2010-08-06 00:00:00

Bu cümleyi hep farklı şekilde duyanlar için belki garip bir değişiklik oldu. Ama aslında olması gereken bu ifadedir.

Bu ifade bize ilk Ogün Samast'ın bayrak önünde polislerin yanındaki gururlu duruşunu hatırlatıyor. Söz konusu olan vatan ise katiller bile omuzları dik, göğsünü gererek durabilir. Vatan'ın ali menfaatleri için bir istihbarat operasyonu(yalanı) ile Atatürk'ün Selanik'teki evi yıkıldı şayiası çıkartıp 6-7 Eylül'de azınlıkların mallarını da yağmalayabilirsiniz. Vatan'ın ali menfaatleri için barışçıl yollar bulma ve sulh sağlama .imkanı varken bir kavmi tehcire tabi tutup vatan'ı kurtarabilirsiniz. “Önce vatan” diyerek. “bu belayı ancak bu şekilde hallederim” diyerek Kürt ırkını cumhuriyet tarihinin başlangıcından itibaren inkara yeltenebilirsiniz. Bir plastik topu ellerinizle denizin dibinde tutmak ne kadar imkansız ise aslı Kürt olana “Ne mutlu Türküm diyene” dedirtebilirsiniz. Ama söz konusu olan vatan ise yine gerisi teferruat olur ve siz toprağa düşen 40.000 canı eğitim zayiatı olarak görebilirsiniz. Zira söz konusu olan vatan'dır ve eğer kriter vatan ise endişe etmeyin doğru yoldasınız. Darbeler yaparsınız insanları cezaevine tıkarsınız ama çözüm için değil vatan'a uygun itaatkar vatandaş olsun diyedir bu yaptığınız. Vatandaş olmaları için kimi zaman insan dışkısı yedirilir mahkuma reddedilemeyecek bir komut ile. Dişlerinin arasına sıkışan dışkıyı temizleyemeyip dişini çeker mahkum ama kimseden hesap sorulmaz, “Vatan sağolsun” yeterki. Gün gelir, sorunları kurucu ideoloji değişikliği ile çözmek varken varolan grupları birbirine kırdırırsınız. Kenarda elinizi ovuşturururken gevrek gevrek gülüp “iti ite kırdırmak gerek” önce vatan için dersiniz. Fakir ana babasının uykuları kaçar, kabuslar birbirine karışır evlatları gece yarısı bir sığınakta yakalanır ölüme sonra. Heronlardan izlersiniz karaltılar yaklaşır bombalar atılır, bombalar patlar karışır karaltılar ve bir an bakarsınız hareketli karaltı donuklaşıverir . Anlarsınız askerleriniz ölüyor , donuk gözler ile bakarsınız , kılınızı kıpırdatmazsınız 7 dakikalık mesafeye. Aklınızda siyasi çıkarlar vardır, siyasetçi olmasanız da. “Nasıl olur da barışı isteyenleri hüsrana uğratırım” dersiniz, “Nasıl olur da bir çıkış yolu olan açılımı başarısızlığa uğratırım”. Daha sonra hepten iş açığa çıkar, duyulur bir ses “çok zayiat veriyoruz çekin şu Heron'ları” der vererek komutu.. Hiç kimse duymaz, hiç kimse hesap sormaz, hiç kimse hesap vermez söz konusu olan vatan'dır ya. Kimbilir ne hesaplar yapar ne dolaplar döndürürsünüz de yine dersiniz “her şey vatan için”. Göz göre göre vurulur askerler, keklik gibi avlanır da bir an aklınıza gelmez sorumluları yargılamak. En mahreminize saldırı düzenlenir de siz o zaman irtica raporları düzenlemekle meşgulsunuzdür. Gülünç irtica günlüklerini de iyi hazırlarsınız parçalanmış asker cesetlerinin önünde saf tutmayı da iyi başarırsınız. “Vatan sağolsun” der yüreği yanan analar, babalar bacılar da siz söylemezsiniz “parçalayan mayın bizim mayınımız” diye.

Söz konusu olan vatan'dır tabii. Gerisi süprüntü , çer çöptür tabiiki. . “Bazen hukukun dışına çıkılabilir” dersiniz amiral geminizden daha sonra darbe hazırlamayı beceremeyen komutanınız yakınır da o zaman aklınıza gelir hukuk. Hatırlarsınız birileri bir zamanlar size “bir gün insan hakları size de lazım olabilir” demişti. Özür diler, nedamet dilersiniz ama bellidir 3 gün sonra aynı şeyi diyeceğiniz. Dış ilişkilerinizi düşmanlık üzerine bina edersiniz tüm komşularınız düşman'dır artık. Tüm sorunların adresi bellidir “dış güçler, dış mihraklar”. İnsan’a değil Vatan'a endeksli iseniz hep bir gard alırsınız. Yıllarca akrabalar bayramlaşır yapay sınırlar, tel örgüler örersiniz aralarına, ulaşamaz elleri birbirine. “Neden niçin” diye sorarlar da gösterirsiniz en yüce tepelere yazdırdığınız “önce Vatan” ibarelerini.

Anayasa mahkemesi kurarsınız da yılların sorunlarını getirirsiniz önüne . İlkönce onlar çiğner anayasayı şekil esas karışır birbirine kağıt helva olmuştur artık anayasa. Sorsanız “niye böyle” derler bu da “vatan hullesi”. Söz konusu olan ideolojiniz ile süslediğiniz vatandır ya huzursuz kalsın vatan evlatları yeterki sizin korumanızda olsun Vatan. “Gelin şu anayasayı ıslah edelim” derler topluca kaçışırsınız söz konusu olan insan'a uygun bir anayasa değil, tabularınızdır çünkü.

Önce insan deseydiniz ne olurdu? “Ya sev, ya terk et” yerine “hem sevelim hem de sorun varsa oturup konuşalım” deseydiniz ne olurdu? “Ya savaş, ya savaş” demeyi bırakaydınız ya karşılıklı. Söz konusu olan insan ve onun mutluluğu ise devletleriniz , ırklarınız sınırlarınız, örgütleriniz olur muydu bir sorun? Her şey insan için , her şey dini, dili rengi farklı olsa da tüm insanlar için deseydiniz ne kaybederdiniz? Samimi ve kendine güvenen biriniz cevap versin, neden?

Yorumlar