2018-10-10 00:00:00

Ömer Faruk Gergerlioğlu & 09 Ekim 2018 Genel Kurul Konuşması

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde konuşacağımız maddede “kanun hükmünde kararname” ifadesi olduğu için ben madde üzerindeki ayrıntılara değil, kanun hükmünde kararnamelerle ilgili bazı konulara değineceğim.

Son iki yılımızı alan, yüz binlerce kişinin büyük mağduriyetler yaşadığı bir kavram kanun hükmünde kararnameler, büyük yargısız infazlarla yüz binlerce kişinin sosyal ölüme, sivil linçe uğradığı bir gerekçe. Bunun hakkında konuşacağız. Kanun hükmünde kararnamelerle şu anda bir hukuk devletinde inanılmayacak bir şekilde çok büyük ihlaller yapılmaktadır, Anayasa çiğnenmektedir, bunu da burada gündeme getireceğiz.

Anayasa ihlali oluşturarak KHK’ler ortaya çıktı ve daha sonra yasalaştırıldı ancak evveliyatı itibarıyla Anayasa ihlali oluşturduğu için iptal edilmelidir. Mağdur olan vatandaşlara hakları iade edilmeli, maddi-manevi hak iadesi yapılmalıdır. OHAL Komisyonu güya mahkemeler üstü bir kurum olarak, idari bir kurum olarak hukuki kararlar alıyor. İnanılmaz bir şekilde 125 bin kişinin kaderiyle oynuyor. son derece gayriciddi uygulamalar yapıyor. 36 bin kişi hakkında karar verdi, 2.300 kişiyi iade etti, 33.700 kişiyi maalesef iade etmedi ve onlar hakkındaki kararı onadı.

OHAL Komisyonu, ihlalleri artıran bir komisyon olarak tarihte anılacaktır. İhraç edilen eğitimcilerin özel sektör eğitim kurumlarında da çalışmalarının önüne geçilmektedir. Millî Eğitim Müdürlüğü yazılarıyla bu engelleme yapılmaktadır. İhraç etmişsiniz, bu insan özel kurumda çalışacak, bunun da önüne geçiyorsunuz, “Öl.” demeye çalışıyorsunuz.

Hakkında hiç soruşturma açılmayan, takipsizlik ve beraat alan KHK’liler de iade edilmemektedir. Hakkında soruşturma açılmayan, takipsizlik ve beraat alan KHK’liler, özel eğitim kurumlarında çalıştırılmamaktadır; hakkında soruşturma açılmayan, takipsizlik ve beraat alan KHK’lilere OHAL Komisyonu ret cevabı verebilmektedir. Çok ilginçtir, inanılmaz bir durumdur bu, Anayasa’yı çiğnemektir. Çünkü anayasal kurumların üstünde, Türkiye Cumhuriyet mahkemelerinin verdiği kararlara rağmen, takipsizlik ve beraat kararlarına rağmen mağdurlara ret cevabı verebilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görülemez.

Komisyonun kriterleri hukuki değil keyfîdir. Birçok cevapta başka kişilerin bilgileriyle dilekçelerde karışıklık yapıldığı gözlenmektedir. Yine, KPSS sınavlarında yakını KHK’li olanlara yazılıda yüksek not alsa da mülakatta düşük not verildiği şikâyetleri yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Çünkü mülakatlar kamerayla da izlenmemektedir.

KHK’lilere pasaport yasağı da devam etmektedir. Hatta yakınlarına da bu tahdit uygulanmaktadır. OHAL bitimiyle, KHK’li eş ve çocuklarına yapılan tahditlerin kaldırıldığı açıklaması İçişleri Bakanlığı tarafından yapılsa da tahditler devam etmektedir. Binlerce bilim adamı yurt dışındaki üniversitelerden çağrıldığı hâlde yurt dışına gidememektedir; parçalanan aileler çok miktarda mevcuttur. KHK’li öğrencilerin pasaportları iptal edildiği için yurt dışı eğitimlerine devam edememektedirler. KHK’yle ihraç edilen akademisyenlerin… Bakın, burası çok önemli, ne kadar hukuk dışı bir ülkeyiz. KHK’yle ihraç etmişsiniz akademisyeni, Ankara’da oldu bu hadise, Cenk Yiğiter isimli bir akademisyen, hukuk fakültesinden ihraç edildi, tekrar üniversite sınavına girdi, gazetecilik bölümünü kazandı, rektör kaydını yaptırmadı bu kişinin. Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Binlerce vakıf ve dernek KHK’yle kapatıldı, STK’lara üye olmaktan kaçınır hâle geldi herkes. Devletin bankasına para yatırdığı için ihraç edildi binlerce insan ve artı, üstüne bankadaki paraları da bloke oldu. KHK’lilere sosyal yardımlaşma ve dayanışma yardımları verilmemektedir, inanılmaz bir zalimlikte bu yardımlar verilmemektedir.

KHK’li lisans mezunlarına kısa dönem yerine uzun dönem askerlik yaptırılmaktadır. KHK’li olanlara iş yeri hekimliği ve iş güvenliği sınavlarını kazandığı hâlde belgeleri verilmemektedir. Aralık 2017 sınavında sınavı kazandığı hâlde on aydır belgeleri verilmedi. Biz sorduk, soruşturduk, yazılı soru önergeleri verildi, 24 Eylül günü ihsan eder gibi bu belgelerin verileceği açıklandı ve yine de verilmeyen çok kişi var. KHK’li hukukçulara şu anda avukatlık ruhsatı verilmiyor. Bir başka nedenden KHK’yle ihraç edilmiş ancak bu arada hukuk fakültesini bitirmiş bu kişilere avukatlık ruhsatı verilmiyor, “Kamu hizmetidir.” diye verilmiyor, böyle bir şey yok. KHK’lilerin makaleleri bilimsel dergilerden bile çıkarılmakta. Bu denli bir soykırıma rastlanmamıştır, dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir sosyal ölüm, linç, katliam yaşanmamıştır. Güvenlik soruşturmasıyla mağdur edilen bine yakın tıp fakültesi öğrencisi vardır. Altı yıllık tıp fakültesini bitirmiş, güvenlik soruşturmasından dolayı şu anda mesleklerini yapamamaktadırlar.

Ayrıca son cümlem Sayın Başkan…

Emekli olmaları engellenmektedir KHK’lilerin; yirmi beş, yirmi altı, yirmi yedi yıl çalışıyor, primini ödüyor, sonunda emekli olması engelleniyor ve ikramiyeleri verilmiyor. Şu anda yüzlerce insan mahkemelerde gasbedilen bu hakkını arıyor.

Yine, Maliyeden ihraç olan birçokları mali müşavirlik imtihanlarına alınmıyor, yapılmıyor. Rehabilitasyon merkezlerinde çalıştırılmıyorlar, yapı denetim firmalarında çalıştırılmıyorlar. Devlet ihraç etmiş ve bu insana bir hukuk devleti iddiasında olmamıza rağmen “Öl.” deniliyor.

Bunları unutmayalım. Bu iktidar döneminde maalesef inanılmaz hukuksuzluklar yapıldı ve biz bunları tekrar söylüyoruz ve sonuna kadar da bu hukuksuzlukların peşine düşeceğiz.

YouTube

Yorumlar