2018-11-01 00:00:00

Ömer Faruk Gergerlioğlu & 31 Ekim Genel Kurul Konuşması

Öncelikle AK PARTİ saflarına sormak isterim: Niye boş, dinlemek istemiyor musunuz? Gerçek dışı beyanlarınız ve vicdansızca fiillerinizin cevabını dinlemek istemediğiniz için sanırım burada değilsiniz ama ben bu cevapları vereceğim şimdi. değerlendiriyor.” dediniz, AK PARTİ’liler hep böyle söyledi. Ben bu konuyu yıllardır çok yakından takip eden bir insanım. OHAL Komisyonu size bir yalan atmış yine kandırılmışsınız, zaten kandırılmaya da çok elverişlisiniz. ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) – Altmış haftadır cevaplar veriliyor OHAL Komisyonunda. Bakın, ben size bir hesap yapayım: Çok basit, altmış hafta çarpı 1.200 eşittir 72 bin kişinin cevabının verilmiş olması lazım. Şu anda 36 bin kişinin cevabı verildi yani OHAL Komisyonu yalan atıyor; Anayasa dışı, hukuk dışı işler yapıyor, hesap çok açık ortada. Zaten OHAL KHK’leri Anayasa’ya aykırı bir şekilde oluşturuldu. Yer, süre ve konu itibarıyla Anayasa’ya uygun olması gerekiyordu ancak süresi itibarıyla uygun değil çünkü OHAL bittiği zaman KHK’leri kaldırmadınız; konusu itibarıyla, kış lastiği ve benzeri bir sürü anlamsız şeyi işin içine kattınız; OHAL’e uygun değildi bu KHK’ler. Yine, Danıştayın 1989 kararı var. Bakın “OHAL bittiğinde OHAL hükümleri ortadan kalkar.” diyor. Şu anda bunları ugulatmıyorsunuz. Anayasa Mahkemesinin bu Anayasa’yı çiğneyen, Anayasa suçu oluşturan KHK’leri iptal etmesi gerekir ancak “Yürütme de elimde, yasamanın çoğu da elimde, yargı da elimde.” diyorsunuz ve hiçbirini yaptırmıyorsunuz. Bunu cümle âlem de biliyor. Komisyonun etkin başvuru yolu olmadığını da hepimiz biliyoruz, yargı yolunu uzatmak amacıyla kuruldu. On on beş sene sonra ancak insanlar bu retlerden sonra mahkemelerden karşılık bulacak, AİHM ağır tazminat cezalarına çarptıracak Türkiye’yi. Siz “Biz atalım, suçsuz olduğunu ispat etsin.” diyerek işlem yaptınız. İki yılı geçen bir sürede hâlâ sonuçlar açıklanmadı. Kulaktan dolma bilgiler, iftiralarla insanları sorgusuz sualsiz attınız, OHAL Komisyonu diye bir şey kurdunuz ve hukuksuz bir şekilde değerlendirmeler yaparak kafasına göre kararlar veriyor. İnsanları sorgusuz sualsiz “terörist” ilan ettiniz. Ancak bu insanların, OHAL Komisyonuna başvuran insanların, 125 bin kişinin 4.300’ü iade edildi. Rakamlarla konuşuyorum, kafadan atmıyorum; 4.300’ü iade edildi. Ancak siz iki buçuk yıla yakın süredir bu iade edilen insanlara da “terörist” dediniz. Yüzde 71,2 kişinin mahkemesi devam ediyor ve siz bunlara da “terörist” demeye devam ediyorsunuz, yargısız infaz yapıyorsunuz ve özelde çalışma haklarının önüne geçiyorsunuz. Öğretmenlerin çalışma izinlerini iptal ettiniz, özel okullarda da çalışamıyorlar, on binlerce öğretmen çalışamıyor. KHK’li hukukçular avukatlık ruhsatı alamıyor. Bugün bir cinayete daha imza attınız ve KHK’yle ihraç edilen doktorların özel hastanelerde çalışmasının önüne geçecek şekilde bir sağlık kanun teklifi sundunuz, yarın komisyonda görüşeceğiz. 6-7 bin doktorun özel hastanelerde çalışmasını engelleyecek çok vicdansızca bir teklif. Vicdansızlıkta sınır tanımıyorsunuz. 20 bin kişi bakın, takipsizlik ve beraat aldı mahkemelerden, hepsi belgeli. Bunları Komisyon umursamıyor, OHAL Komisyonu kurucusu Selahaddin Menteş, adını da vereyim işte, şu anda kendisi Adalet Bakanı Yardımcısıdır, kendisiyle konuştum, bana ne dedi biliyor musunuz, çok skandal bir sözdür bu: “Mahkemelerin takipsizlik ve beraat kararları bizi ilgilendirmiyor, onları biz takmıyoruz, biz irtibat ve iltisaka bakıyoruz.” dedi. Nedir bu iltisak yahu? Dün “irtica” diye bir kelime vardı, önüne gelen, başörtülüye, sakallıya irtica adı altında zulmediliyordu. Şu anda da güç sahibi oldunuz, iltisak diye bir kelime uydurdunuz, işinize gelmeyeni hukuksuz bir şekilde zulmen mağdur ediyorsunuz. Başka hiçbir anlamı yoktur bunun. Altmış günde dilekçeye cevap verilir, anayasal bir haktır bu ancak… Bakın, altı ayda komisyon ancak kuruldu. Bir yıl iki ay oldu ve dilekçelere cevap yok. Bu nasıl bir devlet? İnsanlar, bakın, 1 Eylül 2016’da ihraç edildi, bugün 1 Kasım 2018, mahkemelerden beraat almasına rağmen iade edilmiyorlar, ret cevabı alıyorlar. Nerede böyle bir şey var? Allah aşkına sorarım. Af Örgütü Komisyonu suçladı, Af Örgütü Başkanı Andrew Gardner bizim ithamlarımızdan önce sizi dinlemek isteriz. Randevu istedi. Ancak OHAL Komisyonu randevu vermedi. Nasıl bir komisyon bu? Hiçbir legaliteyle alakası yok, hukuk dışı kararlar veriliyor. Biz görüşmek istiyoruz görüşmüyor, yabancı yetkililer görüşmek istiyor görüşmüyorlar. Hukuk dışı kararlar veriyorlar ve kimse bunlardan hesap sormuyor. Bu gizli saklı istihbarat örgütü gibi bir kurumdur, adaletin önündeki en büyük takozdur OHAL Komisyonu. Yatacak yerniz yok vallahi billahi. Ne bu dünyada ne öbür dünyada verecek tek bir hesabınız yok. Venedik Komisyonu sizi en ağır şekilde uyardı. Ama takmadınız? Dünyayı umursamıyorsunuz. Yarın öbür gün ağır tazminat cezalarına Türkiye çarptırılacak. Bunlar cebinizden ödenmeyecek, bu devletin cebinden ödenecek, kasasından ödenecek. Yazıklar olsun size!

YouTube

Yorumlar