2011-06-16 00:00:00

AK Part`nin %50`yi bulan oy oranları seçimin odaklandığı nokta oldu.AK Parti`nin %50`yi  bulan  oy  oranları   seçimin  odaklandığı  nokta  oldu. Oysa  olayı  farklı açılardan  tahlil  ettiğinizde  geçici  ve kalıcı oy  geçişleri  olduğu  gözlenir  ve  bunun  üzerinde  durmak, seçim sonucunu daha doğru  okumamızı sağlar. 
Ak  Parti  Türkiye  genelinde  beklenenin üzerinde oy aldı,  ancak  miletvekili sayısı düştü. bu anlaşılabilir  bir durumdur. Zira  her  geçen  gün  daha da  artan temsiliyet oranları partiler arasındaki milletvekili sayısının daha adil olmasını sağlıyor. Ak Parti  arzu ettiği sonuca  Kürt sorunu duyarlılığı olan iller dışında ulaştı.  Büyük şehirlerde  belirgin oy artışları gözlendi. Bu oy  artışları  Kürt  sorunu  konusunda  duyarlılığı  olan  illerde  ise  tersine döndü  ve  önemli  oy  kayıpları  yaşadı  Ak Parti. Seçim stratejisini  batıdaki  seçmen  kitlesinin milliyetçilik  hislerine  ve  istikrarın  sürmesine yönelik  hedefleyen  Ak Parti  istediğini buldu. Ancak  bunlar  kalıcı  oylar değildir. Ak Parti  en ufak  bir  politika  değişikliğinde  bu  oyların geri  gidebileceğini bilmelidir. Kazandığı  oylar  geçici  oylardır. Oysa Güneydoğu'da kaybettiği  oylar  kalıcı  nitelik  arzeden  olaylardır. “Ak Parti  bir  daha  bu  oyları  geri  alamaz”  denemez  ama  bölgede  bir  partinin  güven  kaybı  oluşturması  önemlidir. Ak Parti'nin  düşen  oyları da  batıda  izlemeyi tercih ettiği politikalar  yüzündendir.  Bunu  gören  Erdoğan  balkon  konuşmasında  Kürt  sorunu  konusundaki  devletin  inkar  ve  asimilasyon  politikalarını gündeme  getirmiş  ve  adım  atacağının  sinyalini  vermiştir. Bu önemlidir,  zira  kaybettiği  illerdeki  sonuçlardan  dolayı  yanlışi  adım  atıp  hırçın  politikalar  üretmesi ve  Kürt  halkını  daha da  kaybetmesi ne  Ak Parti'ye  ne de  Türkiye'ye  bir şey kazandırır. Seçim  üzerine  yapılan  pragmatist politika  ve  söylemler de  zaten  geride kalmıştır. Şimdi  yeni  anayasa  ile  ilgili  ciddi  hazırlıklar  yapılmalıdır. Ancak  Ak Parti'nin  seçimde    hedeflediği anlayış   itibariyle  yeni   anayasa  yaparken sorun  yaşayacağı açıktır. Atacağı  adımlarda  MHP'den  ödünç  aldığı oyların tepkisini  iyi  değerlendirmek  zorundadır artık. Referanduma  girerken izlediği  politikalar  sonucu  aldığı  oyun  Öcalan'la  görüşmeyi  bile  seçmeninin kaldırabileceği  sonucu çıkmıştı. Fakat  seçimlerde  politika  değişikliğine  gidildiğinden dolayı oy verenlerin  beklentisi  ve  sorgulamasının  farklı  olacağını  düşünmelidir.
CHP  yine  kaybetmiştir. Herkese, her kesime, her  soruna    yaranma  politikası  izleyen  Kılıçdaroğlu'nu  kemik  kitlesi dışındakiler  tasvip  etmemiştir. Bunun  kalıcı  poltikalar olmadığını düşünmüştür seçmen. Seçmen  artık geçici olan ve kalıcı olanın ayırdını yapabilmektedir. Büyükşehirlerde önemli   gerilemeler  yaşayan  bir  CHP vardır. Ama  klasik  CHP  söylemiyle  3.5  milyon oydaş  kazandığını  düşünen  Kılıçdaroğlu'nun  kolay  pes  etmeyeceği  ortadadır. Seçmen  sadece  eleştirmeyi  bilen  ve  yer yer de  ağzını  bozan  Kılıçdaroğlu'na  dersini  vermiştir. İktidar  olmak  kolay iş  değildir. Somut  anlamda projeler  üretmeniz  ve  bunu icraata  geçirmeniz  gerekir. CHP'nin  kalesi  olan  bir  Antalya'da  bile  büyük  düşüş  yaşanıyorsa    CHP'lilerin Antalya  Büyükşehir  belediyesindeki  beceriksizlikleri  tetkik  etmesi  ve  şapkalarını   önlerine   koyup  düşünmesi  gerekir.
MHP de  yine  kaybedenler safındadır. Sadece  tepki  politikalarıyla  bir şeyler  elde etmenin  kalıcı oy  artışı  sağlamadığı ortadadır. MHP oylarında  artış olmaması  halkımızın  ahlaki  zaafiyetler  karşısında  hayal kırıklığı  oluşturan bir yerde olmadığını  göstermesi  açısından da   manidardır. Bir  tepki partisinin  oylarının  artmaması yeni  anayasanın demokratikliği    konusundaki  umutları  arttırmıştır.
BDP  belkide bu  seçimlerin en başarılı partisidir. Millletvekili  artış  oranına  baktığımız zaman  bu ortadadır. BDP  bölgede  kendisini  rakip  olarak  yanlız  bırakan Ak Parti karşısında  belirgin bir başarı yakalamıştır. Bu sonuç  tüm  Türkiye tarafından  doğru  okunmalıdır. Bölgedeki  temsiliyetin  büyük  oranını  Ak Parti  BDP 'ye  kaptırmıştır. BDP  akıllı  bir  seçim stratejisi  izlemiş  adaylarını  kendisi  açısından iyi seçmiştir. BDP'nin  Kürtçe ezan  tartışmaları  yapılan   bir bölgeden  bu oyu çıkarması  sorunlara karşı  dinin pansuman tedbir olarak kullanma  projesinin de bittiğini göstermektedir. Sorunu kimliklere  saygı  temelinde çözmeden  dini hassasiyetin ön  plana  çıkarılmasından medet  ummak  çözümü zorlaştırmaktan başka bir şeye  yaramayacaktır. BDP'nin başarısı  sadece  kendisine bağlı  değildir  kesinlikle. “Batıdaki  oylara  talibim”  diyen  bir  Ak Parti'nin  bölgede açtığı  boşluk bu  sonucu doğurmuştur. Ak Parti Kürt  sorunu hakkında  tutarlı  bir  tutum  içinde olan geçtiğimiz  dönemin  bazı  milletvekilllerini  aday  göstermemesinin de bedelini ödemiştir. Sonuçta  BDP  bölgeden  çıkmış ve  Türkiye  çapında kilit parti olma özelliğini kazandırmıştır.
 
Şimdi seçimler bitti zaten tek  başına iktidarın Ak Parti'de olacağı konusunda bir fikir birliği vardı. Milletvekili  sayıları   yeni anayasa yapmak isteyenlerin yeni anayasa ister gibi yapıp işi baltalamaya çalışanlara karşı uyanık olmalarını  gerektiren bir süreci  başlatmıştır.Sadece  ekonomik kalkınma ile değil  siyasi ve sosyal sorunların çözümü  ile  halkın mutlu olabileceği bir dönemin başlaması gerektiği bilinmelidir. 

Yorumlar