2013-11-20 00:00:00

Anayasa tartışmaları artık somut bir tartışma oluyor ve Meclis’te görüşülmeye başlanıyor. Anayasa’nın Türkiye’ye dar geldiği uzun bir süredir bilinen bir gerçek ve artık bu konuda adım atmanın zamanı geldi.

Anayasa tartışmalarında Statükoyu Koruma Güçleri (SKG) yüksek yargı cephesi, CHP ve MHP olarak kendini arz ediyor. Türkiye’de yıllardır yaşanan büyük sorunlar ve devlet eliyle işlenen insan hakları ihlalleri yokmuş gibi davranılıyor. Anayasa değişikliğine karşı çıkan SKG çeşitli taktiklerle anayasa değişikliğini engellemeye çalışıyor.İpe un serme , topu taca atma, seçim sonrasına erteleme, bunlardan sadece bazıları.

Anayasa değişikliği konusunda artık durdurulamayacak bir süreç var. Türkiye’de halkın iradesinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engelin bizatihi cari anayasa olduğu anlaşılmış durumdadır. Halkın değil bir kısım elit güçlerin, yüksek yargının hukuk dışı kararlarının, Ergenekonvari karanlık odakların istediğinin yerine getirilmesi maalesef şu an herkes tarafından bilinen bir anayasal gerçekliktir.

Anayasa konusundaki mücadele aslında değişikliğe muhalif güçler açısından sistemin genleri ile oynamak anlamına geliyor. Bir ideolojiye göre kurulmuş ve rayından çıkmaması için her iki taraftan çok muhkem istinat duvarları ile sabitleştirilmeye çalışılan bir yapı bu. 80 yıldır istinad duvarları ile yapı korunmaya çalışılıyor ama artık bu desteklerin bel verdiği açık bir gerçek olarak önümüzde duruyor.

“Düzenin genleri ile oynanmasına müsaade etmeyiz” diyor birileri ama bilsinlerki bu genler mutasyon üretiyor artık. Yani sağlıksız anormal yapılar oluşturan bu hastalıklı genlere bir neşter vurmanın zamanı çoktan gelmiş geçmektedir bile.

MHP gerçek yapısını sergiliyor ve hakim anlayışının değişmesi önündeki önemli engellerden biri olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu engellerden en güçlü ve tartışmaya kapalı olanının CHP olduğunu bildiğimiz için onu konu dışında tutuyoruz. Ama MHP ne denli büyük bir sınav ve tehlike ile karşı karşıya olduğunu biliyor mu acaba? Bu ülkede artık demokratik bir cumhuriyet isteyen büyük bir halk kitlesi var ve bu insanlar bendini aşacak bir sel tazyiki ile kendisini ifade etmektedir. Türkiye artık eski Türkiye değildir ve devletin demokratikleştirilmesi yönünde atılan adımları destekleyen bir büyük vatandaş kitlesi vardır. Bu kitle içi boş ideolojik sloganlarla susturulamaz artık. Bu kitle 3. Dünyacı söylemlere itibar edemez artık. Bahçeli Anayasa mahkemesinin bizatihi en büyük anayasa ihlali yaptığını bilmez mi? 411 el kaosa kalktı diyerek anayasa değişikliği konusundaki Meclise yansıyan halk iradesinin nasıl küçümsendiğini görmez mi hiç.Var gücü ile desteklediği bu köhnemiş yapı mı? Evet, maalesef bu kendi milletvekillerinin de destek verdiği bir anayasa değişikliği teklifinin nasıl komik gerekçelerle reddedildiğini de bilen yine Bahçeli ve fakat kader bu, gerçek yüzler ortaya çıkacak ya!…

CHP ve MHP kumar oynuyor. Referanduma giderse büyük hüsran yaşayacakları bir teklife karşı çıkmaya çalışıyorlar. Referandumda çok rahat geçecek bu teklifin engelleyicilerini mahcup edeceği çok açık. Herhalde bu yüzden “367 Sabih” sazı yine eline aldı ve referandumun Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini beyan etti. Bu ifade bile ne kadar anayasa değişikliğine ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Zira halkın iradesinin tecelli etmesinde gelişmiş demokrasilerde en sık kullanılan referandumun nbu denli bariz tahkir edilmesi anayasa değişikliğinin ne kadar elzem olduğunu göstermiyor mu?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 kuralı icat ederek tarihe geçen ve Sabih Kanadoğlu denilince akla gelmemesi mümkün olmayan 367 rakamını siyasi tarihimize kazandıran bir talihsizlik abidesi var karşımızda. Hukuku katleden bir hukukçu kimliğin dedikleri geçerli maalesef. Halkın bu derece aşağılandığı ve hukuk adına maskaralıkların bu denli rahatça ifade edildiği bir ülkede yaşamanın mutsuzluğu içindeyiz. Ama bu istinat duvarı da kalıcı olmayacak ve halkın iradesi karşısında yıkılıp gidecek, bu kaçınılmaz.

Yorumlar