2008-04-20 00:00:00

Yargı İmtihanda

Özden Örnek’in günlüklerindeki 2003 ve 2004deki “sarıkız” ve “ayışığı” darbe girişimleri ile ilgili iddialar ve gelişmeler yargı’nın gerçek adalet ile imtihanıdır. Türkiye’de yargı yıllardır büyük şaibeler altındadır. Vatandaşların genel bir güvensizliğine yol açan hadiseler maalesef yargının işleyişinden kaynaklanmaktadır. Yıllarca süren mahkemeler, zaman aşımından kurtulan işkenceciler, ilk olarak büyük tepki toplayan fakat sonra küçük cezalarla kurtulan suçlular, hakimlerin çeşitli güç odaklarından etkilendiklerine dair iddialar adalet sistemine güveni sarsan iddialar maalesef. Son yıllarda bazı savcıların başına gelenler ise artık savcıların bile hassas konulara girmemesine yol açıyor.Darbeci  general Kenan Evren hakkında dava açan savcı Sacit Kayasu’nun ve Şemdinli davasında “iyi çocuklar” ve hatta onların “müşfik  babaları” hakkında  iddianame hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten atılması unutulmayacak örneklerdir. Sarıkaya şimdi kardeşinin marketinde kasiyerlik yapıyor. Bu hali gören hangi savcı cesur iddianamelerin altına imzasını atar?

Ancak kötü örneklerine rağmen yargı bir hukuk devletinin olmazsa olmaz yapıtaşıdır. Bunu  güncel bir olayı tahlil ederek anlamaya çalışalım. Ekvador'da hırsızlık yapmak ve bir esnafı öldürmekle suçlanan 2 kişinin, öfkeli kalabalık tarafından yakılarak  öldürüldüğü  geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Bu tüyler  ürpertici, insanlık dışı cezalandırma  yöntemi ülkemizden çok uzak yerlerde de olsa bizi, hatta tüm insanlığı yakından ilgilendirmektedir. Önceden de hukuk sisteminin iyi işletilmediği bazı yerlerde bu tür kitle cezalandırmalarına rastlanılmıştı. Kitleler cezasız kalan suçluları görünce pratik olarak yargısız infazlar yapmaya başlamıştı. Hukuk devleti olmanın olmazsa olmazı, ülkede suçluların güvenlik kuvvetleri tarafından yakalanması ve bağımsız yargı  tarafından cezalandırılmasıdır. Bu olmadığı takdirde, kamu vicdanı rahatsız olur. Hukuk  devletine olan güven sarsılır. Başıboşluk ve keyfilik egemen olur.

Ülkemizde de yargı alanında son zamanlarda önemli tartışmalar yaşanmakta olup, vatandaşların tümünü ilgilendiren önemli hususlarda adaletli karar verilmediği  gerekçesiyle somut hukuki delillerle itirazlar yapılmaktadır. Hukuki temel mesnetlerden yoksun güncel siyasal mülahazalarla dolu iddianameler, geçmişte yapılan darbeleri öven başsavcılar, “aldığım kararda devletimin ideolojisine zarar gelmesin” diye düşünen hakimlerin çokluğunun ciddi anketlerle ortaya çıkması, adil yargı konusundaki şüpheleri arttırmaktadır.

Adil yargılanma konusunda güvenin sarsılması kabul edilebilecek bir hal değildir. Bu durum, bir hukuk devletinin varlığını koruyamadığı bir yapıya dönüşmesi demektir. Yargıya itimat bitince, Ekvador’daki olaylar dünyanın her yerinde olabilir. Karmaşa ve anarşi başlar. Hukuk devletinin görevi kamu vicdanının sarsılmamasıdır. Hukuk devleti adaletin kitleler eliyle acımasızca dağıtımının yolunu kapatamayacaksa, neye yarayacaktır?

Bir hukuk devletinin korunması konusunda anayasal hukuk sistemini değiştirecek bir darbenin önlenmesi, çok büyük önem arz eder. Filipin mahkemesi 2003 yılında Filipinler Devlet Başkanı Gloria Macapagal Arroyo'yu devirmek amacıyla darbe girişimini yönetmek suçundan yargılanan 9 subaydan ikisini 30 yıl, geri kalan sanıkları ise 12'şer yıl hapis cezasına çarptırdı. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak; ilk olarak, siyaset alanını yok  ederek hukuksuzluk ortamı oluşturacak, ülkeyi  belirsizliğe sürükleyecek eylemlerde bulunan 2003 ve 2004 yılındaki  darbe girişimcileri yargılanmalı ve hukuk devletine olan inancımız tazelenmelidir. Sadece bununla kalmamalı, adil yargılanmanın ihlal edildiği iddia edilen ve kamu vicdanını  sızlatan her konuda toplumu rahatlatacak girişimlerde bulunulmalıdır.

Aslında daha büyük görev Özden Örnekve Şener Eruygur’a düşüyor. Hala sessizler. Haklarında önemli iddialarda bulunan gazeteci Alper Görmüş’ün yalan söylediğini beyan etmişlerdi. Alper görmüş beraat etti. Beraatin ardından hala konuşmuyorlar.Alper  Görmüş yalan söylemediği belgelendiği halde sevinemediğini, zira belgelerin  doğruluğuna dair inceleme taleplerinin mahkeme tarafından görmezlikten gelinmesine  anlam veremediğini belirtiyor. Çok az kişinin yapacağı bir şeyi yaparak beraat ettiği davayı temyize götürmeyi düşünüyor. Bu çok onurlu  bir duruş. Biz, bu duruşu bırakın,   darbe hazırlığında bulundukları iddia edilen generallerden sadece bir açıklama  bekliyoruz. Bu ülkede kimsenin dokunulmaz olmadığını göstermenin tam sırası değil mi?

Yüksek insani erdemleri ispat etmeye çalışan İtalyan sanatçı Pippa Bacca’nın tecavüz  edilerek öldürülmesi tüm yurtta büyük bir infial uyandırdı. Yakalanan katilin az bir ceza  ile kurtulacağı halk arasında yaygın bir kanı. Yargıyı bu kadar güvenilmez kılan  hadiselerin yaşanmasına yol açanlar, ne kadar  büyük bir güvensizliğe yol açtıklarının farkındalar mı acaba? Özden Örnek ve Şener Eruygur’a yargılanmalarını kendilerinin talep etmelerini ve Türkiye’de adil yargının olduğunu ispat etmeleri çağrısında bulunuyorum.

 

Yorumlar