2008-03-25 00:00:00

         Milli  Eğitim  Bakanlığı'nı    keyfi uygulamaları  durdurmaya çağırıyoruz

           Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 27.02.2007 günlü, 11707 sayılı ve 2007 / 19 numaralı genelgesinin 16. maddesi ile bu genelgenin dayanağı olan 16 Aralık 2006 gün ve 26378 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan, 01.12.2006 gün ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 23. maddesindeki  “10, 14 ve 21 inci maddeleri” nedeniyle, öğretmenlerin okuttukları ders saatlerinden hangilerinin ücretli ders olduğu önceden belirlenmekte ve eğitimciler tarafından bilinmekte ve herhangi bir sebeple gelmedikleri günlerdeki yalnızca işlemedikleri derslerin ücreti ödenmemek şeklinde iken, yeni ve yasaya aykırı olarak yayınlanan genelge ile gelmediği gündeki tüm dersler, ek ders sayılarak kesilmektedir.

Bu uygulamayla zaten geçim darlığı çeken öğretmenlere bir darbe de ek derslerden vurulmuştur.

Milli Bayramlar kesintiye konu edilmezken, dini bayramlarda kesinti kapsamına alınmıştır.

Öğretmenler herhangi bir mazeretleri nedeniyle iki gün okula gitmese o haftanın tüm ek ders ücretleri kesileceği için. Haftanın geriye kalan günlerinde öğretmenleri izin kullanmaması için hiçbir neden kalmamıştır. Bunun ahlaki sorumlusu da uygulamayı başlatan bakanlıktır.

Bakanlık bu uygulamayla; öğretmenlerin mazeret ve hastalıklarını hukuka rağmen cezalandırmaktadır.

Dar bir bütçe ile planlı bir şekilde geçinmeye çalışan öğretmenler üstünde  bu belirsizlik psikolojik baskı oluşturmaktadır.

Öğretmenlerin müktesep hakları zayi edilmiştir.

Kamu çalışanlarının “ücretsiz izin” hariç, her türlü izni, maaş karşılığı ücrete dahil kazanılmış hak iken, Bakanlık Mazeret izinlerini ve Bayram tatillerini öğretmenlerin ek ders ücretlerinden kotarmaya çalışmaktadır.

Bilfiil öğretmenlik yapmadıkları halde ders ücreti alan yönetici konumundakiler korunmuş, öğretmenler cezalandırılmıştır. Hukuka aykırı olan uygulama mahkeme sonucu beklenmeksizin. Hükümetçe düzeltilmeli ve geriye dönük olarak telafi edilmelidir.

Uygulama hak ve adalet, nesafet ve anayasal eşitlik kavramlarıyla bağdaştırılamaz. Kaldı ki, yasalarla verilmiş haklar, yasal düzenlemeler hiyerarşisinde daha alt düzey düzenlemeler olan Bakanlar Kurulu Kararı ve genel müdürlük genelgesiyle ortadan kaldırılamaz.

Hakkını arayan  eğitim  camiasını  susturmaya  çalışmak  ise ifade özgürlüğüne  vurulacak  bir  darbe  olacaktır.

Hukuk devletinde yönetsel yargının bu tür hukuka aykırı olup  bittilere geçit vermeyeceğine inanıyoruz.

MAZLUMDER  Genel Başkanı

Ömer  Faruk  Gergerlioğlu

Yorumlar