2012-05-25 00:00:00

ULUDERE İÇİN ADALET

Basına ve Kamuoyuna

Biz aşağıda imzası bulunanların Müslüman kardeşlerimize çağrısıdır:

“Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır” Maide 8

“Dicle'nin kenarında bir kurt bir kuzuyu yese Allah hesabını Ömer'den sorar.” Hz.Ömer

“Şam'da, Bağdat'ta, Kabil'de masum insanlar, çocuklar öldürülürken, biz sessiz, tepkisiz 
kalamayız.” Recep Tayyip Erdoğan 

28 Aralık 2011 tarihinde, Müslümanlar'dan müteşekkil AK Parti Hükümeti'nin yönettiği Türkiye'de, tek suçu Uludere'de doğmak olan 34 kişi, devletin savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürüldü. Katliam sonrası, yaslı aileler cenazelerini topraktan kazıyıp, katırlarla taşımak zorunda bırakıldı.

Mahallesinde komşusu öldüğünde bir hafta televizyonunu açmayan insanların oyuyla belediye 
başkanı olanlar, yas ilan edilmesi gereken vakitte yılbaşı kutlamalarına oluk oluk para akıttılar.
Hükümetin ilk başta “komplo” olarak tanımladığı ve “Ankara'nın karanlık dehlizlerinde 
kaybolmayacağı” sözünü verdiği Uludere için şimdilerde “Hataysa hata, tazminatsa tazminat” denir oldu.

Emine Erdoğan, Sümeyye Erdoğan, Beşir Atalay ve Fatma Şahin'in ziyaret edip acılarını paylaştığı, mevlütlerine iştirak ettiği merhumlar için, İçişleri Bakanı “Ölmeselerdi kaçakçılıktan 
yargılanacaklardı” diyebildi.

Diyarbakır Savcılığı'nın gizlilik şerhi koyduğu dosyanın daha sonra askeri savcılığa havale edileceği açıklandı.

Katliamda yakınlarını kaybedenlerden helallik istenmeden tazminat verileceği söylendi. Daha sonra bu tazminat sanki lütufmuş gibi gösterildi.

Müslüman temsili de olan bir kısım medya, Uludere yarasını gündeme getirmenin PKK'nın işine yaradığını öne sürerek adalet istemeyi terör suçu olarak göstermeye çalıştı.

Allah'a ve ahiret gününe iman eden bizler, Uludere'de öldürülen masumların, Gazze'de, Bağdat'ta Kâbil'de ve Şam'da öldürülen masumlardan farklı olmadıklarını, aynı derecede mazlum olduklarını Müslüman kardeşlerimize hatırlatıyoruz.

Anne-babamız aleyhinde dahi olsa adaleti ayakta tutmak zorunda olan bizler, Uludere'de katledilenlerin ahının yerde kalmasını istemiyoruz.

İdarecilerimizin Allah'tan korkmalarını, hesap gününü düşünmelerini ve failleri saklayarak suça ortak olmamalarını istiyoruz.

Sorumluları ortaya çıkartmaktansa, öldürülenlerde kusur arama çabalarına son vermelerini talep ediyoruz.

Hak yerini bulmadığı takdirde, dünyada ve ahirette adil olmadıklarına şahitlik edeceğimizi ilan ediyoruz.

Çağrıcılar
Orhan Aydın, Tarık Beyhan, Ömer Şarlak, Halil İbrahim Toslak, Bilgehan Çelebi, Mehmet Tahir Hatipoğlu, Said Kotan, Ebubekir Kızık, Mehmet Fatih Kutan, Abdullah Başaran, Taner Ayaz, Serbest Ensarioğlu, Yunus Emre Oruç, Bilal Peker, Muhittin Güneş, Gülizar Sönmez, Yunus Ekmen

İlk İmzacılar 
Emine Uçak Erdoğan, Hilal Kaplan, Ömer Karaoğlu, Üstün Bol, Erol Erdoğan, Hüda Kaya, Cihat Duman, Cihan Aktaş, Ümit Aktaş, Talha Hakan Alp, İbrahim Çolak, Ahmet Faruk Ünsal, Recep Karagöz, Müfredat Dergisi, Mavera Gençlik Hareketi, Reha Ruhavioğlu, Murat Çiçek, Hidayet Şefkatli Tuksal, Başkent Kadın Platformu, “Özgür Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilciliği”, Ömer Behram, Yavuz Altınışık, Furkan Gür, Kaan Kadri Kaygusuz, Erkan Şimşek, Sadık Şanlı, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Nevzat Çiçek, Yıldız Ramazanoğlu, Burhan Kavuncu, Zeynep Hacıoğlu, 

Yorumlar