2011-06-08 00:00:00
Bahçeli’nin 16 yıl aradan sonra Diyarbakır’da miting yapması haftanın en önemli olaylarından birisidir. Bahçeli Kürt sorunu konusunda keskin söylemleriyle tanınan bir temsiliyetin lideri olarak Diyarbakır’da ne söyleyeceğini iyice tartmış bir haldeydi. Zaten şu ana kadar söylediklerinden çok farklı bir şey de söylemedi. Ama mitingi ve söylediklerini iyice tahlil etmek gerekiyor.
Bu seçimlerin en önemli konusu Diyarbakır’da MHP veya CHP’nin miting yapması oldu. Ak Parti mitinginde de Diyarbakır’da Erdoğan’ın ne söyleyeceği oldu. Zira Türkiye’nin çözülebilecekken çözülemeyen sorunu olan Kürt meselesi yine en önemli gündem maddesidir. Referandumda da Diyarbakır’ın ne diyeceği en büyük merak konusu idi. Mitingler de en büyük merak odağı oluşturdu. Bilhassa 16 yıl aradan sonra Bahçeli’nin Diyarbakır’a gidebilmesi, olay çıkıp çıkmayacağı ve orada ne diyeceği büyük ilgi ile izlendi.
MHP veya CHP’nin Kürt sorunu konusunda ne diyeceği son derece önemlidir. Zira çözüm konusunda sözü olan BDP ve Ak Parti dışında herhangi bir çözüm girişimine, açılım atağına en şiddetli muhalefeti bu iki parti yapıyordu. Sanıldığının aksine CHP’de yılların yanlış politikalarını sürdürmek konusunda MHP’den geri kalan bir parti değildi. CHP Kılıçdaroğlu dönemi ile birlikte bir açılımı da kendisi başlatarak Kürt sorunu konusunda değişik şeyler söylemeye başladı. Sezgin Tanrıkulu gibi Kürt sorunu konusunda duruşu ve tanınmışlığı bilinen bir kişiyi Genel başkan yardımcısı yaparak bu konuya olan yaklaşımını göstermeye çalıştı. “Çalıştı” diyoruz zira seçimlerden sonra yeni anayasa hazırlanırken eski haline dönüp dönmeyeceğini bilemiyoruz. Ama yine de CHP değişiklik sağlayarak oluşturduğu yeni politikalarla Güneydoğu’da bir oy artışı yapabilecek gibi duruyor.
MHP liderinin Diyarbakır’da BDP ve PKK’nın engelleme yapmama kararı alarak miting yapması da sorunun çözümü konusunda mutlaka duygusallıktan uzak olarak değerlendirilmesi gereken bir husustur. Başbakan’ın “Fırat’ın doğusuna geçemezler” diyerek istihza ettiği bu iki parti nihayet Diyarbakır’da gündem oluşturan mitingler yaptı. Eğer “sırf yapamaz dediği için gittim, miting yaptım” demiyorsa Bahçeli daha başka yenilikler de yapabilir. Bahçeli’nin dışarıdan ahkam kesmektense sorunun merkezinde belirgin bir muhalif olarak düşüncelerini söylemesi çözüm konusunda umut arayan bizleri heyecanlandırmıştır. Bahçeli klasik söyleminden dışarı çıkmasa da ileride daha farklı açılımlar yapabilir.
“Anadil Anayasa’da yer alsa karnınız doyacak mı? sorusu mağduriyetler yaşayanların farklı konularda duymaya alışık oldukları bir sorudur? Başörtüsü mağdurlarına da yıllarca “bu memleketin en önemli konusu başörtüsü mü? yönünde sorular sorularak mağduriyetleri görmezden gelinmişti. Bu sorular tüm mağdurlar için bilindik taktiklerdir. Bahçeli bu soruyu sorarak meselenin bir ırk kimliği meselesi olmadığını, ekonomik ilerleme ile sorunların çözülebileceğini söylemiştir. Oysa karşısında yıllardır bu konunun mağduriyetini yaşamış bir topluluk ve artık herkesin yavaş yavaş bu konuda bir şeyler yapmak gerektiğini hissettiği bir konu vardır. Tok bir insanın aç birinin karşısına geçip “ben tokum, açlık da nedir ki?” demek veya hasta birinin karşısına geçip “bak ben sağlıklıyım, hastalık da acı da neymiş ki” demek gibi bir şey Bahçeli’nin yaptığı. Ama işin aslında en önemli konusu da buradadır. Zira bu soruyu Kürt halkına sorduğunuz zaman alacağınız cevap bellidir. “Evet Anadil’de eğitim vb. konular anayasa’da yer alsa çok mutlu oluruz, bizim için karnımızı doyurmaktan daha önemli bir onur konusudur bu.” diye bir cevap alınacağı bellidir. Zira bir sorun vardır ve bunun çözümü için adım atılması gerekmektedir. Bu soruya verilecek cevaptan Bahçeli memnun kalmayacaksa da bu soruyu bile sorabilmesinin bir adım olduğunu düşünüyorum.
Önemli olan seçimlerden sonra açılımı tüm partilerin devam ettirebilmesidir. Zira bu konu en azından tartışılmaya başlanmıştır ve “Anadil Anayasa’da yer alsa karnınız doyacak mı?” sorusu sorulabilmiştir. Soran, cevaba da katlanmak zorundadır. Anlama ve empati yapma ihtiyacı belirmişse adımlar daha hızlı atılabilecektir. Çözüm ise bu konuda olumlu olumsuz sözü olan her tarafın iyi niyetli adımları ile çözülebilecektir.
Yorumlar