2008-08-03 00:00:00

HALKIN  MUHTIRASI DA  BÖYLE  OLDU!..

 

Sonunda  merakla  beklenen  seçim de bitti. Ak parti’nin  tartışılmaz üstünlüğü seçime damgasını  vurdu.Bu  seçim de  önemle beklenen sonuç,   M.H.P’nin barajı  aşıp  aşamayacağı  idi.Ak  partinin   birinci  parti  olarak  çıkması  zaten tahmin  edilen  bir olgu  idi. M.H.P’nin barajı  aşması  Ak parti’nin  milletvekili sayısı olarak ta büyük  bir  patlama yapmasını  engelledi. Meclis  meşruiyeti  artmış  bir temsil  oranını  yakaladı.

 

Diğer  partilerden  ziyade C.H.P’nin  aldığı  oy  oranı  üzerinde durmak gerekir. C.H.P  oy  oranını  düşürmemesine  rağmen milletvekili  sayısını  düşürerek  yeni  bir  hüsran  daha  yaşadı.Bu  sonuç  aslında  beklenmeyen bir  sonuç  değildi.Cumhurbaşkanlığı  seçimleri  sırasında  bürokratik elit ile birlikte iş  tutan  C.HP    bunun bedelini   milletvekili  sayısı  ile  ödedi.Seçimlerin asıl  üzerinde durulması gereken  sonucu  budur.Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde  bir  oldu  bitti  ile 367  şartını  dayatan  güçlere karşı  halk  bu  seçimde  cevabını  vermiştir.Göz boyama  ile  abuk  subuk  mahkeme gerekçeleri  ile  açıklanmaya çalışılan  cumhurbaşkanlığı  seçimi  orta  oyunu,   halk  tarafından  görülmüş  ve sert bir  cevap  verilmiştir.Ağar  ve  mumcu‘nun meclis protestosu,  Muhtıra  ,Deniz Baykal’ın    tehditkar  açıklamaları,  Anayasa  mahkemesinin halkın vicdanında  kabullenilmeyen  kararları sonucu  etkiledi. Önceki  yazılarımızda “halk  bu orta  oyununa  sert ve  fevri bir  cevap  vermiyorsa  seçimi  beklediğindendir” demiştik. Ve  halk  gereken  cevabı verdi.

 

 Tabiiki  bu  sonuç  Akparti’nin  eleştirilemez    şeyler  yaptığını  göstermez.Halk  Akparti’nin  ekonomik dengeleri   sarsmadan başarısız sayılamayacak  bir yönetim  göstermesinden çok,  Cumhurbaşkanlığı  seçimi  süreci  sırasındaki  haksızlıklara  karşı  tepkisini  ifade  etmiştir.Bu  cumhurbaşkanlığı  seçimi  öncesi yapılan  anketlerde  Akparti’nin  % 27lere düşen  oy  oranının  şu  an  %  46.7  e çıkması ile açıkça ortadadır. Halkımız sahte açıklamalara ve göz  boyamalara prim  vermemiş  ve  asıl  cevabı  muhtıracılara vermiştir. Bu da halkın  muhtırasıdır.

 

Muhtıra  ve hukuk dışı  mahkeme  kararlarının  baş  kuklacısı  Demokrat  parti  başkanı  Mehmet  Ağar  ise çok  direnmeden  hemen  istifasını vermiştir. Cumhurbaşkanlığı  sürecinde çok  beklemeden zorbalıklara  dur deseydi  şu  an  çok  farklı  bir konumda olacaktı. Ağar daha o  gün  sonunun  başlangıcına  imzasını  atmıştı. Siyasetin  halkın  temsili  olduğunu  ve kritik  anlarda doğru kararlar  verilmesi ile  ancak lider  olunabileceğini  anlamış  olmalı  Ağar. Hukukdışı güçlerin  piyonu olmanın  bedelinin çok  ağır  olduğunu sanırım  Ağar  sonuçların    açıklandığı  ilk  anlarda anlamış  ve başını  duvarlara vurmuştur.İstifasını   vermesi  ise  en doğru kararıdır.   

Halk  kazanacak  diye  ortalarda  dolaşan  C.H.P’li  yetkililer  bu işlerin  halk  adını  parti  isminde bulundurmakla  olmayacağını  anlamış  olmalılar.”Halk  kazanacak”  derken  partisini  kasdettiğini bilen ve halkı güvenilmez bulan  C.HP’ye  yeni  hüsranlar  yaşamaması  için  gömdüğü topraktan başını kaldırmasını  diliyoruz.Suçun  sadece  Baykal’da  olmadığını  muhafazakar  sol  anlayışın  eleştirilmesi  gerektiğini anlamalılar.Kemalist solculuğun  bu topraklarda sürekli  eriyen bir anlayış  olduğunu ,    statükoculaşmış halktan uzaklaşmış  ne idüğü belirsiz  bir solculuktan vazgeçmelerini    diliyoruz.Zira  sol bu  seçimlerde uyanmış ve  demokrat sol  adaylarla  alternatifinin olduğunu da  göstermiştir. 

 

2002 de  % 34 olan  oy  oranını  2004de %42 ye çıkaran  Akparti bu  seçimde oyunu  tartışılmaz  bir şekilde arttırmıştır. Akparti ,  çok iyi  olduğundan  değil  rakiplerinin  göz doldurmadığından  bu sonucu aldığını bilmelidir.Düşünce ve ifade özgürlüğü,  din  ve vicdan özgürlüğü,  kürt sorunu    alanında  Ülkemizde cesaretle  ele  alınması  gereken  ve  fakat  Akparti’nin çoğunlukla  teğet  geçtiği  sorunlar  olduğunu  biliyoruz.

 

MHP  VE  D.T.P’ nin meclise  gelmesi  ile  daha bir çıkmaz sokağa sürüklenebilecek   Kürt  sorununa  gücünü  arttırmış olan  Akparti’nin insiyatif  alarak  müdahil  olması gerekir.Artan  teröre alternatif olarak  göründüğü için  barajı  geçme başarısını  yakalamış  olan  M.H.P ‘nin ise  daha sorumlu bir muhalefet  içinde olması  gerekir.Kürsüden  idam  için yağlı urgan atma  şovları  ile siyaset yapılamayacağını  artık  bilmesi  gerekir.Genç  parti’nin siyaseten  silinmesi ise  halkımızdan  umut  kesilmemesi yönünde  önemli  bir  ölçüttür.

 

En  önemlisi  ise  siyasete kuklacıları  ve zorbalıkları  ile yön  vermeye  çalışan zorba güçlerin  halktan  esaslı  bir cevap aldığıdır. “Halk  kazanacak”  başlıklı   seçim  sloganları  ile  oy avcılığına kalkanların “halk”  ve  “kazanmak”  kelimelerinin anlamını bundan sonra  çok olacak  boş zamanlarında  iyi irdelemeleri    gerekiyor.

Yorumlar