Orhan GÜLER

orhanguler66@hotmail.com

15 Ekim 2019, Salı 00:03

Bildiğiniz gibi, herhangi bir konunun soruşturması veya araştırmasından ibaret karşılıklı konuşmaya matbuat dilinde “röportaj” (mülâkat) denir.

Röportaj, başlıkta da vurguladığımız üzere, bir mevkûtenin (periyodik/süreli yayın) —tıpkı bir haber, yazı, fotoğraf, karikatür gibi—mühim bir parçasıdır. Ve “Yeni Asya” da bir mevkûte olarak gerek hususî gerekse muktebes röportajlara bidayetinden beri ehemmiyet veren bir neşir organı. 

Gazetemiz okuyucularından yaşı müsait olanlar, meselâ devrin meşhur gazetecisi Yener Süsoy’un 12 Eylül paşalarından Bedrettin Demirel’le 1987 yılında yaptığı “olay röportaj”ı asla unutmamıştır. 

Nasıl unutulsun ki! 

O röportajda “Milliyet”in gör(e)mediği(!) mühim bir detayı o zamanki “Yeni Nesil” gazetemiz fark etmiş ve manşetine taşımıştı: “Em. Org. Bedrettin Demirel: İhtilâl olgunlaşsın diye bir yıl bekledik!” Ve o skandal beyan: “12 Eylül’ün geç yapıldığına inanıyorum. Arkadaşlarımızın çoğu ‘Tam olgunlaşsın, millet tarafından tamamen tasvip edilsin!’ dediler. Bana kalsaydı en az bir yıl önceden yapardım!” (Kâzım Güleçyüz, Ordu ve Demokrasi, s. 47.)

BASKIN SEÇİMLE GELEN RÖPORTAJ BEREKETİ! 

İşte, röportaj böyle bir şey. Hiç umulmadık şahıslardan böylesine şaşırtıcı itiraflar alınabiliyor. Yani röportajlar mühim bir “ifşaat zemini,” dolayısıyla da “haber mevzuu” olabiliyor…  

Elbette “konu” ve “konuk” kadar konu için “ön hazırlık” ve mülâkat esnasındaki “kıvraklık” da—sorulması gerekeni tam zamanında sorarak muhatabı konuşturmak—mühim. [Sonrası, yani konuşmanın deşifresi (çözümleme) işin en zor kısmı ki sormayın gitsin!]

Gelelim günümüz röportaj(cı)larına… 

Geçtiğimiz yıl (2018) gazetemizde önemli sayıda “özel röportaj” neşredildi. Bilhassa 24 Haziran baskın(!) genel seçimleri öncesindeki o dar zaman aralığında hemen hemen her gün, hattâ bazı günler birkaç adet röportaj birden yayımlandı. Ta’bir caizse bir “röportaj bereketi”ydi yaşanan… 

Hepsini oku(ya)masak da tamamını not ettiğimiz mülâkatlarda—gözümüzden kaçanlar müstesna—röportajcılar içinde Rüstem Garzanlı toplam 21 çalışmayla açık ara önde oldu, onu 10 röportajla da Ülker Yılmaz Caba ta’kip etti. 

GARZANLI, CABA VE “GENÇLER”İN GAYRETLERİ

Bu iki isim siyasî röportajlar da yaptılar. Fakat röportajlarda asıl “bomba”ları Caba patlattı, diyebiliriz. Hanım kardeşimizin SP lideri Temel Karamollaoğlu, “eski siyasetçi” Prof. Dr. Ufuk Uras, “yeni siyasetçi”ler Prof. Dr. Cihangir İslâm ve Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu ile yaptığı röportajlar şimdiden “unutulmazlar” arasına girdi nitekim… 

Garzanlı’nın özellikle “Nurcu eğitimcilerle sohbetler”i ise onun alâmet-i farikası oldu.

Yeri gelmişken dikkat çeken diğer bazı röportajcıları ve konuklarını da (parantez içindekiler) sayalım: Ahmet Said Gelen (Haydar Gündüzalp’le), Cemil Said Demirdöğmez (İslâm Yaşar’la), Faruk Çakır (Hasan Özgenç’le), İbrahim Özdabak (Muharrem İnce’yle), İrem Demir (Gürbüz Azak’la), Mehmet Kara (Mustafa Yılmaz’la), Muhammed Gündoğan (Ruşen Çakır’la), Mustafa Usta (Atilla Yılmaz’la), Nurdan Toprak (İbrahim Özdabak, Kâzım Güleçyüz, Prof. Laurent Mignon ve Süleyman Kösmene ile), Recep Bozdağ (Gültekin Uysal’la)… Gençlerden Arda Bilik, Eyyup Dağ, Fethiye Songül Akay, Habibenur Eryılmaz, Kübra Örnek, Kübra Ünüvar, Lütfiye Kef, Mustafa Gönüllü, Nurseza Okur, Said Yüksekdağ, Sefa Kılıç, Şeyda Sultan Zengin ve Yılmaz Tokdemir de anlamlı röportajlarıyla dikkatimizi çekerek notlarımız arasına giren diğer isimler oldular… 

Yeni Asya

Yorumlar