2011-06-01 00:00:00
CHP’nin demokrasi raporu yeni anayasa konusundaki hayallerimizi tekrar gözden geçirmemizi gerektiriyor. Yılların laiklik sözcüsü CHP’ye ne oldu da demokrasi raporları hazırlıyor? Bu konuda gerçekten samimi mi? Bu raporlar vb. değişim çabası diğer partileri nasıl etkiler?
Seçim üzeri her parti farklı bir yöneliş içine girdi. Ak Parti Kürt açılımını durdurup Türk milliyetçiliği ağırlıklı bir politika izlemenin kendisine oy getireceğini düşünüyor. MHP’nin baraj altında kalmasını düşlüyor. Ancak MHP’nin temsil ettiği zihniyetin yanlış da olsa önemli bir destekçi kitlesi var ve sokaktaki vatandaş halen asker cenazelerine göre değişen bir ruh halindedir. Her konunun gerçeği ve taklidinin ne kadar belirgin farklılık arz ettiğini herkes bilir. Ak Parti bu hali ile hem batıdaki seçmenin desteğini kaybetmemeyi düşünüyor hem de Güneydoğu’da oy kaybetmek istemiyor ama anlaşılan Güneydoğu’da belirgin bir düşüş yaşayacak. Batıda da Türk milliyetçiliğinin gerçek temsilcisi dururken Türk milliyetçiliği zihniyetli oylar Ak Parti’ye umduğu oranda gitmeyecektir. Gitse bile bu oylar yeni anayasa ile ilgili kalıcı destekler getirmeyecektir. Ak Parti tartışılmaz üstünlüğünü korurken ve hedefte yeni anayasa varken niye seçime odaklı bir anlayışa sığınıyor? Bu kendisine ve topluma fayda getirecek mi?
Türkiye’nin sorunları bugünün sorunları değildir. 90 yıla dayanan bir anlayışın ürettiği sorunlardır ve esaslı bir zihniyet muhasebesi yapılmadan düzelecek sorunlar değildir. Sorunların çözümü için geçici taktiklere başvurabilirsiniz ve bu sizde sanal oy artışlarını da nispi olarak sağlayabilir ama güven kaybı oluşturur ve kalıcı sorunlara getirdiğiniz çözümlerin mağdurları ikna etme oranı giderek düşer. Ak Parti, CHP gibi katı totaliter bir anlayıştan gelen bir partinin demokrasi raporları hazırlattığı Kılıçdaroğlu dönemi ile karşı karşıyadır. CHP yalandan da olsa demokrasi vaadinde bulunmakta ve en azından demokrasi kelimesini ağzına almaktadır. Şimdiye kadar laiklikden başka bir kelime bilmeyen sahte veya gerçek yeni bir CHP vardır ve bunun karşısında köklü ve ayakları yere basan politikalar üretmek zorunda olan bir iktidar adayı Ak Parti vardır. Ak Parti bu seçimde ısrarlara rağmen başörtülü aday göstermemiştir ve önceki seçimdeki 27 Nisan muhtırasına kızgın bir seçmen kitlesi de yoktur. Ak Parti MHP tabanına oynayan politikalarla oy alabilir ama bunların gerçek temsilcilerine dönme ihtimali büyüktür. Kürt sorunu Türkiye’de demokrasi ihtiyacını belirgin bir şekilde zorlayan bir sorundur. Bu konu hakkında yapılması gerekenler hakkında açılım politikalarını başlatan Ak Parti yer yer her iki farklı kesimden tepki aldı. Bir taraftan açılımı ihanet olarak niteleyen MHP diğer taraftan bu politikaların “devletin Kürdünü” oluşturmaya yönelik sahte ve yetersiz politikalar olduğunu ileri süren BDP arasında sıkıştı. BDP sorunun bağımsızlık olmadıkça çözülemeyeceğini ileri sürüp çıtayı yükseltti. Ak Parti demokratikleşme ile ve tek devlet ile çözüleceğini beyan ediyorsa kendi bildiği yoldan vazgeçmemeliydi. Özerklik ve bağımsızlık söylemine kayan BDP karşısında yapılması gereken açılım politikalarını daha cesur bir şekilde devam ettirmekti. Bu zor olan ve fakat üzerinde uzun vadede kalıcı çözüm konusunda her iki tarafın uzlaşmaya yakın olacağı bir politika idi. Zira Kürt sorunu muhatap her ırk ve kesimin ortak uzlaşısı ile en sağlıklı ve doğru bir şekilde çözülebilecek bir sorundur.
MHP için işler çok zor değil. Aklı iptal eden bir gerilimin sözcüsü iseniz gerilimin artması size hep yarayacaktır. Utanç dolu kasetleriniz de ortaya çıksa oylarınız artacaktır. Zira batıdaki halkın öfkesi kaset konusundaki tepkisinden büyüktür. Bu da evrensel ahlak kuralları açısından üzücüdür ama maalesef realite budur. MHP’nin baraj diye bir sorununun olmadığı artık iyice ortaya çıkmıştır. MHP’yi barajın altına itici politikalar üretenler 13 Haziran’da hüsrana uğrayacaktır. Acı ama gerçek olan budur.
BDP’nin bölgede ve Türkiye’nin birçok ilinde oyunu belirgin bir şekilde arttıracağı kuvvetle muhtemeldir. Zira BDP’de doğru veya yanlış kendisine bir temsiliyet oluşturmuş ve bunu arttırmaktadır. Bunda zor bir konuda keskin bir taraf olma tavrı oldukça etkilidir. Zira oynadığınız rol karşınızdakinin yanlışına göre mutlaka size oy kazandıracaktır. Ak Parti’nin değişken politikaları karşısında yerinde durmak ve farklı adayları bünyesine katarak açılım yapması BDP’ye kazandıracaktır.
CHP herkese şirin gözükmeye çalışarak kendini değiştirmeye çalışıyor. Bu sanaldır veya gerçektir ayrı konudur ama CHP’nin oylarında bir artış olacağı gerçektir. Zira CHP çoğunu yapmayacağını bildiğimiz halde yeni şeyler söylemekte ve yeni bir şeyler duymak isteyenler için umut olmaktadır. Elbeteki ülkedeki ana sorunların baş müsebbiplerinden biri olan devlet partisi CHP’nin değişmesi çok önemlidir. Zira anahtar parti odur. Başörtüsü konusunda anayasa mahkemesine koşan da Kürt sorunu konusunda şu ana kadar çözümsüzlüğe destek veren de oydu. CHP kalıcı olarak değişmese de en azından bazı sorunların tartışılabileceği bir ortam oluşturduğu için şu an oylarını artırmaktadır. Ama CHP’nin bu söylemleri yarın yeni bir anayasa hazırlanırken karşısına çıkacak ve samimiyet sınavından geçecektir.
Yorumlar