımızı gasp ediyorlar yarın öbür gün yargı reformunun 2. Paketinde böyle bir şey çıksa ne yazar o çıkana kadar zaten eşim süreyi dolduracak 5 6 ay sonra çıkacak ama kaç yıldır bizim çektiğimiz çileyi sen gel bize sor sadece sosyal medyaya yansıyan görüntü bir günlük bir görüntüdür biz kaç yıldır binlerce defa bu görüntüleri yaşadık bakın gerçekten ne kadar büyük bir vehamet var arkadaşlar ve bunları araştırması gereken cezaevi ihlallerini bu keyfi muameleleri araştırması gereken İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu binlerce başvurudan tek bir ihlal bulamamış,ya arkadaşlar bakın buradan tekrar söylüyorum aldığınız parayı haram etmeyin devlet size bir takım komisyon başkanlıklarını tevdi ediyor bunun için maaşlar ödüyor ve bu paraları helalinden yiyin bakın hangi açıdan söyleyeyim size insani açıdan mı söyleyeyim dini açıdan mı söyleyeyim hangi açıdan söyleyeceğimi bilemiyorum gerçekten yani vicdanınız bunu nasıl kabul ediyor tek bir ihlal bile yok diye nasıl diyebiliyorsunuz?Dini açıdan siz nasıl bu kadar ihlale göz yumabiliyorsunuz yani bunun bu dünyası öte dünyası var Allah aşkına yani kazandığınız para helal mi haram mı bir vicdanınıza sorun Allah aşkına hiç bunları sorma ihtiyacı hissetmiyor musunuz?

Bakın şuanda Türkiye cezaevlerinde adil olmayan yargılanmalar sonucu müebbet hapse mahkum edildiğini söyleyen 3 ayrı grup var ve bunlar artık ölüm sınırında bunları söylemek zorundayım çok önemli çünkü bu insanlar ölüm sınırında benim için siyasi kimlik düşünce kesinlikle önemli değildir her gruptan insandan başvuru alıyorum ve her grup insanın başvurusunu burada gündem ediyorum 3 grup şuanda cezaevlerinde açlık grevinde,1.si grup yorum 150. Günlere doğru gidiyorlar kendilerine yönelik 3 yıldır süren ağır baskılar dolayısıyla açlık grevindeler 2.5 yıla yakın kimisi tutuklu kimisi aylardır tutuklu ve kötü muameleler işkenceler gerekçe göstererek şuanda açlık grevlerindeler ve ölüme doğru yaklaşıyorlar ve bu konuda mutlak surette bir şey yapılmalı.

2.si Mustafa Koçak savcı Selim Kiraz davasında silahı temin ettiği iddiasıyla müebbet alan bir insan ve bu da kesinlikle bu olaya dahil olmadığını adil olmayan bir yargılanma olduğunu tekrar yargılanma isteğini beyan ediyor,annesi ve babasıyla da görüştüm onlarda eğer oğlumuz katilse katile yardımcı olmuşsa en ağır cezayı alsın ama zerre miktarı bu olayla alakası yok ve tekrar yargılanmalı diyor Mustafa Koçak da yine 130 gün civarlarında açlık grevinde ve hayati fonksiyonları oldukça kötü,

3.sü Şerif Mesutoğlu Derik kaymakamı Muhammet Safitürk davasında kaymakamlık yazı işleri müdürü olan bir insan ve adeta kurban seçilmiş bu davada net olmayan somut olmayan hukuki olmayan delillerle o da müebbet hapis cezasına çarptırılmış o da şuanda açlık grevinde,Türkiye’de şuanda 3 grup açlık grevcisi adil olmayan yargılanmalar dolayısıyla hayatlarını ortaya koymuşlar ve buna en azından kulak kabartmak lazım arkadaşlar bu kadar canını insan ortaya koyarak bir şeyi itiraz ediyorsa biraz ona dikkat etmek ve tetkik etmek gerekir buna dikkatinizi çekerim bakın bu insanlar bana mektuplarını yolluyorlar mesela Şerif Mesutoğlu mektubu gerçekten okuduğunuz zaman dayanamazsınız çünkü bu insan ölümüne açlık grevine girmiş durumda ve kesinlikle kaymakamın öldürülmesinden ben sorumlu değilim benimle ilgili tek bir delil olmadan kurban seçildim diyen bir insan var.

Yine bakın İçişleri Bakanlığı çok kötü uygulamalar yapıyor ve biz bunu hep eleştiriyoruz eleştirmeye de devam edeceğiz geçtiğimiz günlerde çok vahim bir olay yaşandı değerli arkadaşlar onunla ilgili bir gündemimiz var.Mahmut Polat,Mahmut Polat bakın burada fotoğrafları çok vahimdir bu vaka,düşünün bakın size olayı anlatacağım Urfa’da yaşanmış 60 yaşlarında bir kişi Mahmut Polat sabah namazına kalkmış Kürt meselesindeki bir paylaşımı var savaşa karşı düşüncelerini paylaşmış savaşın bu meselenin bir çözümü olmayacağını söylemiş facebook paylaşımında sabah 5 sıralarında kapısı çalınmış tak tak tak kapıyı açmış buyurun,hızla içeri giren 6 tane polis ona evde arama yapacağız terörist vatan haini falan demiş,ya bana bir şey demeyin evde arama buyrun yapın daha sonrada emniyete isterseniz gidelim itirazım yok diyor ama gelen polisler oldukça öfkeli sürekli hakaretler bağırmalar çağırmalar 60 yaşında adam adam abdestli namazını kılacak dinine hakaret ediyorlar ya senin gibi abdestli terörisler şu bu gibi laflar adam ya havle vela kuvvete diyor o sırada böyle bir manzara varken 2 tane delikanlı ufak oğlu 17 ve 20 yaşındaki delikanlılar uyanıyor ya babamıza niye hakaret ediyorsunuz demeleri üzerine 2 tane delikanlıyı polisler yere yatıyor ters kelepçe tekme tokat kafa kol bilmem ne her taraflarına darp daha sonra asansöre bindiriyor yine darpa devam ediyorlar arabaya bindiriyorlar yine darp gözaltına alıyorlar gözaltında yine ters kelepçeyle kalıyor kelepçeyi çözmüyorlar,bakın çocukları ne hale getirmişler,delikanlıların hali bu surat göz mosmor sırtlarındaki ekimozlar bakın ekimozlar perişan edilmiş,bu insanlar en gözaltından sonra doktora çıkarılıyorlar bakın ne kadar ilginçtir doktora çıkıyor ama doktor görmüyor kişileri doktor görmeden sağlam raporu veriyor,ardından serbest bırakılıyorlar kendileri doktora gidiyor aynı hastaneye doktordan bu sefer gerçekten doktor onları görüyor ve darp raporu veriyor bunu gören oradaki polislerse alıp doktorun raporunu çöpe atıyor,bakın arkadaşlar 21.Y.Y.’da Türkiye’de yaşanıyor bunlar Türkiye’de şuanda nasıl baskıcı bir rejimin olduğuna dair bir fotoğraf işte bu bu fotoğraf işte bu darp edilirsiniz ondan sonrada suçlu ilan edilirsiniz durup dururken bunlar yaşanıyor,siz bu insanı emniyete davet edebilirdiniz emniyete gelir ifadesini verir ondan sonra yargılarsınız aynı gün ama nedir bu yani biz devletin polisine güvenliğimizi canımızı malımız teslim ediyoruz arkadaşlar bunu kimse masum göstermeye çalışmasın yarın öbür gün bunu şuanda masum görmeye göstermeye çalışanlar da darp edilir,hak ihlaline uğrar der ki insan hakları nerede ben böylesine çok rastlıyorum bakın kaç yıldır insan hakları savunucusuyum eskiden bu tür ihlaller yapan polis arkadaşlarımız ihraç edildiler gözaltı merkezlerinde dayak yediler işkence gördüler cezaevlerinde kötü muamele gördüler yine bana geldiler ben yine onların hakkını savundum çünkü yani kim ihlale uğrarsa o ayrıdır eski hikaye ayrıdır ben o andaki duruma bakarım ihlale uğramış mısın?Tamam gereken yapılmalıdır derim bakın insan hakları anlayışı budur o yüzden insan hakları anlayışına saygı duymak lazım insan hakları hepimize çok lazımdır arkadaşlar bunu hiçbir zaman unutmayalım hepimizin bir gün insan hakları kavramına ihtiyacımız olabilir daha biraz evvel İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’ndaydım birileri kendi kafalarından muhalif gördüklerini terörist ilan etmiş ve efendim teröristin insan hakları mı olur diyordu,ya bakın değerli arkadaşlar Zekeriya Altunok diye bir isim KHK’lı polis bir arkadaşımız 3 yıl önce ihraç edilmiş,askere tabi ki gitmemiş ihraç edildikten sonra askere git demişler,askere gitmiş kısa dönem yapması lazım üniversite mezunu çünkü hayır sen KHK’lısın teröristsin uzun dönem yapmalısın denmiş iyi tamam uzun dönem yapayım demiş daha sonra barış pınarı harekatında hayatını kaybetmiş ve şuanda şehit törenleri düzenleniyor işte şehidimiz aşağı şehidimiz yukarı değerli arkadaşlar bakın 3 yıl önce siz bunu terörist ilan etmiştiniz bu insanın tüm haklarından mahrum ilan etmiştiniz şimdi var şehidimiz ya bir karar verin terörist mi şehit mi ?Bakın çok net bir şey söylüyorum terörist mi şehit mi?Net bir karar verin bu kararı da kimse vermek istemiyor ama şunu söylemek istiyorum bir insanı böyle delilsiz sorgusuz sualsiz terörist ilan etmek öyle kolay iş değildir sorgusuz sualsiz insanları terörist ilan ediyorsunuz daha sonra da kalkıp diyorsun ki teröristin insan hakları mı olur?Bunu diyorsun sonra terörist dediğin gidiyor hayatını kaybediyor şehittir diye onu alıp taltif ediyorsun,yani bakın akıl mantık almayacak işler bunlar değerli arkadaşlar bir karar vermek zorundasınız,bakın size cezaevlerinde ki ihlallerle ilgili yine bir takım söyleyeceklerim var.

Evet bakın şimdi nasıl dramlar yaşanıyor. Ayşe betül bu kızımız babasını hiç görmedi Elif sevde 7 yaşında babasından dolayı psikolojik destek alıyor yani kendisi doğmadan önce babası cezaevine girmiş babasını hiç görmeyen bir kız çocuğu görüyorsunuz Elif Sevde 7 yaşında babasından dolayı psikolojik destek alıyor 8 aydır Mesut Bukan baba 3 yıldır Çankırı Cezaevi’nde 8.9 ay hüküm giydi Şimdi de annesi Zehra bukan tutuklanmış bu iki çocuğun annesi şuanda babası şuanda cezaevinde ve bu çocuklar büyük bir perişanlık yaşıyorlar.

Yasemin Aladağ, eşi de 2 yıldır tutuklu Çocuğuyla büyük perişanlık çeken bir kişi Kütahya cezaevinde Kafasında intihar düşünceleri var, “O kadar rahatsız ki evladına gelemiyorum.” Diyor bir yakını bana bunu anlatıyor ve mahkemesi yapılıyor depresyonda ve iki yıldır tutuklu çocuğuyla büyük perişanlık yaşayan kafasında intihar düşünceleri olan bir insanı mutlak surette burada anmalıyız.Anne o kadar kötü ki evladına anlatmaya gelemiyorum diyor.

“Babası 4 yıldır tutuklu kızım 4 yaşındaydı, babasını unuttu, baba kavramı yok artık.Korkarım daha tutuklu kalırsam beni de unutacak.Kızımın gözlerindeki korkuyu, hareketlerindeki, ürkekliği tarif edemem,diğer 2 çocuğum da depresyonda.” Dşyor Birgül Bulut Erzurum Cezaevinden.İşte anne baba tutukluluklar konusu çok gündem ediyoruz halen bi çözüm bulunmuş değil biraz evvel anlattığım Miraz bebek o yüzbinlerce vakadan sadece birisinin iki dakikalık görüntüsü ama yüzbinlerce vaka var değerli arkadaşlar anne baba tutuklu ve perişan durumdaki çocuklar.

Bir başkası diyor, ‘Eşim engelliydi ve maddi nedenlerden ailem 2 yıl cezaevi ziyaretime gelemedi, sonunda geldiler ama keşke gelmeselerdi. 7 yaşındaki oğlum tutuklanıp cezaevine konacağı korkusuyla bir daha ne beni ne de daha sonra tutuklanan eşimi ziyaret etti, psikolojisi çok bozuldu.’diyor.

Bu 3 çocuğun 1 yaşında kardeşi evet şu bakın bir aile 3 tane çocuk bakın bu da çok vahim bir vaka bu 3 çocuğun 1 yaşındaki kardeşi anneyle cezaevine girdi şu emzikli bebek geçtiğmiz hafta oldu bu, 2 si de komşuya gitti.! Baba da tutukluydu Anne cezaevine girdi bebek yanında cezaevine girdi ikisini de komşuya bıraktı kimsecikler yoktu,anne Tuba Kalaycı’yı Maraş 2.Sulh Ceza Hakimi tutukladı  bebek oradaki polis kucağında uyurken bu sırada anne tutuklandı baba da tutuklu çocuklar ne yapsın nasıl bir nesil geliyor yarın öbür gün hani böyle psikolojisi bozulmuş bir nesilden şikayet etmeyelim arkadaşlar.Çocukların hali bu.

Yine Akif bebek 15 günlükken girdiği cezaevinden 2 yaşında tahliye oldu.Bakın 15 günlükken bebekken cezaevine  girmiş girmemesi lazım aslında 5275 sayılı yasa Madde 16/4 girmemesi lazım diyor ama memlekette hukuk mu var insan hakları mı var,gir diyor ben karar verdim gir benden hesap soracak da yok çocuk 2 yaşında çıkmış 6 ay olana kadar bu çocuğun annesiyle cezaevine girmemesi gerekiyordu arkadaşlar ama burası Türkiye işte bu vakaları ben size göstermezsem tarihe iz düşülmez.

Bir başka vaka bakın geçtiğimiz günlerde yaşandı,Uşak’ta Uşak Öztan Hastanesi’nde bu kadın hamile doğum sancıları çekiyor Elif Yeniceli bir tane 3 yaşında oğlu var,ikinci hamilelik ve tam doğum yapacak başında polisler bitmiş anneyi gözaltına alacağız diyor ve anne bir streste baba bir streste baba beni aradı yardımcı olun eşim çok zor durumda sıkıntı stres içinde o şekilde doğuma girdi ne oldu biliyor musunuz?Sezeryan olması gerekti bebek oldukça kötü doğdu yoğun bakıma alındı, nefessiz kalmıştı,anne çok stres içindeydi çünkü mideden beslenmeye başladı genel yoğun bakıma alındı Anne oldukça kansı bitkin bir şekilde doğumdan çıktı ve başında halen polisler vardı sonunda Allah’tan insaf hakim geldi kadıncağız bu haliyle gözaltına alınmadı bizde elimizden gelen tüm baskıyı yaptık ve serbest bırakıldı ama böyle tutuklanıp götürülen çok kadın oldu,bakın doğumunu yapmış ordan hop cezaevine 3.5 yıl boyunca böyle çok vakaya şahitlik ettik son anda durdurabildik bu vakayı,yani toplum isyan etti ne yapıyorsunuz siz çocuk bebek yoğun bakımda anne kansız bitkin başında polisler.

Evet Nuran Yapalak. Bakın şu vaka da çok ilginç çok önemli Nuran Yapalak bu kadının adı bu kadının bebeği kendisini emiyor anne geçtiğimiz hafta tutuklandı,Silifke cezaevinde hala bakın Silifke Cezaevi’nde hala  tek kişilik hücrede kalıyor,kadın Bebeğiyle beraber Tarsus cezaevine götürülecek kaç gündür 1 haftadır götürülecek götürülmedi ve kadın hücrede bebeğiyle kalıyor ilk önce 2 3 gün bebek yanına verilmedi çünkü Silifke Cezaevi Müdürü demiş ki burası hakikaten iyi değil bebeğini yanına alma bebek bi kaç gün evde çatlayana kadar ağladı daha sonra olmadı artık bebeği annesinin yanına verdiler böyle bir dram yaşanıyor halen yaşanıyor bakın bu halen 6 7. Gün oldu ve İnsan Hakları Komisyonu’nun böyle vakalardan haberi yok,gündemlerinde yok,umrunda değil,bizim umrumuzda biz gündem ediyoruz arkadaşlar bakın insan hakları komisyonu diye bir komisyon var umrunda değil memlekette insan kaçırılıyor umrunda değil gidip araştırıp bir rapor düzenlemiyor,Halfeti’de Ankara Emniyeti’nde işkenceler yapılıyor önüne koyuyoruz buyrun araştırın hayır diyor araştırmayacağız anne baba tutukluluklar bir sürü vahim olaylar umrunda değil hiçbir şekilde araştırma yapmak istemiyor sadece İçişleri Bakanlığı’na soru soruyor böyle bir şey olmuş mudur?İçişleri Bakanı Yardımcısı da diyor ki hayır böyle bir şey olmamıştır,daha sonra biz gidip araştırıyoruz böyle bir şey olmuş kaçırılma olayı olmuş,ya bakın diyorum ki başkana gel diyorum beraber gidelim Ankara’da Çamlık Mahallesi’nde olmuş gel beraber araştıralım gelmiyor,daha sonra Türkiye’de hiçbir insan hakları ihlali yoktur diyor,yani gerçekten isyan etmemek mümkün değil değerli arkadaşlar,

Bakın bu da çok kötü bir vaka bu da uzun süreli bir tutukluluk olayı bakın şu çocuğun haline aylarca cezaevinde olan bir kişi bu anne baba tutukluluk ve sağılan sütlerin vebali yerde klaır mı diye soruyorum,sağılan sütler diyorum bebeğe emdirilmiyor sütler lavaboya sağılıyor sütler neden?Okuyayım size Eşim ya emen kızımızı çok kötü koşulları olan cezaevine alacak,psikolojisinin bozulmasına sebep olacaktık bu bebek için bahsediyor baba ya da almayacak ve ağlaya ağlaya sütünü sağmak zorunda kalacaktı lavaboya,2.tercih ettik.”yani bu çocuk kötü koşulları olan cezaevine alınmadı annenin sütü geliyordu emmesi gerekiyordu bebeği anne de ne yapsın ağlaya ağlaya lavaboya sağdı sütünü bunlar Türkiye’de yaşandı İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun gündeminde değil böyle şeyler tabi.

Babası bana diyor ki 12 yaşındaki kızımın annesine yazdığı mektup diyor burada bakın biraz evvel ki bebeği olan bu kadının bir 12 yaşında çocuğu var annesine yazdığı mektup burada çocuk Esma mektup yazmış mektubunda diyor ki seni çok özledim sabah okula gittiğimde evdeydin döndüğüne yoktun çok üzüldüm gece yatarken yatak odasının kapısının arkasına sarılıp uyudum onu kokladım kardeşimi de çok özeledim Allah’a dua ediyorum inşallah ilk mahkemede gelirsin üzülme olur mu?Bizi merak etme biz iyiyiz canını sıkma kardeşimi benim için öp bebeği,inşallah hemen yanımıza gelirsin annecim seni çok seviyorum seni çok özledim anne daha önce babama mektup yazıyorduk şimdi sana yazıyoruz babam geldi inşallah sende en yakın zamanda gelirsin keşke seni görebilseydim anne din dersinde hocamız en ufak bir baş ağrısının bile mükafatını alacğaımızı söyledi üzülme olur mu sen ağlarsan bende ağlarım sen hiç merak etme bu günlerde geçecek bi bakacağız sen yanımızdasın.Seni çok seviyorum.Allah’a emanet ol.Seni çok seven kızın Esma.Bu annenin kızı.böyle dramlar yaşanıyor ve bunlar adil olmayan yargılamalar sonrası yaşanıyor değerli arkadaşlar.

Yine bakın Sevgi Sezer, Giresun E tipi cezaevi 20 aydır tutuklu.Sırtındaki 9.5×10 cm kitle 9 ayda gecikmeyle teşhis edildi. Aylardır ameliyat olamıyor,artık ellerini zor kullanıyor ve ne zaman hasta tutukluların sesi duyulacak diye soruyoruz bakın şuraya cezaevi komisyonuna bile 3 4 aylık bile hastane sevki gecikmeleri yansımıştı daha başka hangi vakalar var.

Seynur Özdemir,bu da çok vahim bir vaka yakından takip ediyorum 2 çocuk annesi, Antalya L tipi cezaevinde 130 gündür 3 yaş çocuğuyla tutuklu ve bacağının kesilmesini gerektiren büyüyen bir kitleden muzdarip,eşiyle de görüştüm çok üzgünle bacak da bir kitle çıktı büyüyor ve bacağının kesilmesi gerekecek görüntü o Antalya Tıp Fakültesi biz bunu yapamayız Hacettepe yapsın demiş ne olacağı belirsiz  ve bu kişinin 130 gündür cezaevinde asıl işte asıl skandal diyerek ekliyorum hangi mahkemede yargılanacağı bile belli değil tutuklu yargılanıyor ve daha mahkemesi bile belli değil ki duruşma günü belli olsun ve içeride bir kanser hastası bacağındaki büyüyen bir kitleden dolayı bacağı kesilecek kimsenin ilgilendiği yok hastalık hızla ilerliyor boşyere tutuklu yargılanıyor yargılanacağı mahkeme bile belli değil ve insan hakları inceleme komisyonu’nun gündeminde bile değil olacak işler değil ama maalesef burası Türkiye işte oluyor.

Bakın şu kişi bana gönderdiği mektubunda ne diyor biliyor musunuz?Engelli bir vatandaşımız. “%45 engelliyim, Tarih ögretmeniyim, T2 Şanlıurfa cezaevinde kalıyorum. 8 kişilik koğuşta 26 kişi kalıyoruz, ihtiyaçlarımda çok zorlanıyorum vekilim.Her açık görüşte ana,babamla ağlıyoruz..!Perişanım burada, benim gibi birisi tutuksuz yargılanamaz mıydı.?”diyor,Sebahattin Akbaş.Yani bunlar gerçekten insan hakları komisyonunun müdahale etmesi gereken hadiseler arkadaşlar bu insan içeride bir engelliye has olmayan ortamda çile çekiyor işkence çekiyor.

Kırıkkale Hacılar F Tipi cezaevinden Mardin’e mahkemeye götürülen Batmanlı Velat Taş’ın Mardin’den aynı gün içerisinde Elazığ’a sevk edildiği ve 4 gündür işkenceye maruz kaldığı iddia ediliyor.Bu Konu hakkında tek bir açıklama yok.

Yine Siirt cezaevinde sıcak su vermiyorlar,günde 10 dk hafta sonu ise 2-3 saat veriyorlarmış kimse yetişemiyormuş koğus 27 kişi su yetmiyor ihtiyaçlar görülmüyormuş düşünün 5 10 dakikalık bir sürede ancak yıkanacaksınız falan durum bu.

‘Diyarbakir’da D tipinde öğle arasinda bile görüs var.Kapali görüşlerde sorun olmuyor ama açık görüşler tıklım tıklım 2 saat içeriye geçmeyi bekliyoruz,çocuklar havasız kalabiliyor ve yorulup ağlamaya basliyorlar. 3 kişilik odalara fazla sayıda kişi konmuş.’düşünün çok sayıda çocuk cezaevi ziyaretine gitmişsiniz kadın yanında çocuğunu almış götürmüş çocuklar bu kadar kalabalığın izdihamın arasında ağlamaya başlıyorlar havasız kalıyorlar bir dahaki sefere de gelmek istemiyorlar babasını görmek istemiyor ve bir aile de babasını unutmaya başlıyor,Türkiye cezaevlerinde hal bu arkadaşlar.

Yine bir başka annenin bana başvurusu bu, ‘Bolu F tipindeki Oğlum Emrah Yayla’nin hapishanedeki kitap hakkı sınıflandırılmıştır.Bandrollü kitaplar verilmiyor.Haftalık sohbet hakkı da kullandırılmıyor.yani işkence mi etmeye çalışıyorsunuz adamı cezalandırmışsınız niye kitabını kısıyorsun niye bandrollü kitabı gazeteyi serbest gazeteyi vermiyorsun,bakın arkadaşlar bizim hiçbir kısıtlamamız yok bize gelen her türlü ihlal başvurusunu gündem ediyoruz,a,b,c,d grubu diye bakmıyoruz kimden gelmişse onları gündem ediyoruz.

Eskişehir L tipi cezaevinde doktor yok ve 6 haftadır revire çıkamayan tutuklular var,yüzlerce bakın mahpus var ve 6 haftadır revire çıkamıyorlar bir başka sağlık ocağından ara sıra doktor geliyormuş cezaevi doktoru yok.Türkiye cezaevlerinde sağlık sorunlarından dolayı bir sürü kişi öldü,Muzaffer Özcengiz,Halime Gülsu,Nesrin Gençosman ama insan haklarını inceleme komisyonunun gündeminde değil böyle şeyler.Bunları araştırma inceleme ihtiyacı hissetmiyor bakanlık zaten sümen altı ediyor,1.5 yıl olmuş Halime Gülsu ilaçlarının verilmemesinden dolayı vefat etmiş yakından takip ettiğimiz soru öngergesi verdiğimz bir vaka ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun böyle bir gündemi yok bakanlık niye buna cevap vermiyorsun diye bi sorunları yok daha sonra orada o makamları işgal ediyorlar değerli arkadaşlar buna itiraz etmemek mümkün mü?

Manisa T tipinde 26 kişiye 12 kişilik yemek veriliyormuş.Açlıktan ölsünler istiyorlar herhalde.Daha dün AİHM Cezaevleri için Adalet Bakanlığı’na sorular sordu, ihlaller yurt içinde belki kapatılabilir ama dünya bunu duyuyor arkadaşlar AİHM Türkiye’ye çok ağır cezaevi soruları sordu biliyor musunuz?Hani Ömer Faruk Gergerlioğlu bunları söylüyor ama duymazdan gelelim diyerek bu işten kurtulamazsınız bakın AİHM’de bu benim sorduğum soruları soruyor.

Bir başka kişinin başvurusu, “Oğlum Remzi uçucu bir anne bana gönderdi Silivri Ceza İnfaz Kurumu’ndan.Çift kelepçe işkencesini kabul etmeyen hiç kimse hastaneye götürülmüyor bir kelepçe değil iki kelepçe takıyorlarmış Silivri’de.Evlatlarımız hayvan gibi sürüklenmeyi haketmiyor diyor anne. Tutsaklığı bu gerçeği değiştirmez.2. kelepçeyi red ettiğinden aylardır tedavi edilmiyor.”ben bu kişinin hangi nedenden adli mi siyasi mi içeride olduğunu bilmiyorum benim için yapılan insan ihlali ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun derdi falanca gruptan mı başvuru getirdin haa falancı gruptan başvuru getirdin,bu insanlar ayrımsız bir insan haklarında inceleme yapabilir mi değerli arkadaşlar?Size şikayet ediyorum kamuoyuna şikayet ediyorum milletime şikayet ediyorum daha baştan şucular şöyledir onlara zaten insan hakları yoktur diyen bir anlayışla karşı karşıyasınız inanılmaz bir şey ya sen o zaman cezaevlerini niye ziyaret ediyorsun,cezaevlerinde zaten sen işte kendi kafana göre terörist diye tanımladığın insanları koymuşsun o zaman cezaevi ziyareti niye yapıyorsun hani kendi kafasına göre terörist diye tanımlamış onun insan hakları yoktur diyor e bakalım o insan terörist mi işte bak Zekeriya Altunok terörist diye tanımladın daha sonra şimdi şehit diyorsun.

İzmir 2 Nolu Ceza İnfaz Kurumun’da ki şu olaya bakınız açıklamanız var mı Adalet Bakanlığı bakın burada soruyorum duymazlıktan gelmeyin? “4 Ekim’de mahkemeye giderken görevliler yazılı savunmama el koydular diyor Sedat Acar. Arabada yazılı savunmasını almışlar elinden,savunma hakkım elimden alınmış mahkemeye çıktım, doğru dürüst derdimi anlatamadım diyor,dönüşte de görevliler yine hakaretler etti.”Bir açıklama yapan var mı?Buna İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bir açıklama yapması gerekmez mi? Ey cezaevleri neden bunu yaptınız diye sorması gerekmez mi? Soruyor cezaevi diyor ki öyle birşey olmamıştır. Bize cevap yolluyor diyor ki öyle birşey olmamıştır. Hayır bir git araştır bu kişiyi dinle cezaevinde bu kişiyi dinle idareyi dinle bir kanaat oluştur . Yok öyle birşey . İdarenin cevabı İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun kararına uygun.

Bakın 74 yaşında ağır hasta birisinden bahsedeceğim. Bakın bunlar hep insani meseledir arkadaşlar suçu şuymuş buymuş meselesi değil . İnsan Hakları, kimliği ve kişiliğe ideolojiye bakmaz. Melemen R tipinden , Ahmet Sılık’ın avukatıyım diyor avukatı yazmış bana. Adli Tıp Kurumu cezaevinde kalamaz raporu vermiş ama kolluğun soyut iddialarla tutulmuş raporu doğrultusunda 74 yaşında müvekkilimin infaz erteleme talebi reddedildi şuan müvekkilimin durumu çok ağır her an ölebilir diyor kimin umurunda…

Bakın yine bahsettim kitap sorunu. Günlerimi kitap okumayla geçirmeye çalışıyorum ama yeterli kitap yok. Güncel , roman , hikaye , edebi, dini eserler tefsir hadis göndermek isteyenler olursa çok makbule geçer diyor Recip Yetkin çorum L tipi ceza infaz kurumunda.

Bakın bazı ilginç vakalar da oluyor . Memlekette savaş ortamından dolayı kürt nefreti oluşturuldu ve kürtçe konuşan insanlarımız darp edildi . Ekrem Yaşlı yaşlı bir amca göz ameliyatı olmuş eşinin yanında kürtçe konuşuyor yanındaki yataktaki hasta refakatçisi diyor ki “ne vır vır ediyorsun bıdı bıdı ediyorsun kardeşim sus ne öyle anlamadığımız kelimeler cümleler” yani diyor ki kendi anadilimi konuşuyorum sana ne seni rahatsız etmiyorum, bunu diyen genç şahıs geliyor Ekrem Yaşlı amcaya amca yani 75 yaşlarında bir amca, kafasına maden suyu şişesini indiriyor kan revan içinde kalıyor amca . Bu Türkiyede oldu Çanakkalede oldu . Daha siz kürt meselesini kendi sınırlarınızda halledememişsiniz sağa sola savaş ilan ederek bu meseleyi çözmeye çalışıyorsunuz akıl mantık alır mı?

Bugün bakın herşey yasaklanıyor KHK buluşması geçtiğimiz haftalarda yasaklandı , daha sonra Hrant Dink vakfının düzenlediği toplantı yasaklandı. Demokrasi İçin Dirlik vakfının düzenlediği toplantı da yasaklandı. İçişleri Bakanlığı maşallah motor gibi yani . Bir toplantı düzenleyeceğim izin verir misin diyorsun ilk önce izin veriyor daha sonra tepelerden bir ses geliyor , hayır düzenlenemez bitmiştir  , bu kadar. Türkiye böyle bir ” hukuk devleti! “

Mesela bakıyorsunuz dersanelere baskın yapılıyor polisler geliyor dersaneye baskın yapıyor öğretmenleri gözaltına alacak , öğretmeni öğrencilerin gözü önünde bir ton dövüyor gözaltına alıp götürüyor daha sonra serbest bırakıyor , bu öğretmenler o öğrencilerin karşısına nasıl çıksın arkadaşlar Batman’da yaşandı bu olay 10 gün önce yaşandı.

Yine bakın şu çocuk ya bu yani hangi vicdan bunları kabul eder arkadaşlar size soruyorum.  %90 engelli 20 yaşınlarında bir delikanlı görüyorsunuz değilmi geçtiğimiz günlerde Diyarbakırda bu çocuğun annesini gözaltına aldılar 4 gün gözaltında kaldı anneyle o sırada tesadüfen Diyarbakırdaydım anneyle de görüştüm ya o kadar saçma sapan sorular sorulmuş ki yani 4 gün boyuncu bu çocuğun bakımını yapan bir anne gözaltına alınıyor “arkadaşlarınla bayramlaşmada nerede toplaştın kime yardım yapıyordun yeniden mi yapılanıyorsunuz” ya bu sorular için bu kadıncağız 4 gün evladından ayrı kalmış ya bunu hangi vicdan kabul eder , bu kadın isyan ediyor konuştum kendisiyle “hani diyor bi doğru dürüst mantıklı bir soru sorsalar canım kurban ama isyan edersiniz o sorulara.

Yine pasaport meselesi. Bakın pasaport meselesi de , Yargı Reformunun 1. paketi çıktı şuanda bakın hala Nüfus Müdürlükleri işlem yapmıyor neden İçişleri bakanlığı genelge göndermemiş insanlar yüzlerce binlerce insan Nüfus Müdürlüklerine ya yasa çıktı KHK lıların soruşturma geçirmeyen , takipsizlik beraat alanların pasaport işlemlerinin başlaması lazım yok bize genelge gelmedi , yav yasa çıkmış resmi gazetede çıkmış bitirin şu işi 1 dakkalık iş yani İçişleri Bakanlığı bir genelge yollayacak bitecek ama vatandaşa zulüm olsun . İçişleri bakanlığı kendi işini yapmıyor her böyle üzerine vazife olmayan işi yapıyor ama kendi işini yapmıyor binlerce insan şuanda Nüfus Müdürlüklerinde perişan.

Burası da bakın Batman adliyesi 40 tane kadın yargılanmayı bekliyorlar ithamları neymiş biliyor musunuz kurban eti dağıtalım diye kurban bayramında aralarında konuşmuşlar. Vay siz nasıl toplaşıyorsunuz niye toplaşıyorsunuz diye kadınları gözaltına almışlar kaç gündür gözaltındalar Batman adliyesinde işte bu haldeler. Yani gerçekten çok sıkıntılı.

Yine 28 aydır cezaevinde bir öğrenciyim diyor bir genç kız Sümeyye Uz mühendislik okuyordum 780 TL lik Bankasya dekontundan dolayı okul yarıda kaldı hayatımın en güzel gençlik yılları hapiste geçiyor. Hukukta var mı böyle birşey toplum duysun bizi diyor 28 aydır yani düşünün şuanda Yargı Reformunun  1. paketinde 2 yıl üstü tutukluluk olmayacak dendi ama bu kız genç kız genç öğrenci 28 aydır cezaevinde . Ülkenin hali bu .

Bakın yine bir avukat başvurusu eşi cezaevine girmiş eşi gözaltında pardon eşi gözaltında avukat bu kişi. Diyor ki eşimin başörtüsü alınmış bone vermişler yarım yamalak başını kapatıyor memurla görüştüğümde avukat olarak, küçücük çocuğumuzun çıkması gerektiğini söylüyor , çocuğumuzu yanımda getirmiştim diyor , ya çocuk nasıl dış kapıda dursun dış odada dursun yani  insanlık yok mu yani bu çocuk dışarda durmaz anneyle görüşürken lütfen müdahele etmeyin diyor Hayır ne diyor biliyor musunuz “o sizin probleminiz eşinize iyi davranıyoruz başka türlü davranmayı da biliriz”,polis memuresi avukat bu söylediği kişi de avukat yani eşi için olay bu daha bu sabah bana ulaştı avukat bey.

“Melike Kaya Ahievren üniversitesinde de okuyordu son senesinde gözaltına alındı.2017’den beri cezaevinde deliller karartılıp yalan beyanlarla terör örgütüne üye olmakla ve daha bir çok yalan suçlamalarla 9 yıl 9 ay ceza verildi tek Melike değil 15tane kürt öğrenci bu durumda.”2017’den beri cezaevindesiniz hakkınızda bir mahkumiyet falan yok üniversite öğrencisisiniz,hepiniz üniversite okumuşsunuzdur,yat diyor sen devlete karşı muhaliflik yaptın yat da aklın başına gelsin 15 tane Kürt öğrenci suçları ne Kürtlerin hakları çiğneniyor şu bu demek ya da HDP il seçim çalışmasına katılmış ayrıntılı inceledim bir şey de yok ortada yani.

Değerli arkadaşlar basın toplantımızı bitirmeden önce en ağır insan hakları ihlali olarak gördüğümüz ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun umurunda olmayan kaçırılanlar vakasını tekrar gündem ederek basın toplantımı bitireceğim.

Ohal döneminde 28 kişi kaçırıldı,o İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun gündeminde değildi,yaşam hakkı ihlal edildi,insanlar kaçırıldı kimsenin umrunda değildi ve daha sonra bu insanlar pat diye emniyet müdürlüklerinde çıktı ortaya bakın ben aylardır bunları gündem ediyorsunuz biliyorsunuz en son şubattan beri kaçırılan 7 kişiden şuanda 5 i Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde çıkıverdi bir anda yani pat diye bir anda bakıyorsunuz Ankara Emniyeti’nde çıkmış insan en son kaçırılırken görülüyordu sonra 8 ay ortada yok hop Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ya bu konuyu incele İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu yok o bizim işimiz değil, ya senin işin ne senin işin ne yani yaşam hakkı ihlalini araştırmayacaksan niye korkuyorsun?

Yusuf Bilge Tunç bakın 2.5 aydır ortada yok,bir gün bir yerden çıkacak biliyoruz çıkacak çünkü diğer 5 kişi çıktı bu iki kişi de bir yerden çıkacak ama yoklar,

Gökhan Türkmen 8.5 ay oldu eşi çocukları perişan bir gün bir yerden çıkacak birilerinin keyfi gelince çıkacak böyle bir ülke hani bu ülkeler suçlularsa cezalandır kardeşim ne oluyor?

Biz bu soruları sormaya devam edeceğiz arkadaşlar istedikleri kadar faşizan baskılarını devam ettirsinler zorbalıklarını devam ettirsinler biz bu soruları halkın milletin vekili olduğumuz için sormaya devam edeceğiz ve milletvekilliğini yapmaya çalışacağız hepinizi saygıyla selamlıyorum.

YouTube

Yorumlar