2010-07-23 00:00:00

Anayasa değişikliği ile ilgili ilginç durumu mutlaka tahlil etmek lazım. Anayasa değişikliği çerçevesinde yapılacak değişiklikler apaçık bir şekilde ülkenin daha demokratik yönetime kavuşmasını sağlayabilecek türden değişiklikler. Ancak önemli bir muhalefet partisi bloğu değişikliğe karşı “hayır” kampanyası başlattı.

Türkiye'de yıllardır çeşitli biçimlerde bir araya gelen insanlar farklı ideolojik görüşten de olsalar hep aynı konudan şikayetçi oldular. Türkiye'deki bürokrasiden, halkın gerçek anlamda yönetime müdahil olamamasından, yolsuzluklardan velhasıl devlet çarkının iyi dönmediğinden şikayetçi oldular. Bu kahve köşelerindeki koyu sohbetlerde de aynı oldu meclis toplantılarında da aynı şekilde oldu. Ancak şimdi insanı hayretlere düşürecek bir şekilde anayasa değişiklik paketine muhalefet bloğu oluşturuldu. Şikayet etmeye gelince en iyi şikayetçiler olanlar nispeten iyi bir değişiklik paketine karşı en ağır ifadelerle saldırı halindeler. Bunu anlamak mümkün değil. Sadece partizanlıkla açıklanamayacak bir durum yok ortada. Farklı kaygılar ile ortak bir muhalefet bloğu oluşturulmuş durumda.

“Niye anayasa değişikliğine karşısınız?” diye sorduğunuzda farklı gerekçeler ile karşılaşıyorsunuz. Kimi “bu değişiklik kısmi bir değişiklik radikal bir değişiklik olması gerekir” diyor. “Radikal değişikliği sen yap” deyince ise ortalarda görünmüyorlar. “Demokratikleşme açısından olabilen, ulaşılabilen son nokta bu nokta, en azından bunu bir kazanım olarak görsen iyi olmaz mı” diye sorduğunuzda yarım değişikliğin bir anlamı olmayacağını belirtiyorlar. Aslında hiç bir değişikliğe gönülleri olmadığını en sonunda anlıyorsunuz. Kimisi de “bu tasarı AK Partinin tasarısıdır. Bu yüzden karşı çıkmak gerekir düşüncesiyle hareket ediyorlar. Sendikal haklarda iyileştirme getiren değişikliğe en son DİSK karşı olduğunu açıkladı. Niye karşı olduklarını açıklamakta bile zorlanan bir söylem içindeler. BDP de referandumu boykot edeceğini açıkladı. Bu mahçup bir “hayır”'ı ifade ediyor aslında. Değişikliğin Kürt sorunu ile ilgili bir değişikliği içermediğini söyleyen BDP'liler parti kapatma ile ilgili maddenin de pakete dahil edilmesini engellemişlerdi. Bu nasıl bir mantıktır, anlaşılamıyor. Adeta demokratikleşme ile Kürt sorununda sağlanabilecek iyileşmeleri önlemeye çalışan bir parti konumunda BDP. Sırf AK Parti bu konunun başını çekti diye çocukça bir inat ile muhaliflik içindeler.CHP zaten her şeye karşı olan tutumunda ısrar ediyor. MHP ise satatükoculuğun sağ ayağı işlevini iyi yerine getiriyor.

Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar uzun vadede kaybederler. Bu karşı çıkış tarihe karşı, gelişime karşı bir karşı çıkıştır. Türkiye sorunlarını şu ve ya bu parti eliyle bitirmek zorundadır. Daha demokratik bir Türkiye haklı olanın , mazlum olanın kazanacağı bir Türkiye’dir. Haklı ve mazlum olana karşı iseniz diyecek başka bir sözüm yoktur.

Anayasa değişikliğine hem “evet” çiler hem de “hayır”cılar partizanlık ve tarafgirlik refleksiyle yaklaşırlarsa kaybederler. Cepheleşme, karşı tarafı düşman ilan etme ile varabileceğimiz bir nokta yoktur. Paketin eleştirilecek yanları da vardır. Bunu “evet” çiler de görmeli ve eleştirilerini getirebilmelidir. “Hayır” cılar ise olumlu gördükleri bölümlerin takdirini yapabilmelidirler.

Yorumlar