2008-10-18 00:00:00

BAŞBAKAN MAZERET ARAMAK YERİNE HESAP SORMALIDIR

Bir ülke'nin tüm yöneticileri hesap sorabilirliğini göstermek zorundadır. Millet Başbakan'ından Genelkurmay Başkan'ından hesap sorabildiği gibi Başbakan da Genelkurmay Başkan'ından hesap sorabilmelidir. Ancak normal demokrasilerde tekrar izah edilmeye gerek duyulmayan bir ilke, ülkemiz için ulaşılamaz bir özellik olabiliyor.

Türkiye’yi sarsan birçok karanlık olay Şemdinli davasında kurban edilen Ferhat Sarıkaya’dan sonra çözümsüzlüğe itilmişti. Ardından birçok siyasi cinayet savcının iddianamesinin sorgulanamamasından kaynaklanan belirsizlik ortamında olmuştu. Savcısının iddialarına onun mesleğini bitirerek cevap veren totaliter bir rejimde olabilirsiniz. Ama bu,  iddiaların değerlendirilmemesinden kaynaklanan cinayetlerin,  çetelerin hesabını vermeyeceğiniz anlamına da gelmemelidir. Darbe günlüklerini ifşa edenlerin cezalandırılmasına da sessiz kalabilirsiniz. Ama bu,  halkın haber alma özgürlüğüne darbe vuranların tek hâkim olacağı bir yönetim oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz. Siyasi çıkarlar uğruna haktan,  adaletten verilen tavizler hiç kimseyi umduğuna kavuşturamaz.

 

Bir ülkenin Başbakanı tabi ki Genelkurmay’ın değil,   milletin Başbakanı olmalıdır. Ama milletin Başbakanı olmak demek,  millete hizmet etmek için makamlara gelen memurlarının hesap vermesini istemek ve bunu sağlamak demektir. Milletin Başbakanı olmak,  adalet peşinde koşan savcıların kurban edilmesine göz yummamak demektir. Milletin Başbakanı olmak demek,  yapılan tüm eleştirilere katlanmak ve hakikati ortaya çıkarıcı açıklamalar yapmak demektir. Milletin Başbakanı olmak demek,  bu milletin adaletli bir ülke’de yaşadığını hissetmesini sağlamak demektir.

 

Millet ise Başbakan’ından çözüm ister. Millet Başbakan’ından güçlüden yana değil,  adaletten yana bir tavır ister. Millet Başbakan’ından yanlış fiiller işleyenlerden hesap sormasını bekler. Milletini tehdit edenlerden,  korkutarak çözüm arayanlardan hesap sormasını bekler. Millet yönetme yetkisi verdiği yöneticileri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak istemez. Adalet ve hakkaniyet,  güçlü kasırgalara karşı onu korumak üzere yetki verilenlerin titizleneceği kavramlar olmalıdır.

 

Basın özgürlüğü her zaman aynı standartlar korunarak talep edilmesi gereken bir haktır. Özgürlüğünü hakkı örtmeden,  gücünü istismar etmeden kullanan basın demokratik toplumlarda yöneticilerin hatalarını da ortaya serebilir. Zor tahammül edilecek,   şok edecek eleştiriler de yapabilir. Basın sessiz kalabalıkların sesi olur bazen. Bazen de hiç kimsenin hoşuna gitmeyen gerçekleri ortaya çıkarır. Basın özgürlüğü,  diğer tüm haklar gibi ertelenebilir bir hak değildir. Sorunların çözümsüz bir hal alması ise ertelemeyi bir gelenek haline getirmekten kaynaklanmaktadır.

 

MAZLUMDER günü kurtarıcı siyasi çıkarlar yerine,  sorunlara kalıcı çözümler üreten yaklaşımlar sergilenmesini istemektedir. Tüm hak ve özgürlüklerin yetki ve sorumluluk makamındakiler tarafından doğru uygulanmasını beklemektedir.

 

 

MAZLUMDER Genel Başkanı

Yorumlar