AK Part`nin %50`yi bulan oy oranları seçimin odaklandığı nokta oldu.AK Parti`nin %50`yi bulan oy oranları seçimin odaklandığı nokta oldu. Oysa olayı farklı açılardan tahlil ettiğinizde geçici ve kalıcı oy geçişleri olduğu gözlenir ve bunun üzerinde durmak, seçim sonucunu daha doğru okumamızı sağlar. Ak Parti Türkiye genelinde beklenenin üzerinde oy aldı, ancak miletvekili sayısı düştü. bu anlaşılabilir bir durumdur. Zira her geçen gün daha da artan temsiliyet oranları partiler arasındaki milletvekili sayısının daha adil olmasını sağlıyor. Ak Parti arzu ettiği sonuca Kürt sorunu duyarlılığı olan iller dışında ulaştı. Büyük şehirlerde belirgin oy artışları gözlendi. Bu oy artışları Kürt sorunu konusunda duyarlılığı olan illerde ise tersine döndü ve önemli oy kayıpları yaşadı Ak Parti. Seçim stratejisini batıdaki seçmen kitlesinin milliyetçilik hislerine ve istikrarın sürmesine yönelik hedefleyen Ak Parti istediğini buldu. Ancak bunlar kalıcı oylar değildir. Ak Parti en ufak bir politika değişikliğinde bu oyların geri gidebileceğini bilmelidir. Kazandığı oylar geçici oylardır. Oysa Güneydoğu'da kaybettiği oylar kalıcı nitelik arzeden olaylardır. “Ak Parti bir daha bu oyları geri alamaz” denemez ama bölgede bir partinin güven kaybı oluşturması önemlidir. Ak Parti'nin düşen oyları da batıda izlemeyi tercih ettiği politikalar yüzündendir. Bunu gören Erdoğan balkon konuşmasında Kürt sorunu konusundaki devletin inkar ve asimilasyon politikalarını gündeme getirmiş ve adım atacağının sinyalini vermiştir. Bu önemlidir, zira kaybettiği illerdeki sonuçlardan dolayı yanlışi adım atıp hırçın politikalar üretmesi ve Kürt halkını daha da kaybetmesi ne Ak Parti'ye ne de Türkiye'ye bir şey kazandırır. Seçim üzerine yapılan pragmatist politika ve söylemler de zaten geride kalmıştır. Şimdi yeni anayasa ile ilgili ciddi hazırlıklar yapılmalıdır. Ancak Ak Parti'nin seçimde hedeflediği anlayış itibariyle yeni anayasa yaparken sorun yaşayacağı açıktır. Atacağı adımlarda MHP'den ödünç aldığı oyların tepkisini iyi değerlendirmek zorundadır artık. Referanduma girerken izlediği politikalar sonucu aldığı oyun Öcalan'la görüşmeyi bile seçmeninin kaldırabileceği sonucu çıkmıştı. Fakat seçimlerde politika değişikliğine gidildiğinden dolayı oy verenlerin beklentisi ve sorgulamasının farklı olacağını düşünmelidir. CHP yine kaybetmiştir. Herkese, her kesime, her soruna yaranma politikası izleyen Kılıçdaroğlu'nu kemik kitlesi dışındakiler tasvip etmemiştir. Bunun kalıcı poltikalar olmadığını düşünmüştür seçmen. Seçmen artık geçici olan ve kalıcı olanın ayırdını yapabilmektedir. Büyükşehirlerde önemli gerilemeler yaşayan bir CHP vardır. Ama klasik CHP söylemiyle 3.5 milyon oydaş kazandığını düşünen Kılıçdaroğlu'nun kolay pes etmeyeceği ortadadır. Seçmen sadece eleştirmeyi bilen ve yer yer de ağzını bozan Kılıçdaroğlu'na dersini vermiştir. İktidar olmak kolay iş değildir. Somut anlamda projeler üretmeniz ve bunu icraata geçirmeniz gerekir. CHP'nin kalesi olan bir Antalya'da bile büyük düşüş yaşanıyorsa CHP'lilerin Antalya Büyükşehir belediyesindeki beceriksizlikleri tetkik etmesi ve şapkalarını önlerine koyup düşünmesi gerekir. MHP de yine kaybedenler safındadır. Sadece tepki politikalarıyla bir şeyler elde etmenin kalıcı oy artışı sağlamadığı ortadadır. MHP oylarında artış olmaması halkımızın ahlaki zaafiyetler karşısında hayal kırıklığı oluşturan bir yerde olmadığını göstermesi açısından da manidardır. Bir tepki partisinin oylarının artmaması yeni anayasanın demokratikliği konusundaki umutları arttırmıştır. BDP belkide bu seçimlerin en başarılı partisidir. Millletvekili artış oranına baktığımız zaman bu ortadadır. BDP bölgede kendisini rakip olarak yanlız bırakan Ak Parti karşısında belirgin bir başarı yakalamıştır. Bu sonuç tüm Türkiye tarafından doğru okunmalıdır. Bölgedeki temsiliyetin büyük oranını Ak Parti BDP 'ye kaptırmıştır. BDP akıllı bir seçim stratejisi izlemiş adaylarını kendisi açısından iyi seçmiştir. BDP'nin Kürtçe ezan tartışmaları yapılan bir bölgeden bu oyu çıkarması sorunlara karşı dinin pansuman tedbir olarak kullanma projesinin de bittiğini göstermektedir. Sorunu kimliklere saygı temelinde çözmeden dini hassasiyetin ön plana çıkarılmasından medet ummak çözümü zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. BDP'nin başarısı sadece kendisine bağlı değildir kesinlikle. “Batıdaki oylara talibim” diyen bir Ak Parti'nin bölgede açtığı boşluk bu sonucu doğurmuştur. Ak Parti Kürt sorunu hakkında tutarlı bir tutum içinde olan geçtiğimiz dönemin bazı milletvekilllerini aday göstermemesinin de bedelini ödemiştir. Sonuçta BDP bölgeden çıkmış ve Türkiye çapında kilit parti olma özelliğini kazandırmıştır.
Şimdi seçimler bitti zaten tek başına iktidarın Ak Parti'de olacağı konusunda bir fikir birliği vardı. Milletvekili sayıları yeni anayasa yapmak isteyenlerin yeni anayasa ister gibi yapıp işi baltalamaya çalışanlara karşı uyanık olmalarını gerektiren bir süreci başlatmıştır.Sadece ekonomik kalkınma ile değil siyasi ve sosyal sorunların çözümü ile halkın mutlu olabileceği bir dönemin başlaması gerektiği bilinmelidir.
Yorumlar