17 Ekim 2022
Ocak Medya – Emrullah Bayrak
Soma Faciası.
13 Mayıs 2014.
Manisa Soma’da 301 madenci can verdi.
14 Ekim 2022.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesesi’ne ait maden ocağında patlama.
41 maden işçisi hayatını kaybetti.
Yürekler yandı.
Ocaklara ateş düştü.
Hayatta geçmeyecek bir acı.
Kurulacak hiçbir cümlenin, aslında bir anlamı da yok.
Mevcut ocaklar içerisinde Amasra Kömür İşletmelerinin şu anda en ileri imkanlara sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
“Tabii birileri bununla dalgasını geçebilir, önemli değil. Biz, kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne yarını hiçbir zaman ne yapmayacaktır? Olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır. Bunu da bilmemiz lazım. Teknolojinin tüm kabiliyetlerini, işletmeciliğin tüm maharetlerini kullanarak maden kazalarını inşallah tarihe gömmek için elimizden gelen gayreti göstermenin çalışmaları içerisindeyiz. Yerli ve milli imkanlarımızın bu konuda da bize ihtiyacımız olan yapısal değişimi sağlamakta yeterli olacağına inanıyorum.”
Kader mi İhmal mi?
İktidara göre kader, muhalefete göre de ihmal.
AK Parti Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın dediği gibi mi diyeceğiz?
“Kalpten öldü, kanserden öldü, beyin kanamasından öldü, der dururlar… Halbuki, doğduğundan öldü, doğmasaydı ölmezdi!”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “ilk belirlemelere göre grizu patlaması” olduğunu açıkladı.
Sayıştay’ın TTK 2019 Yılı Denetim Raporu’na ait belgeyi paylaşan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da“‘Sayıştay, Bartın Amasra’daki üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığını; çalışılan damarlarda gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, ani gaz degajı ve grizu patlama riski artıyor’ diyor!” bilgisini paylaştı.
Erdoğan, “Patlamanın nasıl yaşandığı, varsa sorumlularının kimler olduğu yürütülecek idari ve adli soruşturmayla ortaya çıkacak.” dedi.
Bekleyip göreceğiz.
Emniyet Genel Müdürlüğü, 2021 yılında 44 polisin intihar ettiğini açıkladı.
Emniyet-Sen’e göre ise 50.
İntiharlar bununla sınırlı değil.
KHK intiharları da gittikçe artıyor.
Ekonomik sorunlar, sosyal dışlanma ve psikolojik baskılar.
6 yıldır tutuklu bulunan KHK’lı Danıştay üyesi Haşim Güney’in oğlu Nahit Emre Güney.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyordu.
Yaşadıklarına dayanamayan Güney, genç yaşta hayata veda etti.
Buna da Kader mi İhmal mi diyeceğiz?
Bu sorunun cevabını HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu veriyor:
“Bu bilinçli bir tasfiye ve kırımın sonucu. Yüzlerce KHK’lı, insanlığa karşı suçlardan dolayı hayatını kaybetti. Şu an son örneğini gördük. Bundan önce de genç yaşlı kadın erkek birçok bu tür ölüm ve intihar vakası gördük. İnsanları bu kadar köşeye sıkıştırır, çaresiz bırakırsanız hayat onlara çok anlamsız gelir. Çok üzgünüz.”
“OHAL Dönemi İntiharları- Soykırıma Delil Mezartaşları” başlıklı rapora göre ilk intihar tarihi olan 4 Ekim 2016’dan bugüne 78 KHK’lı veya yakını intihar etti.
2016 yılında 27,
2017 yılında 21,
2018 yılında 11,
2019 yılında 4,
2020 yılında 5,
2021 yılında 4,
2022 yılında 5 KHK’lı veya yakını hayatına son verdi.
Ankara, İstanbul ve Denizli 5’er intihar ile en çok intiharın yaşandığı ilk üç şehir.
İntihar ve facialar arasında sıkışan bir toplum.
Şimdi bu sorunları çözecek irade aranıyor.
Yorumlar