2012-03-19 00:00:00

Hrant Dink'in katilini taltif eden ödüllendirilsin, Hrant Dink davası çözümü kolaylaşsın…!

Nevruz gösterilerine izin verilmesin, gerginlik büyüsün,  sorun çözümsüzleşsin…

Ahmet Türk bile gösterilerde yaralansın, makul saygın kimliği ile tanınan bir siyasi kimlik de devreden çıkarılsın…

Kuşadası’nda motosikletini çekmek isteyen polisler tarafından gözaltına alınan Fuat Şengül atılan dayak sonucu yürüyemez hale geldi. Şengül’e karakolda uygulanan şiddetin kamera kayıtlarını basına yansıdı. Böylece demokratikleşme yolunda büyük adımlar atılmış olsun…

 
Hrant Dink davası sonrası önemli bir hayal kırıklığı oluştu. Devlet ve hükümet bu konuyu adil bir şekilde çözemeyince sivil toplum devreye girdi. Geçen haftalarda imza attığımız adalet talebimiz var metni medyada büyük bir ilgi ile karşılandı. Zira haksızlık yapılan bir davada adalet talebini islami hassasiyetleri ile ön plana çıkmış kişiler ve bunları destekleyen her kesimden aydın birlikte yapıyordu. Çok olumlu bir hava oluşmuştu.Sivil insiyatifin ne kadar lüzumlu olduğu ortaya çıkıyordu. Dindarlar kendilerine yakın gördükleri iktidardan adalet bekliyorlar. Ama sadece gözlerini iktidara çevirip başka bir iş yapmazlarsa çok bekleyebilirler. Bu talebi mutlak surette sivil bir insiyatifle gerçekleştirmek zorundalar. Zira yürütme gücüne birisi sahip olsa bile olayın manevi sorumluluğu çok daha önemli ağırlıktadır, bunu  sivil toplum  hissetmelidir.

 
Kürt sorununda ise daha çok adımlarınm atılacağı bir dönemden çark edip geriye adımlar atmaya başladığımız dönemler başladı. “İyi Kürtlerin Nevruzu ile kötü Kürtlerin Newrozu” dönemine geçtik. Bu kafa ile bir yere gidemeyeceğimiz bellidir. Gösteri yapan çocukları arttırmaktan, onları cezaevlerinde militan haline getirmekten başka neye hizmet edecek bu kafa. Kürt açılımı böyle bir anlayışla devam ederse bir çözüm oluşmaz.

 
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in derhal net açıklamalar yapması gerekir. Türkiye bu görüntüleri kaldırmıyor artık. Bu görüntüler Kürt sorununa terör sorunu olarak bakan batıdaki bakışların artmasını, doğuda ise çözümsüzlüğe itilen ve militanlaştırılan bir topluluğu işaret ediyor.

 
“Batıda Kürt sorununun anlaşılması, empati yapılması için daha çok sivil çalışmalara ihtiyaç var” derken bu şiddete itilen gösterilerle toplumsal yarıklar derinleşiyor. Bu yarıkların kapatılması için yapılan onca camia, dernek çalışmalarına nasıl balta vurduğunuzu biliyormusunuz sayın İçişleri Bakanı.

İçişleri Bakanı neye talip? Bu kaçıncı vukuat? İçişleri Bakanı bir miting daha yapsın da bu fiilleri niye yaptığını milliyetçi ağzı ile bir açıklasın….! Heyecanlı bir konuşma ile de yapabilir bunu…! Yanlız toplumun iç işlerini düzeltmeyi düşünüyorsa bu görevi bıraksın. Zira içişleri gibi hassas bir konuda yapacaklarına bu toplumun daha tahammül edecek hali yoktur.

 

Yorumlar