29 Kasım 2019
ÖMER
FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım ve diğer yetkililer; hoş
geldiniz.
Ben, özellikle, bugün, Anayasa Mahkemesinin verdiği bir
karar üzerinde durmak istiyorum. Anayasa Mahkemesi bugün, Hükûmetin, iktidarın
güvenlik soruşturması uygulamalarını iptal etti. OHAL döneminde yoğun bir
şekilde, on binlerce kişinin hakkını hukukunu çiğneyen güvenlik soruşturması
uygulamasını iptal etti Anayasa Mahkemesi. Biz, defalarca, bu uygulamanın hakka
hukuka, Anayasa’ya aykırı olduğunu söylememize rağmen, on binlerce kişi bu dönemde
mağdur edildi ve kendileriyle bile ilgili değil, yakın akrabalarıyla ilgili
hususlardan dolayı işlere giremediler, okullarda okuyamadılar, mağdur
edildiler, dışlandılar. Bu, hukuk adına çok büyük bir ayıptı ve biz bunu
defalarca vurgulamıştık ama bunlar sadece güvenlik soruşturmasıyla sınırlı
değildi, KHK uygulamaları son derece hukuksuz bir şekilde son üç buçuk yıla
damgasını vurdu. Yüz binlerce kişi mağdur edildi, devlet sektöründen ihraç
edildiği gibi özelde de iş bulamadı ve İŞKUR programlarına alınmadı, en ufak
bir sosyal yardımlaşmadan faydalanamadılar ve anayasal seyahat hürriyetleri
iptal edildi, insanlar “Barış.” dediği için terörist ilan edildi ve
hukuki olmayan, somut olmayan delillerden dolayı terörist ilan edildi.
Bunlardan dolayı, şu anda OHAL Komisyonu son derece yavaş çalışıyor, yüzde 91
ret veriyor ve hukuki olmayan nedenlerden dolayı ret veriyor. Üç buçuk yıl
geçti, ihraç edilen yüz binlerce kişinin yüzde 30’u daha yargının bile önüne
çıkamadı. Bu inanılmaz bir durumdur, bir hukuk devleti adına. Zaten bu
inanılmazlığı da dün İbrahim Kalın’la konuşan gazeteci de vurguladı ve
“İnsan hayatını bitiren sayısız uygulamalara imza attınız.” dedi.
Sayın Kalın cevap veremedi bu uygulamalara ve kötü örneklerle kıyas yaptı, eski
Nazi Almanyası uygulamalarını kıyas yaparak cevap vermeye çalıştı. Ülkemiz bunu
kesinlikle hak etmiyor. “Yargı yolu açık.” dedi ama şu anda OHAL
Komisyonundan sonra, on beş yirmi yılı bulacak yargı yolu süresi var ve
insanların hayatı karartılıyor.
Bunun dışında, aramızda MİT Daire Başkan Yardımcısı da
var. Ben özellikle çok önemli bir hususu sormak isterim: Son üç buçuk yılda
Türkiye’de 28 insan kaçırıldı ve bu insanlar kendilerini devlet görevlisi
olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı ve işkence edildi. Kimisinin iletileri
bize ulaştı, bunu bakanlıklara, Cumhurbaşkanlığına, Adalet, İçişleri
Bakanlıklarına sorduk, tek bir cevap alamadık; Meclis Başkanlığına sorduk,
incelemedi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Devletin
kaçırdığını, bunu reddediyorum yani devlet insan kaçırmaz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ulusal
mekanizmaların hiçbiri cevap vermedi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Devlet insan
kaçırmaz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Cevap vereceksiniz
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Hayır, ben şu
anda bunu ifade etmek istiyorum.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Şubat ayından
itibaren sorduğumuz sorulara cevap verilmedi. Uluslararası başvurular yaptılar,
AİHM ve Birleşmiş Milletler, Türkiye’ye “Acil” koduyla sorular sordu,
dokuz ay boyunca Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı cevap veremedi ve
sonradan bu insanlar, aniden Ankara Emniyetinde ortaya çıkıverdiler; farklı
illerde kaybolmuş insanlar, ışınlanmış gibi Ankara Emniyetinde ortaya çıktılar
ve bu insanlar tutuklandı, şu anda 34. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyorlar.
Linç mahkemelerinin yapıldığı bir mahkeme burası ve bu duruşmalara ne İnsan
Hakları Derneği yetkilileri alınıyor ne milletvekili alınıyor. Geçen Sayın
Tanrıkulu gitmişti, o alınmadı, ben de alınmıyorum. İnanılmaz bir uygulama
devam ediyor. Aylarca bu insanlar gözaltında kaldı, hiçbir açıklama yapılmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Lütfen tamamlayınız Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bu insanların
-Edirne’den, İstanbul’dan, Ankara’dan- kaçırılırken apaçık ortada olan kamera
kayıtları var. Kimisi Ankara’da Çamlık Mahallesi’nde, tüm mahallenin ortasında
kaçırıldı, adres de verebilirim size; Kimisi Edirne’de kaçırıldı, kamera
görüntüleri var ama tek bir MOBESE kamerası incelemesi yapılmadı. “Dönemin
beyaz Toroslarını ortadan kaldıracağız.” diyen bir iktidar bu döneme
“siyah Transporter’lar” kavramını ekledi.
Sayın MİT Daire Başkan Yardımcısı da burada, bu
konularda bir açıklama bekleriz. Bu kastedilen kişiler hakkında mahkeme 34.
Ağır Cezada devam ediyor. Kimisi mahkemelerde kaçırıldığına ve işkence
edildiğine dair dehşet veren ifadelerde bulundu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Bu şeylerin
tamamını reddediyorum ben.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ben konuşmamı
bitirmedim Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, siz cevap verirsiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Herhangi bir
suçtan, devlet gözaltına alabilir, mahkemeler de gerekirse tutuklayabilir.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Peki, o zaman AİHM
ve Birleşmiş Milletlere niye cevap vermediniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY – Ama herhangi bir
suçtan dolayı gözaltına alınan birisini “Devlet kaçırdı.” diye
söyleyemezsiniz, bu şekilde ifade edemezsiniz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bakın, ben size
soruyorum, ben sadece ve sadece sorulara cevap istiyorum. (Gürültüler)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Bir saniye arkadaşlar, bir saniye,
bir saniye…
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ulusal
mekanizmalar…
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Süreniz doldu, bir saniye, söz
vereceğim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Bir dakika ama
benim mikrofonumu kesip niye…
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN – Kesmedim efendim, otomatik
kesildi, süreniz doldu.
Bir saniye, ilave süre vereceğim.
Lütfen arkadaşlar, lütfen…
Buyurun efendim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Ulusal
mekanizmaların hiçbiri cevap vermedi, savcılıklara gittiler, elleri boş
döndüler, Emniyet müdürlüklerine gittiler, hiçbir araştırma, açıklama
yapılmadı. Defalarca soru önergesi verdim. Bakın, size, sadece Cumhurbaşkanlığı
makamına 300’den fazla soru önergesi verdim, en fazla yüzde 10’unu
cevapladınız; cevap vermiyorsunuz, belki de cevap veremiyorsunuz; aynı şekilde,
diğer bakanlıklar da. Bir hukuk devleti böyle olmaz.
Bakın, AİHM’e ve Birleşmiş Milletlere bile Türkiye
Cumhuriyeti cevap veremedi, bu olacak bir iş değil. Ulusal mekanizmalar iflas
etti, uluslararası mekanizmalara da cevap verilmedi. Bunları bire bir takip
ettim.
Yorumlar