2010-11-24 00:00:00

Herkes  yine  CHP’yi  konuşuyor. CHP  başörtüsü  alanındaki  atağından sonra Kürt  sorunu  konusunda  da  bir  atak  yapmaya  çalışıyor. BDP  ile  ittifak  söylentileri  bir  anda  siyasetin  en  önemli  gündem maddesi  oluyor. Acaba  hakikaten  CHP  değişecek mi?

 

Kılıçdaroğlu’nun  yıllardır  çıkmaz yolu zorlayan  CHP’yi  yeni  bir  yola  çevirme  isteği  ortadadır. Kılıçdaroğlu  artık  yolun  sonuna  gelindiğini,  CHP’nin   Türkiye’nin  sorunlarını  bu  denli  görmezden  gelerek  çözemeyeceğini    ve    statükoya  yaslanmakla  ufkun  açık  olamayacağını  görüyor. Yargı, asker  ve  medya  desteğini  alan  bir  statüko  partisinin  istediğini  yine  yaptırabileceğini  ve  fakat  halk  ile  ilişkisinin  kalmayacağını  görüyor. Kılıçdaroğlu  yaşlı  ve  değişmez  CHP’yi   değişime  zorluyor. Bu  nasıl  olacak? En başta  herkes  bilirki  yaşlılıkta  değişim  zordur,   pek  mümkün  olmaz.  Yaş  iken  eğilen  ağaç   gelişip  kuruyunca  değişim  talepleri  karşısında  kırılıverir.

 

CHP  değişemez. Her  ne  kadar  bir  güç  Baykal’ın  kasedini  ortaya  çıkarsa  da,  Önder  Sav  engelini  Kılıçdaroğlu’nun  önünden kaldırsa  da  CHP  değişemez. Yaşlı  CHP  değişim  talepleri  karşısında  ancak  ve  ancak  kırılır. Yani  bölünür,   ihtilaflar  kaosuna  sürüklenir. Zira  CHP’deki  değişim  isteği  partinin  genotipi  ile  uyumlu  değildir. Şekli  değişiklikler  ile  uyum  sağlamayacak  bir  değişim  yaşlı  CHP’nin  güzelce  allanıp  pullanıp  makyajlanmasını  sağlayabilir  ama  bu  ölü  makyajlamaktan  öteye  geçmez.

 

CHP  konusunda  niçin  böyle  keskin  yargılar  içinde  bulunduğumuzun açık  delili  Pınar  Selek  davasıdır. Türkiye’de  statükonun  insanları  nasıl  damgalayıp  ötekileştireceğinin  en  önemli  göstergesi  Pınar   Selek  davasıdır. Pınar  Selek  bir  sosyolog  olarak  kimsenin  cesaret  edemeyeceği  şeyleri  araştırmanın    ve   bunları  bilimsel  bir  objektiflikle  söylemenin  bedelini  ödemektedir. 10  yıl önceki  Kürt  sorunu  konusundaki  değişime direnen  statükonun  yeniden  galip  getirilmesi  ile  burnu  sürtülmektedir  güya. Adeta  CHP  sözcüsü  olmuş  veya  CHP’den  pas  bekleyip  golü  atmaya  yıllardır  odaklanmış  bir  yargı  ile  karşı karşıyayız. Akıl  almaz  bir  şekilde  Selek’in  beraat  kararını  bozan  bir  Yargıtay  kararı  varsa,    bu  Türkiye’de  CHP’nin    değişebileceği de  unutulmalıdır. Statüko  böyle  bir  şeydir,   gerçek  yüzünü  tüm  demokratikleşme  çabalarına  10  yıllık  bir  mahkeme  safahatından sonra  gösteren  bir  anlayış  varsa  bu  durum  kolaylıkla  CHP’ye kıyas  edilebilir.   Makyajlar CHP’de  kalıcı  dönüşümü  sağlayamayacaktır.  Adı  kurultay ile  özdeşlese de  CHP  değişemeyecektir  zira kurultaylar  CHP’de  daha  demokratik  bir  anlayış  oluşturma  yerine  Bizans  kulislerinin  çağdaş  versiyonu  yerine  geçmektedir.

 

CHP  için  “Karga güvercin gibi yürümeye kalkışmış, kendi yürüyüşünü de unutmuş”   atasözünü  hatırlattığımız  zaman  bize  kızanlar  yine  pişman  olacaktır. Zira  bu  çabanın  sonucu  komedidir.   CHP  ya  genlerini  değiştirecek  ya da  sun’i  bir  değişim  çabasından  vazgeçecektir. Baykal  bu  değişim  çabasını  bir  popülizm  olarak  görmekte  “bazen  muhalefette  kalmak  CHP  olmanın  en  doğal  gereğidir. Halk  dalkavukluğu  yaparak  değişirsek  bu  sefer  kendimizi  tanıyamayız” derken  yılların  CHP  genel  başkanı  olarak  gerçeği  söylemektedir.

 

Türkiye’de  bazı  gelişmeler  “sonunda  olmaz  denenler  oluyor”  diyerek  insanı  sevindirirken  Pınar  Selek  davası   çok  önemli  bir  statüko  hortlağının  ortaya  çıkışı  ile  realitenin  acı  yüzünü  ortaya  çıkarıyor. Türkiye’de  hak  ve  özgürlükler sonunda kazanacak  ama  bunun   bedeli  ağır  olacak  Selek’lere. Fakat    karşısında  durulamayacak  çığ  olan  özgürleşme  isteği bu  bedellerin  kaldırdığı  omuzların  üzerinden  başarıya  ulaşacak.

Yorumlar